AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Estella Castro

Estella Castro

Mesaj Sayısı : 41
Gerçek Adı : Melissa
Yaş : 28

Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi Empty
MesajKonu: Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi   Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi EmptyCuma Şub. 01, 2013 5:39 pm


    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

    Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi

    Profesör: Estella Castro
    Zaman: Öğleden sonra saat 2 – 3 suları
    Yer: SYB Dersliği
    Hava Durumu: Yağmurlu

    Bu ders günü için ne kötü bir hava diye geçirdi içinden. Cadı ıslanmış toprakta bata çıka dersliğine doğru ilerliyordu. Üzerindeki yeşil yağmurluk yasak ormanda adeta kamufle etkisi yaratıyordu. Saatin erken olmasına rağmen hava kararmaya başlamıştı bile. Karın ardından yeşermeye yüz tutmuş çimenler cadıya bu kısa yürüyüşünde eşlik ediyordu. Güzel toprak kokusunu içine çekerken iki gün önce hazırladığı küçük arenasının öğrenciler üzerinde yapacağı etkiyi düşünüyordu.

    Yasak ormanda dersi için hazırlanmış açıklığa geldiğinde rengarenk yağmurluklarını kuşanan öğrencilerin onu beklediğini gördü. Yağan yağmurdan pek keyif almadıkları ortadaydı. “SYB dersine hoş geldiniz. Bugün sizin için hazırladığım özel dersten umarım keyif alırsınız.” Küçük bir gülümseme ile konuşmasına başlamıştı cadı. Birkaç profesörün aksine Estella öğrencilerine oldukça sevecen davranır bol keseden not verirdi. Bu sevimli hareketleri sayesinde öğrencilerin sevdiği bir profesör haline gelmişti. Çamura bulanmış ayakkabıları ile iki uzun ağacın önüne doğru ilerledi. “ Bugün sizi zorlu bir görev bekliyor. Sizin için küçük bir arena hazırladım. Bu gördüğünüz iki ağacın ortası arenaya açılan kapıdır. Bu kapıdan geçtiğiniz anda harabe bir ambarı bulmalısınız. Bu ambarın içinde üç külbülkül dolaşmakta. Her bir külbülkül bu ambara birkaç kez yumurtlayacaktır. Kül izlerini takip etmeli; ya yumurtaları dondurmalı yada yumurtalar ambarı tutuşturmadan önce ambarda gizlemiş olan Doksifilit iksir şişelerini bulmalısınız. Dondurup getireceğiniz her külbülkül yumurtası size artı puan kazandıracaktır. İksir şişelerinden beş adet bulunmaktadır. Bu iksirlerden bulan gelecek derste diğerlerinden daha şanslı hareket edecektir. Zira ısıran periler pek sevilmeyen yaratıklardır.” Diyerek açıklamasını yapmıştı cadı. “Arenaya ayak bastığınız anda görevleri yerine getirmek için sadece 1 saatiniz var. Şans sizinle olsun.” Sözlerini bitirerek ağaçların önünden geçti cadı. Böylelikle öğrenciler sihirli kapıdan geçebileceklerdi. Öğrenciler teker teker geçtiler kapıdan. Cadı son öğrencinin de arenayı girmesini bekledikten sonra elindeki kum saatini çevirdi. Bir saat dolana kadar küçük bir yürüyüş yapabilirdi.

    İPUÇLARI
    - Külbülkülleri bulmak için arkalarında bıraktıkları kül izlerini bakabilirsiniz.
    - Külbülküller genellikle gölgelerde saklanırlar fakat hava kapalı olduğu için işiniz zor olacak.
    - Külbülküller yumurtladıkları andan sonra küle dönüşürler.
    - Yumurtalar parlak kırmızı renkte olup dışarıya çok fazla ısı yayarlar.
    - Yumurtaları dondurmak için Glacius büyüsünden yararlanabilirsiniz.
    - Bir saatin sonunda bütün öğrenciler sihirli kapının önüne cisimleneceklerdir.

