"Merhaba,Bouveir"
Tam yarına yetiştireceğim kompozisyonuma ek bilgi için kütüphaneden aldığım kitabı göğsüme sıkıca bastırmış,şansım-yaver-gitsin umuduyla koridorda hızlı adımlarla yürüyordum ki; ılık bir ses beni olduğum yere çiviledi.Tabii ki bu sesin kime ait olduğunu bilmem için arkama dönmeme gerek yoktu.Platin sarısı saçları,mavi-gri gözleri ve yeni,ütülenmiş Slytherin cübbesiyle Malfoy olduğunu adım gibi biliyordum.Savaştan sonraki 3. Malfoy.Aquila Malfoy.
Sanırım herkes benimle aynı şeyi düşünüyor...Ne bu Malfoy'ların takımyıldızlarına olan merakı?Babasının adı Scorpius,bununki Aquila...Andromeda'ya doğru gidiyorlar.
Bir Gryffindor'a yakışan bir biçimde başım dik arkamı döndüm ve Malfoy'a pis bir bakış fırlattım.Her Gryffindor'un yapacağı gibi.
"Ne istiyorsun Malfoy?"
Görüş alanıma girdiğinde kollarını göğsünde kavuşturmuş ve duvara yaslanmıştı.Şimdiyse yavaşça bana doğru yöneliyordu.
"Hiç...Hiç.Seni buralarda görünce epey şaşırdım,Bouveir.Seneye başkanlığa soyunmuyor muydun?Böyle yakalanırsan elindeki tek şansı da uçuruverirsin"
Şimdi aramızda 1-2 metrelik mesafe kalmıştı ve ben kocaman kocaman olmuş gözlerimle ona bakmaktan başka bir şey yapamıyordum."Hadi Anastacia!Nerede Gryffindor?Nerede Bouveir?Kendine gel kızım!" diye bağırdı cesur tarafım.Ama bir yandan da lanet olası Malfoy'a hak vermeden de edemiyordum.
"Ve ben..." dedi,sesi bu sefer fısıltı derecesindeydi.O kadar yaklaşmıştı ki nefesindeki ferah nane kokusunu alabiliyordum."Seni ihbar etmekten geri durmam.Asamın tek hareketine bakar,biliyorsun"
Gözlerimi sıkıca kapatıp açtım ve hızla Malfoy'dan uzaklaştım.Kendi kendime bir ironi parçası olabilirdim ama şimdi çelişmenin hiç sırası değildi.
"Aptal olma Malfoy.Sanki yeterince aptal değilmişsin gibi konuştum,kusura bakma ama; bu saatte burada senin ne işin var?Hem,dün İksirler'e giderken; bir şişe Ateş Viskisi'ni zindanlara kaçırdığını gördüm.İnan pişman olduğumu söylemek isterdim ama..." Yüzüme bir gülümseme yerleştirdim. "Hiç de pişman değilim"
Sesi kadar ılık bir kahkaha attı ve alaycı gözlerini benim sinirle parlayan gözlerime dikti.
"Bir Gryffindor'un bu kadar saf olması olacak şey değil,Bouveir.Bir şişe Ateş Viskisi kaçırmak bana dokunmaz.Ama seni tanımadığım sülük bir Hufflepuff'la süpürge odasında yakalayışım...Biliyorsun,Düşünseli dediğimiz bir şey var.Bir kere daha düşün derim"
Hatırlıyorum da,o gün Gryffindor'un cesurluluğunun ve Fransızlar'ın asilliğinin sınırlarını zorladığım bir gündü.Şimdi bile yanaklarımı kıpkırmızı yapıyor.
"Lanet olsun sana Malfoy.Bir daha söylüyorum; ne istediğini söyle,yapmayayım ve buradan defolup git.Her hafta aynı eziyeti tekrar tekrar yaşamak zorunda değilim" dedim dişlerimi sıkarak.Sabrımı zorluyordu adeta.Kim bir Bouveir'a bu kadar kafa tutabilirdi ki?
"Benimle Yasak Orman'a geleceksin.Yoksa olacakları biliyorsun"
Benimle dalga geçiyordu herhalde!Ben burada yakalanırsam onca çaban elimden gidecek diyorum,aptal Malfoy Yasak Orman'a gelmemi söylüyor.Slytherin'den başka kim bir Slytherin'le ortak olabilir ki?
