AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Geri dönüş...

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Michael Theodore Hailword
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Michael Theodore Hailword

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 57
Yaş : 39

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptyC.tesi Nis. 30, 2011 10:14 pm

Kişiler
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Eleanore RheannaMichael T. Hailword

Zaman
Öğleden sonrasi herhangi bir vakit
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Michael Theodore Hailword
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Michael Theodore Hailword

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 57
Yaş : 39

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptyC.tesi Nis. 30, 2011 10:17 pm

Yeni den buraya dönmek adeta içimdeki bir şeyleri uyarmıştı. Evim diyebileceğim ilk yer. Ve burası, hayır ailemin evi değil, Hogwarts idi. Gerçi şu anda gelmiş olduğum yer hem buraya geliş asil amacımdı hem de pek sayılmazdı. Buraya gelmeyi o kadar delice istemiştim ki. Tren ile geçmeyi, yeniden bu eski binayı görmeyi, koridordaki hayaletleri bile özlemiştim. Bu yolculuğa çıkarken amacım ‘Hogwart’i yeniden görmek’ diyemezdim. Ben sadece onu görmek istediğimi sanıyordum. Oysaki şimdi buradan geçerken içten içe sadece görmek için gelmiş olduğumu düşündüm. Asil amacıma dönmeye çalışmıştım bu güzellikten kendimi koparıp. Onun çoktan nerde olduğunu öğreniştim, sonuçta uzun bir süre sonra onu elimde hiçbir bilgi olmadan arayamazdım; ancak bu şekilde onu bıraktığım yerde bulabileceğimi de hiç hayal etmemiştim. O şimdi bir profesör olmuştu. En mükemmel olduğu, tutkusu olan iksirler üzerine. Bununla da bitmemiş Slytherin sorumlusu olmuştu ki, işte bu neden tabelasında ‘Slytherin Sorumlusu Odası’ yazan bir yerde durduğumu açıklıyordu. Yoldan geçerken bir öğrenciye sorup kesinleştirmiştim bu öğle vakti onun odada olduğunu.

Bir türlü kapıyı çalamıyordum. Elim kapıya gitti birkaç kez. Onun içeride olduğunu hissedebiliyordum. Karnımda bir sizi belirdi bir hamle yapmaya çalışınca. Tıpkı bir öğrenci gibi terliyorum; mamafih öğlen olmasına rağmen hava o kadar sıcak sayılmazdı. Buraya kadar gelmiş ve bunu başarmadan dönersem asıl amacımı başaramamış olur ve işte o zaman gezmeye gelmiş biri gibi ayrılırdım buradan. Kesinlikle korkak biri değildim bunu yapamayacak kadar ama bir şekilde içten içe suçlunun kim olduğunu bilmek benim için yeterliydi. –Tak tak- Kapıya iki kere hızlıca vurmamla bu ahşap kapı eski oluşunun da getirisiyle iki kere güçlü biçimde sallandı. İçeriden cevap gelmesini beklemeden kapıyı açıp içeri girdim. Hızlıca odaya bir göz attım. Her zamanki gibi karışıktı. Tüm boş alanlar öylesine doldurulmuştu ki bir an kendimi odanın içinde kaybedecekmişim gibi hissettim. Ama bu dağınıklık gözü yormuyordu, sanki bir şekilde konulan eşyalar birbirleriyle bağlantılıydı. Gözlerim odanın diğer ucuna doğru gidiyordu ki üçüncü duvarı görmeme gerek kalmadan gözlerim ona kaydı. Büyük bir masanın arkasında kaybolmuş gibiydi. Saçları başının bir hareketiyle havada dalgalanmıştı. Kalbimin yeniden hızlandığını hissederken bir adim ileri attım. Bu adim odanın içine girmemi sağlamışken bir elimle kapıyı bırakmamıştım bu şekilde kapıda yavaş bir şekilde kapanmış oldu. Ve ağzımdan, ne zamandır çıkmamış o güzel sözcük bir şarki söylüyormuşçasına döküldü “Eleanore…”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eleanore Rheanna
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Eleanore Rheanna

