RP Yaşı : 16 Mesaj Sayısı : 2257 Gerçek Adı : Ergin Yaş : 27
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 5:44 pm
Bir boş bardak daha. Kaymak biraları beni gerçekten kesmiyordu. Ya ben fazla alkoliktim ya da herkes fazla temizdi. Elime aldığım bardağın hemen hemen sonlarına gelmişken Kath'in yanındaki sandalyeye oturdum. Ben otururken Dean masadan kalkmıştı. Gözlerimizle o kısa Bro selamlaşmasını yaptıktan sonra gittiği yeri gördüm. Biricik Bastet. Tabi ki Dean'in onunla o şekilde ilgilenmediğini biliyordum bazı aptallara farkla. İnsanın kardeşi gibi biriyle böyle bir dedikoduda adının geçmesi kötü bir şeydi. Şimdi düşündüm de Nymeria ya da Alex ile adım böyle bir dedikoduya çıksa gerçekten rahatsız olurdum. Düşüncelerimden uzaklaşırken genç kızın kulağına eğilmiştim. "Bu kadar güzel görünmeyi bırakmalısın. Kardeşim kıskançlıktan kuduruyor olmalı." Kath'in yanağına uzun bir öpücük kondururken elim beline gitmişti. Muzip bir şekilde sırıtarak beni geri itti. Dudaklarına kısa bir öpücük kondurduktan sonra yerimden kalktım. "Bence iyi dinle, arada senin için bir şarkı olabilir." Son kez çekici sırıtışlarımdan birini attıktan sonra Dean'in bulunduğu yere doğru yöneldim. Bro'mun omzuna vururken Bast'a sırıttım ve "Erkek arkadaşını bir saniye için alacağım." dedim. Henüz Bast suratıma bir tane geçirmeden ufak bir kahkaha atarken "Şaka şaka, kardeşsiniz falan filan ama Bro'mu gerçekten almak zorundayım," diyerek Dean'le birlikte sahne arkasına doğru yürüdük. Sahne arkasında bizi bekleyen kişi Reyna idi. Oldukça heyecanlı görünüyordu. Aslında ilk çıktığım zamanı hatırlıyordumda... Aslında hiç heyecanlı değildim. Biraz garipti. Şu çekici sırıtışlarımdan bahsetmiştim değil mi? İşte yine onlar devreye girdi. "Savaşa gitmiyoruz kırmızı burun, sadece biraz Rock yapacağız." En azından onu biraz rahatlatmaya çalışıyordum. Henüz Henry ortalarda yoktu, ah şu romantik çocuk. Kesinlikle Nymeria ile takılıyordu. Yine de çıkış saatimize biraz daha vardı. Önümüzden geçen garsondan üç kaymak birası aldım ve birini Bro'ma verdim. Minnettar bir şekilde az da olsa alkolün tadına vararken diğer bardağı Reyna'ya verdim ve gülümsedim. Alkolde sinirlerini yatıştırmayacaksa ne yatıştıracaktı ki?
Clara Carlevaro
RP Yaşı : 18 Mesaj Sayısı : 1791 Gerçek Adı : Selis Yaş : 26
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 6:23 pm
"Yavaş ol, küçük bayan," dedi Mars. Ardından ona gönderdiğim kızgın bakışlar üzerine hafifçe güldü ve içkisinden bir yudum aldı. Ben de içki bardağımı kafama diktim ve bardağın sonuna gelmiş olduğumu fark ettiğimde sıkıntıyla iç çektim. Baygın bakışlarımı Mars'ın yüzüne diktim ve "Ee, gözlerine bir kurban kestirdin mi, yoksa bu gece cidden benimle mi takılacaksın?" diye sordum. Derin bir nefes aldım ve yanımızdan elinde dopdolu bir tepsiyle geçmekte olan kafasız zombiyi durdurup tepsinin üzerindeki iğrenç görünümlü ancak tadının güzel olduğunu tahmin ettiğim yiyeceklerden birkaç tanesini avucuma doldurduktan sonra, iki kadeh kaymak birası daha aldım ve elinde boş içki bardağıyla etrafı kendinden emin bakışlarla süzmekte olan Mars'a elimdeki içkilerden birini uzattım. Sağ elimdeki yiyeceklerden birini ağzıma götürdükten sonra yiyeceği yumuşatması için kaymak biramdan kocaman bir yudum aldım, anlaşılan bu gece hiç de yavaşlamayacaktım. İçkimden büyük bir yudum daha aldım, şimdiden kendim dans etmeye hazır hissediyordum. Bakışlarımı eğlenmekte olan diğer arkadaşlarıma çevirdim, hepsi gayet iyi gibiydiler. Aniden başımı Mars'a çevirdim ve gözleri kısılmış bir şekilde belli bir noktaya bakmakta olduğunu fark ettim. Ah, harika! Dans partnerimin ilgisini bir başkası çekmişti! Elimdeki bardağı kafama diktim ve yanımdan geçmekte olan başka bir garsonun elindeki tepsiyle boş bardağımı bıraktıktan sonra hızla Mars'ı omuzlarından tuttum ve bana çevirdim. Yüzümde sinir olmuş bir ifade vardı, bundan emindim. "Soruma cevap vermedin, Spartacus." Kollarımı onun boynuna doladım, artık dikkatini çektiğimden emindim ve bütün gece boyunca da dikkatini üzerimde tutmakta kararlıydım. "Bu gece benimle misin, yoksa bir başkasıyla mı? Biliyorsun, Afrodit olarak kendime yeni bir partner bulmam hiç de zor değil," dedim ve kısa bir kahkaha attım. "Sakın bunu bir tehdit olarak algılama, sadece iyiliğin için seni uyarıyorum." Tatlı tatlı gülümsedim ve elinden içkisini kaparak bardağı kafama diktim.
