AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 rüya mı kabus mu?

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Antonije Hargrove
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Antonije Hargrove

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 2304
Gerçek Adı : Antonije Austen Hargrove
Yaş : 27

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

rüya mı kabus mu? Empty
MesajKonu: rüya mı kabus mu?   rüya mı kabus mu? EmptyC.tesi Ekim 09, 2021 11:19 pm



Odanın penceresinden içeri süzen rüzgar ile üzrinde bulunan yorganı boynuna kadar çekti Ant. Londra akşamlarının ne kadar soğuk olduğunu bilse de ilk kez bu kadar üşüyordu. Yarı uyanık gibiydi. Emerald'ı fazlasıyla özlüyordu. Onu görmeyeli tam yirmi üç gün oluyordu. Daha buna ne kadar dayanabilirdi kendisi de bilmyordu. Pencereden içeri süzen ay ışığı uykusunu getiriyordu. Gözleri git gide ağırlaşıyordu. Başını yastığa daha da gömdü ve gözlerini kapatıp kendisini uykuya teslim etti.

"Ant."

Kim sesleniyordu? Etrafı zifiri karanlıktı. Birilerini görmeyi bırak etrafını bile göremiyordu. Sesin geldiği yönü kestirmeye çalışıyordu ama ses gelmiyordu artık. Kendi etrafında dönmeyi bıraktı ve derin bir nefes aldı. Gözlerini kapattı. Açtığında çok tanıdık bir lunaparkta buldu kendisini. Etrafa bakındığında nerede olduğunu anlamıştı. Burası Tamam Corral'dı. Küçükken annesi getirmişti onu buraya. Ant küçüklüğünden beri vahşi batıya karşı bir ilgisi vardı. Annesi altıncı yaş günü hediyesi olarak getirmişti. Gözleri doldu. Annesinin acısı içinde bir sızıya neden olmuştu. Ama neden şuan bunu görüyordu onu anlayamamıştı.

"Ant."

Aynı sesi yine duymaya başlamıştı. Etrafına bakınmaya başladığında kimseleri görememişti. Bu onu içten içe daha da rahatsız etmeye başlamıştı.  Sesin nereden geldiğini kestiremiyordu bile. Sabit durmak yerine hız trenin olduğu yöne doğru gitmeye karar verdi. Adımlarını yavaş atıyordu. Etrafa bakındığında kimsenin olmadığını fark etti. İçini az da olsa bir huzursuzluk kapladı. Etraftan çıkacak bir insan şuan aklını bile uçurabilirdi. Cebinden asasını çıkarmak istiyordu ama mugglelar bu tür şeylere pek alışık olmadıklarından dolayı sıkıntı yaşabilirdi. Hız trenine yaklaştıkça yan tarafta bulunan çalılıkların arasında birininonu izldiğini fark etti. Hemen kafasını çevirip bakmak istemedi ama korkutup kaçırabilirdi onu. Göz ucuyla bakmaya çalıştı ama hiçbir şey göremiyordu bu şekilde. Sadece bir karartının onu izlediğini görebiliyordu. Dönüp bakmak istesede cesaret edemiyordu. İlk kez bu kadar korktuğunu hissedebiliyordu. Eliyle asasını yokladığında cebinde olmadığını fark etti. Tereddütleri iyice artmaya başlamıştı. Alnından süzülen soğuk ter damlalarını hissedebiliyordu. Ayaklarından başlayan bir sıcaklık vücudundan doğru yukarı süzülmeye başlamıştı. Kendini hareket ettiremez konuma gelmeye başlamıştı. Bu korku değildi. Biri onu lanetliyordu. Aklına tek biri geliyordu. Orada olup olmadığını kontrol etmek için kafasını karartının olduğunu yöne çevirdiğinde dibinde biten karartı ile göz göze gelmeleri bir oldu. Çığlık atmak istemişti ama vücudunu saran büyü yüzünden yapamıyordu. Ellerini bırak parmaklarını dahi oynatamıyordu. Gözlerinin içine bakmamaya çalışıyordu. Nefesinin daraldığını hissediyordu. "Lütfe-" durdurması için rica edecekti ki son nefesini de o beş harf için tükettiğini anladı. Artık nefes dahi alamıyordu. Kalbinin ritmi hızlanıyordu. Ölüyordu... Karartı tam karşısında elindeki hançeri hızla boğazına saplayacaktı ki gözlerini açtı. Yatakta sırılsıklam bir şekilde doğruldu. Ağlıyordu. Göz yaşları yüzünden hızlı süzülüyordu. Nefes alabiliyordu. Mutluydu. Mutlu olduğu kadar korkuyordu. Duvardaki saate baktı saat daha gece ikiydi. Odasından çıkıp yüzünü yıkamak için banyoya doğru ilerlemeye başladı. Koridor aşırı karanlıktı. Merdivenden gelen ayak seslerini duyduğunda durdu. Kim geliyor diye merdivene bakmaya başladı. Odaklanması gerekiyordu görebilmesi için. merdivene odaklanmış beklediği an da duyduğu çığlak yüzünden koridordaki ampüller patlamıştı. Kenidini bir an da bağırarak yere attı. "Tanrım, lütfen bitsin." diye dualar etmeye başlamıştı. Kafasını yerden dahi kaldırmıyordu. "Ant! Bana bak!" duyduğu ses dibinden geliyordu artık. Gözlerini hafif açtığında yanında duran ayakkabılar ile göz geldi. Ona seslenen kişi tam dibinde duruyordu. Rüyasında duyduğu ses ile aynı sesti bu. "Ant yüzüme bak annem." Kanı donmuştu. Annesiydi seslenen. Bakamıyordu yüzüne. Tekrar hafızasına kazınır da unutamaz diye. Cesaretini topladı ve kafasını kaldırdı.

Gözlerini hafif araladı. Yüzüne vuran ışık yüzünden tam açamıyordu gözünü. Gözlerini ovaladı ve açtı. Rüyasından uyanmıştı. Annesini görmek istediği an da uyanmıştı. Gözleri doldu. Komidinin çekmecesinden annesi ile olan fotoğrafını çıkardı. "Seni özlüyorum anne." göz yaşından süzülen bir damla fotoğrafın üzerine düştü.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

rüya mı kabus mu?

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Anı, Rüya ve Hayalet: Sadakat!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: dünya :: Hargrove Köşkü :: Antonije Hargrove'in Yatak Odası-