    RPG OUT
    En az iki rol oyunu olmak şartıyla istediğiniz kadar rp yapabilirsiniz. Tüm öğrenciler ilk rplerinde ambarı bulmalılar. İkinci rpde ise yumurtaları. İkinci rplerin sonunda değerlendirme yapacağım. Değerlendirme sonunda beş kişi seçeceğim. Bu beş kişi iksiri almaya hak kazanacaklar. İksiri bulduklarına dair bir rp daha yazmalılar. Sorularınızı çekinmeden sorabilirsiniz ^.^

    Dersin Kapanış Tarihi: 15 Şubat 2012


En son Estella Castro tarafından Cuma Şub. 01, 2013 6:55 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Leonardo Moralies

Leonardo Moralies

Mesaj Sayısı : 807
Gerçek Adı : Leonardo Da Vinci
Yaş : 26

Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi Empty
MesajKonu: Geri: Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi   Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi EmptyCuma Şub. 01, 2013 6:49 pm

.....İşte sonunda gerçekten sevdiğim bir derse girecektim. 'Sihirli Yaratıkların Bakımı' diye düşündüm ve ister istemez gülümsedim, beni endişelendiren tek şey dersin yasak ormanın içinde olmasıydı. Profesör ne düşünüyor olabilirdi ki? Asamı cebime soktum ve saat ikiyi on beş geçe ortak salondan hızlıca çıktım. İlk ben gitmek istiyordum bu derse, diğer derslerden bunalmıştım çünkü. Bahçeye çıktığında etrafa baktım yağmur yağıyordu, asamı çıkardım ve birkaç büyülü söz fısıldayarak yağmurun beni ıslatmamasını sağladım. Yeni öğrendiğim bir büyüydü ve pratik yaptıkça daha iyi oluyordu. Gözlerimi kısıp bir daha baktığımda bir grup öğrencinin yasak ormana girdiğini gördüm. Ben de yürümeye başladım, birkaç dakika sonra varmıştım. Geniş bir alandı ve boştu, burada ne yapılabilirdi ki?

.....Ardından profesör Castro'nun ağaçların arasından yeşil yağmurluğu ile çıktı bir anda. Üzerimdeki masmavi yağmurluğu geçen doğum günümde babam almıştı, ve ilk defa giyiyordum. Profesör Castro gülümseyerek konuşmaya başladı “SYB dersine hoş geldiniz. Bugün sizin için hazırladığım özel dersten umarım keyif alırsınız.” Biraz duraksadı, ardından yanındaki iki uzun ağacın önüne geldi. “Bugün sizi zorlu bir görev bekliyor. Sizin için küçük bir arena hazırladım. Bu gördüğünüz iki ağacın ortası arenaya açılan kapıdır. Bu kapıdan geçtiğiniz anda harabe bir ambarı bulmalısınız. Bu ambarın içinde üç külbülkül dolaşmakta. Her bir külbülkül bu ambara birkaç kez yumurtlayacaktır. Kül izlerini takip etmeli; ya yumurtaları dondurmalı yada yumurtalar ambarı tutuşturmadan önce ambarda gizlemiş olan Doksifilit iksir şişelerini bulmalısınız. Dondurup getireceğiniz her külbülkül yumurtası size artı puan kazandıracaktır. İksir şişelerinden beş adet bulunmaktadır. Bu iksirlerden bulan gelecek derste diğerlerinden daha şanslı hareket edecektir. Zira ısıran periler pek sevilmeyen yaratıklardır. Arenaya ayak bastığınız anda görevleri yerine getirmek için sadece 1 saatiniz var. Şans sizinle olsun.” Kesinlikle hayatımdaki en zevkli derslerden birine başlayacağıma emindim. Ben aklıma işime yarayabilecek birkaç büyü ve bilgiyi getirirken birileri geçmişti bile. Ben de cesaretimi topladım, derin bir nefes aldım ve büyülü ağaçların arasından geçtim.

