AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Amy (Amelia) Pond

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Anais Royce



RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 8

Amy (Amelia) Pond Empty
MesajKonu: Amy (Amelia) Pond   Amy (Amelia) Pond EmptyÇarş. Ocak 25, 2012 8:57 pm

Bu satır sayısı şeysine uyabileyim diye yaptığım.



“Ah, hayır Sergei. Uslu durmalısın.”
“Sanki bunu yapabilirmişim gibi. Sanki bunu yapabilirmişiz gibi.”

Kulaklarını dolduran erkeksi ses tonunun ardından muzurca sokularak küçük bir öpücük kondurdu yeni gözdesinin dudaklarına. Sıcak, rahat yataktan kalkmayı lleana da istemiyordu. Fakat günlerdir ertelediği okul alışverişini bugün tamamlaması gerekiyordu. Üzerlerindeki beyaz çarşafı çekiştirerek ayağa kalktı, koltuk altlarından tutturarak çıplak vücuduna sardı. Hiç şansının kalmadığını anlayan adam yenilgisini kabul etmiş, çoktan başını yastığa gömmüş, geceden kalma, terli vücudunu uykuya teslim etmek üzereydi. Bu görüntü karşısında dudaklarının kıvrılmasına engel olamayan kız saniyeler sonra odadaki, arınmasını –en azından öyle hissetmesini- sağlayacak kapıdan geçmiş siyah kalebodurlarla benzemiş duvarlara sahip banyoya girmişti. Beklemeden üzerindeki çarşaftan kurtularak kabine girdi. Kırmızı musluğu çevirdiğinde ritmik sesler çıkartarak vücudunu bulan sıcak su damlacıkları pürüzsüz teniyle sevişmeye başlamıştı. Göz kapaklarını örtüp başını arkaya attı. Islanan saçları yüzüne yapışarak çehresini çevrelerken anlamsız bir huzurla dolduğunu hissedebiliyordu.

13:45

Apartmanın merdivenlerini küçük, şımarık bir kız çocuğuymuşçasına üçer üçer inerken mırıldandığı şarkı, sesinin ne kadar çirkin olduğunu bir kere daha kanıtlıyordu. Zira kendi sesine o bile dayanamamış, birkaç dakika sonra şarkısının sonuna gelemeden dudaklarını birbirine bastırmak zorunda kalmıştı. Büyük, demir kapıdan çıkmadan önce bir kere daha görüntüsünü kontrol etti. Minicik, neredeyse sadece mahrem bölgelerini örten, renkli desenlere sahip elbisesi mevsime ve bugün ki havaya fazlasıyla uygundu, evet. Omuzlarına dökülen kızıl bukleler ise huzursuz, düzensizce dalgalanıyordu. Memnun, gülümseyerek demir kapıyı güçlükle iteledi. Sokağa çıktığında derin bir nefes doldurdu ciğerlerine. Sokağın hemen sonunda, Gringotts Büyücü Bankası’nın tabelası ışıldıyordu. Kalabalığın arasında ilerleyip adımları son bulduğunda içini dolduran tüm neşenin bir anda çekildiğini hissetti. Cin cüceleri sevmiyordu. Cin cüceleri hiçbir safkan sevmezdi, sevmemeliydi. Duygularını ele geçiren tiksintinin yüz hatlarına yansıdığını hissetti. Tüm kasları bu dürtü tarafından ele geçirilmiş, sevimsiz bir ifadeyle ihtişamlı kapıdan içeri girdi. Masalarının arkasında kendilerini işlerine kaptırmış cin cüceleri görmezden gelerek ilerlemeye başladı. Ayakkabısının yüksek topukları zeminle buluştuğunda ritmik bir ses çıkıyordu, her adımla daha çok dikkat çektiğini fark ederek boş veznelerden birine ilerledi. Mahzenine girmek istediğini söyledikten sonra iğrenç bir vagon yolculuğu yapmış, köklü ailesinin ihtişam sahibi kasasından kendisine izin verilenden daha çok kese alarak aynı yolculuğu tekrarlamıştı. Gerekli işlemlerden sonra nihayet cin cüceler yüzünden iğrenç olduğunu düşündüğü o yerden çıktıktan sonra Diagon yolunda hiçbir amacı olmaksızın yürümeye başlamıştı.

