AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 belki de her şey bitti.

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Maria Sparrow

Maria Sparrow

RP Yaşı : 498
Mesaj Sayısı : 424
Yaş : 26

belki de her şey bitti. Empty
MesajKonu: belki de her şey bitti.   belki de her şey bitti. EmptyÇarş. Ekim 24, 2012 1:14 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]x[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Mars - Aquamarine


En son Aquamarine Sparrow tarafından Paz Kas. 04, 2012 12:03 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Sparrow

Maria Sparrow

RP Yaşı : 498
Mesaj Sayısı : 424
Yaş : 26

belki de her şey bitti. Empty
MesajKonu: Geri: belki de her şey bitti.   belki de her şey bitti. EmptyÇarş. Ekim 24, 2012 1:36 pm

    Elimdeki rom dolu kadehten koca bir yudum daha aldıktan sonra, ağır kutuları yerleştirmekle ilgilenen Henry'e baktım. Henry Mars'ın en yakın arkadaşıydı ve barın ikinci sahibi gibi bir şeydi. Mars'tan sonra en çok onun sözü geçiyordu. Benimle ilk tanıştığından beri diğer tüm çalışanlar gibi bana çok iyi davranmıştı ve dürüst olmak gerekirse bu takdir ettiğim bir şeydi. Korsanlarla iç içe büyüdükten sonra, birilerinin bana kibar davranması hoşuma gidiyordu. Aynı şekilde birilerine kibar davranmak da öyle. Emirler yağdırmadığım, tehditler savurmadığım yerlerde zaman geçirebilmek gerçekten çok harikaydı. Yerden aldığı kutuyu bar tezgahına yerleştiren Henry birkaç saniyeliğine dinlenmek üzere tezgaha yaslandı ve bana sevecen bir şekilde gülümsedi. Ben de aynı şekilde ona gülümsedikten sonra, bardağımdaki son yudumu da bitirdim. "Ee," dedim ben de tezgaha yaslandıktan sonra. "Mars ile ne zaman tanıştınız?" Henry bu sorum üzerine gülümsedi ve burnunu kırıştırarak düşünmeye başladı. Ben de Henry'e bir kadeh rom doldururken, kendime yeni bir bardak doldurmayı da es geçmedim. "Kendimi bildim bileli onunla arkadaşız aslında," dedi Henry. "Onun her şeyini bilirim. Tabii, seninle beraber olduğunu benden uzun bir zaman sakladı. Bu konuda ona hala kızgınım." Bunun üzerine ikimiz de güldük ve içkilerimizden birer yudum aldık. Mars'ın neden kimseye benden bahsetmediğini anlamıyordum. Beni korumaya mı çalışıyordu? Beni gizlemesinin anlamı neydi? Belki de son yaşadıklarımızdan sonra bana hala güvenmiyordu. Bunu hakedecek bir şey yapmış olduğumu düşünmüyordum, ama bu konunun üstüne daha fazla gitmek istediğimden de emin değildim. Eninde sonunda bu konuyu da konuşacaktık zaten. Sıkıntılı bir ifadeyle içkimi kafama diktikten sonra, Henry'nin işini yapmaya devam edişini izledim. Mars'ın işlerini bitirip bara gelmesini beklerken sıkıntımı gideren tek dostum Henry'di. Artık Vhegar ile barın önüne bile gelemiyordum, bu yüzden Henry ile tanışmış olmamızın gerçekten çok iyi bir şey olduğu benim için su götürmez bir gerçekti.

    Bar kapısının açıldığını, ve bize doğru gelmekte olan adımları duyduğumda, derin bir çektim ve içerisinin ne kadar sıcak olduğuna aldırmamaya çalışarak, ışıldayan gözlerle Mars'a baktım. Her zamanki gibi harika görünüyordu. Kirli sakalı, sımsıcak bakan gözleri ve alaycı gülümsemesiyle, beni yine başka diyarlara götürmeyi başarmıştı. Yanağıma tatlı bir öpücük kondurduktan sonra, Henry ile selamlaştı ve arkadaşına yardım etmek üzere bar tezgahının arkasına geçti. Anlaşılan, bugün Mars ile yalnız kalmam epey zor olacaktı. Ama en azından kavga etmiyorduk, bunu geride bırakmayı başarmıştık ve Henry'i seviyordum. İkisiyle vakit geçirmek çok güzel olacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Felix Felicis

Felix Felicis

Mesaj Sayısı : 349
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.