RP Yaşı : 30
Mesaj Sayısı : 485
Gerçek Adı : Melisa

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptyPaz Mayıs 01, 2011 1:02 am

İş. İş. İş. Oturmuş, öğrencilerin hazırladıkları iksileri ve yazdıkları ödevleri kontrol ediyordum. Araştırmam için bile vakit ayırmamıştım. Tamam, kağıtlarım dağılmıştı ve ben yorulmuştum. Ama bu işimi bırakmamı gerektirmezdi.
Elimi yavaşça açık saçlarımın arasında gezdirdim. Yine değiştirmiştim. Uzun bukleli sarı saçlar, yerini omuzlarımda kısa kahverengi saçlara bırakmıştı.
İşimden koptuğumu farkettim. Sıkıntıyla omuzlarımı oynattım. Ne düşüneceğimi bile karıştırmıştım. Aniden kapı vuruldu iki kez.
Bir öğrencidir diye önemsemedim. Açıldığını hissettiğimde ise dönüp bakmadım. Kağıtlara yazmaya devam ettim. Sonra birden:

“Eleanore…”

Bu ses üzerine, yazı yazan elim kıpırdamayı kesti. Kısa süre sesin neden tanıdık geldiğini düşündüm. Başımı kaldırdım ve onu gördüm. Şaşkınlıkla baktım kısa süre. Sanki birden yüreğimdeki ağırlık kalktı gitti.
"Michael?" dedim kısık sesle. Elimdekini bıraktım ve hızla ayağa kalkıp ona koştum. Kollarına atıldım ve sıkıca sarıldım.
"İyisin." dedim neşeyle. Yüzümde büyük bir gülümsemeyle o güzel gözlerine baktım. Hala aynıydı. Kokusu, bakışı,...
Ona sarılırken ne yaptığımı anladım. Geri çekildim yavaşça. Sonra yüzümdeki gülümsemenin doğallığını kaybettiğini anlamaması için kibarca yer gösterdim. Karşısına oturdum ve ona baktım.

"Neler yaptın görüşmeyeli?"
Biraz soğuk mu söylemiştim? Amacım o değildi ama...
"Ama tabi önce bir şey içer misin?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Michael Theodore Hailword
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Michael Theodore Hailword

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 57
Yaş : 39

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptyPaz Mayıs 01, 2011 1:36 am

Onu süzdüm, ayağa kalkıp benim kollarıma atılana kadar olan kısa sürede. Gözüme ilk saçlarındaki değişiklik geldi. Eh, sıkça değiştirirdi. Ama bu modeli bana okul yıllarını anımsatmıştı. Yüzümde bir tebessüm belirdi ve ellerimi onun beline sardım yumuşakça. Onu daha da sıkı sarabilirdim lakin amacım boğmak olmadığı için, biraz mesafeliymişiz gibi dursa da sadece ellerim kavuşacak biçimde sarıldım ve bir süre sonra bıraktım. “İyisin.” Başımla onu onaylar şeklinde salladım. Zavallı kız, onu aramadığım vakitlerde kim bilir neler düşünmüş olmalı. Eh… Muggle’larin dünyası büyücülerinki kadar tehlikeli değildi. Onu takip ettim. Yüzü gülümsüyordu. Sonra yana dönünce birden o çiçek soluverdi. Ben daha nedenini anlayamamıştım; halbuki tahmin etmek çokta zor değildi. Belki de karşısında aptalı oynamak istiyordum. Bana bir sandalyeyi işaret ettiğinde onu kırmamak için oturdum. Oysaki hava içeri girdiğimden çok daha değişikti ve beni boğuyordu. Kendimi onu görmemek için dışarı atma fikrini düşünürken buldum ama hayır, böyle bir şey asla yapamazdım. “Neler yaptın görüşmeyeli?” Evet, artık bariz bir biçimde ortaya konulmuştu durum. İlk görüşme hevesi bitmişti ve görüşmeme süresi bu kadar uzun olduğu için soğukluk belirtileri başlamıştı. Gözlerim umutsuzlukla doluyken zorlukla yarattığım bir tebessüm ile ona çevirdim bakışlarımı. “Ama tabi önce bir şey içer misin?”