14:03

Sakin adımlarla kalabalığa eşlik ederken önünden geçtiği her dükkanı dikkatle inceliyordu, tanıdık birilerini görme umuduyla. Öğrenciler gerekli malzemelerini almaya çoktan başlamışlardı. Diagon yolu öğrenciler ve gereksiz aileleriyle doluyken sıkılmadan edemiyordu. Karakter özelliklerinin dezavantajı, pek dostunun olduğu söylenemezdi. Ve lleana’nın bundan duyduğu haz memnun ediyordu kızı. Hiç kimseye ihtiyacı yoktu, sıkıldığı zamanların dışında. Düşüncesine gülümserken bakışlarının ulaştığı yerdeki görüntüyle duraksadı. Birkaç adım gerileyip daha iyi görebilmeyi amaçladı. Dudakları büyük bir zafer kazanmış şövalye edasıyla kıvrılıyorken, gülümsemesi genişliyordu. Beklemeksizin dükkanın kapısını iterek içeri girdi. Tavandan sarkan, kapıya çarparak şıngırdayan çan yeni bir müşterinin geldiğinin habercisiydi dükkan sahibi için. İstediği kişiye doğru ilerlerken itmek zorunda kaldığı minik veletlerin öfkeli mırıltılarına bile aldırmıyordu. Aralarındaki mesafe yeterince azaldığında tezgahın arkasındaki adama hitaben konuştu. “Ve bir topta çikolatalı, lütfen.” Arkasında durduğu genç adamın kendisine dönmesine izin vermeden biraz daha sokuldu. Yanağına, hemen dudağının kenarına zararsız bir buse bıraktı. Bu hareketinin sonunu sürtükçe bir kahkaha süslemişti.




Bu da satır kuralına uyamadığım

Ayrıca bu eski bir rpgem



Uzun bir süre geçmişti Biçim Değiştirme dersinin ardından. Amy, ise çalışmıştı sadece. Ağırlığı Astronomideydi. Çünkü ileride işe yarayacağı tek ders diyebilirdi. Gece gündüz vaktini orada harcamıştı. Şimdi ise yatağının üzerinde oturmuş, pijamasının bir ipiyle oynayarak dışarıya bakıyordu. Harika bir manzara olmuştu dışarıda. Yağan karın haddi hesabı yoktu. Amy, ise kızlarla sohbetini eksik etmiyordu. Muggleların tarihi bile onların sohbet alanında olduğundan Amy zorlanmıyordu. Antik Roma veya Britanya'nın tarihinden bahsedip duruyordu. Kızlar ise masalmış gibi dinliyor, bazense "Oradaymışsın gibi anlatıyorsun." diyorlardı. Amy de bu anda *İnan bana oradaydım ve 6.000.400.26 kişinin hayatını kurtardım , demek istiyordu. Fakat bunun yerine sadece gülmekle yetiniyordu.

Kızların koyu sohbetinden soyunlanmıştı bir anda. Yatağının tavanına bakıp hayaller kuruyordu. Hiç birini açıklayamayacağı hayaller. Bir anda bu rüyasından uyandı.
"Hey Amy, sana diyorum. Bir çocuk seninle görüşmek istiyormuş." dedi. Amy bir anda bulunduğu yerden kalkıp boş bakışlarla aşağıya indi. Bu bir çocuktu. Daha önemlisi , elinde Amy'nin sonik tornavidası olan bir çocuktu. Amy koşarcasına çocuğun yanına vardı ve sonik tornavidayı hızla çocuğun elinden aldı. Çok sinirli ve endişeli bir şekilde "Nereden buldun bunu?" dedi. Çocuk masum bir şekilde "Ş-şey, girişe bırakılmıştı. Senin olacağını düşündüm. Bu binada başka kızıl yok." dedi.

Amy, sinirden yanıyordu. Alevleri insanların ona yaklaşmasını engelliyormuş gibi herkes oradan uzaklaşmıştı. Kendisini yanan bir anka kuşu gibi hissetmişti. Onun gibi yaşlı ve bitkin. Fakat çok daha sinirliydi. O kadar siniri en son Daleklerle yaptığı savaşta görmüştü kendisinde. Elindekini gizleyerek yatağına çıktı. Bütün perdelerini indirdi ve kızlara gitmelerini söyledi. Açıkçası bu biraz bağırış tarzıydı. Amy hemen üzerindeki notu okumaya başladı.
“ Kim olduğunu ve ne sakladığını öğreniceğim. Gözlerim üstünde kızıl ! “ yazıyordu.

Amy, siniri kat kat artmış bir halde üzerini değiştirmeye başlamıştı. o kadar hızlıydı ki düşen eşyaları umursamıyordu. Aklında tek bir şey vardı ve onu yapmalıydı. Asasını cebine, sonik tornavidasını da diğer cebine koydu ve bir hışımla yatakhanesinden çıktı. Ortak salonda
"İyi misin?" diye soran Chloe'ye aldırmamıştı bile. O kadar hızlıydı ki tokmağın yavaş olması gereken zırvalarını es geçmiş, doğruca zindanlara inmişti.