En son Aleksandra Targaryen tarafından Ptsi Eyl. 03, 2012 6:26 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Henry H. Hart Hogwarts Kütüphane Sorumlusu
RP Yaşı : 18 Mesaj Sayısı : 343 Gerçek Adı : Hector
Çanta Eşyalar:
Evcil Hayvan:
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 6:23 pm
Pelerinimi savurarak koridorda yürümeye devam ettim. Nymeria'da aslında beni bekliyordu. Onu almıştım planlarımıza göre ilerlemiştik ki ben bagetleri unuttuğumu farkedip geri dönmüştüm. Tekrar Nymeria'yı bulmak zor olmuştu. Herkes abartılı kostümler içindeydi. Loş okul ışıkları altında ilerledim ve sonunda aradığım kişiyi buldum. Esmeralda kostümüyle esmer güzeli olmuştu. Omuzlarını açık bırakan giysisi ile dikkatleri üzerine çekiyordu. Beraber büyük salona girmeden önce kılıçlarımı düzelttim. Kemerin arkasına da bagetleri asmıştım. Tabi onlar pelerin sayesinde görünmüyordu. Esmeralda kostümüyle ondan daha güzel olan sevgilimin koluma girmesi için uzattım. Beraber girdik içeri. İlk gördüğüm ölü bir papaz ve hizmetçiydi. Adamın boynundaki kocaman haça bakıp iç geçirdim. Hizmetçi sanki yüzündeki derilerin yarısı soyulmamış gibi derin bir neşe içindeydi. Balkabaklarıyla süslü merdivenden indik usulca. Geniş alanda konuşan gruplar vardı. Yan taraftan geçen zombinin taşıdığı tepsiden iki kaymak birası aldım ve Nymeria'ya uzattım. Bir yandan da başımdaki şapkayı düzeltiyordum. Nymeria'ya birşey diyecekken Brian'ı gördüm. Dean ve arkadan tanıyamadığım biriyle sahne arkasına doğru gidiyorlardı. Nymeria'nın yanağına öpücük kondurup gülümsedim. Kulağına grubun yanına uğrayacağımı ve sahnede olmadığım her anı yanında geçireceğimi söyledim. Sıkıca sarılıp bardağı bir dikişte bitirdim. Geçen zombinin tepsinine bıraktım ve hızlı adımlarla arkadaşlarımın yanına gittim. Yolda karşılaştıklarımla selamlaştığımdan tahminimden daha geç ulaştım yanlarına. Brian'ın arkasından yanaşıp ensesine patlattım bir tane. "Sahnede sızarsan bateri yerine senin kafanı çalarım." Sonra diğerlerine döndüm. "Evet, ne zaman çıkıyoruz?" Bu sırada geçen zombiden yeni bir bardak kaymak birası aldım. Bir yudum içtim. Kolumu Brian'ın omzuna koydum ve bir yudum daha aldım.
Katheryn S. Boryenka
RP Yaşı : 14 Mesaj Sayısı : 1227 Gerçek Adı : Yuvarlağımsı biçimde kopan, çok küçük miktarda sıvı kütlesi^^ Yaş : 24
Çanta Eşyalar: Evcil Hayvan:
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 6:31 pm
Spoiler:
Sanırım baloyu karakterim anlatacak
Yatakhanedeki boy aynasında üstümü başımı düzeltmeyi bırakıp aşağı inmeye başladım. Balo harika olacaktı. Heyecanla yürürken özel olarak bakım yaptığım tırnaklarımı avuç içlerime batırıp duruyordum. Canım iyiden iyiye yanmaya başlayınca saçma şeyi yapmayı bıraktım ve Büyük Salona girdim. Diz boyuna kadar her yeri kaplayan sis, nefis görünen çeşit çeşit balkabağı tatlıları, şekerlemeler nar gibi kızarmış onlarca domuz koca masaları süslüyordu. Büyük salon Cadılar Bayramı'na göre kusursuz hazırlanmıştı. Etrafı ve tanıdık yüzlerin ne giydiklerini incelerken Brian'ın sesini duydum. "Uzun zamandır ortalarda yoksun ikiz." Elimdeki Balkabağı suyunu biraz daha aşağı indirdim. Dean ve ikizi olduğunu yeni öğrendiğim Cyristal'le selamlaşıp bana döndü. "Bu gece yakıyor musun ne!?" Brian'ın oldukça enerjik söylediği bu cümleye gülmeden edemedim. Güzel göründüğümü olmam ego sınırlarımı zorlayacak gibiydi. Yanağıma sözünün garantisini veren gayet tatmin edici bir öpücükten sonra davetkar bir şekilde kolunu ona eşlik etmem için hafifçe yukarı kaldırdı. Gülümseyip koluna girdim ve yürümeye başladık. Eşim salonun içinde dolanan zombi kılığındaki garsondan bir şişe alırken ben boşumu geri bıraktım ve gülümseyip Ravenclaw masasına doğru ilerledim. Kimisi yemek yiyor, kimisi sohbet ediyordu. Bir tane daha Kaymak Birası bulup aralarına karıştım. Edith'in baloya gelmesini o kadar çok istemiştim ki hatta kostümünü bile seçmiştim. Fakat eş bulamadığı için gelmedi. Yanaklarımı şişirip dirseklerimi masaya yasladım. Yüzüm salona dönük oturdum ve kostümlerle ilgili dedikoduya başlayan kızlara kulak verdim. Hepsi genellikle saçma ve gereksiz şeylerdi ama cırt yeşil giyinen kız konusunda haklı gibilerdi. Troll sümüğü iyi bir benzetme olmuştu. Kendi kendime gülümsedim ve şimdi yanıma oturan ve kafayı bulamadığı için gerginliğini saklamaya çalışan Brian'a baktım. "Bu kadar güzel görünmeyi bırakmalısın. Kardeşim kıskançlıktan kuduruyor olmalı." Gülümsemem kahkahaya dönüşmüştü. "Bunun için varım. Süper Kadın derken kahramandan bahsetmiyordum. Süperim." Brian sırıtıp dudaklarını balo başında olduğu gibi yanağıma götürdü. Eli belime gidince onu hafifçe geri ittim. Gözlerim dudaklarına istemsizce kaydığında onunkiler benim dudağımla kısa maa iyi bir şekilde meşgul olduktan sonra ayağa kalktı. Kalbimin gürültüsünün ordan duyulmaması için dua ediyordum. "Bence iyi dinle, arada senin için bir şarkı olabilir." Sırıtıp arkasını döndü ve şuan ilgilenemeyeceğim bir yere doğru yürüdü. Aynı anda başımı ellerimin arasına alıp masaya döndüm ve dirseklerimi yasladım. Sakinleşmek için Kaymak Biramdan bir yudum daha aldım ve tekrar önüme döndüm.
