RP Yaşı : 49 Mesaj Sayısı : 1287 Gerçek Adı : Celia Monique Marlow Yaş : 30
Çanta Eşyalar:
Evcil Hayvan:
Konu: Sahne Cuma Haz. 08, 2012 6:44 pm
Not:Sadece sahneye çıkacak sanatçılar Sahne'ye Rp bırakabilir.
Misafir Misafir
Konu: Geri: Sahne C.tesi Haz. 09, 2012 7:38 pm
"Esther. Esther! ESTHER!" Saçlarımı savurarak oturduğum sandalyenin arkasındaki kapıya baktım. "Nerede bu makyöz?" diye söylenerek önüme döndüm tekrar. İstediğim tüylü, pofuduk yastıklarla bezeli sandalyemde az da olsa alkollü, meyveli kokteylimi yudumluyordum. Esther görse derhal elimden alırdı gerçi. Alkol vokal yeteneğimi kısıtlıyordu ne de olsa. Sinirlenerek önümdeki aynalı masadan yelpazemi kaptım ve kendimi serinletmeye çalıştım. Konserlerden önce hep gergin olurdum. 1 Saat Sonra Sahnenin girişinde hazır bir şekilde bekliyordum. İlk şarkımla uyumlu pembe, yarım kollu, eski yılların modasını yansıtan, kısacık elbisemi giymiştim. Saçlarım sonunda soyunma odama teşrif eden kuaförüm tarafından bukleler haline getirilmiş, ön tarafı bir kurdele ile tutturulmuştu. "Bayan Garcia? Hazır mısınız? Sahneye cisimlenmeden hemen önce biz Sonorus büyüsünü halledeceğiz. Bu yüzden sesinizi çıkarmamanız gerek." "Ben işimi bilmiyor muyum sanki! 5 senedi bu işi yapıyorum, şekerim." dedim dudaklarımı rujun düzgün dağılması için birbirine sürttükten sonra. Göz kırptım ve elbisemi düzelterek kapıya döndüm. Ne olursa olsun bu anlar beni heyecanlandırıyordu; hayranlarla karşılaşmadan hemen öncesi. "Geri sayım başlıyor. Üç, iki -Sonorus," Görevli adam, adı herneyse, asasını boğazıma doğrultup büyüyü yaptıktan sonra bağırdı; "BİR, SAHNE!" Sahnenin ortasına cisimlendim. Her şey planlandığı gibiydi. Sahnede eski tarz asker kostümü giymiş bir sürü erkek dansçı vardı. Ayrıca ses yükseltme büyüsü yüzünden ağzımı açtığım an sesimin her yerde yankılanacağını biliyordum. Derin bir nefes aldım ve şarkıma başladım. Aynı anda aylardır provalarını yaptığım dansı sergiliyorduk dansçılarla. Bu şarkı bittiğinde ben dumanlar içinde sahne arkasına cisimlenecektim ve Iron Misk'midir nedir, o gurup çıkacaktı.
Performans Hakkında:
Marialena'nın Konser Görüntüsü
Rp'de söylediği şarkı
Edgard Davin Iron Mask Solisti
RP Yaşı : 25 Mesaj Sayısı : 545 Gerçek Adı : Kurt Yaş : 30
Çanta Eşyalar:
Evcil Hayvan:
Konu: Geri: Sahne Paz Haz. 10, 2012 1:19 am
Hazırlıklar tamamlanmıştı. Uzun zamandır hazırlandığımmız şeyi sergilemek için gün gelip çatmıştı. Konser alanına üç – dört saat öncesinden gelmiştik ve ses düzeneği hazırlanırken biz giyeceğimiz kostümler için gülüp durmuştuk. Aslında itiraf ediyorum ki ben bu dört saate yakın bir sürenin büyük bir kısmını uyuyarak geçirmiştim. Her konser öncesi uyumayı tercih ediyordum. Eğer uyanıksam sürekli yürüme ve etrafta dolanma gibi huylarım oluşuyordu. Konserden bir saat kadar öncede uyanıyordum. Bugünün kötü tarafı da uyanamamış olmamdı. Konsere yirmi dakika kala gözlerimi açtığımda diğerlerinin başımda beklediğini görmüştüm. Hızlıca kalkıp üzerimi değişmiştim ve yetişebilmek için sağa sola koşmuştum. Beş dakika kala tamamen hazırlanabilmiştim. Herkes son kontrollerini yaparken ben su içiyordum. Boğazımın kuruması isteyeceğim en son şeydi.
Sahneye çıkmak için büyülü bir yol kullanacaktık. Marialena şarkısını söylüyordu hala. Kadınla pek konuşma şansımız olmamıştı. Birkaç kez havadan sudan... O da zaten provalar arasında olmuştu ki ben dinlenme süresinin yarısında uyumuştum. Şarkının bittiğini duyunca tüm düşünceleri zihnimden tamamen silmiştim. Sadece şarkıya odaklandım ve grupla beraber Maria ayrılırken biz belirdik. Alkış sesleri sahnedeki sis efekti azalınca Iron Mask grubunun sahnede olduğunu anlayan seyircilerden daha çok alkış sesi çıktı. Tabi kostümleri görünce de bazı bölgelerden gülme bazılarından da şaşkınlık sesleri yükseldi. Önce elimi kaldırarak selam verdim. Ponponu sallamayı da ihmal etmedim. Ardından gitarımı boynuma astım. Bir an tüm konser alanında büyük bir sessizlik oldu ve Antonio'nun müziğe girişiyle tekrar coştu herkes. Bekledim Adre de girdi. Bekledim ve derin bir nefes alıp şarkıya girdim.
Do you know the enemy? Do you know your enemy? Well, gotta know the enemy Do you know the enemy?