Gördüğü ilk Slytherinliyi durdurdu. Asasını çocuğun neredeyse boğazına geçirecekti. Ortalarda kimse yoktu ki bu Amy için güzel bir şeydi.
"Tom nerede? Hemen söyle, eğer sizin binanızdaysa da hemen çağır yoksa acımam. " dedi. Çocuk Amy'nin asasından çok bakışlarından korkmuş ve hızlı bir şekilde "Göl kenarında, kesinlikle öyle hep bu saatte oraya gider valla bak git görürsün. " dedi. Amy çocuğu bırakıp "Bir daha bu kadar boş konuş bak o zaman seni bir kadehe çevirmiyor muyum." dedi.

Çocuk hızlı adımlarla kaçarken Amy, başka bir noktaya odaklanmıştı. Kafasını çevirdiği hızla yürüyordu. Etrafta yağan bütün karlara rağmen Tom'un dışarıda olması saçmaydı. Fakat bu onu durdurmamıştı. Hedefini gördüğü anda asasını çıkarmış ve Tom'u bir ağaca yapıştırmıştı. Çok sinirliydi. Düşünemiyordu. Amy'nin bütün hayatını riske atmıştı. Tom ise aynı hırçın bakışlarla Amy'ye bakıyordu. Amy kendini bırakmıştı.


"Senin benim odamda ne işin vardı? Özellikle benim eşyalarımı karıştırman ha? İşte, bana seni affedemeyeceğim şeyler veriyorsun. Ben de şu anda seni yere sermemi engelleyecek hiçbir engel göremiyorum. Ne olacak? Okuldan mı atılacağım. Umrumda değil." dedi. Tom'un bakışları değişmişti. Amy anlam verememişti. Devam etti. "Bu yüzden şimdi ne yapacağım?" dedi. Asasını sımsıkı tutuyordu. Tom ise bir yandan endişe etmeye başlamış bir yandan da Amy'nin deli olabileceğinden şüphelenmişti. Amy soğuktan donmuştu. Her tarafı kar olmuştu fakat o kadar sinirliydi ki bunu hissedemiyordu. Tom ise Amy'nin her nefes alışında irkiliyordu. Tom, Amy'nin asasını kaldırdığı anda donakalmıştı. Fakat sonra Tom'u bırakmış ve aralarındaki mesafeyi açmıştı.

"Seni bırakacağım." dedi. Tom ise bunun saçmalık olduğunu düşünüyordu. Kendi asasını çıkarmış, bir sürü soru sorup duruyordu. Amy hiçbiriyle ilgilenmiyordu. Şu an yapacağı şeye çok pişman olacaktı. Bu yüzden kendine kızıyordu. Tom'u yakalarından tutmuştu. "Şimdi bunlardan önce sana bir şey göstereceğim ama nolur , şşş cidden şşş. Ah, buna cidden pişman olacağım. Tamam madem öyle." dedi. Amy habire susmasını söylüyordu. En sonunda yaptı. "İlk olarak, genel olarak geçmişim." demiş ve Tom'a güzel bir kafa atmıştı.

Canı çok yanıyordu. Bağırıyordu. Aynı zamanda Tom'un gördüğünü görüyordu. Bu ona çok acı veriyordu. Bütün değişmiş hallerini görüyordu. Veronica halini gördü ve sonra en yeni halini. Daha sonra TARDIS'i gördü. Daha sonra bütün arkadaşlarını ve onları nasıl kaybettiğini gördü. Gezdiği bütün, gezegenleri, uzayı ve her şeyi gördü. Canı yanıyordu. Tom ise kalakalmıştı. Onun yanmıyordu. Ne de olsa geçmiş gösteren o değildi. Sadece duruyordu. Daha sonra şok halinde konuşmaya başlamıştı. Sesli sesli Amy hakkında şeyler söylüyordu. Amy ise
"şşş. Cidden sus. 11. yüz." dedi ve tekrar yakalarından tuttu. "Pekala. Özel bilgiler." dedi ve tekrar kafa attı.