Spoiler:
#FFB6C1 Renk kodum budur efenim, saygılar
Anastacia Bouviér VII. Sınıf
RP Yaşı : 15 Mesaj Sayısı : 2885 Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek. Yaş : 26
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 6:38 pm
Daha yeni aldığım kaymak birasını yudumlarken sıkıntıyla bir iç geçirdim. Aleks'in balodaki eşi olan Mars az önce iki kaymak birası alıp gitmişti. "Demek çoktan burada" diye düşündüm kendi kendime. Sonra elimdeki kadehi biraz salladım ve biranın içinde oynaşmasını izledim. Mars ile Aleks, her ne kadar bunu lamaya söylediğimde karşı çıksa da, iyi anlaşıyorlardı. Üçüncü kişi olmak hiçbir zaman haz etmediğim bir durumdu. Etrafa şöyle biraz daha bakınıp Phomel'imi aradım ama o da görünmüyordu etrafta. Hem zaten onun da Ronan'ı vardı. İyiden iyiye bu partide fazlalıkmışım gibi hissediyordum. Gerçekten gelirken ne düşünmüştüm ki? Benden başka birinin de yalnız geleceğini mi? Jack Skellington'ımı bulacağımı mı? Sinirle önüme düşen kızıl saç tutamına üfledim ve kadehimden büyük bir yudum daha aldım. Canım fena halde sıkılıyordu ve her an bu partiyi terk etme kararı alabilirdim. İkinci kadehime geçtiğimde çoktan kaymak biramı bitirdiğimde yatakhaneye çıkmaya karar vermiştim. Tam yarısına kadar gelmiştim ki arkamdan gelen boğuk bir ses beni olduğum yerde dondurdu. "Güzel kostüm." Olmayan kaşlarımı kaldırarak arkamı döndüm ve kocaman bir Jack Skellington'la karşı karşıya geldim. Gerçek mi görüyordum yoksa beynim bana oyun mu oynuyordu? Kim eşi olmamasına rağmen böyle bir kostüm giyip de gelirdi ki? Kendim dışında. "Teşekkürler," dedim hala kendime gelememişken. Cidden önümdeki kişinin başı tam bir sanat eserine benziyordu. Eğer tanıdığım biriyse, kesinlikle çıkaramamıştım. "Seninki de öyle," dedim kendime geldikten sonra yüzüme alaycı bir gülümseme takarak.. "Ama Sally'nin geleceğini nereden biliyordun?" Belki de şans yüzüme gülmüştü.
En son Anastacia Bouviér tarafından Ptsi Eyl. 03, 2012 6:52 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Isaac Lincoln
RP Yaşı : 16 Mesaj Sayısı : 455 Gerçek Adı : Dora Yaş : 30
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 6:51 pm
Bu kanatların içinde kendimi pek rahat hissettiğimi söyleyemezdim, belki daha rahat bir kostüm bulabilirdim kendime. Zaten çok durmayı düşünmediğim balo salonuna doğru ilerlerken huzursuzdum. Mel ile Ananas'ın beni Holly ile görünce vereceği tepkiden korkuyordum. Takıldığımızı biliyorlardı, ama balo da beraber görünce malesef ki kırılma ihtimalleri vardı. Bunu düşününce tüylerim ürperdi, balo salonunun önüne gelince duraksadım. İçeriden gelen gürültü kulağımı tırmalıyordu. Sırtımı dikleştirdim ve kanatlarımın düzgün durmasını sağladım. Kıyafetlere rağmen bütün yüzler tanıdık bakıyordu bana. İnsanların içerisinde ilerledikçe rahatladığımı hissettim. Fazla uzun sürmeden Melanié ile karşılaştım. Gerçektende her zamanki gibi kusursuz görünüyordu. Yanına yaklaşmadan tam önünden geçerken göz kırptım ve ıslık çalar gibi yaptım. Hemen arkasında Ananas'ı gördüm, oda gerçekten hoştu. Yanından geçerken sadece buruk bir gülücük attım ona, bunun sebebi yaşadıklarımız değil yanında o pislik Dave'nin oluşuydu. Sakin bir yerlere doğru ilerledim ve yüzümü kapıya verdim. Holly'nin beni görebileceği şekilde otururken yanımdan geçen bir garsondan kaymak birası aldım ve yudumlamaya başladım.