Tüm grup elimizden geleni yapıyorduk. Elimden geldiği kadar güzel söylemeye çalışıyordum. Bazen kendimi sahnede kaybediyordum ve bu da o zamanlardan biriydi. Bu ilk şarkı olduğundan sakindim. Son şarkıya geldiğimde kimse beni yerimde tutamayacaktı. Bu her zaman böyle oluyordu çünkü. Müziğin solo girdiği yerde nefes aldım ve gitarımı melodiye uydurarak çalmaya devam ettim. Konser vermek ve şarkı söylemek harika şeylerdi. Gitarı boynumda bıraktım bir yandan şarkı söylerken bir yandan da elimdeki ponponları salladım. Seyircilerin düşüncelerini gerçekten de merak ediyordum. Gitar çalmayıp da şarkı söylediğim zamanlarda sürekli sahnede geziniyordum. Eteğin altında pantolon olduğundan gayet rahattım. Bir ara müziğin solosunda seyircilerin ellerine dokundum ve geri çekilip şarkıya devam ettim. Belki diğer şarkılarda süpriz yapabilirdim.
Söylenen Şarkı:
Sahne Giysim:
Eavélon B. Diva
RP Yaşı : 20 Mesaj Sayısı : 77 Gerçek Adı : Eavélon B. Diva
Konu: Geri: Sahne Paz Haz. 10, 2012 2:53 am
Marialena, sahnede yerini almışken grupta hazırlanıyordu. Antonio kostümünü giydiğinde aynada kendine baktı. Siyah deri pantolonun üstüne beyaz gömlek giymişti. Kovboy şapkasının altında göze çarpan kahve tonlarındaki yelekti. Ama sadece giriş için hazırlanmış bir kıyafetti. Sahnede değişecekti kıyafet. Gülümsedi sonradan. Performansa 20 dakika kala sahne arkasındaki telaşı fark etti. Hızla grup arkadaşlarının yanına vardığında Edgard'ın uykudan uyanmış olduğunu gördüğünde yüzünü buruşturdu. Edgard'ın hazırlanma telaşını gördüğünde kahkahalar ile gülmeye başladı Antonio. Herkes komik kıyafetler içindeydi. Seyircilerin tepkisini merakla bekliyorlardı.
" İşte başlıyoruz. Eller yukarı. diyen görevliye gülümseyerek baktı. Ardından da telaşlı haline geri dönen adam söyleniyordu. " Işıklar.. Ve dumanlar. Hazırız! Şimdi. Sağ elini kaldırmış grubun sahneye cıkması icin hareket yapıyordu. Sahne de yerlerini aldıklarında Antonio bagetlerini birbirine vurdu. "Son ki üç dört!" dedikten sonra davula ritm verdi. Ardından ziller ...
Seyicilerin alkışları ve çığlıklarıyla daha da zevk aldığını hissetti. Yüzüne yayılan gülümsemenin ardından bagetin birini hava attı. Yükselen gitar solosunun eşliğinde batarinin sesini alçalttı. Öne çıkan gitarın sesinde hafifçe başını salladı. Solonun ardından sert bir davul vuruşu yaptı. Sahneye alışık olsa da heyecanlıydı Antonio. Onu heyecanlandıran hayranları ve müzikti. İ Seyircilerin de grup kadar bu şarkıyla kendilerinden geçtiğini biliyordu Anto. Derin bir nefesin ardından şarkının en hareketli kısmında değişen kıyafetinin verdiği gülünçlükle gülümsedi. Hayranlarının gülüşme ve şaşkın bakışlarını hissettiğinde daha da gülümsedi. Şarkının sonlarına yaklaştıklarında tempoyu düşürdü Anmorè. Kıyafetin verdiği gerginlik vardı. Provalarda çok zorlamıştı o dev topuklular ile. Hala da zorlanıyordu ama kostüm gereği giymek zorundaydı. İddanın sonucunun böyle olacağını bilseydi daha küçük bir bahse girerdi ama çok geçti. Şakı bittiğinde istemsiz olarak bağırdı. " Seksi görünüyoruz değil mi?" diye bağırdıktan sonra gülüşmeleri duyması uzun sürmemişti.
Antonio'nun Giriş Kostümü:
Antonio'nun Kostümü:
En son Antonio D'Amore tarafından Paz Haz. 10, 2012 1:08 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Lorraine Palmer Atkins Lanet Kırıcı
RP Yaşı : 35 Mesaj Sayısı : 75 Gerçek Adı : Selin
Çanta Eşyalar:
Evcil Hayvan:
Konu: Geri: Sahne Paz Haz. 10, 2012 4:08 am
"Of yaa! İyi de böyle, şey gibiyiz..." Başımı kaldırıp Edgard'a baktım. "kız. Cidden." Bir iddia yüzünden bu hallerdeydik. Edgard eğlenceli olacağını söylüyordu ama ben bu konuda pek emin değildim. Bir iskoç erkeği gibi giyinmiştim. Ama kilt pek erkeksi değildi. Kostümü unutup dışarıdaki heyecanlı kalabalığa odaklanmaya çalıştım. Bir ara Marialena sahnedeyken perdeyi aralayıp şöyle bir bakmıştım ve kocaman posterlere adımızı yazan kızları görmüştüm. "Bu gece boş geçmeyecek anlaşılam." demiştim Edgard'ı dürtükleyerek. Gerçi sonra vazgeçtim. Etekle kim niye bizi ciddiye alırdı ki? "Marialena sahneden çıkmaz üzere, üç, iki..." "İyi şanslar kızlar" dedim Edgard ve Antonio'nun sırtına sert bir şaplak indirerek. Adre'ye de göz kırptım. Ve bir an sonra sahnedeydik. Sis efekti biraz azaldığında kalabalığı görebildim. Antonio ritme başladıktan sonra Adre ve ben de şarkıya girdik. Kalabalığın bakışlarından kostümlerimize ne kadar şaşırdıkları belli oluyordu. Yine de çoğu kendini şarkıya kaptırmıştı bile.
