"Şimdi gitmem gerek. Ama daha sonra görüşelim, Brian." Bunu dediği anda içimi bir telaş ve mutluluk sardı. Yeniden görüşmek istiyordu. Fakat yalan da söylüyor olabilirdi. Beraber görülmemizden korkuyordu belki de. Ama yalan söylediğini düşünmüyordum. Yine de arkasından gidip kolunu tutmama engel olmadı bu. Kız döndüğünde yüzümde nasıl bir ifade olduğunu bile bilmiyordum. Mimik prensi olarak adlandırılan ben yüzümde nasıl bir ifade olduğunu dahi bilmiyordum. O ise şaşkın görünüyordu. "Yarın, güneş batarken, Kayıkhane'de. Olur mu?" Cümleyi nasıl bitirdiğimi bilmiyordum. Sadece tekrar buluşacağımızdan emin olmak istemiştim. Arkasına dönüp gitmeden önce başını sallayarak gülümsedi. Şatoya doğru giderken sallana sallana gidiyordu. Sanki aralarında ki bağı koparmak istemiyormuşcasına. Ya da öyle hayal ediyordum. Fakat ben istemiyordum...
Rp Sonu