Bu sefer aynı acının iki katını yaşıyordu ve görüğü şey nasıl Hogwarts'a geldiğiydi. Kendini insanlaştırmanın sebebi takip altında olmasıydı. Bunu gördü. Daha sonra geçen yaz yaşadıklarını ve rejenere olduğunu gördü. Tom bu sırada bir sürü Veronica anısı gördüğünden olması susuyordu. Amy ise canının yanmasından dolayı kafasını tutuyordu. İkisi de sanki hava normalmiş gibi hareket ediyorlardı. Kar onlara etki etmiyordu resmen. Tom'un tekrar konuşmaya başlaması Amy'yi ikinci kez pişman etmişti ve en sonunda
"Evet. KAPA ÇENENİ!" dedi. Tom bir anda sus pus olmuştu. Amy karın üzerine bir anda oturdu ve "Bunları kimse bilmemeli. Nedenini sorma çünkü söylemeyeceğim. Yeterince tehlike altına girdim. Umarım susma nezaketini gösterirsin. Ah bunu bir daha yapmayacağım!" dedi ve kalkıp üzerini silkeledi.

Okula doğru yol almıştı. Tom arkadan bir şeyler söylüyor fakat Amy duymuyordu. Belki de duymamazlıktan gelmek en iyisiydi. Bundan sonra onunla arasını açık tutacak ve gerekmedikçe konuşmayacaktı. İçeri girdiğinde tamamen donduğunu hissetti. Aynı zamanda da açtı. Hızlı adımlarla büyük salona girmiş ve yerine oturmuştu. Kızların hiçbirisi yoktu burada. Hepsi kahvaltılarını etmiş olmalıydı. Amy, peynir sürdüğü kızarmış ekmeğini yedikten sonra oyalanmadan ortak salona yürümeye başladı. Bütün bu yaşadıklarını bir kenara atmak istiyordu.


"Bu yaptığın gürültü.
Biraz alçaltmalı sesini.
Fakat sen arttırırsan buna ne demeli?"
dedi tokmak. Oldukça sinirliydi Amy'ye. Amy ise kafasını eğmiş bir şekilde "Özür dilerim tokmak. Kişisel bir şeydi. Cevapta Sonorus." dedi. Tokmağın gönlünü almış olmalıydı ki "Önemli değil böyle olaylar, Amy Pond doğruyu söyler. Tebrikler . Harika Ravenclaw." deyip Amy'yi içeri almıştı.

İçeridekilerin aynı havası Amy gelince bozulmuştu. Kimi kitabına iyice gömülmüş fakat dinliyo modunda, kimi ise yatakhanesine çıkma peşindeydi. Kendi binasındaki çoğu kişi Amy'nin deli olduğunu ya da gösteriş seven tip olduğunu düşünüyordu. Amy kimseye bakmadan yatağına gitti ve biraz dinlendi. Kendine geldiğinde kızların yanına indi. O sırada gelen notu aldı ve seslice okumaya başladı.

"Sevgili Hogwarts Öğrencileri;
Yeni ders programına göre Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersiniz bugündür. III. Ve IV. Sınıfların dersi ortak yapılacaktır. Ders müfredatındaki ortak konuya göre asa ve kitaplarınızı getiriniz. Ders , öğleden önce olacaktır.
Bilginize
Margaret B.N. Schneider
KSKS Profesörü , Slytherin Bina Sorumlusu , Hogwarts Müdiresi"


Amy buna oldukça şaşırmış fakat bir o kadar da sevinmişti. Çünkü kafasını oyalayacak bir şey çıkmıştı. Daha sonra ilgisini kızlara verdi. Chloe endişeli bir şekilde "İyi misin?" dedi. Amy, bu muhabbetten kurtulmak için değişik bir cevap vermeye kalkıştı. "Ne kadar iyi olduğumu göstereyim." deyip satranç tahtasının bir başına oturmuştu. Chloe gülümsemiş, diğer tarafına geçmişti. Chloe uzun süre savaş vermiş fakat en sonunda yenilmişti. Bir çok kişi onun yenilmesine şaşırmıştı fakat dikkatleri başka bir şey çekmişti. Amy ise bunun ne olduğuna bakmak için kafasını çevirmişti.

Margaret ortak salona girmişti. Kendisine bakım yapmış ve hamileliğini saklamaya çalışmıştı. Amy, Jamie'ye yanlışlıkla dediklerini hatırladı.
"Eh, sonunda bunu göremiyor musun? Bu kadar tuvaletlerde gezinme ve ne yapsan katlanmalar falan, tek bir açıklaması var, kesin hamile. Ops!" demişti. Şu anda da emindi ki Margaret bunu öğrenmiş ve Amy'ye kızmış olmalıydı. Amy'ye baktığını görünce olduğu yerde düzelmeye çalıştı. "Öncelikle …" Margaret söyleyeceklerini düşünürken V. Sınıf öğrencisi bir kız Margaret'e iğrenerek bakarak "Kocası gibi ağır ağır konuşmaya başladı. Kendilerini ne sanıyorlar?" demişti. Margaret'in gözleri alev saçıyordu adeta. Kıza dönerek " Dersim bittikten sonra sizi odamda bekliyorum Bayan Serenity."dedi. Herkes olacakları az çok tahmin ederken Margaret konuşmasına devam ediyordu. " Öncelikle , derslere katılımınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum. Umarım bu başarınızı devam ettirebilirsiniz. Ayrıca biliyorsunuz ki Noel yaklaşıyor ve ailesinin yanına gidecekler bize bir bildiri bıraksınlar. Kalanlar için söylüyorum; Hogwarts Noel Balosu'na hazır olun. " demiş ve oradan ayrılmıştı.