Spoiler:
Tatildeyim, yazmak istemedim ama uzun yazamadım. Devam etmeye çalışacağım.
Bastet Thomas
Mesaj Sayısı : 1382 Gerçek Adı : Ekön. Yaş : 26
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 7:03 pm
Rox'la ikimiz neredeyse bir ışığın pervaneleri çekmesi gibi erkekleri çekiyorduk. Kaymak birasını kafasına diktikten sonra kıkırdadı. "Eğlenceye içelim! Ne yapacağımızı zaman gösterecek. Ve tabi alkol."dediğinde göz kırptı ve elineki kadehi bitirdi. Bense gülümsedim ve dudaklarımı yaladım. "Haklısın galiba. Ama çok alkol alma, alevler içinde kalabilirsin."dedim ve gizemli bir şekilde gülümsedim. Kostümün sürprizini kimseye söylememiştim. Bir haftada dikmiştim. Parmak uçlarım yara bere içinde kalmıştı. Ama olsun, değmişti. Roxi ile muhabbetti ilerletmiştik. Gülerken bir anda biri belinden beni kendine çekince hemen arkamı döndüm. Dean yanağıma masum bir öpücük kondurup sırıttı. Sadece zırhına vurmakla yetindim. İkimiz böyle dip dibe dururken kendimi çok iyi hissediyordum."Birileri partiyi feth etmeyi mi düşünüyor yoksa ha?"beni süzüp kafasını salladı. İltifat karşısında sevinmiştim. Ne de olsa kardeşler doğru söyler değil mi? Gülümsedim ve Rox'a bakarken dibi düşen Dean'a baktım. Derin bir nefes alıp gözlerimi devirdim. "Sanırım burada başka bir fetihçi daha var. Daha sık böyle seksi şeylerle seni görmeliyiz, ayrıca şu soğuk buzları ertimek amaçlı bir ara buşuşmalıyız bence," dediğinde Dean'a kaşlarımı kaldırarak baktım. Rox'un keyfi yerinde olmasa dayak yemişti şimdiye. Rox gülümsedi ve bu sefer üçümüz muhabbet etmeye başladık. Dean tam gaz espriler yapıyor, Rox'la ben ardı ardına kahkaha patlatıyorduk.
Biri Dean'ın omzuna vurduğunda bende ister istemez irkildim. Kafamı çevirdiğimde Brian'la karşılaştım. Yüzündeki pis sırıtmayı dağıtmayı o kadar çok istiyordum ki. "Erkek arkadaşını bir saniye için alacağım." Sinirle dişleri gıcırdattım. Elimi havaya kaldırmadan bir kahkaha patlattı. Sinirle ona bakıyordum. "Şaka şaka, kardeşsiniz falan filan ama Bro'mu gerçekten almak zorundayım," dediğinde Dean ile yanımızdan ayrıldılar dişlerimi gıcırdatarak konuştum."Gerizekalı Gryffindor eziği." diye homurdandım. Rox ise bana sırıtıyordu. Gözlerimi devirdim ve örümcek şeklindeki bir çikolatayı alıp emmeye başladım. Kardeşim olacak sahneye çıkacaktı ve onun için heyecanlıydım.
Reyna Lana Regina V. Sınıf
RP Yaşı : 15 Mesaj Sayısı : 438 Gerçek Adı : Böğ.
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 7:47 pm
Antonije'ye heyecanlı bir bakış attım. Dudaklarıma hafifçe bir öpücük kondurdu. Dudaklarının sıcaklığını seviyordum, kokusunu. Dudaklarıma doğru fısıldadı. “ Sakın heyecanlanma bir tanem başarıcaksın.” dediğinde gözlerimi kapayıp başımı salladım. Kalp atışlarımı duyuyordum sanki. Sahneye doğru ilerleyecekken beni elimden tutup çekti. “SENİ SEVİYORUM” dedi ve beni kendine çekip gene öptü. Geri çekilince gülümsedim. Sonrasında mavi-yeşil gözlerinin içine bakarak konuştum. Ben de SENİ SEVİYORUM.” dedim ve sahne arasına doğru gittim. İlk gelen ben olduğum için bir kenara iliştim ve heyecanım artarken oturdum ve diğerlerini bekledim. Brian ve Dean gelince ikisi de bana gülümsediler. Brian kızarmama sebep olan bir şekilde gülümsedi. "Savaşa gitmiyoruz kırmızı burun, sadece biraz Rock yapacağız." dedi. Sonrasında bana bir kaymak birası daha uzattı. Tedirgin bir şekilde bir yudum alırken Henry içeriye daldı. Ellerinde bagetlerini tutuyordu. "Sahnede sızarsan bateri yerine senin kafanı çalarım. Evet, ne zaman çıkıyoruz?" dediğinde omuz silktim. Ben yeni üyeydim her şeyi bilemezdim ya.