.....Orman değişmemişti, hala uzun ağaçlar etraftaydı. Yere eğildim ve bazı otların üzerindeki külleri gördüm. Ayağı kalktım ve asamı çıkardım, asam ile yere kaybolmamak için çizikler atarak ilerledim. Pek de uzakta olamazdı külbülküller yavaş canlılardı. En sonunda ahşaptan bir ambar gördüm. Ön tarafında iki merdiven vardı. "Külbülkül avlama vakti." dedim ve sessizce kapıya doğru yöneldim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
David Vincent



RP Yaşı : 13
Mesaj Sayısı : 195
Gerçek Adı : Ali
Yaş : 27

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi Empty
MesajKonu: Geri: Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi   Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi EmptyCuma Şub. 01, 2013 8:41 pm

Bu derse bayılıyordum. Çok iyi geleceğinden kesinlikle emindim. En azından uçuş dersinden sonra gayet iyi gelecekti. Ve en güzel yanıysa ders yasak ormandaydı. Saat ikiye geliyorduki ben hazırlanmamı bitirmiş ve ortak salona inmiştim. İleride Leonardo duruyordu. Sanırım oda en az benim kadar sabırsızdı derse girmeye. Leo beni görmemiş aşağıya hızlı bir iniş yapmıştı. Saate baktığımda iki yirmiydi. Ortak salonun penceresinden dışarıya baktım. Dışarıda yağmur yağıyordu. Bir kaç gündür böyleydi hava. Yağmurun altında ders. 'Muhteşem'. Üzerime eski ve koyu kırmızı bir yağmurluk çektim ve hızla aşağıya indim. Merdivenlerin kenarındaki tablolar hep dikkatimi çekmişti. Ara ara birbirine gülenler. Hatta kavga edenler. Hogwarts'ın kapısından çıktım ve yasak ormana doğru koşarak ilerledim. Yağmur görüşümü engellemesine rağmen iyi koşuyordum. Kıvırcık saçlarım dümdüz bir hal almıştı. Ah evet. Kapşonumu örtmeyi unutmuştum. Saçlarımın düzleşmesinden nefret ederdim. Hızlı bir şekilde kapşonumu çektim ve koşmaya devam ettim. Az ileride ağaçların ardında öğrenci topluluğu belli oluyordu. Ah geç kalmamıştım umarım. Profesör Castro görünmüştü.

Büyük bir alandı. Yasak ormanda oldukça bol ve büyük ağaçlar olurdu ama burada geniş boş bir alan vardı. Ne yapacağımızı iyice merak ediyordum. Koşarken ağaçlardan bir tanesinin dışarıya çıkmış olan kökünü fark etmemiştim. Ayağım takıldı ve yere kapaklandım. Sırasımıydı şimdi? Şükür etmeliydim. Beni kimse görmemişti. Buda demek oluyorki rezil olmadım. Kapçonum açılmıştı tekrar kapattım ve boş alana doğru yürüdüm. Yağmur buraya damlamıyordu. Ağaçlar burayı çok iyi kapatıyordu. O ? Evet Leonardo. Leo oldukça iyi bir açıda görünüyordu. "Leonardo" Bağırmama rağmen beni duymamıştı. Bu çocuğun kulakları iyimiydi ?
SYB dersine hoş geldiniz" Demesiyle dikkatimi Profesör Castroya vermem bir oldu. Kulaklarımı dört açmış bekliyordum. Yada gözlerimmiydi. Ah şu muggle deyimleri. Saçma! "Bugün sizin için hazırladığım özel dersten umarım keyif alırsınız.” Ne zaman almamıştıkki. En azından ben... Eğlenceli bir şeyler çıksın. Diye umuyordum. Profesör Castro, sözünün ardından ağır ve kadınsı adımlarla, iki büyük ağacın önüne geldi. Aklıma bir anda bu ağaçlardan bir hamak yapmak gelmişti. Muggle icatları işte. Dedim içimden. Ve hafif bir gülümsemeden sonra Profesör Castro'yu dinlemeye başladım. “Bugün sizi zorlu bir görev bekliyor. Sizin için küçük bir arena hazırladım. Bu gördüğünüz iki ağacın ortası arenaya açılan kapıdır. Bu kapıdan geçtiğiniz anda harabe bir ambarı bulmalısınız. Bu ambarın içinde üç külbülkül dolaşmakta. Her bir külbülkül bu ambara birkaç kez yumurtlayacaktır. Kül izlerini takip etmeli; ya yumurtaları dondurmalı yada yumurtalar ambarı tutuşturmadan önce ambarda gizlemiş olan Doksifilit iksir şişelerini bulmalısınız. Dondurup getireceğiniz her külbülkül yumurtası size artı puan kazandıracaktır. İksir şişelerinden beş adet bulunmaktadır. Bu iksirlerden bulan gelecek derste diğerlerinden daha şanslı hareket edecektir. Zira ısıran periler pek sevilmeyen yaratıklardır. Arenaya ayak bastığınız anda görevleri yerine getirmek için sadece 1 saatiniz var. Şans sizinle olsun.” Haha. En sevdiğim yaratıklar. Külbükül. Dondurup getirmemizi istiyordu profesör. Kesinlikle aşk iksiri hazırlanılacaktı. Ancak bir sıtma hastasıysan bu yumurtayı direk yemen gerekir. Çok heyecanlanmıştım. Külbüküller en sevdiğim hayvanlardı. Haklarında her türlü bilgiyi biliyordu. İçinden bir kaç bilgiyi hatırladı 'Külbüküller ateşle, tabi türleri gereği sihirli ateşle, fazla haşır neşir yaratıklardır.' Hatta bir keresinde, Uç uç tozunu kullanırken hemen söndüremediğimden dolayı ortaya Külbükül çıkartmıştım. Dikkatini ağaçların ortasındaki geçide vermek zorundaydı. Çoğu öğrenci geçmişti bile. Bende ilerlemeye başlamıştım. Ayaklarımı nereye bassam sular ayakkabımın belirli bir kısmını ıslatıyordu. Sonunda geçitten içeriye girmiştim.