Andreas'ın kostümü:
Tatiana Cheryl Clodia
RP Yaşı : 20 Mesaj Sayısı : 326 Gerçek Adı : Myrina Crosowski
Konu: Geri: Sahne Paz Haz. 10, 2012 11:27 am
" Lanet olsun. " diye mırıldandım. Ancak kimsenin duyduğunu pek sanmıyorum, çünkü Edgard hala uyuyor, Andreas kostümünü giymeye uğraşıyor, Antonio'ysa pek gözükmüyordu. Neşelenmeye çalışarak kostümümü giydim. Bir iddia yüzünden Iron Mask'in düştüğü hallere bakar mısınız? Edgard hala eğlenceli olacağını savunuyordu ama ben karşı çıkıyordum. Başa gelen çekilir diye düşündüm. 15 dakikaya hazırlanmış sayılırdım, Edgard'a bir göz attım. Yeni uyanmıştı ve zamanında hazırlanabilmek için oradan oraya koşuşturuyordu. Güldüm ve tekrar işime konsantre oldum. Saçıma sarı bir peruk takmıştım, pembe bir şapka, gözümde de güneş gözlükleri. Bunlarla nasıl gitar çalacağımı düşünüyordum halen. Bir de vokallik yapacaktım. Üstümdeki adını bilmediğim şeyin son 4. düğmesi açık, ilk 2 düğmesi kapalıydı. Ve büyük ihtimalle ortalara doğru bunu çıkarıp, sütyenimle olacaktım. Kesinlikle daha rahat ederdim. Mariela'nın şarkısı bitmişti, evet sıra bizdeydi. Andreas, bizim erkeklere dönüp " İyi şanslar kızlar. " dedi, bana da göz kırptı. Güldüm ve bir anda sahneye cisimlendik.
Evet, insan kalabalığı karşısındaydık işte. Antonio, ritme başladı ve Andreas'la şarkıya girdik. Daha konser havasına sokamamıştım kendimi, hele bu kıyafetlerle biraz zaman alacak gibiydi. Öğrenciler bizi görünce şaşırmışlardı, ıslık sesleri yükselmişti. Hayranlarımızı seviyordum, bazen ünlü olmak beni yorsa da Iron Mask birtaneydi. Şarkı bitimine doğru herkes rahatladı, iyi çalmamızın verdiği mutlulukla. Şimdi bu kalabalıktan 2 insanı sevindirme vakti. Sahne arkasına dönüp " Esther, mikrofon istiyorum! " diye bağırdım, bizimkiler bana bakıyordu. " Birkaç kişiyi mutlu etme zamanı çocuklar. " dedim ve kurnazca gülümsedim. Ne yapacağımı anlamışlardı. Bir görevli bana mikrofon getirdi ve konuşmaya başladım. " Evet sayın Hogwarts öğrencileri, nasılız bakalım? " diye haykırdım, alkış ve çığlık sesleri yükselmişti. " İlk şarkımızı çaldık ve şimdi bir sürpriz zamanı! " diye bağırdım ve öğrenciler şaşkınca bakmaya başladı. " Sahneye çağırılıp şarkı arasında Iron Mask'le tanışma fırsatı yakalayacak insanları çağıracağım. Ancak ilk olarak Audrey Eleusis'e buradan sevgilerimi gönderiyorum, umarım eğleniyorsundur kızım! " dedim ve güldüm, gözlerim Audrey'i bulunca göz kırptım. Hogwarts'ta sevdiğim öyle çok kişi yoktu, Audrey istisnalardandı. " ESTHER, TORBA NEREDE?! " diye bağırdım ve konser alanındakiler gülmeye başladı. Başka bir görevli torba getirdi ve " Eveeeet, çekiliş zamanı! " diye bağırdım tekrar ve elimi torbaya daldırdım. İki tane kağıt seçtim ve yüksek sesle okudum: " Cecelia Winslet ve Aleksandra Targaryen, sahneye davet ediliyorsunuz! "
Bu da benim kostümüm işte:
Edgard Davin Iron Mask Solisti
RP Yaşı : 25 Mesaj Sayısı : 545 Gerçek Adı : Kurt Yaş : 30
Çanta Eşyalar:
Evcil Hayvan:
Konu: Geri: Sahne Paz Haz. 10, 2012 1:44 pm
Müzik ve söz aynı anda durdu. Şarkının bitiminde elimdeki ponponları salladım. Gözüm bir ara arkaya kaymıştı ve Antonio'nun giysisini değiştirmiş olduğunu gördüm. Tüm grup olarak iddiaya girip de hepimiz berabere kalırsak bu olurdu işte. Yine de kendi giysimi Andreas'ın İskoç giysisine tercih ediyordum. Sonuçta benimki eğlenceliydi. Bu arada Adre çekilişi yapmak için sahnede dolaşmaya başladı. İsimlerin okunmasını bekliyordum usulca bir yandan da ponponları sallıyordum. Bu işe baya ısınmıştım. Derin bir sessizlik oldu isimler okunacakken. " Cecelia Winslet ve Aleksandra Targaryen, sahneye davet ediliyorsunuz! Bunun üzerine şaşkınlık sesleri yükseldi bazı yerlerden. Bense kimin olduğunu anlamak için etrafa bakınıyordum. Bir kızın merdivenlere doğru ilerlediğini gördüm. Biri belli olmuştu. Diğerini ise bulmak zor değildi. Donakalmış ve çevresindekilerin bir adım uzaklaşıp şaşkınca kendisine baktığı sarışın kızı farkettim. Gülümsedim ve elimdeki ponponları yere bıraktım.
Sahnede diz çöktüm ve kıza doğru elimi uzattım. "Hadi bakalım şanslı bayan. Sizi sahneye alalım." Kızın elinden tutup çektim ve daha sonra da belinden tutup sahneye çıkmasına yardım ettim. Diğeri de gelmişti. Mikrofon aldım ve yanımdaki kıza uzattım. "Adınız nedir güzel bayanlar?" Seyircilerin çoğu sessizce seyrediyordu bazıları ise hala itiraz ediyordu. Ama bugünün şanslıları seçilmişti bile. Mikrofonu kızın eline verdim ve boynumda asılı duran gitarı düzelttim. Yüzümde büyük bir gülümseme kızların bu sevimli ve şaşkın hallerini izliyordum. Adre ve Andreas da yanımıza gelmişti. Birazdan Maria geri çıkacaktı sahneye. Önümüzde daha uzun bir gece vardı. Kenara koyduğum ponponları elime aldım ve kızların ikisine de birer tane verdim. Sahnede verebileceğim başka birşey yoktu şu an. Bu yüzden bununla idare etmeleri gerekiyordu. Gülümseyerek seyircilere baktım.