belki de her şey bitti. Empty
MesajKonu: Geri: belki de her şey bitti.   belki de her şey bitti. EmptyPaz Ekim 28, 2012 2:30 am

    Kolumun tersiyle alnımı sildim ve derin bir nefes aldım. Son koliyi de kamyona yerleştirdikten sonra şöförün galleonlarını verip tekrar kafeye yol almaya başladım. İşi bir saatliğine Henry ve Aqua'ya bırakmıştım. Zaten işler istediğim gibi tıkırında ilerliyordu, el atılması gereken bir şey olmadığı için sorun etmiyordum. Şimdilerde ilk bir ayki kadar stresim yoktu.
    Sonunda bir serinletme büyüsü yapmayı akıl edip derin, ferah bir nefes aldım. Zamanımın neredeyse tamamını Aqua'yla beraber geçirmek bana pek çok şeyi unutturabiliyordu. Gözlerimin önünde gelen kusursuz yüzle birlikte yüzüme bir gülümseme yayıldı. Denizkızı gemisinden fedakarlık edip zamanının çoğunu benimle birlikte, kafede geçiriyordu ve sanırım benim isteyeceğim başka bir şey olamazdı. Son iç acıtan kavgamızdan sonra minik tartışmalar olmuştu ama onlar hiçbir şey sayılırdı. Genellikle kendimi yenmeye çalışıyordum. Bu biraz zorluk çıkarsa da Aqua için kesinlikle değerdi.
    Yüzümde minik bir gülümsemeyle kafeye adım attım. Henry barın arkasında duruyordu. Aqua'nın tatlı kahkahası kulaklarıma dolduğunda içimde yükselen bir kıskançlık dalgasını bastırdım. Gözüm önlerindeki kadehlere takıldığındaysa derin bir nefes alıp yüzüme geniş bir gülümseme yaydım. Aqua'yı kıskanmam çok saçma olurdu. Henry benim en yakın arkadaşımdı. Yanlarına gittikten sonra Aqua'nın yanağına bir öpücük kondurup Henry'yle selam attım. "Eğleniyor gibi gözüküyorsunuz gençler, umarım işler aksamıyordur." dedim hafif bir göz kırparak. Cidden benim yaşlı-yakışıklı görünümüme karşılık ikisi de oldukça genç gözüküyorlardı. Aqua ve benim aramdaki yaş farkını hemen saptayabilirken ikisinin aynı yaşta olduğunu düşünebilirdiniz.
    Henry'nin içten kahkahası beni düşüncelerimden ayırırken yine kendime gelmeye çalıştım. Aqua benimdi, beni seviyordu işte. Henry omzuma hafif bir yumruk atarken güldüm. "Sen yorulmuşsundur, eh yaşlandın artık. Merak etme biz idare ediyoruz." dedi Henry Aqua'ya göz kırpmadan önce. Hafifçe güldüm. Yolunda gitmeyen hiçbir şey yoktu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Sparrow

Maria Sparrow

RP Yaşı : 498
Mesaj Sayısı : 424
Yaş : 26

belki de her şey bitti. Empty
MesajKonu: Geri: belki de her şey bitti.   belki de her şey bitti. EmptyPaz Ekim 28, 2012 3:06 am