Vincenzio Geovanny VI. Sınıf
RP Yaşı : 15 Mesaj Sayısı : 101 Gerçek Adı : Cihan Yaş : 27
Çanta Eşyalar:
Evcil Hayvan:
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 8:01 pm
O sabah çok işim vardı. Kıyafetimin son rüküşleri tamamlanmalıydı. Kıyafet tamamlandıktan sonra üstüne birde tepemde dolaşması gereken şimşekleri veya yıldırımları büyü ile yapmalıydım. Hemen hazırlıklara başladım. İlk önce kıyafetimi hazırladım ve üstüme geçirdim. Çok güzel olmuştum. Acaba Dean beğenicekmiydi. Ben ona aşıktım. Baloya benimle gitmesi beni ayrı bir heyecana sokmuştu. Asla yanlış bir şey yapmamam gerekiyordu. Küçük bir hata da rezil olabilirim. O nedenle her şeyimle kusursuz olmam gerekiyor. Asamla zarif bir bilek hareketiyle bulutları kafamda dolaştırmaya başardım. Hemen ortak salondan çıkıp büyük salona doğru ilerlemeye başladım. Acaba Dean varmış mıdır ? Bilemiyorum. Kapıya geldiğimde hemen şöyle bir göz gezdirdim. Ama Dean yoktu. Neyse birazdan gelir diye düşünerek bir garsonun elinden kaymak birasını çekip içmeye başladım. Hala bekliyordum ama hala Dean gelmemişti. Vazgeçti sanırım. Rezil olucaktım herkese. Tam gidecektim ki Dean aniden kapıda belirdi. Dean’ı görünce sinirli bir şekilde kendisine bakıyordum. Bana doğru ilerliyerek geldi. Yanağıma bir öpücük kondurduktan sonra "Üzgünüm genç bayan, hazırlanmam uzun sürdü," dedi ve göz kırptı. Olsun ama cevap vermedim. Çünkü biraz canım sıkılmıştı. O sırada yanımıza yaklaşan Brian'ı ve Rav'dan olan genç kızı fark edememiştik. Eğilip beni öptükten sonra "Uzun zamandır ortalarda yoksun ikiz." dedi ve her zamanki flörtöz gülüşünü kullanarak yanındaki kıza dönüp güzel bir iltifat savurdu. Ama Dean hiç böyle bir şeyler yapmadı bana. Aslında biliyordum. Auré’ı düşünüyordu.
Elliot John Dubenich VII. Sınıf
RP Yaşı : 16 Mesaj Sayısı : 665 Gerçek Adı : Kadri Yaş : 27
Çanta Eşyalar: Evcil Hayvan:
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 9:05 pm
Son yaşanan olaylardan sonra baloya gidip gitmemek konusunda kararsız kalmıştım. İkinci kez terk edilmek ve baloya ilk terk edildiğim kızla birlikte gitmek pek iyi hissettirmiyordu. Gecikmişte olsam sonunda baloya gitmeye karar vermiş ve kostümümü giymiştim. Üzerimdeki bu kostüm daha kötü hissetmeme oluyordu nedense. Bu kostümü seçmekteki nedenimi de hiç bilmiyordum. O an güzel gelmişti ama şu an aynı şey geçerli değildi. Captain America gibi göstermesi için kıyafet normal halinden daha ağır bir şekilde yapılmıştı. Kostümü tamamen giyince maskenin daha kötü olduğuna karar verdim ve maskeyi hemen çıkarttım. Kalkanı da elimle kavrayıp, yatağın üzerinden aldım.Direk kapıya gidip kapıyı açtım ve yatakhaneden çıktım. Kalkan gerçekten demirden yapılmış kadar ağır geliyordu şu anda. Ama plastik bir tıpatıp kopyası olduğunu bilmek iyiydi. Sonunda balonun olduğu yere gelebilmiştim. Kapıdaki papaz ve hizmetçi, bunlar ölüydü. Beni içeri götürdüler. İçerisi de bir o kadar korkunç gözüküyordu. Ve herkes gelmiş gibiydi. Sanırım baloya geç kalan bir kaç kişi ve ben vardım sadece. Hemen etraftaki zombi garsonlardan birinden bir kaymak birası aldım. Eğer alkollü başka bir şey yoksa içmeye erkenden başlamak iyi olurdu. Etrafta konuşulmaya değecek birilerinin olduğunu görememiştim. Bulmam gereken kişi Bastet'ti. Onunla konuşmak iyi gelebilirdi. Biten bardağı bir masaya bıraktıktan sonra yürümeye başladım. Onu bulmam kolay olmuştu. Sonuçta Rox'un yanında olacağını tahmin etmiştim ve onun ne giydiğini biliyordum. Ben yaklaşırken yanlarından bir Thor ve Hawkeye uzaklaşıyordu. Hawkeye'nin kim olduğunu anlamam pek zor olmamıştı şu Gryffindorlu çocuk ama öbürünü tanıyamamıştım. "Gerizekalı Gryffindor eziği." Sadece bunu duyabilmiştim. Başka bir şey dediğini de sanmıyordum. Yanlarına iyice yaklaştığımda beni fark edebildiler. "Sana tamamen katılıyorum. Hepsi öyle değil mi zaten?" Bu laftan sonra onlardan hakaretleri yemeye başlayabilirdim. Bir kaymak birası daha aldıktan sonra tekrar konuştum. "Pekala geceniz nasıl geçiyor? Eğleniyormusunuz?1 Tamamen öylesine bir soruydu en azından konuşuyor gözükürdük.
Dean Bloom
Mesaj Sayısı : 772 Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Ivan A. Arshlander ve Sophie A. Hunter'ım.
