AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Anı, Rüya ve Hayalet: Sadakat!

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Salvator D'Senior Black
Esrar Dairesi Çalışanı
Esrar Dairesi Çalışanı
Salvator D'Senior Black

RP Yaşı : 65
Mesaj Sayısı : 13
Gerçek Adı : H.
Yaş : 31

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Anı, Rüya ve Hayalet: Sadakat! Empty
MesajKonu: Anı, Rüya ve Hayalet: Sadakat!   Anı, Rüya ve Hayalet: Sadakat! EmptySalı Ara. 31, 2019 6:51 am

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]






Ölüyorsun Salvator. Uyan!

  Hızlıca doğruldu. Kan ter içerisindeydi. Etrafına bakındı. Fırtınanın ıslığı odada dolanıyor, yağmur damlaları hemen başucundaki cama vuruyordu.

  “Henüz değil!

  Hızlıca doğruldu. Vücuduna dokundu. Aceleyle camı açtı. Fırtına tam kuzeyden, bu pencerenin cephesinden esiyordu. Soğuk içeri sızmaya başladığında tüylerinin diken diken olduğunu hissetti.

  “Salvator, uyan!

  Hızlıca doğruldu. Artık bunun kaçıncı kere olduğunu saymayı bırakmış, yalnızca gerçekten uyanabilmeyi diliyordu. Derin bir nefes aldı. Tekrar camı açtı ve fırtınanın odasına dolmasına müsaade etti. Çatıyı yalayan rüzgar ıslık sesini çatı arasından Salvator’un odasına sızdırıyor, rüzgar onun bu geceki orkestra şefliğini üstleniyordu. Yavaşça ayağa kalktı. Uyanabilmiş olduğundan hala emin değildi.

  Yatağından aşağı indi, ayağa kalktı. Yalnızca denizin ötesindeki şehrin ışıkları gözüküyor, odanın içi ise adeta zifiri karanlıktı. Sağ elinin parmaklarını şıklattığı avucunda beliren asa odayı aydınlatmaya yetmişti. Tüm gece boyunca inanılmaz kabuslar görmüş ve suya ihtiyacı vardı. Odasından çıktı, sağa dönerek merdivenlere yöneldi. Şimdiyse ıslık sesine ahşap döşemelerin gıcırtısı eklenmiş, ıslıkla bir ahenk içerisindeydi. Salvator’un adımlarıyla beraber güzel bir dinleti sunuyorlardı.

  “Ölüyorsun dedim sana. Salvator, ölüyorsun. Uyan!

 Haykırışları duyuyordu. Kelimelerin, cümlelerin sonu gelmeden, başı duyulmadan boğuklaşıp yok olan haykırışları… “Salv…”, “Orada Alas… Yakal…”, “Tanrım! Kahret… üyor Alastor…”, “Exp…”, “…davra”, “Alast… emiz laz…”, “Stu…”, “Ona bi…ol sa.. hep… öldü…

  Gözünü araladı. Işık hûzmeleri uçuşuyor, zor da olsa Alastor’u görüyordu. Altı kişilik bu ölümyiyen grubunun karşısında tek başına, tüm gücüyle savaşıyordu. Başında duran Walden’dı. Conall Walden. Ne kadar yakınında olsa da, onu görmüyordu. Bir rüyanın, bir anın içinde olduğunu düşündü önce. Yavaş yavaş canının yandığını hissettiğinde ise bunun ne bir anı ne de bir rüya olmadığını anladı.

  “Alastor, uyanıyor. Gitmemiz lazım!

  Alastor, önündekilere tampon olmayı bırakmış, hızlıca Walden ve Salvator’un yanına geldiğinde anahtara, Salvator’un kukuletasına hep beraber dokunmuşlardı ancak son bir haykırış inildedi Alastor’un arkasından. Bükülen havanın içinde kaybolurlarken Alastor bunu başaramamış, yeşil lanet Salvator’un üzerine kapaklanan Alastor’un hayatına mal olmuştu. Yalnızca koca bastonu bükümün içinde kalmış, Bakanlıkta belirdikleri an Salvator’un üstünde düşüvermişti.

  Salvator, o an, hiçbir sesin netleşmemesini, hiçbir zaman uyanamamayı dilemişti. Çünkü ilk defa, hayatında ilk defa biri onu korumuş ve o ilk defada can vermişti. Tanışıklıklarının başından beri resmiyetle ilişkilerini yürütmüş olsalar da Salvator, Alastor ile samimi olmak için yalnızca vaktini bekliyor, onun da kendisi gibi olduğundan şüphe duymuyordu.

  “Ölüyorsun Salvator! Uyan!

  Hızlıca doğruldu. Kan ter içerisindeydi. Etrafına bakındı. Fırtınanın ıslığı odada dolanıyor, yağmur damlaları hemen başucundaki cama vuruyordu. Vücuduna dokundu. Aceleyle camı açtı. Fırtına tam kuzeyden, bu pencerenin cephesinden esiyordu. Soğuk içeri sızmaya başladığında tüylerinin diken diken olduğunu hissetti. Çatıyı yalayan rüzgar ıslık sesini çatı arasından Salvator’un odasına sızdırıyor, rüzgar onun bu geceki orkestra şefliğini üstleniyordu.

  Yavaşça ayağa kalktı. Yatağından aşağı indi, ayağa kalktı. Yalnızca denizin ötesindeki şehrin ışıkları gözüküyor, odanın içi ise adeta zifiri karanlıktı. Sağ elinin parmaklarını şıklattığı an avucunda beliren asa odayı aydınlatmaya yetmişti. Tüm gece boyunca Alastor’un ölümünü görmüş ve suya ihtiyacı vardı. Bugün Alastor’un ölüm yıldönümüydü. Odasından çıktı, sağa dönerek merdivenlere yöneldi. Şimdi, fırtınanın ıslıklarına ahşap döşemelerin gıcırtısı eklenmiş, ıslıkla bir ahenk içerisinde güzel bir dinleti sunuyorlardı.

  Bir bardak su içtikten sonra pencereyi araladı. Dışarı baktı, karanlığa... Bu gece karanlıkta Alastor’un ölümünü anacaktı. Onunla sadece bir kez baş başa oturdukları tek geceye, Alastor’un son gecesinin de başlangıcı olan Çatlak Kazan’a cisimleniverdi aniden.

  Hogwarts’ın açılış gününün bu güne denk gelmesi büyük bir tesadüftü Salvator için. Orada geçirdiği yılları asla ama asla unutmadı. Mezun olmuşsa da her zaman bir Slytherin olmayı başarmıştı. Şimdi bile… Olamayan dostuna sadakatini sunmak için bu gece buraya gelmişti. Belki de tek dostuna…

  Tek başına, Ateş Kadehi’nin ahşap doğramalarını tıngırdatmış, bir sessizliğin sebebi olmuşsa da kendisine dikilen gözlere hiç aldırış etmeden en ücra masada yerini almıştı. Bir süre içti. Çok içti. Şimdi şölene katılmanın vakti gelmişti…















Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Anı, Rüya ve Hayalet: Sadakat!

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Hayalet
» rüya mı kabus mu?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: dünya :: Çatlak Kazan-