Amy, kızlara gülümseyerek yukarı çıkacağını söyledi. Yatağı hala eskisi gibi duruyordu. Bu yüzden hemen çarşafını aldı ve bir muggle gibi silkeledi. O kadar düşüncelerle doluydu ki bunları kafasından atması gerektiğinden saçma sapan işlere kalkışıyordu. Bu yaptıklarıni kimsenin görmemesi iyi olmuştu. Yatağını topladıktan sonra Karanlık anatlar dersine hazırlık yapmaya başladı. Çantasını kitaplar, tüy kalem ve parşömenlerle doldurdu. Daha sonra yapması gereken şeyi unuttuğunu fark ederek hemen sonik tornavidasını çıkardı. Kontrol etti. Çalışıyordu. Neyse ki ellememişti Tom.

~~

Saate baktığında Karanlık sanatlar dersinin geliğini fark ettiği anda çantasını koluna takmış ve kızlara takılmadan dersliğin yolunu tutmuştu. Aşağıya indiğinde pek çok kişinin gelmiş olduğunu görmüştü. Tom ile göz göze gelmemeye çalışıyordu. Tom ise tam tersini yapıyor gibi hissediyoru Amy. Bu yüzden ona en uzak yere oturmuştu.

"IV. Sınıflar ön sıralara , III. Sınıflar da arka sıralara yerleşsinler ve çenelerini kapalı tutsunlar. " deyince Margaret herkes daha disiplinli bir şekilde hareket etmeye başlamıştı. Amy ise kitaplarını ve diğer eşyalarını çıkarmakla cebeleşirken yanına Jamie'nin oturduğunu gördü. Jamie'ye gülümsese de konuşmadı. Jamie'yi tam olarak tahta niyetine kullanıyor ve etrafın onu görmemesini sağlamaya çalışıyordu.

Herkes hazırlığını bitirince Margaret
" Teşekkür ederim eksiksiz geldiğiniz için. Evet , herkes kitaplarının üç yüz doksan dördüncü sayfasını açsın." Herkes sayfalarını bir an önce açma çabası içerisindeyken Hufflepufflı bir kız ise teker teker açarak zaman harcıyordu. Margaret asasıyla istediği sayfayı açmış ve kıza ters ters bakıyordu. Jamie ve Amy ise ayarlamış gibi aynı anda sayfalarını açmışlardı. Bir öğrenci izin alarak "Ama efendim bu konuyu yıl sonunda işlememiz gerekiyor." dedi. Margaret ise bu tür sorulardan bıkmış bir ifade takınmıştı. Haklıydı da, kıza neydi. Hoca istediği zaman işlerdi.

"Sayfa üç yüz doksan dört." Kız anlamsız bakışlarla bakarken "Geçen hafta hazırladığın ödevden ne anladın anlat bakalım." dedi. Bocalamış ve kızarmaya başlamıştı kız. Margaret ayağa aniden kalkmıştı. Bu ani hareketin sonunda "aaa" diye inlemişti. Jamie'yle aynı endişeyi göstermişti Amy. Margaret'e yardım etmek istiyorlardı fakat birileri onlara bacak bağlama büyüsü yapmış gibi hareket edemiyorlar, sadece bocalıyorlardı. "Cevap duyamamamın nedeni ödevi yapmamış olmanız olabilir mi küçük hanım? Siz , kendinizde bu yetkiyi nasıl görüyorsunuz ? İnsanların ilgisini Hufflepufflı olmandan daha çok neler yaptığın ilgilendirir. Bu yüzden ders çıkışı Profesör Alan'ın ofisini ziyaret etmeni istiyorum. Benim gönderdiğimi de söylersen sevinirim." Amy herhangi bir yorumda bulunmamıştı. Margaret haklıydı. Dersine sancısız devam etmeye başlamıştı.