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 9:16 pm
Gece tüm hızıyla ilerlerken Dean kendini akışa bırakmatan alamıyordu. Müzik bedenine değerken gözlerini arada huzurla kapatıyor ve olması gerektiği yerde olduğu için gülümsemesini saklamıyordu. Rox ve Bast'ın yanında gecenin tadını çıkarırken Brian'ın onu konser için almasıyla hareketlenmişti. Büyük gece denebilirdi. Gruba yeni dahil olan basçıları ve aynı zamanda dişi solistleri ile yapacakları ilk konserdi. Daha önce Brian ve Henry ile konserlere çıkmıştı. Henry'i düşünürken her zamanki neşeli haliyle yanlarına damladığında artık kalsikleşmiş olan selamlaşmak için kullandıkları tokalaşmalarını bitirdiler ve Dean sözü eline aldı. "Beyler ve güzel bayan, bu geceye damgamızı vurmamız gerektiğini biliyorsunuz hepiniz. Toplamda beş şarkı çalacağız istek bir şeyler olursa ayarlarız. Her neyse, HAZIR MISINIZ HYPERİON!" dedikten sonra gruptakilerle son olarak bakıştı ve hepsi sahneye girmek için seçtiği özel şovu sunabilmek amaçlı yerlerine doğru ilerledi. İlk şarkıyı Dean söyleyecekti. Her konserde olduğu gibi içinde bir heyecan furyası kopuyordu. Sakince büyük salonun tepesindeki yerine doğru ilerlemeye başladı. Elindeki çekiç görünümndeki mikrofona gülümseyerek baktı ve zırhını hızlı bir şekilde çıkardı. Pelerinine yaptığı büyü sayesinde üzerinde rahatça durabiliyordu. Yerini aldığında bütün salona hakimdi. Sahne tam altında duruyordu. Şarkının ilk notalarıyla birlikte ortaya çıkan arkadaşlarına beğeni dolu gözlerle baktıktan sonra hızlı bir şekilde aşağı doğru bir uçuş gerçekleştirdi. Arkasında havalanan pelerini ile içinde bulunduğu durum ciddi anlamda güzel bir kontrast oluşturuyordu. İlk sözcükler dudaklarından çıkarken çekiç mikrofona dönüşmüştü. ayakları yere basarken "This ain't a song for the broken-hearted..." Sözcükler kendi ağzından çıkmasına rağmen beğeni dolu gülümsemesini suratından silememişti. "A silent prayer for the faith-departed, I ain't gonna be just a face in the crowd, You're gonna hear my voice, When i shout it out loud!" Hareketlenen balo salonuna baktıkça içinden yükselen şevk ile devam ediyordu söylemeye şarkı kendiliğinden alıp götürüyordu zaten..
"It's my life It's now or never I ain't gonna live forever I just want to live while i'm alive (it's my life) My heart is like an open highway Like frankie said I did it my way I just wanna live while i'm alive It's my life
This is for the ones who stood their ground For tommy and gina who never backed down Tomorrow's getting harder make no mistake Luck ain't even lucky Got to make your own breaks
It's my life And it's now or never I ain't gonna live forever I just want to live while i'm alive (it's my life) My heart is like an open highway Like frankie said I did it my way I just want to live while i'm alive 'cause it's my life
Better stand tall when they're calling you out Don't bend, don't break, baby, don't back down
It's my life And it's now or never 'cause i ain't gonna live forever I just want to live while i'm alive (it's my life) My heart is like an open highway Like frankie said I did it my way I just want to live while i'm alive
It's my life And it's now or never 'cause i ain't gonna live forever I just want to live while i'm alive (it's my life) My heart is like an open highway Like frankie said I did it my way I just want to live while i'm alive 'cause it's my life! "
Şarkı sonlandığında kalbi sanki göğsünden çıkacak gibi atıyordu. Salonun beğeni dolu çığlıkları ve şarkıya katılımları onu ciddi anlamda mutlu etmişti. Gece daha yeni başlıyordu ve devamı fena gelecekti..
İlk Şarkımız:
Henry H. Hart Hogwarts Kütüphane Sorumlusu
RP Yaşı : 18 Mesaj Sayısı : 343 Gerçek Adı : Hector
Çanta Eşyalar:
Evcil Hayvan:
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 9:53 pm
Ben kaymak birasını yudumlarken Dean gayet gaza gelmiş bir şekilde sahneye çıkma zamanları geldiğini belirtti. Bagetlerimin kemerindeki yerlerinde olup olmadığını kontrol ettikten sonra bolca el kol şakasıyla birlikte yerlerimizi aldık. Herkes kostümünün simgesiyle beraber geliyordu. Dean çekiciyle birlikte yukarıdan inerken ben Zorro'nun tek dostu olan atıyla birlikte diğerlerinin arasından geçerek sahneye çıkmıştım. At normallerinden daha büyüktü ve burnundan dumanlar çıkartıyordu. Gayet korkunçtu. Yanından geçtiklerimiz anca atın bacağı kadar uzunlardı. Sahneye çıktığımda at birden kayboldu ve ben hızlıca yere indim. Pelerinimi savurup yerime geçerken kılıç çeker gibi bagetlerimi çıkardım. Pelerini düzelttim ve şapkayı başımdan çıkartıp boynumdan bağlı olduğu için sırtıma bıraktım. Kollarımı sıvadım. Herkes yerini alınca kendi aramızda oluşturduğumuz işaretle beraber başladık. Notaları kaçırmamak zordu ama imkansız değil. Ritme alışınca başımı sallamaya başladım. Ara ara vurmadan önce bagetleri elimde döndürüyordum. Oturuyor olmama rağmen gaza gelmiştim. Gitarın solo girdiği yerde diğerlerinin durumuna baktım onlarda coşmuşlardı. Güldüm ve tüm gücümle vurdum bateriye. Dinleyicilerin çığlıkları bu işi zevkli kılıyordu. Şarkının sonuna geldiklerinde herkes nefes nefeseydi. Çıkmadan önce yanıma aldığım sudan biraz içtim. Şarkı söylemediğim halde susamıştım. Yeni parça başlamadan kollarımı oynattım ve diğerlerini izleyerek işin zevkini çıkarmaya başladım.