Clara Carlevaro
RP Yaşı : 18 Mesaj Sayısı : 1791 Gerçek Adı : Selis Yaş : 26
Konu: Geri: Sahne Paz Haz. 10, 2012 2:09 pm
Merdivenlerin başında Edgard bizi bekliyordu, sahneye çıkmama yardım ederken, yüzünde büyük bir gülümsemeyle, "Hadi bakalım şanslı bayan. Sizi sahneye alalım." dedi hoş tınılı sesiyle. Ona şaşkınlıkla dolu bir gülümsemeyle cevap verdim. Artık bacaklarımla beraber vücudumun her yeri titriyordu, bunu belli etmemeye çalışarak beceriksizce sahnenin ortasına Edgard ile birlikte yürüdük, bu sırada Cecelia da gelmişti.
Tanrım. Adım okunmuştu. Hala inanamıyordum. Edgard bana 'şanslı bayan' demişti. Bugün yaşadıklarıma bakılırsa, gerçekten şanslı bayan unvanını hak ediyordum. Iron Mask grubuyla aynı sahnede olduğuma inanamıyordum! Belki de eski hayatımda yaşadığım onca şanssızlığın telafisiydi bunlar.
Edgard bize bir mikrofon vermeden önce ikimize de, "Adınız nedir güzel bayanlar?" diye sordu. Cecelia da en az benim kadar şaşkındı bu yüzden ilkten ikimiz de cevap veremedik. Ancak Cecelia çabuk toparlandı ve kendinden emin bir şekilde adını söyledi, "Cecelia Winslet," mikrofonu bana uzattı, titreyen elimle mikrofonu sıkıca kavradım. Konuşmak istiyordum ancak ağzımdan hiçbir kelime çıkmıyordu. Edgard bize anlayışlı ve sevecen bir gülümsemeyle baktı ve boynunda asılı duran gitarını düzeltti. Bu sırada Adreanna ve Andreas da yanımıza geldiler.
Onlara gülümsedim, kalbim hala çok hızlı çarpıyordu. Gruptaki bütün üyelerin, her hareketinde heyecanlanıyor, karnıma ağrıların girmesine engel olamıyordum. Her şey o kadar güzeldi ki.
Edgard bu sırada sahneye çıkmak üzere bize yardım etmek için yere bıraktığı ponponları tekrar eline aldı ve birini bana, birini Cecelia'ya verdi. Bir elimdeki ponpona, bir Cecelia'ya bir de Edgard ile grubun diğer üyelerine baktım. Sonra gülümsedim ve bir kahkaha eşliğinde, elimdeki ponponu seyircilere ve özellikle Anastacia'ya doğru salladım. Ponponu aşağı indirdim, derin bir nefes aldım ve tüm cesaretimi toplayıp, bütün grup üyelerine hitaben, kendimi tanıttım, "Ben Aleksandra. Targaryen... Aleksandra Targaryen!" dedim, kısa bir süre durakladım ve ardından ekledim, "Sizinle tanışabildiğim için o kadar mutluyum ki!"
Cecelia Winslet
RP Yaşı : 16 Mesaj Sayısı : 562 Gerçek Adı : Elif Yaş : 28
Konu: Geri: Sahne Paz Haz. 10, 2012 6:15 pm
Ben heyecandan ne yapacağımı bilemez haldeyken Aleksandra sahneye doğru dimdik durarak "Ben Aleksandra. Sizinle tanışabildiğim için o kadar mutluyum ki!" dedi. Bende Aleksandra'dan cesareti alarak sahnenin önüne doğru çıktım ve "Beni tanımayan yoktur heralde," dedim en şirin gülümsememle. "Yine de yeni gelenler için belirtmek isterim ki ben Cecelia Winslet. Duygularım o kadar karışık ki, şu anda heyecandan ölebilirim. Sizi konuşupta sıkmak gibi bir niyetim yok. O yüzden hemen şarkıma başlamak istiyorum," dedim ve Alesandra'dan göz işaretiyle -müsadenle- dedim. O da gözleriyle beni onayladı. Bütün heyecanım gitmişti bir anda. Sahneye hakim olup bütün herkesi coşturmayı kafaya koymuştum. Öyle bir söylemeliydim ki, kimse bu unutmamalıydı. Mikrofonu elime almamla herkesin deli gibi çığlık atması bir olmuştu. O kadar duygulanmıştım ki ağlamamak için kendimi zor tuttum. Şarkıya enstrüman olmadan, yalın sesimle giriş yaptım. What The Hell ile giriş yaptım.
You say that I'm messing with your head (yeah, yeah, yeah, yeah) All 'cause I was making out with your friend (yeah, yeah, yeah, yeah) Love hurts whether it's right or wrong (yeah, yeah, yeah, yeah) I can't stop 'cause I'm having too much fun (yeah, yeah, yeah, yeah) You're on your knees
Begging please But honestly I just need to be a little crazy All my life I've been good but now, I'm thinking what the hell All I want is to mess around and I don't really care about If you love me, if you hate me, you can't save me, baby, baby All my life I've been good but now, whoa, what the hell
Herkes bana eşlik ediyordu. Şarkıyı birlikte söylüyorduk. Sahneye hakim oluvermiştim bir anda. Zaten çok bilindik bir şarkı seçmiştim ve herkesi coşturmayı başarmıştım. Hatta bazı Slytherin'liler bile eşlik ediyordu. Gördüğüm manzara karşısında mutluluktan uçabilirdim. Hızımı alamadım ve ilk şarkımı bitirmeden aniden ikinciye geçiş yaptım ikinci şarkımın adı Girlfriend'di. Müzik eşliğinde çılgınlar gibi zıplayarak şarkıyı söylemeye başladım.