Sonunda uzun bir sessizlik oldu. Anlaşılan benim konuşma sıramdı bu sefer. Son sorusundan başlamanın mantıklı olacağını düşündüm. “Teşekkür ederim ama gereği yok. Bir şey içmesem daha iyi olur” Hem birazdan kalkacağım. Tabii son cümleyi dıştan söylemenin kaba olacağını düşündüm. Başka biri olsa bu kadar temkinli davranmaz ne düşünüyorsam söylerdim. Ancak karşımdaki herhangi biri değildi benim için. O Eleanore’du. O yüzden son cümlem yerine yutkundum. “Bunca zamandır ben… Çok uzaklardayım Eleanore.” Dedim kısık bir biçimde. Konuşmadan önce o kadar çok düşünüyordum ki ve bu benim için normal bir alışkanlık olmadığı için konuşmamı kesmek zorunda kalmıştım. “Kazı çalışmalarındaydım. Bir sürü yeri gezdim. Biliyorsun ki ayni anda bir sürü kazı işi yürütüyorum.” Ne anlatabilirdim ki. Onun gözlerine baktım. Gördüklerim, yaşadıklarım… Onun gözünde sadece bir Muggle işi olabilirdi. Bu ona sıkıcı geliyor olmalıydı. Bu nedenle kazıdan çok fazla bahsetmemeye özen göstererek lafı ona çevirdim. “Benim yaptığım her zamanki şey Eleanore. Ama daha önemlisi, bunca yıldır sen ne yapıyorsun?” Evet, asıl bilmek istediğim buydu. Onu, yanında olamadığım her dakikayı, kaçırdığım her saniyeyi öğrenmek istiyordum. Elimi uzattım yavaşça aşağıdan. Onun elini tutmak istedim birden. Ama sonra bunun bencilce olduğunu düşündüm. Onun görmemiş olduğunu var sayarak doğal bir hareketle geriye çektim, sanki hiç ona uzatmaya çalışmıyormuş gibi. Gözlerimi aşağıya devirdim. Derin bir nefes aldım. Onu yanında bulmaktan sıkılmamıştım ancak oda şu an üzerime üzerime geliyordu. Bunun bu oda ile ilgisi olmadığını da biliyordum. Her hangi bir yerde olsam bile ortam bana kapalı gibi gelecekti. Çünkü karşımdaki insanin sorularını cevaplamıyordum. Çünkü ondan o kadar uzakta kalmıştım ki, onca sene… tekrar gözlerimi ona çevirirken kalbimin atışlarının dışarıdan duyulabileceğini düşündüm. Bu çok garip bir histi, onun yanında olmak bir o kadar güzel iken ayni zamanda çokta kötüydü. Kazıların birinde yerin dibinde gömülü olmayı geçirdim içimden ve elimle boynumun arkasını kaşıdım.


En son Michael Theodore Hailword tarafından Paz Mayıs 08, 2011 2:55 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eleanore Rheanna
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Eleanore Rheanna

RP Yaşı : 30
Mesaj Sayısı : 485
Gerçek Adı : Melisa

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptyPaz Mayıs 01, 2011 2:35 pm

“Teşekkür ederim ama gereği yok. Bir şey içmesem daha iyi olur”

Kaba şey. Aslında şimdi ne dese benim sinirimi bozacaktı ya. Neyse.

“Bunca zamandır ben… Çok uzaklardayım Eleanore.”

Adımı onun ağzından duymayalı epey zaman olmuştu. Heyecanlanmıştım sanırım.