Brian Walters
RP Yaşı : 16 Mesaj Sayısı : 2257 Gerçek Adı : Ergin Yaş : 27
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 10:16 pm
Herkes kendi girişini yaparken kostümüme en uygun girişi yapmayı seçmiştim. Sahneye doğru yüksekten atlamak. İp bağlı olan okumu tavana doğru fırlatırken bu adrenalinin verdiği his güzeldi. Aslında mugglelar o kadar da saçmalamamıştı. Tavana saplanan okun ipinden sarkarak sahneye inmiştim. En adrenalin dolu girişi ben seçmiştim sanırım. Fakat gitarımı omzumdan geçirdiğimde bütün bunlar önemsiz kalıyordu. Ritimin verdiği o müthiş his. İlk şarkının verdiği coşkuyla her zaman ki gitar sololarıma girişiyordum. Dean'in sözleriyle birlikte ritmimi yakalıyordum. Elektro gitar elimdeyken kendimi adeta başka bir dünyada hissediyordum. Kendi müziğimi yaratıyordum. Şarkı bittiğinde ve bütün salon alkışlarla gümbürdediğinde sırıtarak gözlerimle salonu taradım. Bir çok tanıdık yüz bize bakıyordu ve beğenmişlerdi. Bu ilk değildi fakat Reyna için ilkti. Cesaretlendirici bir sırıtış atarken sıranın bana geldiğini fark ettim. Omzumdan elektro gitarı çıkararak Dean'e attım. Gitarı havada yakalıyıp kendi omzuna asarken o da elektro gitarın heyecanını yaşamakla meşguldü. Yine de solistliği seviyordum. İnsanın güzel bir ses varken değerlendirmezse ne anlamı olurdu ki? Omzunda hala bas gitarı asılı olan Reyna yanımda duruyordu ve biraz endişeliydi. Şarkıda bana vokallik yapacağı için çok sevinmişti fakat bu zaten onun için çok yeni bir şeydi. Yine de her zaman ki soğukkanlılığımla şarkıya başladım.
I'm just a step away I'm just a breath away Losing my faith today Falling off the edge today
I am just a man Not superhuman I'm not superhuman Someone save me from the hate
It's just another war Just another family torn Falling from my faith today Just a step from the edge Just another day in the world we live
I need a hero to save me now I need a hero, save me now I need a hero to save my life A hero will save me just in time
I've gotta fight today To live another day Speaking my mind today My voice will be heard today
I've gotta make a stand But I am just a man I'm not superhuman My voice will be heard today
It's just another war Just another family torn My voice will be heard today It's just another kill The countdown begins to destroy ourselves
I need a hero to save me now I need a hero, save me now I need a hero to save my life A hero will save me just in time
I need a hero to save my life I need a hero, just in time Save me just in time Save me just in time
Who's gonna fight for what's right? Who's gonna help us survive? We're in the fight of our lives And we're not ready to die
Who's gonna fight for the weak? Who's gonna make 'em believe? I've got a hero, I've got a hero Living in me
I'm gonna fight for what's right Today I'm speaking my mind And if it kills me tonight I will be ready to die
A hero's not afraid to give his life A hero's gonna save me just in time
I need a hero to save me now I need a hero, save me now I need a hero to save my life A hero will save me just in time
(I need a hero) Who's gonna fight for what's right? Who's gonna help us survive?
(I need a hero) Who's gonna fight for the weak? Who's gonna make 'em believe? I've got a hero
I need a hero A hero's gonna save me just in time
Nefes nefese kalmışken mikrofona o kadar yakındık ki nefesindeki hızı fark edebiliyordum kızın. Bu kadar yakın olmak tabi ki hoştu fakat biraz garipti. Sırıtarak salona dönerken her yerin alkışlarla gümbürdediğini duyabiliyordum. Reyna'nın da kendine güveni gelmişti, eh ilk vokallik tecrübesini çok iyi atlatmıştı. Yine de onunla bu kadar yakın olmak ve şarkı söylemek güzel hissettiriyordu.
2. Şarkı:
Reyna Lana Regina V. Sınıf
RP Yaşı : 15 Mesaj Sayısı : 438 Gerçek Adı : Böğ.
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 10:31 pm
Dean'ın biraz yatıştırıcı konuşmasından sonra dizlerimin titremesi biraz dinmişti. Sahneye çıkmadan önce pelerinin başlığını yüzüme çektim. Pelerinim artık yerleri süpürmüyordu. Belimin hizasındaydı. Çocuklardan sonra arka planda dumanlar eşliğinde sahneye adım attım. Tanrım ne kadar çok kişi vardı! Kalbimin ağzına geldiğini hissettim. Rahatlamak için Antonije'yi gözlerimle buldum. Cesaret verircesine gülümsedi. Yüzümden bir gülüşle bas gitarımın üzerinde parmaklarımı dolaştırmaya başladım. Dean'ın sesi cidden muhteşemdi. Bende iyi iş çıkarıyordum galiba. İlk şarkı bitince büyük bir alkış tufanı koptu. Gergin ve tedirgin adımlarla ileri çıktım. Brian cesaret verircesine gülümsedi. İkimiz tek mikrofonda söyleme kararı almıştık. Zaten çok bir şey söylemeyecektim. Brian şarkıya başladığında her şeyi unutmuş şarkıya odaklanmıştım.