Burası hiçde farklı bir yer değildi. Asamı çıkarttım. Kaybolma ihtimalim yoktu, nede olsa bir saat sonra herkes sihirli kapının önünde cisimlenirlerdi. Ne olur ne olmaz. Yerde bolca yaprak vardı. Hatta her yer yapraktı. Yapraklardan faydalanacaktım. Asamı yere doğrulttum ve her geçtiğim yere büyü yaparak temizliyordum.'Aklapakla' böylece geldiğim yer belli olacaktı. Tekrar bir kaç bilgi hatırlamak zorundaydım. Hafızamı zorladım ve hatırladığım şeyleri söyleyerek tekrar ettim. "Külbüküllerin tek amacı yangın çıkartmaktır. Genellikle gölgelere saklanırlar. Zaten şeffafa yakın gri renkli ve incecik olduklarından görmesi hayli zordur bu yaratıkları. Gölgelere kaçarak hem kendilerini hem de bırakacakları yumurtalarını güvence altına alırlar." Yumurtaları Aguamenti veya Glacius ile dondurabilirim. Fakat uzun süre uygulamam lazım. Evet bu kadar hatırlama yeterdi. Bunları hatırlarken bir yandanda etraftaki yaprakları açmaya devam ediyordum. Kafamı kaldırmamla ambarı görmem bir olmuştu. Evet külbüküller beni bekliyorlardı. Ve o yumurtalar. Gözlerimi kıstım ve sinsi bir gülümse ile kapıdan içeriye daldım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Clara Carlevaro

Clara Carlevaro

RP Yaşı : 18
Mesaj Sayısı : 1791
Gerçek Adı : Selis
Yaş : 26

Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi Empty
MesajKonu: Geri: Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi   Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi EmptyPaz Şub. 10, 2013 10:39 pm