“Kazı çalışmalarındaydım. Bir sürü yeri gezdim. Biliyorsun ki ayni anda bir sürü kazı işi yürütüyorum.”

Tam meraklandım kendinen bahsediyor diye ama o konuyu bana çevirdi.

“Benim yaptığım her zamanki şey Eleanore. Ama daha önemlisi, bunca yıldır sen ne yapıyorsun?”

Rahatsızca kıpırdandım yerimde.

"İksir öğretmeni oldum." dedim. Zaten okuldayken de böyle bir tutkum vardı. Karışımlar beni cezbeder. Bana doğum günü hediyesi olarak az bulunan bir iksir malzemesi verilse mesela, benden mutlusu olmaz.

"Başka neler yaptın? Değiişik şeyler buldun mu?" dedim sakince. Kendinden bahsetmesini istiyordum. Onu konuşurken izlemesi bana zevk veriyordu.
Çok çalıştığının ve kazı yapmanın onun için bir mutluluk kaynağı olduğunun farkındaydım. Sadece birden çekip gitmek ve döndüğünde kaldığı yerden devam etmek istemesi beni ürkütüyordu. Bazen yıllarca gelmiyordu şimdi olduğu gibi. Üç yıl. Onsuz üç yıl geçirmiştim. Belki daha erken öğretmen olabilirdim ama o gidip de arkasında hiç iz bırakmadığında kendi kendimi yemiştim. Anca bir yılda toparlandım. Ve bir karar aldım.
Onu hayatıma sokmayacaktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Michael Theodore Hailword
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Michael Theodore Hailword

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 57
Yaş : 39

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptyPaz Mayıs 01, 2011 5:14 pm

Sorunu ona sorunca kıpırdanması gözümden kaçmadı. Tıpkı benim gibi yan yana oluşumuzdan o da sıkılmış gibiydi. “İksir öğretmeni oldum.” Sesi o kadar soğuktu ki… Dışarıdan gören bir insan eminim ki bizim yıllardır tanışık olduğumuzu anlayamazdı. Bana sokaktan geçen herhangi biriymişim gibi konuşması dokunmuyordu. Aramızdaki bu soğukluğun uzakta kalmamın neden olduğunu biliyordum. Bunu üç yıl öncede biliyordum, böyle bir sonuç yaratacağını bile bile gitmiştim uzağa. İlle velâkin asıl amacım onu bırakmak değildi giderken bunu anlamasını istiyordum şu anda. Dediği kelimeleri pek takmadan başımı sallayarak onaylamıştım. Zaten buraya gelirken nasıl olurda artık bir iksir öğretmeni olduğunu bilmediğimi düşünürdü ki. Tabii bunu onun ağzından duymak çok farklıydı. ‘İksir’ sözcüğünü onun ağzından bir duysaydınız bu sözcüğün dünya üzerindeki en yüce şey olduğuna inanırdınız. Adeta bir sevgiyle çıkıyordu. “Başka neler yaptın? Değişik şeyler buldun mu?” O da az önce yaptığım şeyin aynisini yapıyordu. Lafı bana çevirmeye çalışıyordu. Ona olabildiğince az sıkıntılı görünmeye çalışarak olabilecek en kestirme yanıtı verdim. Bu sefer sorularından kaçmayacaktım en azından. “Kazı, tüm bu zaman tek uğraşabildiğim şey oldu. Muggle olan ve bu işte benden daha üstün kişilerle tanıştım. Büyü yapamamalarına rağmen harikalar. Genel olarak bulduğum parçalar çok farklı şeyler değildi elbet.” derin bir nefes aldım. ‘Kazı’lardan bahsetmeyi hep çok sevmiştim. Sanırım mesleğine Eleanore kadar aşık biri var ise o da bendim.