    "Eğleniyor gibi gözüküyorsunuz gençler, umarım işler aksamıyordur." Mars'ın gergin olduğu her halinden belliydi, ancak beni kırmamak adına, bu gergin halini belli etmemek için elinden geleni yapıyordu. Benim için bu kadar çaba sarf etmesi gerçekten çok güzel bir şeydi, ancak neden bu çabayı harcadığını yine anlayamamıştım. Ben ve Henry'i kıskanıyor olduğunu düşünmek bile istemiyordum, bunu dile getirecek olursa, bu gerçekten bardağı taşıran son damla olurdu. Gözlerimi sıkıca açıp kapattım ve bu düşünceleri zihnimden uzaklaştırdım. Yalnızca paranoyaklık ediyordum, ortada hiçbir şey yoktu. Mars başka bir konuya gerilmişti ve akşam baş başa kaldığımızda bunun ne olduğunu öğrenecektim. Ama kesinlikle, beni kıskandığı için böyle yapmıyordu. Bunu biliyordum. Buna inanmak istiyordum. Henry'nin içten kahkahası zihnimin dağılmasına ve istemsizce Henry'nin yüzüne bakmama neden oldu. Yüzünde keyifli bir ifade olan Henry'e bakarak gülümsedim, kendi kendime düşünüp durduğum iç karartıcı düşüncelerin bana hissettirdiklerinin yüzüme yansımamaları için elimden geleni yapıyordum. Mars çaba harcıyorsa, ben de harcamalıydım. "Sen yorulmuşsundur, eh yaşlandın artık. Merak etme biz idare ediyoruz." Henry bana göz kırptıktan sonra yerden bir kutu koli daha almak üzere eğildi. Gülümsemem, Henry'nin bana göz kırpmasıyla yüzümde donmuştu ve bakışlarım hemen Mars'ın yüzüne kaymıştı. Gergin bir şekilde gülümsüyordu ve derin düşüncelere dalmış gibiydi. Titrek bir nefes aldım. İşler yine zıvanadan çıkmadan önce ortamı yumuşatmam gerekiyordu. Öne doğru eğildim ve Mars'ın yanaklarını avuçlarım arasına aldıktan sonra, dudaklarına güçlü bir öpücük kondurdum. Dudaklarımı dudaklarından ayırdıktan sonra tekrar eski oturma şeklime döndüm. "Kaç yaşında olursan ol, her zaman benim aşkım olacaksın," dedim ona sevgi dolu gözlerle bakarak. Henry de bu sırada Mars'ın yanında tekrar yerini almıştı. "Evet, gerçek aşk... Aşka sahip olabilmeyi çok isterdim," dedi Henry, bakışlarını yüzümden bir an olsun ayırmadan. Boş bakışlarla bir süre Henry'nin suratına baktım, ardından tekrar Mars'a. Daha da gergin gibi görünüyordu. "Şey, ayrıca... Bir denizkızı olarak ikinizden de yaşlı olduğumu belirtmek isterim. Sadece bunu nasıl saklayacağımı iyi biliyorum." Sevecen bir gülümsemeyle, ortamı yumuşatmak istercesine iki adama baktım ve devam ettim. "Siz doğmadan çok önce yaşıyordum, sizler benim torunlarımın torunları olabilecek yaştasınız." Bu söylediğim üzerine içten bir kahkaha attım. Ancak o sırada, aslında ne kadar gergin olduğumu yalnızca ben biliyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Felix Felicis

Felix Felicis

Mesaj Sayısı : 349
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.

belki de her şey bitti. Empty
MesajKonu: Geri: belki de her şey bitti.   belki de her şey bitti. EmptyPaz Ekim 28, 2012 4:47 pm

    Aqua'nın yanaklarıma kapanan serin avuçlarıyla beraber derin bir nefes aldım. Teninin teması sakinleşmemi sağlıyordu. Dudaklarıma uzun bir öpücük kondurduktan sonra yüzüme huzurlu bir gülümseme yayıldı. "Kaç yaşında olursan ol, her zaman benim aşkım olacaksın," dedi içimi ısıtan sıcacık bir tonla. Merlin... Hayatımın geri kalanını bu kafede, bu denizkızıyça beaber geçirebilirdim. Henry "Evet, gerçek aşk... Aşka sahip olabilmeyi çok isterdim," dediğinde dikkatim ona yöneldi. Gözlerini ayırmadan Aqua'ya baktığını sanmıştım bir an. Ya da iyice paranoyaklaşıyordum. Gereksiz yere gerildiğimi düşündüm ve Aqua'nın avucumdaki elini daha iyi kavradım. Aqua'nın endişeli bakışları bana yöneldiğinde ona iç rahatlatan bir gülümseme göndermeye çalıştım. "Şey, ayrıca... Bir denizkızı olarak ikinizden de yaşlı olduğumu belirtmek isterim. Sadece bunu nasıl saklayacağımı iyi biliyorum." dedi yüzünde mükemmel bir gülümsemeyle. Ortamı yumuşatmak için gösterdiği çaba alkışa değerdi doğrusu. Gerçi ortamda gerilen birisi varsa o da bendim. Kendime tekrar gereksiz yere oaranoyaklaştığımı hatırlattım. "Siz doğmadan çok önce yaşıyordum, sizler benim torunlarımın torunları olabilecek yaştasınız." dedi ve üzerine küçük bir kahkaha attı Aquamarine. Onu gevşetmek için parmaklarımı hafifçe avucunda gezdirdim. Gözlerim romundan büyük bir yudum alan Henry'ye döndü. "Hey, mesai saatleri içerisinde 1 bardak romdan fazlası yasak dostum. Bu kuralı kendin koymuştun," dedim yüzümde bir sırıtışla. Henry küçük bir kahkaha atıp bana inat kadehindeki romu tek yudumda bitirdi. "O sadece senin için geçerli dostum. Rom ihtiyar bünyene çok çabuk etki ediyor, onun için söylemiştim" Tekrar gülüp gözlerimi devirdim. Henry'nin yaşım konusundaki iğnemeleri aşırıya kaçmaya başlıyordu. Henry'yi severdim, en yakın dostumdu fakat bazen nerede durması gerektiğini unutuyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Sparrow