"Lanet nedir? Bilen var mı?" dedi. Amy hiç modunda değildi, bu yüzden başkalarının parmaklarını izlemekle yetindi. Fakat hepsi yavaş yavaş iniyordu. "Kelime anlamı; kurbana zarar ve ya ölüm getiren güçlü büyüler olarak bilinir. Büyü gibi enerjisini tabiat , inanç , nesne , sembol ve bazı sözlerden almasının yanı sıra kin , nefret ve öfkeden de alır. Bazı kara büyülerde ölüme götürebilir ama işin lanet olmasının yanı sıra kurbana işkence , acı ve ızdırap çektirerek ölüme götürmesidir. Genellikle büyüler iyi sonuçlar için yapılır ama 'iyileştirebilen zihin öldürebilir de'. Lanetler sadece kurbanı etkilemez. Tabiatın eşit takas prensibi olarak bu kadar güçlü bir büyüyü aktif etmek ayrıca yapan kişiye de zarar verir. Yapan kişinin ruhuna sinen bu negatif enerjiler kişiyi öldükten sonra bile rahat bırakmaz. Korunma yolları da vardır elbet. Lanetler de büyülerde olduğu gibi doğal yollar ile yapılır ve enerjisini tabiattan alır.Genellikle Negatif enerjiyi önleyen 'Kedi Gözü Taşı' , Tılsımlar , Korunma büyüleri gibi ….. " Amy tüy kaleminin ucunu kırmışt ve mürekkebi etrafa dökmüştüı. Bu olay onu daha agresif yapmıştı. Etrafa dökülen mürekkebi temizlemeye çalışırken Jamie onun için not almaya çalışıyor ve ne olduğunu soruyordu.

"Aranızdan kim lanetleri sayabilir ama lütfen affedilmez lanetlerin dışındakileri sayın."

Bir öğrenci parmak kaldırarak ayağa kalktı. Amy ise mürekkebine lanetler okuyordu. Margaret eliyle başlamasını işaret etti. " Boşboğaz Laneti , Hortlak Laneti , Sectumsempra , Locaste , İmferedem Secrum , İmpera İvanesca , İmpracta , Heseformi Dekonimi , Furnunculus , Calvorio." Margaret memnun bir şekilde gülümseyerek öğrencinin oturmasını istemişti. " Evet , Lius teşekkür ederim. Lius'unda söylediği gibi on tane lanet bakanlık tarafından yasaklanmamıştır. Bu lanetlerin kullanılması durumunda Azkaban'da kalma cezasına çarptırılmazsınız. Şimdi bu büyüleri size teker teker açıklayacağım. Dikkatli bir şekilde not almanız sınavınız açısından yararınıza olabilir.

Sectumsempra laneti; karanlık bir kanettir. Uygulanan yerden kılıç geçirilmişçesine bir yara açıp uygulanan kişiye büyük bir şok ve yara verir. Ayrıca uygulanan yeri parçalamaya yarar. Yara iyileştirilebilir ancak kişinin kesilen yeri tekrar düzeltilemez. Locaste; su laneti olarakta bilinir. Su , toprakla birleştiğinde daha da güçlenir. İmferedem Secrum; En korkunç lanettir insanı cayır cayır yanan alevinin etkisine alır ve asla söndürülemez eriye eriye acılar içinde ölür. Bu lanetin etkisini geçiren bir büyü vardır. O da Secrum Blastgon."
Amy sonunda mürekkeb işinden kurtulmuş, yazma işine girmişti. Jamie onu dürtüp sorular soruyordu. Amy ona beklemesini işaret etmişti.

"Sectumspra lanetini bulanı tanıyor musunuz? " Herkes birbirine bakmıştı. Amy bilmiyordu. Margaret gülümsedi ve "Onu bulan profesör bu okulda. Merak etmeyin ben değilim ama nasıl uygulandığını biliyorum." Herkes kim olduğunu tartışırken Margaret sesini yükselterek derse devam ediyordu. Amy ise hala etrafta bulunan mürekkep lekenlerine bakıp sinirleniyordu. " İmpera İvanesca; Hayvanları ortadan ikiye ayırıp yakan lanet olarak bilinir. İmpracta; Çok tehlikeli bir lanettir. Engellemesi ise çok zordur. Kişinin iç organlarına büyük hasar verir ve vücutta büyük ve keskin bir iz bırakır. Aynı asa türünden olan kişiler bu büyüyü birbirlerine uygularlarsa büyü geri teper. Heseformi Dekonimi; Korkunç ve karanlık bir lanettir. Kurbanı toza çevirir ve geri dönüşü yoktur.