Ona doğru uzandım bu sefer. Yüzündeki huzursuzluk beni çok rahatsız etmişti. Bir şeyler daha gevelemeye çalışmam boşunaydı. Hüzün ve geri dönüşün ifadesi vardı onda, geçmişin. Ona yaptığım bu kötülük derinlerine işlemişti belli ki. Bir kez daha kendimi suçladım. Meslek ve aşkın arasında kalmaktan öte uzaklaşmış olmamın hem bedenen hem de ruhen onun canini çok yaktığı görülüyordu. O anda onu buradan koparıp benimle kazı yapmak için yabancı ülkelere gidişimizi hayal ettim. Ağzımda ekşi bir tat hissettim o tatlı görüntünün hemen ardından. Bu onun, beni yanımda kalması için burada öğretmen olmaya ikna etmesi gibi bir şeydi sonuçta. Aşklarından birini daha kaybetmesiydi. Neden her ikisi birden yürümüyordu ki şu dünyada. Büyücü olmamıza rağmen gücümüz bazı şeylere yetmiyordu. O büyü dünyasına aitti, ben ise kendimi yaşantımdan uzaklaştıran Muggle dünyasına. Bir kez daha onun adini söyledim büyük bir özlem içinde. “Eleanore, seni o kadar çok özledim ki. Bunca sene boyunca kendimden bir parça eksikmiş gibi hissettim.” Oradayken burayı bana tek anımsatan kişiydi. Onu her gün boyunca düşündüm, tam bir manyak olmalıydım. Ama anlıyordum ki, şu konuştuğumuz dakikalar içerisinde, o çoktan kendine ayrı bir yaşam kurmuştu. Dünyalarımızın son kesişim noktaları da silinmişti. Ona baktığımda son bıraktığım kişinin değişmiş bir halini görüyordum. İçinde halen ayni kişi olabilir miydi? Onu yeniden bir arada olmamız için zorlayamazdım, için için bunu o kadar istesem dahi. Sadece zaman verebileceğimi düşündüm. Konuyu yeniden çevirdim. “Ben bir süre kazı işlerine ara verdim. Son çalıştığım yerde büyük bir facia sonucu en az bir yıl daha orada bulunmama kararı aldık.” Yeniden geriye yaslandım konuşmama devam ederken. Ellerimi birleştirdim, parmaklarımı birbirine kenetleyerek. Şu son kazı moralimi çok bozmuştu. Ama böyle bir olanak tanıması beni memnun etmişti. Buraya koşa koşa gelişim bu sebepten olabilirdi. Yeniden gözlerimi Eleanore’a çevirdim. Benimle konuşması, onun bir kez daha sesini duymak öylesine güzeldi ki, bir kez daha bu güzelliği yaşamak için bekliyordum şimdi.


En son Michael Theodore Hailword tarafından Paz Mayıs 08, 2011 2:55 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eleanore Rheanna
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Eleanore Rheanna

RP Yaşı : 30
Mesaj Sayısı : 485
Gerçek Adı : Melisa

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptySalı Mayıs 03, 2011 5:00 pm

“Kazı, tüm bu zaman tek uğraşabildiğim şey oldu. Muggle olan ve bu işte benden daha üstün kişilerle tanıştım. Büyü yapamamalarına rağmen harikalar. Genel olarak bulduğum parçalar çok farklı şeyler değildi elbet.”

Gülümsemeye çalıştım. Kazı onun için yaşamdı ve aramızdakiler için onu bırakmasını teklif dahi edemezdim. Sonra birden bana doğru uzandı. Kalakaldım öylece. Ellerime değdi elleri.

“Eleanore, seni o kadar çok özledim ki. Bunca sene boyunca kendimden bir parça eksikmiş gibi hissettim.”

Nefesim kesildi. Neden böyle yapıyordu ki? Neden acı çektiriyordu bana? Neden? Onun ağzından dökülen her kelime yüreğimi böylesine yaralamalı mıydı?
Gözlerimin içine baktığında, dudaklarım titredi. Zorluyordu beni ve özel yeteneğime bile anca hakim olabiliyordum. Bakışlarımı ayırmak istedim o derin gözlerinden. Yapamadım. Kokusunu içime çekmemeye çalıştım. Beceremedim. Kalkıp gitmeyi düşündüm. Kımıldayamadım.