Hey hey you you I don't like your girlfriend No way No way I think you need a new one Hey hey you you I could be your girlfriend Hey hey you you I know that you like me No way No way No, it's not a secret Hey hey you you I want to be your girlfriend
Şarkı böyle devam ediyordu. Ve ben sahnede şarkıyı söylerken bütün herkesi coşturmanın keyfiyle, iyice keyifli ve çılgınca söylüyordum şarkıyı. Şarkıyı söylerken Jordoan'a bakarak göz kırpmıştım. Gözlerim Clary'i arıyordu ama kalabalıkta bulamamıştım. Ama onun beni büyük bir heyecanla izlediğini biliyordum. Kuzenim Katniss'i görmüştüm ve ona el sallamıştım. Bana hayranlıkla bakıyordu. Bir yandan da videomu çeken öğrenciler vardı. Elimi sallayarak müziğin ritmine kapılıyordum. Şarkıyı söylerken havalı bir hareketle Iron Mask'in yakışıklı gitaristi Andreas'ın gitarına dokundum ve sahnenin iyice önüne gelip ellerini bana doğru uzatan öğrencilerin ellerine dokundum. Tanrım! Ne kadarda havalı bir şeymiş bu diye düşündüm. Şarkıyı bitidim ve izleyenlere öpücük atıp el sallayarak "Hepinize çok çok teşekkür ederim," diye bağırdım. Eğilip selam verdim ve elimi izleyenlere sallayıp teşekkür etmeye devam ettim. Alkışları daha çok arttırmak için sahnedeki hoparlörün birine çıkarak -hadiii daha fazla bağırın, daha çok ses- hareketi yaptım. Herkes deli gibi bağırıyordu ve bu çok hoşuma gitmişti. "Heeey, herkese çok teşekkür ederim, sizi seviyorum," diye bağırarak mikrofonu Aleksandra'ya verdim. Edgard'a kocaman sarıldım. O da bana o kadar içten sarılmıştı ki kollarının arasında kalbim erimişti resmen. "Seninle daha sonra da görüşmeyi çok isterim, tanıştığıma çok memnun oldum," diye kulağına fısıldadım. Sahneden inerek Jordoan'ın yanına gittim. Hayatımın en güzel tecrübesiydi..
Konserden görüntü
Clara Carlevaro
RP Yaşı : 18 Mesaj Sayısı : 1791 Gerçek Adı : Selis Yaş : 26
Konu: Geri: Sahne Paz Haz. 10, 2012 7:27 pm
Kendimi tanıtmam üzerine heyecanım daha da arttı. Bütün öğrencilerin benimle dalga geçeceklerini ya da beni yuhalayacaklarını düşünmüştüm, ancak onlar bu şapşal hareketlerim karşısında yalnızca çığlık atıp konser alanını sevinç nidalarıyla doldurdular.
Çok geçmeden Cecelia da yanıma geldi ve öğrencilere doğru konuştu, "Beni tanımayan yoktur heralde," dedi gülümseyerek, sonra ekledi, "Yine de yeni gelenler için belirtmek isterim ki ben Cecelia Winslet. Duygularım o kadar karışık ki, şu anda heyecandan ölebilirim. Sizi konuşupta sıkmak gibi bir niyetim yok. O yüzden hemen şarkıma başlamak istiyorum..." dedi ve bana dönerek, göz işaretiyle sahneyi ona bırakmamı istediğini ima etti. Gülümsedim ve bakışlarımla ona onay verdim. Biraz geri çekildim ve Iron Mask grubu ile beraber, Cecelia'yı izlemeye koyulduk.
Cecelia oldukça kendine güvenen hareketlerle ve konser alanındaki öğrencilerin onay verircesine bağırışma ve çığlıkları eşliğinde, şarkısına başladı. Söylediği şarkının adı What The Hell'di. Güldüm, bu tam da ona göre bir şarkıydı.
You say that I'm messing with your head (yeah, yeah, yeah, yeah) All 'cause I was making out with your friend (yeah, yeah, yeah, yeah) Love hurts whether it's right or wrong (yeah, yeah, yeah, yeah) I can't stop 'cause I'm having too much fun (yeah, yeah, yeah, yeah) You're on your knees
Herhangi bir enstrüman eşliğinde söylememesine rağmen, sesi oldukça güzel çıkıyor, sahneyi iyi çekip çeviriyordu. Ben de şarkı söylerdim ancak Cecelia'daki cesarete asla sahip olamazdım. Benim konserlerim yalnızca 20 dakika sürerdi, konser alanı ise duştu. Cecelia tam gaz şarkıya devam ederken, ben de seyirciler gibi dans etmeye, arada iki elimi ağzıma dayayarak onu destekleyen tezahüratlarda bulunmaya başladım.
Begging please But honestly I just need to be a little crazy All my life I've been good but now, I'm thinking what the hell All I want is to mess around and I don't really care about If you love me, if you hate me, you can't save me, baby, baby All my life I've been good but now, whoa, what the hell
Artık tüm alan, Cecelia'ya eşlik ediyordu. Şarkı seçimi akıllıcaydı, alandaki herkes şarkıyı biliyor, eşlik etmekte hiç zorlanmıyorlardı. Kollarımı göğsümde birleştirdim ve Cecelia'yı kendi kendime tebrik ettim. Kendine böyle bir özgüveni olması çok iyi bir şeydi.
Hey hey you you I don't like your girlfriend No way No way I think you need a new one Hey hey you you I could be your girlfriend Hey hey you you I know that you like me No way No way No, it's not a secret Hey hey you you I want to be your girlfriend
Cecelia ikinci şarkısına başladığında, konserdeki herkes daha da coşmaya başladı. Hepimiz çok eğleniyorduk. Tanrım, her şey ne kadar da harikaydı! Konserde bir arkadaşım olmuştu, Iron Mask'le tanışma şansını yakalamıştım. Bugünü asla unutmayacaktım. Cecelia sahnenin önlerine doğru ilerledi ve ellerini ona doğru uzatmış birkaç kişinin elini tuttu.