Furnunculus; kurbanın yüzünde büyük çıbanlar çıkmasını sağlayan lanettir. Ve son olarak Calvorio; Bu diğerlerine göre komik bir etki bıraksada geri dönüşü yoktur. Kurbanı ömür boyu kel bırakır. Bazı lanetlerin etkisi kaldırabilir. Finite İncantatem büyüsü lanetlerin etkilerini kaldırabilen bazı büyülerdendir. Bu büyü affedilmez lanetlerin etkisini kaldıramaz."
Jamie, Amy'yi o kadar sıkıştırmıştı ki artık dayanamıyordu. Fakat en sonunda beklediği izin gelmişti.

"On dakika ara verebilirsiniz. On dakikanın sonunda bir kişi bile eksik olursa eğer eksik olan o öğrenci üzerinde lanetlerin uygulanışını gösterebilirim." dedi Margaret. Amy ise anında Jamie'ye dönüp "Tom biliyor. Ne olduğumu, her şeyi. Geçen gün benim olan bir eşyayı çalmış. Bende ona söylemek durumunda kaldım." dedi ve Tom'a bir bakış attı. Tom ise ikisine bakıyordu. Bu bakışmaları Margaret bölmüştü. "Siz neden çıkmadınız?" dedi. Jamie kalkıp bir şeyler saçmalarken Amy mürekkebinin döküldüğünü ve onu temizlediğini söyledi. Daha sonra Tom kalkıp bir şeyler söyledi. Fakat Amy onu dinlemiyordu. Margaret ikna olmuşa benziyordu. Belki de rol yapıyordu kim bilir?

Amy, Jamie'ye her şeyi anlatmıştı ki ara bitmişti. Margaret kontrolünü bitirmişti.Bir öğrenci izin almadan
"Profesör şey , boşboğaz ve hortlak lanetinden bahsetmediniz." demişti. Margaret ayağa kalkmış ve "Yine izin almadan konuştunuz. İflah olmayan bir küstah olduğunuzu belirtmeme gerek yok sanırım. Bahsetmediğimin farkındayım ve sabır en büyük erdemdir." diyerek öğrenciyi azarlamış ve yerine oturtmuştu. Margaret dolaşıyordu. Jamie bir anda durulmuştu. Amy daha sonra nedenini anlamıştı. Margaret onun yanına gelip "Affedilmez Lanetler kaç tanedir , nelerdir ve neden affedilmez lanet deniliyor?" dedi. Jamie ise şaşırtıcı bir şekilde cevabını vermişti. Margaret teşekkür edip dersine devam etmişti. Amy, Jamie'ye göz kırpmıştı fakat o bunu fark etmemişti. Sadece gerildiğini hissetti.

"Affedilmez Lanetler … Lanetlerin en karanlığı. Bakanlık , bu lanetleri yapan kişileri ömür boyu Azkaban'da kalmaları gerektiğini söylüyor. Peki öyle mi? Hayır ! Bu lanetleri uygulayan birçok cadı ve büyücü aramızda rahat rahat dolaşabiliyor … Ayrıca bakanlığa göre -geçen senede söylemiştim- bu büyüleri görmek için çok küçüksünüz. Bence çok saçma ! Ne ile karşı karşıya olduğunuzu bilmeli ve hazırlıklı olmalısınız." Margaret kendini derse kaptırmıştı. Amy sonunda notlara yetişebilmenin rahatlığını yaşarken anında bozulmuştu bu olay.

"İlk olarak sizlere İmpreus Laneti'nden bahsetmek istiyorum; Bu lanet zamanında Sihir Bakanlığı'nın başına bela olmuştur. Bir zamanlar Imperius lanetiyle kontrol edilen birçok cadı ve büyücü vardı. Bakanlık kime bir şeylerin zorla yaptırıldığını , kimin kendi isteğiyle hareket ettiğini ayırt etmekte epey güçlük çekti. İmpreius lanetine direnilebilir fakat bu gerçek bir irade gücü gerektirmektedir.
Cruciatus ise; Affedilmez Lanet'lerden birisidir. Bir insan üzerinde kullanan büyücü ömür boyu Azkaban'da kalma cezası alır. Cruciatus lanetini biliyorsanız birine işkence etmek için başka hiçbir alete ihtiyacınız olmaz. Asayı lanetlenecek kişiye doğrultup "Crucio" denir. Lanetlenen kişi sağa , sola yuvarlanmaya , kasılmaya başlar. Kemikleri tutulmuş gibi olur, gözleri yuvalarında döner ve insan sona ermesi için ölmeyi bile ister hale gelir. Korkunç acılar çeker. Laneti durmak için yine asa doğrultup "Reducio" demek yeterlidir.Son affedilmez lanete geçmeden önce hatırlatmak istediğim bir lanet daha var; İnferius ! Bilgisi olan?"