“Ben bir süre kazı işlerine ara verdim. Son çalıştığım yerde büyük bir facia sonucu en az bir yıl daha orada bulunmama kararı aldık.”

Geri çekildi yavaşça, ruhumu ayakları altına alarak. Eğer biraz daha yakın olsaydı kesin ağlamıştım. Şimdi ise akmayan yaşlarla ona baktım. Bir kez daha sarsıldı kalbim. Gözlerini bana çevirdiğinde...

"Şimdi ne yapacaksın?" dedim alçak sesle. Kendime güvenimi toparlamak için ayağa kalktım. Her an dizlerimin kesilmesini ve yere yuvarlanmayı bekliyordum. Asamı aldım masanın üzerinden. Aslunda şu an Michael'e güzel bir lanet yollayıp silsem dünya üzerinden onu hiç acı çekmeyecektim. Bir daha geri döner mi? İyi midir? Diye düşünmeyecektim. Tamamen gittiğini bilecektim. Belirsizlik yaşamayacaktım. Sonsuza dek...

Bir kaç büyü mırıldandım ve artık masada iki kahve vardı. Birini onun eline uzattım.

"İçmek istemesen bile al." dedim. Sakindi sesim.
Karşısına oturup daha deminki sorumun cevabını dinlemek için ona çevirdim bakışlarımı. Onunla gurur duyuyordum.Benim gözümde harika bir insandı. Ama asla bir geleceğimiz olamayacaktı.
Belki de buydu bizi yıkan...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Michael Theodore Hailword
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Michael Theodore Hailword

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 57
Yaş : 39

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptySalı Mayıs 03, 2011 6:58 pm

“Şimdi ne yapacaksın?” hüzünlü gözleri yüreğimi sarstı. Gerçekten bir kalpsiz olmam gerekiyordu onu burada bırakmış olmam için. Eğer öyleysem niye içim parçalanıyormuş gibi hissediyordum. Ayağa kalktı ama çok kötü olmuştu bir şekilde. Aniden hastalanan birine benziyordu ve onun hastalığı bendim. Asasını eline aldığında neden böyle bir harekette bulunduğunu düşündüm sadece. Aklıma birçok olasılık geldi, onu çok iyi tanımama rağmen kestiremedim. Bir şeyler mırıldadı ama duyamadım. Sonra yanda iki kahve belirdi. Bana birini uzatırken, kendini biraz daha sakinleştirmiş gibiydi. “İçmek istemesen bile al.” Üzerinden dumanı çıkmakta olan kahveyi aldım. Kokusu keskin ve acıydı. Kesinlikle sevmiyordum kahveyi. Sıcak olarak bir tek çay içerdim, bağımlı bir biçimde her sabah bir tane. Ama kahveyi sevmememe rağmen bu sefer direk yapılan bu teklifi çevirmedim. Buharını üfledim ve ağzımı yaka yaka içtim. Asamı çıkarıp onu soğutabilirdim de tabii ama artık her şeyin tadı böyle daha gerçek geliyordu. Yüzüm bu tat yüzünden buruştuğunda bardağı masanın üzerine bıraktım. O sırada karşıma oturduğunu fark ettiğimde konuşmaya başladım. “Ah? Evet. Ne diyordum.” Dedim bir dalgınlıkla. “Şu kaza. Kazı alanını kullanışsız hale getirdi. Elbette hala çalışanlar var ama önce yıkığı onarmaları gerekiyor.” ‘Sen olsaydın ufak bir büyüyle halledersin Eleanore’ diye düşünmek hafif bir tebessüm yarattı.