Şarkısını bitirdiğinde Cecelia "Hepinize çok çok teşekkür ederim," diye bağırdı öğrencilere doğru öpücük atıp el sallayarak. Alkışları daha çok arttırmak istercesine oradaki hoparlörlerden birine çıktı ve -hadiii daha fazla bağırın, daha çok ses- hareketi yaptı. Herkes yine deli gibi bağırmaya ve coşmaya başladı. Cecelia tekrar "Heeey, herkese çok teşekkür ederim, sizi seviyorum," diye bağırdı, mikrofonu bana verdi ve sahneden indi.
Öylece kalakalmıştım. Belki ben de şarkı söylemeliydim. Bilmiyordum. Buna cesaretim var mıydı? Ne diyordum ben, elbette yoktu. Cecelia sahneden inmişti, grup üyeleri dışında bir tek ben vardım. İnmekle inmemek arasında tereddüt ettim. Belki de Cecelia gibi cesur olacağım gün bugündü. Nefes aldım ve mikrofona doğru konuştum, bütün seyirciler bana bakıyorlardı.
"Şey...ben de bir şarkı söylemek istiyorum. Cecelia kadar iyi olacağımı zannetmem, ama bir kez dünyaya geliyoruz ve Iron Mask ile tanışma fırsatımız da öyle çok karşımıza çıkmıyor değil mi? Şarkım, Call Me Maybe." dedim ve gülümsedim. Seyirciler alkışlar ve çığlıklarla cevap verdiler. Kalbim deli gibi çarparken, ben de şarkıma başladım.
I threw a wish in the well, Don't ask me, I'll never tell I looked to you as it fell, And now you're in my way
Seyirciler nakarata geldiğimde bana eşlik etmeye başlamışlardı, Cecelia'nın şarkıları kadar insanları havaya sokucu bir şarkı değildi, ancak güzel bir şarkıydı. Şarkımı bitirdiğimde, herkes beni alkışladı, heyecandan kalbim deli gibi çarpıyordu, Edgard'a mikrofonu vermek üzere döndüm ve tüm gruba hitaben ekledim, "Sizinle tanışmak gerçekten çok harika!"
Koşar adımlarla sahneden inmeden önce Antonio bana gülümsedi ve, "Asıl biz seninle tanıştığımız için memnunuz" dedi göz kırparken. Bunun üzerine istemsiz olarak gülümsedim, Antonio yakışıklıydı, bütün Hogwarts kızları ona bayılırdı. Sanırım o Hogwarts kızları grubuna ben de dahil olmuştum artık. Onunla konuşma şansını yakaladığım için çok mutluydum.
Antonio bagetlerinden birini bana verdi ve ekledi, "Anı olur." Gülümsedim ve bir elimde ponpon, bir elimde Antonio'nun bageti, sahneden aşağı koşturdum. Bana bakan gözlere aldırış etmemeye çalışarak Anastacia'yı kalabalık arasında bulmaya çalıştım. Konser daha yeni başlıyordu, ön sırada bulduğumuz yeri kaybetmek istemiyordum. Mutlulukla gülümsedim ve yürümeye devam ettim.
En son Aleksandra Targaryen tarafından Ptsi Haz. 11, 2012 10:18 am tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
Eavélon B. Diva
RP Yaşı : 20 Mesaj Sayısı : 77 Gerçek Adı : Eavélon B. Diva
Konu: Geri: Sahne Paz Haz. 10, 2012 7:58 pm
Şarkı bittiğinde derin bir nefes verdi. Adre sahneye çıkacakların isimlerini çekecekti. Herkes merakla isimleri beklerken. Antonio ise arkada gerilimi artırmak için ritm vermeye başlamıştı bile. " Cecelia Winslet ve Aleksandra Targaryen, sahneye davet ediliyorsunuz!" dendiğine son gücüyle son kez zillere vurdu sırayla. Sonra bitiş için son hamlesini yaptı. Yükselen çığlıkları ve tebrik seslerini duyabiliyordu. Yavaşça olduğu yerde dikelir iken ayağını burktu. Lanet olsun! diye içinden geçirdi. Ellerini havaya kaldırdı ve daha çok alkış gelmesi için alkış tuttu. Sonra ayakkabıları çıkarıp eline aldı. Yavaş adımlar ile grubun yanına geldiğinde gülümsüyordu. Sahneye çıkan kızı ilk önce tebrik etti. Adını bilmiyor olması önemli değildi. Sahnede olması ve bir ilk deneyim yaşaması önemliydi. Heyecanlı oldukları her hallerinden belli oluyordu. Antonio'nun ilk sahne deneyimi aklına geldi. Gülümsedi. Kısa bir konuşma, sahneye alışma kısmında sonra mikrofonu eline alan Cecelia olmuştu. Elindeki ayakkabıları havaya attı. Birinin kafasına gelmemiş olmasını diliyordu. Sesini temizlediğinde konuşmaya başladı. " Daha ne bekliyoruz. Eğlenmenize bakın!" dedi ve hızlı adımlar ile baterinin yanına gitti. Yerine tekrar oturduğunda Cecelia'nın solosunu dinledi. Ardından sesinin güzelliğini fark etti. Harika. Ardından ritmi yakaladığında Antonio'da eşlik etmeye başlamıştı. Ardından bütün grup ve seyirciler. Tam ritme alışılmışken ani değişiklikten duraksadı Anto. Sonra yeni şarkının ritmini kapmak için Cecelia'nın sesini takip etti. "Hey hey you you / I don't like your girlfriend / No way No way" Sahneye alışmış görünüyordu. Kesinlikle sahnede olmalı diye geçirdi içinden. Enerjisi farklıydı. Şarkısı bittiğinde hızını alamamış olmalı ki bir star gibi davranmaya başladı. Ardından da sahneden alkışlar eşliğinde indi.