Sınıfa göz attı. Pek duyan yok gibiydi. Margaret yerine oturdu ve devam etti. Amy ise not almayı sürdürüyordu. " Karanlık bir büyücünün buyruklarını yerine getirmek için büyü yoluyla yeniden canlandırılan ölü bedenlerdir. Canlı değildir, sadece büyücünün isteğini yerine getirmek için kukla gibi kullanılır. Mağaralarda özel görev alırlar. Zombilerin bir çeşidi olarak da düşünülebilir. Sadece ateş ile durdurulabilirler. İsimlerinin kaynağı Yunan ölüm tanrısı Hadestir. Hades'in takma ismi Inferidir. İnferius ile hayalet arasındaki fark: İnferius'lar tekrar canlandırılmış ölü bedenlerdir. Hayaletler ise yeryüzünden ayrılmış bir ruhun bıraktığı izdir ve saydamdır.Bu lanetlerin arasından hortlak laneti dışındaki bir laneti kullanan kişi kendini ömür boyu Azkabanda kalmışken bulur.Hortlak laneti affedilmez bir lanet değildir. " dedi.

Amy kendini tüy kalemi ve parşömenine vermişti iyice. Margaret haricinde bir ses bile duymuyordu şimdi.

"Avada Kadevra ! Lanetlerin efendisi ve en karanlığı .. Öldüren lanet ! Ölüm Laneti'ni bir insan üzerinde kullanan cadı veya büyücü Azkaban'da ömür boyu kalmakla cezalandırılır. Affedilmez Lanetler'den biri ve en kötüsüdür. Karşı-Laneti yoktur. Asa kaldırılıp lanetlenecek kişiye tutulur ve "Avada Kedavra" denir. O anda göz kamaştırıcı bir yeşil ışık çakar ve hışırdama sesi duyulur. Devasa ve görümez birşeyin havayı yararak geldiği hissini verir. Lanetlenen kişi tek bir iz bırakmadan o anda ölür. Bu büyünün asıl sahibi Salazar Slytherin'dir. " Amy yavaşça başını kaldırmış, Slytherinli öğrenilere bakanlara katılmıştı. Fakat Tom'a bakmamak konusunda gayret ediyordu.

"Avada Kedavra , bu sözler bir hayatı bitiren , karanlığa bir adım daha yaklaştıran sözlerdi. Bu laneti ilk olarak horozlar üzerinde kullanmaya başladı. Çünkü horozlar yeni doğan basilisk yavrularını yiyor ve basilisklerin çoğalmalarına engel oluyorlardı .Bunun için bu laneti ilk olarak horozlar üzerinde uyguladı ve başarılı oldu Salazar. Bu laneti Slytherin binasına armağan etti. Dersiniz burada sona ermiştir. Ödevinizi duyuru panosundan öğrenebilirsiniz." dedi. Amy yaklaşık iki dakika boyunca Jamie'nin notlarından geçirdi. Daha sonra eşyalarını toplayıp sınıfı terk etti. Jamie'ye "Büyük Salon'da görüşürüz." deyip banyonun yolunu tuttu.

Çok meşgul bir sabah yaşamıştı ve soğuktan donduğu için hasta olabilirdi. Bu nedenle kaynar suda banyo yapmalı ve rahatlamalıydı. Gözlerini kapadı ve banyonun keyfini çıkardı. Daha sonra ise öğle yemeği için büyük salona inecekti.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raven Montgomery

Raven Montgomery

RP Yaşı : 28
Mesaj Sayısı : 219

Amy (Amelia) Pond Empty
MesajKonu: Geri: Amy (Amelia) Pond   Amy (Amelia) Pond EmptyÇarş. Ocak 25, 2012 10:31 pm

    *Betimleme: 25/25 - Betimlemeler güzeldi.
    *Kurgu: 25/10 - Kurgu daha iyi olabilirdi.
    *Akıcılık: 15/15
    *Yazım Kuralları: 15/14
    *Sayfa Düzeni: 10/10
    *Renklendirme: 10/8 - Renkler çok zıt, yazılar ise çok küçüktü. Bu da okurken, insanın gözlerini yoruyor.

    Puanlama, ilk Rp'niz göz önünde bulundurularak yapıldı.

    Role play seviyeniz 82. Keyifli Rp'ler Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Amy (Amelia) Pond

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Amelia Pond
» Amelia.
» Amelia Paradis

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp Dışı-