Maria Sparrow

RP Yaşı : 498
Mesaj Sayısı : 424
Yaş : 26

belki de her şey bitti. Empty
MesajKonu: Geri: belki de her şey bitti.   belki de her şey bitti. EmptyPaz Ekim 28, 2012 5:09 pm

    Parmaklarını hafifçe tutmakta olduğu elimde gezdiren Mars'a baktım. O sırada orada, onunla yalnız kalmayı deli gibi istiyordum. Yanlış anlaşılmasın, Henry'i arkadaşım olarak çok seviyordum ancak bu yaş şakası üzerine gerilen ortam yumuşayacak gibi değildi. Henry romundan büyük bir yudum alırken Mars da arkadaşına, "Hey, mesai saatleri içerisinde 1 bardak romdan fazlası yasak dostum. Bu kuralı kendin koymuştun," dedi sırıtarak. Onları böyle görmek biraz olsun içimin rahatlamasını sağlamıştı. Henry Mars'ın bu sözleri üzerine bir kahkaha attıktan sonra romunu bitirdi ve tezgaha yaslandı. "O sadece senin için geçerli dostum. Rom ihtiyar bünyene çok çabuk etki ediyor, onun için söylemiştim." Dişlerimi sıktım. Mars'ın yaşı hakkındaki durmak bilmeyen esprileri canımı sıkmaya başlamıştı, ne zaman duracaktı? Bu sözler üzerine gülüp gözlerini deviren Mars'a baktım. Onun bu gergin ve sinirleri bozulmuş halini görmek, moralimi gerçekten de bozuyordu. "Bu romları yeni getirdim," dedim yerdeki kolileri işaret ederek. "Vhegar ve tayfam geçtiğimiz günlerde seferden döndüler. Arada okyanusa açılmak istiyorlar, ben de onlara hayır diyemiyorum." Gülümseyerek iki adama baktım. Mars konuyu değiştirmem üzerine biraz rahatlamış gibiydi, Henry de dikkatini bana vermişti. En azından biraz konuşarak konuyu değiştirebilirdim. Henry'nin yapmakta olduğu, nedenini anlamadığım iğnelemeleri daha fazla duymaya niyetim yoktu. "Vhegar bu romların yeni yapılmakta olduklarını söyledi, tatları harika." Önümde durmakta olan yarısı içilmiş rom kadehini içmesi için Mars'a uzattım. Bir yandan da Henry'e bakıyordum. Ağzından çıkacak olan her kelime gerginlik yaratacakmış gibi geliyordu. Tanrım, bir an önce Mars ile yalnız kalmamız ve huzura kavuşmamız gerekiyordu.


:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Felix Felicis

Felix Felicis

Mesaj Sayısı : 349
Gerçek Adı : Bilgö&Dilorağ&Örümcek.

belki de her şey bitti. Empty
MesajKonu: Geri: belki de her şey bitti.   belki de her şey bitti. EmptyPaz Kas. 04, 2012 12:29 am

    Aqua'nın beni rahatlatmak için sarf ettiği çaba beni biraz olsun eğlendiriyordu. "Vhegar ve tayfam geçtiğimiz günlerde seferden döndüler. Arada okyanusa açılmak istiyorlar, ben de onlara hayır diyemiyorum. Vhegar bu romların yeni yapılmakta olduklarını söyledi, tatları harika." dedi önündeki yarısı içilmiş rom bardağını bana uzatarak. Bana beklentiyle bakan mavi gözleri dudaklarımın yukarı doğru kıvrılmasını sağladı. Elindeki bardağı alıp tezgaha koyduktan sonra elimle hafifçe boynunu kavrayıp onu kendime çektim. Yavaş ama sert bir öpücükten sonra geri çekilip dudaklarımı yaladım. "Gerçekten kaliteli gibiler," dedim dudaklarımda çarpık bir gülümsemeyle. Aqua'nın hafifçe açılan gözleri beni fena halde eğlendiriyordu. Henry biz, "O zama-an," diye böldü ve bakışlarımı ona çevirdim. Birkaç saniyeliğine yüzünde anlayamadığım bir ifade belirdi, sonra tekrar yıllardır bildiğim Henry'ye dönmüştü. "Ben kalkayım. Yapacak işler var, malum." Küçük, isteksiz itirazlardan sonra Henry sonunda gitmişti ve ben de Aqua'yla baş başa kalabilmiştim. Tam kollarımı beline sarmış, alnımı alnına dayıyordum ki tezgahın üzerindeki telefon çalmaya başladı. Havaya bir küfür savurdum. "Hala alışamadım şu telefonlara," diye mırıldandım Aqua'nın minik kıkırdamasıyla beraber. Birkaç dakika sonra bugün Aqua ve bana huzur olmadığını çoktan anlamıştım. Nakliyede bir sıkıntı vardı. Yarım saatliğine Aqua'yı kafede bırakıp dışarı çıkarken içime soğuk bir nefes çektim.

