Sözlerimi duymamışca elimi tutmadı hava kalan elimi saçlarımın arasında gezdirmeye başladım. Bu da neydi böyle? Mel, dirseklerine doğrularak ayağa kalktı ve tam karşıma dikildi. "Yapma, Isaac. Sadece eğleniyordum. Evet, Larissa'yı özlemiş olabilirsin ama şuan onun yanına gidemeyeceksin. Hadi gel biraz daha eğlenelim," Neydi bu şimdi, bunun Larissa ile ne alakası vardı? Evet onu göremeyecektim, özlemiş olabilirdim ama bu sözler hiç hoşuma gitmemişti. "İstersen sen git, ben biraz daha kalmak istiyorum, lütfen..." Dudaklarını büktü, üzülmüştüm ama ikimiiznde buradan gitmesi gerekiyordu artık. Sakinleşmek için derin derin nefesler aldım. Sakin olup, kalbini kırmamam gerekiyordu. Gülümsedim, zoraki bir gülümsemeydi ama başarmıştım. ''Saçmalama haydi gel gidiyoruz.'' Konuşmasına fırsat vermeden onu kucağıma aldım ve gecenin karanlığında binaya doğru yürümeye başladım. Umarım biri görmez diye düşünüyordum içimden, hem ceza alabilirdik hemde Larissa'nın kulağına gidebilirdi. Kesinlikle bir şey yapmamıştım benim içim rahattı, ama işte ona bunu anlatmak zor olurdu. Bu düşünceler beni korkuttu ve adımlarımı hızladdım. Suyun içinde az mesafede taşıdığım kız şimdi oldukça ağır gelmeye başlamıştı. Neyse ki düşürmeden ortak salona girebildim. Onu orada yavaşca yere bıraktım ve yanağından bir makas aldım. ''İyi geceler Mel,bu akşam için teşekkürler.'' Bu sözlerimden sonra yatakheneye çıkan merdivenleri tırmandım, gidip uyumayı denemeliydim.
-SON-