    Gözlerini açtığında odasına girmeyen güneş ışığı korkuttu genç kızı, Hogwarts'da böyle sabahlara alışkın değildi. Havanın bu şekilde kapalı olduğu günlerde kendini kötü hissederdi Aleks, günü uğursuz geçerdi. Güneşe yani yaşama ihtiyacı vardı, onun ruhunu simgeleyen element ateşti ve bu tür ruhlar her zaman güneşin doğuşu ile güçlenirler, batışı ile zayıf düşerlerdi. Aleks yüzünde bir somurtma ile yataktan kalktı ve lavaboya doğru yürüdü. Dört kişilik odalarında herkes mışıl mışıl uyuyordu, yastığına sarılmış Ann, yorganın altında kaybolmuş Chloé ve ayıcığını kolları arasına almış Mel. Neydi o ayıcığın adı? Ronan mıydı? Aleks yüzünü buruşturdu, o salağa kendini kaptırmış olduğuna inanamıyordu Mel’in. Üstelik bu ilk de değildi, Francisco vakasını zar zor atlatmışlardı, şimdi ise Aaron Anderson başlamıştı. Gerçi, Mel’e kızıyordu ancak kendisi de tıpkı Aaron gibi- zaten Aaron’ın arkadaşı olan- bir çocuğa ilgi duymaya başlamıştı. O çocuğa karşı bir şeyler hissetmemesi gerekiyordu, bu yanlıştı. Aaron ve Aaron gibiler belliydi, kalp kırarlardı ve canları ne isterse onu yaparlardı. Başkalarını asla umursamazlardı, onlara göre dünyadaki en önemli şey kendi istekleri ve kendi seçimleriydi. Aleks yüzünü buruşturdu ve musluğu açıp ellerini altına tuttu. Soğuk su elini aniden geri çekmesine neden olmuştu ama çok sürmeden buna alıştı ve avuçlarına dolan suyu yüzüne vurdu genç kız. Tamamen uyandığını hissettiğinde içeri yürüdü ve cübbesi ve kıyafetlerini kalktıktan hemen sonra toplamış olduğu yatağına serdi. Bu sırada Mel’in de uyanmış olduğunu gördü, hafifçe gülümsedi ve “Günaydın,” diye fısıldadı arkadaşına. Mel gözlerini zar zor açık tutarak elini salladı ona ve kendini yataktan atıp banyoya yürüdü. Aleks onun bu haline sessizce güldü ve kıyafetlerini üzerine geçirdi. Ardından aynanın karşısına geçti ve gül kokan nemlendirici kremini yüzüne sürüp iyice yaydıktan sonra, kızıl uzun saçlarını tek bir örük şeklinde topladı. Aynaya bakarak gülümsedi ve banyoya doğru yürüdü, sonunda uyanabilmiş olan Mel ona bakarak gülümsedi. “Günaydın, lama.” Aleks yüzünü tatlı bir şekilde buruşturarak Mel’in kıvırcık saçlarını karıştırdı, iki kız da kıkır kıkır güldüler. Yatağında başka tarafa dönen Chloé’ye baktı, ardından Mel’e döndü ve bir parmağını dudağına götürdü Aleks. “Sessiz ol Bombastik, kızları uyandırmayalım. Bugün SYB dersi var ve hava berbat. Umarım ders bir felaket olmaz.” Yüzü asılmış bir şekilde çantasını boynuna astı ve odanın kapısına doğru yürüdü Aleks. Mel’in üzerine bir şeyler geçirmesini ve eşyalarını almasını kapının önünde ayakta beklemeye devam etti.

    Sonunda dersliğe doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladıklarında, Aleks Mel’e Christen’dan hoşlandığını söylemesi gerektiğine karar verdi. Sonuçta Mel Aaron ile arasında olanları hiç düşünmeden anlatmıştı onlara, Aleks de öyle yapmalıydı. “Mel, sana söylemem gereken bir şey var. Ben… Ben birinden hoşlanıyorum.” Aleks gözlerini sıkıca kapattı, Mel’in ona yönelen kızgın bakışlarını görmek istemiyordu. Arkadaşından, hele de en yakın arkadaşından böyle bir şeyi saklaması çok çok çok yanlıştı. Gözlerini hafifçe açtı ve Mel’in kırgın ama bir o kadar da öfkeli yüzüne baktı Aleks. “Biliyordum! Birinden hoşlandığın çok belliydi. Aleks, nasıl benden saklarsın? Sana inanamıyorum. Adı ne peki, hangi binada?” Aleks Mel’in kolundan tuttu ve yürümeye devam etmelerini sağladı. “Çok üzgünüm, senden ve kızlardan saklamamam gerekirdi. Ancak bu çok yanlış ve ondan hoşlanmayı bırakmaya çalışıyorum. Aslında onun kim olduğunu biliyorsun, Christen Austen. Aaron’ın en yakın arkadaşlarından biri.” Aleks başını başka tarafa çevirdi ve dudaklarını kemirmeye başladı. Bunları söylemek genç kıza çok zor geliyordu, aşk konusunda hiçbir zaman şanslı olamamıştı. Şimdi de şansının döndüğü söylenemezdi ve bu çığlık atmak istemesine neden oluyordu. Anlaşılan Astronomi kulesine çıkma vakti geldi de geçiyordu. “Tıpkı Aaron gibi biri işte, kendini beğenmiş, sinir bozucu, yakışıklı. Yani onu hemen unutmam gerekiyor.” Mel iç çekti ve yürümeye devam ettikleri sırada kollarını göğsünde birleştirdi ve Aleks’ten uzaklaştı. Aleks daha da asık bir suratla yürümeye devam etti, her şey mahvolmuştu. Dersliğin önüne geldiklerinde Mel Aleks’i durdurdu ve yüzünde kırgın bir ifadeyle “Bu iş burada bitmedi, daha sonra seninle görüşeceğiz,” dedi. Aleks ofladı ve başını öne eğerek yürüdü. Dersliğe geldiklerinde, Profesör Castro’nun onlar için bir arena düzenlemiş olabileceğini düşündü Aleks. Çoğu derste böyle yapardı zaten. Yüzüne bir gülümseme yayıldı ve etrafına bakındı, kötü hava bile keyfinin bozulmasını sağlayamamıştı. Bu dersi ve Profesör Castro’yu seviyordu. “SYB dersine hoş geldiniz. Bugün sizin için hazırladığım özel dersten umarım keyif alırsınız.” Aleks etrafına bakınmaya devam etti, acaba bu ders neler yapacaklardı?