"Şey...ben de bir şarkı söylemek istiyorum. Cecelia kadar iyi olacağımı zannetmem, ama bir kez dünyaya geliyoruz ve Iron Mask ile tanışma fırsatımız da öyle çok karşımıza çıkmıyor değil mi? Şarkım, Call Me Maybe." Gülümsedi Antonio. Bu şarkıyı severdi. Ritmi verdi başta. Sonra da bagetleri birbirin vurarak şarkıya girdi. Nakarat kısmında çoşmuş olan hayranlarına baktı. Şarkı bittiğinde yükselen tezaruhattı duyduğunda alkış tuttu Anto. Asıl alkışlanması gereken onlardı. Onlar olmasa Iron Mask'de olmazdı. "Sizinle tanışmak gerçekten çok harika!" Bagetlerini de yanına alarak öne çıktı. " Asıl biz seninle tanıştığımız için memnunuz." derken göz kırptı. Ardından bagetlerinden birini ona verdi gülümseyerek. " Anı olur." Sahneden indikten sonra Antonio bağırdı. "Tamam mı devam mı?" Yükselen sesten anlaşıldığı kadar devam edilecekti. Antonio yerine geçerken Andreas'a ve Edgard'ın omzuna vurdu. Adre'ye de bir beşlik çaktı ve yerine geçti.
Edgard Davin Iron Mask Solisti
RP Yaşı : 25 Mesaj Sayısı : 545 Gerçek Adı : Kurt Yaş : 30
Çanta Eşyalar:
Evcil Hayvan:
Konu: Geri: Sahne Çarş. Haz. 13, 2012 3:44 pm
Sahneye çağırdığımız kızlar beklediğimden daha iyi çıkmışlardı. Adı Cecilya olan mikrofonu kaptığı gibi şarkısına başlamıştı. Yenetekli olduğu belli oluyordu. Söylediği şarkıyı bilmediğim için eşlik etmemiştim. Daha sonra teşekkür edip sahneden ayrıldı. Diğer kızda biraz daha çekingen olsa da o da şarkısını söylemişti. Anlaşılan bugün sahneye çıkan kızlar şanslı olmalarının yanında aynı zamanda yetenekliydiler. Onun da şarkısı bitince Antonio bagetlerinden birini verdi kıza. Yerine geçerken de seyircileri coşturmayı bildi. Kesinlikle arkada harcanıyordu. Güldüm ve herkes yerine geçince tekrar en öne çıktım. "Şimdi sırada bu gecenin son şarkısı var. Ama ondan önce yaptığı afiş ile hepimizin gönlünü kazanan Anastacia Bouveir'e grupça teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ayrıca Iron Mask ile bir akşam yemeği kazandı. Menejerimiz kendisine ulaşacak ve bilgilendirmeyi yapacak. Teşekkürler Anastacia." Vakit kaybetmeden diğer şarkıya geçtim. Bu yeni bir şarkıydı. Herkesin gönlünü kazanıp akşama son verecek bir şarkı.
Bu sefer şarkıya ilk ben girdim. Ardından hep beraber çalmaya başladık. Melodinin bile insanı etkilediğini düşünüyordum. Kendi yazdığım şarkılardan biriydi. Şarkıyı söylerken kendimi kaybettiğimi farkettim. Sahnenin her yerinde geziniyordum. Seyircilerin hareketleri sahnedekileri kendinden geçiriyordu aslında. Bir ara sahnenin kenarına yaklaştım ve geriye doğru bıraktım kendimi. Gençlerin elleri hemen havaya kalkmıştı. Tuttular beni ve onların destekleyici ellerine yaslanırken söyledim şarkıyı. Yeniden doğruldum ve zıpladım bir kaç kere. Başlarını sallamaya başlayan gençleri görüyordum. Çevrelerindekileri de coşturuyorlardı.
I'm worse at what I do best And for this gift I feel blessed Our little group has always been And always will until the end
Belki de bazı şeyleri açığa çıkartacaktı bu şarkı. Bunu düşüncelerimden attım ve yeniden şarkıya odaklandım. Yeniden sahnenin kenarına yaklaştım. Şarkıyı söylerken eğildim ve kızlardan birinin elini tuttum ve baterinin girdiği yerde kısa bir öpücük kondurdum elinin üzerine. Tekrar ayağa kalktım ve gitarı parçalarcasına çalmayı sürdürdüm. Şarkı oluştuğundan beri sinirlerimi yatıştıran bir özelliği vardı. Dinleyicilerin de aynı şeyleri hissetmelerini umdum. Şarkının sonlarına doğru nerdeyse tüm sahneyi dolaşmıştım bir ara Andreas'ın yanına gittim ve onun yanında söylemeye devam ettim. Antonio ve Adre'yi de yalnız bırakmadım en sonunda en öne geldim ve öyle bitirdik şarkıyı. Kısa bir süre sessizlik oldu ve arkasından çılgınca çarpan ellerden oluşan alkış sesleri. Gülümsedim ve mutlu bir şekilde gitarımı bıraktım. Boynumda duruyordu hala ama ağırlığını hiç hissetmiyordum. Yeni şarkıyı beğenmişlerdi. Sırada grup selamı vardı. Diğerlerinin yanıma gelmesini bekledim.