"Ne o?Romantik bir yemek falan mı hazırladın benim için?" dedim yüzümde alaycı bir gülümsemeyle.Gözlerini devirmeden önce bana sanki ondan kendine Avada Kedavra yapmasını istermişim gibi baktı.Eh,haklı da biraz.
"Sanırım romantik bir yemek dendiğinde aklıma sen gelebilirsin..." dedi düşünceli düşünceli."Ama emin ol kızarmış ve ağzında bir elmayla en kaliteli şarabın yanında servis ediliyor olursun.Şimdi beni takip et.İksirler için bir bitki bulacağım.Fazla puan almam için gereğinden fazla önemli."
Bugün de birilerinin esprik tarafı üzerlerinde.Şimdi düşüp bayılıvereceğim.Bir Slytherin'le aynı ortamda yalnız bulunmam yetmiyormuş gibi onun tarafından Yasak Orman'a sürükleniyor,en kötüsü de bir dialog içine girmeye zorlanıyorum.Bundan kötü ne olabilir ki?
"Sağol ama Yasak Orman'ın nerede olduğunu biliyorum Malfoy.Asalak bir Slytherin'in beni yönlendirmesine ihtiyacım yok.Ve inan bana,ağzına elma sokulacak biri varsa o da sensin.Kapa o Malfoy çeneni"
Crucio etkisine sahip olmasını dilediğimiz bakışlarla birbirimize baktık ve aramızda en az 1 metre boşluk bırakarak,elim asamda yürümeye başladım.Kimse bir Slytherin'e güvenmez.
Sonunda Yasak Orman'a vardığımızda Malfoy'a birkaç şart söylemeyi düşündüm.Ne malumdu beni burada önümüzdeki yüzyıla lanetlemeyeceği?
"Bana bak Malfoy,neden buradayız hiçbir fikrim yok ama ben bir adım daha ileri gitmiyorum.Çabuk,ne yapıyorsan yap ve gel.15 dakikan var"
"Merak etme,15 dakikaya geleceğim"
Birkaç dakika geçtikten sonra çalıların arasından bir hışırtı geldi ve asam önümde belirmişti bile.1-2 saniye sonra önümde beliren Hogwarts Okul Müdürü Harry Potter ve yanında duran Aquila Malfoy az kalsın kendimi lanetlememe neden oluyordu.Tabii Harry Potter'a asa tutmam da cabasıydı.
"Bayan Bouveir,beni lanetlemeyi planlamıyorsunuz herhalde,yanlış mıyım?"
Yuvarlak,eski moda gözlerin arkasında bilgece ışıldayan iki göz bana dikilmişti.Bir elimdeki asaya bir de okul müdürüne baktım.Birkaç saniye sonra başımdan geçenleri Malfoy'un aralardaki itirazlarına aldırmadan anlatmaya başlamıştım bile.
"Lütfen efendim,bana inanmalısınız.Okul başkanı olma fırsatını elimden kaçıramam,n'olur.Lütfen,bana bunu---"
"Sakin ol Anastacia.Seneye başkan olman konusunda bir şey diyemem ama bu olay itibarını zedelemeyecek.Şimdi benimle gelin de geri dönelim"
İşte şimdi rahatlamıştım.Ama bir dakika...Seneye başkan olman konusunda bir şey diyemem de ne demek?Bu seneye başkan olma olasılığımı düşürür mü?Emeklerim?!
Tamam...Böyle zamanlarda paniğe kapılmak bir Bouveir'in yapacağı iş değil.Tabii ki seneye ben başkan olacağım.O rütbeyi hakediyorum!
Düşüncelerim Malfoy'un sesiyle bölündü.
"Peki...Ben ceza alacak mıyım?"
İlk defa Malfoy'un sesinde bir korku belirtisi duyuyordum.Şaşırtıcıydı.
"Hayır,Bay Malfoy.Hayır.Ama bu ikiniz için de ilk ve son şanstı"
"Özür dilerim,Bay Potter..."
"Özür dilerim,Bay Potter..."
Okul müdürümüzün yüzündeki ifadeyi görmek için başımı kaldırdım fakat o yüzünde küçük bir gülümsemeyle önüne bakıyordu.Biraz sonra mırıldanır gibi bir şeyler söyledi.
"Malfoylar'ın kaderini değiştirebilecek olan kişiler,siz olabilirsiniz çocuklar..."