    “Bugün sizi zorlu bir görev bekliyor. Sizin için küçük bir arena hazırladım. Bu gördüğünüz iki ağacın ortası arenaya açılan kapıdır. Bu kapıdan geçtiğiniz anda harabe bir ambarı bulmalısınız. Bu ambarın içinde üç külbülkül dolaşmakta. Her bir külbülkül bu ambara birkaç kez yumurtlayacaktır. Kül izlerini takip etmeli; ya yumurtaları dondurmalı yada yumurtalar ambarı tutuşturmadan önce ambarda gizlemiş olan Doksifilit iksir şişelerini bulmalısınız. Dondurup getireceğiniz her külbülkül yumurtası size artı puan kazandıracaktır. İksir şişelerinden beş adet bulunmaktadır. Bu iksirlerden bulan gelecek derste diğerlerinden daha şanslı hareket edecektir. Zira ısıran periler pek sevilmeyen yaratıklardır.” Aleks derin bir nefes aldı ve yanında Mel ile birlikte iki ağacın arasındaki geçide doğru yürümeye başladı. Bugün çok eğleneceğine dair bir his vardı içinde, her ne kadar Mel ile araları bozulmuş olsa da. Kısa sürede gönlünü almayı planlıyordu. Geçitten geçtiklerinde arenanın son derece profesyonelce hazırlanmış olduğunu fark etti Aleks. Yüzünde sevecen bir gülümseme ile Mel’e döndü. Ancak Mel hala dargın gibiydi, Aleks’e bakmıştı ancak sonra hemen yüzünü başka tarafa çevirmişti. Aleks bakışlarını yere çevirdi ve kül izleri aramaya başladı. Biraz iz bulur gibi olduğunda Mel’i kolundan tuttu ve izin gitti yönde ilerlemeye devam ettiler. Aleks iç çekti ve ambarı aramaya devam ettikleri sırada yüzünde sıkıntılı bir ifadeyle “Tamam, çok üzgünüm. Söylemem gerekirdi sana, ama ben bile emin değildim kendimden,” dedi. Mel ise heyecanla yerinde zıpladı ve “İşte ambar! Gidelim!”Aleks Mel onun söylediklerini dinlemediği için sinirlenip üzülse mi, yoksa ambarı buldukları için sevinse mi bilememişti doğrusu. Ambarın olduğu yere doğru koşturdular. Külbüküller orada onlarla beraber de olabilirlerdi, onlardan uzakta da. Her ne olursa olsun Aleks ambarı bulmuş oldukları için rahatlamış bir şekilde, derin bir nefes aldı ve asasını çıkardı. İşin bu kısmından sonra ona fazlasıyla ihtiyacı olacaktı.


&&:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Sihirli Yaratıkların Bakımı II. Dönem I. Ortak Dersi

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Astronomi II. Dönem Ortak Dersi
» Sihirli Yaratıkların Bakımı - Duyurular
» II. Dönem I. Ortak Biçim Değiştirme Dersi
» 2. Dönem 1. Ortak SYB Dersi
» II. Dönem I. Ortak Uçuş Dersi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 2. Sezon-