Söylenen Şarkı:
Tatiana Cheryl Clodia
RP Yaşı : 20 Mesaj Sayısı : 326 Gerçek Adı : Myrina Crosowski
Konu: Geri: Sahne Perş. Haz. 14, 2012 12:49 pm
Cecelia ve Aleksandra'nın çok heyecanlı olduğu her halinden belliydi. Açıkçası bende olsam bende heyecanlanırdım, biz Iron Mask'iz. Tüm büyücü dünyasını sallayan grup. Edgard, kızların merdivenden çıkmasına yardım etti ve bir şeyler konuştu. Dikkatin dağılmaya başlamıştı. Bu konserin son olduğunu, kim nereden bilebilirdi ki? Özleyecektim Iron Mask'i.. Edgard'ı, Andreas'ı, Antonio'yu. Bir aile bulmuştum ben kendime, ancak bıktırmıştı artık bu hayat. Yeni bir başlangıç istiyordum. Nymeria'dan da kopacaktım, gerçi ikizimle çok uzun zamandır görüşmüyoruz. Neredeyse mezun olduğumdan beri. Ama onu da özleyecektim. Audrey'i, Francisco'yu, Jordoan'ı, tüm hayranlarımı. Bu koskocaman Iron Mask ailesiyle son görüşmemdi. Her an ağlayabilirdim. İçimden sayıklamaya başladım, Güçlü ol kızım. Başımı kaldırdım ve tüm bu öğrencilere bakıp gülümsedim. Özleyeceğim sizi. Aklımı Aleksandra'nın sesi dağıtmıştı, minnettardım. " Ben Aleksandra. Targaryen... Aleksandra Targaryen! Sizinle tanışabildiğim için o kadar mutluyum ki! " diye haykırmıştı adeta. Kıza bakarak gülümsedim. Ardından Cecelia aldı mikrofonu ve " Beni tanımayan yoktur heralde. Yine de yeni gelenler için belirtmek isterim ki ben Cecelia Winslet. Duygularım o kadar karışık ki, şu anda heyecandan ölebilirim. Sizi konuşupta sıkmak gibi bir niyetim yok. O yüzden hemen şarkıma başlamak istiyorum, " dedi. Yüzünü buruşturdum ve kısık sesle Ukala dedim. Sevmezdim böyle insanları, evet özgüven önemliydi. Ancak kendini beğenmişlik tamamiyle zıttı bu kavramdı. Ben bile tüm büyücü dünyası tarafından tanınıyorum ve daha öyle bir cümle kurmadım. Sert bir bakış attım kıza ve o sırada şarkısına giriş yaptı.
You say that I'm messing with your head (yeah, yeah, yeah, yeah) All 'cause I was making out with your friend (yeah, yeah, yeah, yeah) Love hurts whether it's right or wrong (yeah, yeah, yeah, yeah) I can't stop 'cause I'm having too much fun (yeah, yeah, yeah, yeah) You're on your knees
[i]Begging please But honestly I just need to be a little crazy All my life I've been good but now, I'm thinking what the hell All I want is to mess around and I don't really care about If you love me, if you hate me, you can't save me, baby, baby All my life I've been good but now, whoa, what the hell
Kızın sesi aslında güzeldi. Ancak yarattığı ilk izlenimden hoşlanmamıştım, şimdi ölsem de bu kızı sevemezdim. Ancak öğrenciler ona eşlik ediyorlardı, popüler bir isim olmalıydı. Kız, hızını alamadan diğer şarkısında geçti sonra.
Hey hey you you I don't like your girlfriend No way No way I think you need a new one Hey hey you you I could be your girlfriend Hey hey you you I know that you like me No way No way No, it's not a secret Hey hey you you I want to be your girlfriend
Şarkıyı bitirdiğinde yüzünde devasa bir gülümseme vardı. " Heeey, herkese çok teşekkür ederim, sizi seviyorum, " diye bağırdı ve mikrofonu Aleksandra'ya verdi. Favori hayranlarımdan biri olmuştu bu kız. Ardından Cecelia, koşa koşa Edgard'ın yanına gidip sarıldı. " Şey.. Ben de bir şarkı söylemek istiyorum. Cecelia kadar iyi olacağımı zannetmem, ama bir kez dünyaya geliyoruz ve Iron Mask ile tanışma fırsatımız da öyle çok karşımıza çıkmıyor değil mi? Şarkım, Call Me Maybe. " dedi Aleksandra. Heyecanlı görünüyordu, ancak ben başaracağına inanıyordum.
I threw a wish in the well, Don't ask me, I'll never tell I looked to you as it fell, And now you're in my way
Seyirciler de eşilk etmeye başlamıştı ve ben Aleksandra adına gerçekten sevinmiştim. Aslında şarkısı bittiğinde onunla tanışmayı isterdim ancak zaten gideceğim, arkamdan bir hayran daha bırakmak istemiyorum. Dönüp mikrofonu Edgard'a verdi ve " Sizinle tanışmak gerçekten çok harika! " diye bağırdı neşeli bir sesle. Ardından ona gurur duyduğumu anlatan bir ifadeyle gülümsedim ve gitarıma döndüm. O sırada sahnede bir şeyler konuşulmuştu ama pek dikkat etmemiştim. Aleksandra sahneden indikten sonra Antonio, " Tamam mı devam mı? " diye bağırdı ve seyirciler tekrar coştu. Bana bir beşlik çaktı, göz kırptım ve şarkıya girilmesini bekledim. Şarkıyı beklerken Edgard, şaşırtıcı bir şekilde mikrofonu aldı ve duyuru yaptı, " Şimdi sırada bu gecenin son şarkısı var. Ama ondan önce yaptığı afiş ile hepimizin gönlünü kazanan Anastacia Bouveir'e grupça teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ayrıca Iron Mask ile bir akşam yemeği kazandı. Menejerimiz kendisine ulaşacak ve bilgilendirmeyi yapacak. Teşekkürler Anastacia. " Kızın afişini görmüştüm ve gerçekten böyle sadık hayranlarımız olduğu için sevinmiştim. Evet, hak ediyordu. Ardından Edgard şarkıya girdi, bu yeni bir parçaydı ve Edgard tarafından yazılmıştı.
I'm worse at what I do best And for this gift I feel blessed Our little group has always been And always will until the end
Ardından Edgard tüm sahneyi turlamıştı ve yine aynı noktaya gelmişti. Şarkı bittiğinde kısa bir sessizlik oldu ve grupça sahnenin önüne gelip selam verdik. Evet, konser bitmişti. Ve şimdi ağlamamak için buradan hemen çıkmalıydım. Antonio'nun kulağına eğilip " Buradan hemen çıkmalıyım. Andreas ve Edgard'a bir şeyler uydur lütfen, çok önemli. Seni seviyorum Anto. " deyip yanağına bir öpücük kondurdum. Evet, bu adamı özleyecektim. Ardından sahneyi terk ettim. Birkaç gün sonra Adreanna Latisha d'Estge devri bitiyordu. Yeni bir hayat başlayacaktı.