"I'm just a step away I'm just a breath away Losing my faith today Falling off the edge today
I am just a man Not superhuman I'm not superhuman Someone save me from the hate
It's just another war Just another family torn Falling from my faith today Just a step from the edge Just another day in the world we live
I need a hero to save me now I need a hero, save me now I need a hero to save my life A hero will save me just in time
I've gotta fight today To live another day Speaking my mind today My voice will be heard today
I've gotta make a stand But I am just a man I'm not superhuman My voice will be heard today
It's just another war Just another family torn My voice will be heard today It's just another kill The countdown begins to destroy ourselves
I need a hero to save me now I need a hero, save me now I need a hero to save my life A hero will save me just in time
I need a hero to save my life I need a hero, just in time Save me just in time Save me just in time
Who's gonna fight for what's right? Who's gonna help us survive? We're in the fight of our lives And we're not ready to die
Who's gonna fight for the weak? Who's gonna make 'em believe? I've got a hero, I've got a hero Living in me
I'm gonna fight for what's right Today I'm speaking my mind And if it kills me tonight I will be ready to die
A hero's not afraid to give his life A hero's gonna save me just in time
I need a hero to save me now I need a hero, save me now I need a hero to save my life A hero will save me just in time
(I need a hero) Who's gonna fight for what's right? Who's gonna help us survive?
(I need a hero) Who's gonna fight for the weak? Who's gonna make 'em believe? I've got a hero
I need a hero A hero's gonna save me just in time"
Şarkı bittiğinde zaferle gülümsedim. Brian'la çok yakın duruyorduk. Nefesi yanaklarımı ısıtıyordu. İimde kıpırdana şey kesinlikle mutluluktu. Yapmıştım! Bütün salon alkıştan yıkılıyordu. Hafifçe selam verdim ve gitarımı sıkı sıkı tuttum. Geri çekilmeden önce Brian'a gülümsedim. Sonrasında arka plandaki yerime döndüm. Diğer parçaya geçtiğimizde çoktan kendimi kaptırmıştım bile...
Felix Felicis
Mesaj Sayısı : 349 Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.
Konu: Geri: 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu Ptsi Eyl. 03, 2012 11:21 pm
Aleks kadehini bitirirken ona baktım ve sonra salonda gözlerimi devirdim. Çoktan birkaç kişi piste geçmiş, dans etmeye başlamışlardı bile. Aleks'in cümleleriyle beraber ona döndüm. "Ee, gözlerine bir kurban kestirdin mi, yoksa bu gece cidden benimle mi takılacaksın?" diye sordu ama benim gözlerim ilerideki, sahnenin yanında hararetli hararetli konuşan gruba çevrilmişti. Bir tanesinin elindeki bageti gördüğüm anda kaşlarımı havaya kaldırdım. Dans etmemiz gerekiyorsa şu grup sahneye çıkmadan dans etmemiz lazımdı. Yoksa çok geç olabilir, diye düşündüm kendime. Ne zamandan beri bu kadar anlayıştı olmuştum ki? Omuz silktim. Dans etmeyi severdim ve bu gece dans etmek istediğimden emindim. Bir Slytherin'e yakışacak hareketler değildi ama, kimin umrundaydı ki? "Soruma cevap vermedin, Spartacus." dedi Aleks. Ancak omuzlarımdan tutup beni kendine çevirdiğinde kendime gelebilmiştim. O kollarını boynuma dolayıp bana yaklaşırken yüzümde alaycı bir gülümseme belirdi ve ellerimle belini kavradım. "Bu gece benimle misin, yoksa bir başkasıyla mı? Biliyorsun, Afrodit olarak kendime yeni bir partner bulmam hiç de zor değil," O geri çekilip kısa bir kahkaha atarken yüzümde çarpık bir gülümseme belirdi. "Sakın bunu bir tehdit olarak algılama, sadece iyiliğin için seni uyarıyorum." dedi ve yüzüne şirin bir gülümseme oturttu. Bu kız aynı zamanda hem gıcık, hem çekici, hem de şirin olmayı iyi beceriyordu. Ama bunu bilerek mi yapıyordu emin değildim. Şu anda beni etkilediğinden haberi olduğunu bile sanmıyordum. Hafifçe gülümsedim ve elimden aldığı kadehi geri alıp dibinde kalan kaymak birasını süpürdüm. Yanımızdan geçen zombi görünümli garsonun tepsisine bıraktıktan sonra Aleks'in elinden tuttum ve onu piste çekerken konuştum. "Emin olun, tanrıçam, bu gece gözlerim sadece sizin üzerinizde," dedim cüretkar bir gülümsemeyle. "Asıl siz başka birine göz dikerseniz yapacaklarımı düşünün. Ya da biri size göz dikerse," Piste yanaştığımızda küçük bir kahkaha attım ve çoktan hareketlenmeye başlamış olan Aleks'i kendi etrafında döndürüp kendime çektim. Dudaklarımızın arasında 1-2 cm mesafe varken gülümsedim ve "Şimdilik, benimle dans et." dedim daha dansa başlamadan nefes nefese. Sonraki 15 dakika kahkahalar atarak, birbirimizin etrafında dönerek geçirdik dansı. Ne onun Gryffindor, ne benim Slytherin olmam umrumdaydı. Eğleniyordum işte. 20 dakika önce gördüğüm grup sahneye çıktığında nefes nefese durdum ve Aleks'in elinin üzerine bir öpücük kondurdum. "Köşeye çekilmeyi arz ediyorum, Tanrıçam. Sizin için de en iyisi bu olacaktır," dedim ve göz kırptım. "Yeminli savaşçınız olarak, sizi koruma görevini yerine getirmek istiyorum."