    ---

    "Lanet olsun!"
    Tam 1 saat önce Aqua'yı kafede bırakmıştım ama kafede birkaç müşteri ve çalışanlardan başka kimse yoktu. Rahatsızca ellerimi birbirine sürttüm. Nereye gitmiş olabileceğini bilemiyordum. Derin, endişeli bir nefes aldım. "Hey patron," Sesin geldiği yere döndüm. Mackenzie elindeki boş tepsiyi tezgaha bırakırken bana baktı. "Aquamarine'i arıyorsan, 20 dakika önce Henry'yle çıktılar." dedi elimdeki hafif ıslak bezi bir bardak izinin üzerinden tekrar tekrar geçirirken. Şüpheyle gözlerimi kıstım ve tezgaha yürüdüm. Henry'nin evinin numarasını çevirdim ama cevap veren yoktu. İçim içimi kemiriyordu. Belki de Aqua'nın canı sıkılmıştı ve onu almasını istemişti; ama bu Aqua'nın yapacağı bir şey gibi gelmiyordu.
    Kararımı verdiğimde tezgahın arkasından ceketimi kapıp çıkışa yönelmiştim. Henry'nin evi dükkana 5 dakika uzaklıktaydı. Bazen geceleri üşenir, onun evinde kalırdım. Ellerimi cebime atmış hızlı hızlı yürürken ne düşündüğümü pek hatırlayamıyordum. Beynimde yankılanan tek kelime "Aqua"ydı.

    ---

    Evin açık kapısının önünde durduğumda derin bir nefes aldım. İçeride kimse olup olmadığını kontrol etmeli miydim? Ya da zili çalmalı mıydım? İçeriden gelen bir gürültüyle sessizce içeri girmeyi tercih ettim. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Salonda görünürde kimse yoktu. Kısık bir çığlık duyduğumda kanın damarlarımda donduğunu hissettim. "Aqua..." Bakışlarım kapısı aralık olan yatak odasına kaydı. "Hayır," diye düşündüm içimden. "İçerideki kişi başka biri. Aqua evimde beni bekliyor. Sadece... İçimi rahatlatmak için bir göz atacağım." Yine de Henry'nin Aqua'ya karşı bakışları gözümün önünde geldikçe adımlarımın hızlanmasını önleyemiyordum. Önümdeki görüntüyü daha iyi yakalayabilmem için sessizce aralanan kapı ölümüme açılır gibiydi. 5 saniye içinde gözümün önünden neler geçti, bilemiyordum. Aqua'yı ilk görüşüm, ilk öpüşüm, ilk dokunuşum... Aqua'yı benim yaptığım gece ve bütün o fısıldanan sözler. Denizkızı. Şimdi o Henry'nin altında yatarken sadece can acıtıyordu. Sadece gözlerimi yakıyordu. Seri adımlarla oradan uzaklaşmam gerekti. Ben de öyle yaptım. Daha dün benim olan bir beden, bir ruh nasıl bu kadar... Düşünmek istemiyordum. Her gözümü kapadığımda önümde belirecek olan bu görüntü midemi bulandırıyordu. Giriş kapısını ardımdan çarparken bir şeyleri öldürebilmeyi diledim. Kendimi, ruhumu, belki de hatıralarımı. Ama ölen tek şey kalbimdi. Geri dönüşü olmadan...


Rp Sonu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

belki de her şey bitti.

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Özlemişizdir belki de.
» Belki bir şeyler karalarız.
» Belki Biraz Kıskanmış Olabilirim
» Hogsmeade Gezisi Bitti!
» Rp Puanlamaları [II. Sezon/Bitti]

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-