“Şimdilik, dediğim gibi, bekleyeceğim. Bir süre buralardayım. Yaklaşık bir yıl daha kalabilirim. Ama kesin değil, biliyorsun…” O da çok iyi biliyordu ki sürekli kaybolan biriydim. Aslında yeniden onun hayatında olmam iyi bir şey değildi, eninde sonunda tekrar ayrılacaktım buralardan. Elimle yüzümü ovuşturdum. Onunla yaşadıklarımızı düşündüm. En iyi arkadaş kadar yakindik, sevgililer kadar heyecanlıydık. Daha sonra onunla yaşayamadıklarımız geldi aklıma. Bunun tek sebebi bendim. Büyü dünyasını sevmememdir bunun nedeni, benliğimden kaçmamdı belki de. Böyle olmamasını kesinlikle istememiştim ama bir şekilde böyle olmalıydı. Burada kalıp kendime acı çektirmek yerine gidip ona acı çektirmiştim işte. Ne oraya ne buraya, hiçbir yere ait olamamıştım. Ona bir kez daha bakarken, o sevimli ve güzel yüzüne, içim bir kez daha parçalandı. Daha sonra düşüncelerim konuşuverdi bir anda. Sadece düşünecekken dökülüverdi sözcükler ağzımdan. “Sen ne yapmamı isterdin?” daha sonra kendi sözlerime şaşırmış bir tavırla irkildim. Şaşkınca açılan gözlerim hemen ardındaki saniyede normale döndü. Kafamı yana çevirdim, ona bakmaya dayanamazdım bu halde. Onun beni görmesini de bir o kadar istemezdim. Kendi sözümle kendimi yıkmıştım az önce. Sadece dua ettim içimden lütfen az sonra söyleyecekleri yalnız ve yalnız yüreğinden geçen gerçek hisleri olsun diye.


En son Michael Theodore Hailword tarafından Paz Mayıs 08, 2011 2:57 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eleanore Rheanna
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Eleanore Rheanna

RP Yaşı : 30
Mesaj Sayısı : 485
Gerçek Adı : Melisa

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptySalı Mayıs 03, 2011 7:59 pm

“Ah? Evet. Ne diyordum.”

Daha demin ağzını yakarak içtiğini farketmiştim. Hala kahve sevmiyordu. Beni ağlatmayı mı planlıyordu?

“Şu kaza. Kazı alanını kullanışsız hale getirdi. Elbette hala çalışanlar var ama önce yıkığı onarmaları gerekiyor.”

Neden büyüyle onarmadığını merak ettim. Sonuçta bu kadar beklemesi gerekmezdi.

“Şimdilik, dediğim gibi, bekleyeceğim. Bir süre buralardayım. Yaklaşık bir yıl daha kalabilirim. Ama kesin değil, biliyorsun…”

Biliyorum, diye geçirdim içimden ve bir şey söylemeden bir yudum aldım kahvemdem.

“Sen ne yapmamı isterdin?”

Az daha boğulacaktım kendi kavemin içinde. Bir kaç kere öksürdüm ve toparlanmaya çalıştım.

"Benim ne istediğimi gayet iyi biliyorsun, Michael." dedim rahatça. Sanki duygusal bir çöküntü yaşamıyormuşum gibi.
"Ama bunu senden asla beklemedim." diye devam ettim.
Bu son cümleyi kırılsın diye söylememiştim. Fakat gerçek buydu. Ondan kazıyı bırakmasını isteyemezdim. Ya da yanında gelmeyi teklif edemezdim. Tatillerde yanına gitsem bile okul süresinde kendi kendimi yiyip bitirirdim.
Sonra onun kahveyle boğuşmasından sıkılarak:
"Çay vereyim mi onun yerine?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Michael Theodore Hailword
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Michael Theodore Hailword

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 57
Yaş : 39

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptySalı Mayıs 03, 2011 11:25 pm

Sorduğum soruya benim kadar şaşırmıştı. Kahvesi az kalsın öldürecekti onu. O genelde kahve severdi, bugün bu nedenle ilk kahve çıkarmış olmalıydı. Zıt yanlarımızı bir kez daha fark ettim bununla. Toparlandığında yeniden konuşmaya başlamıştı. "Benim ne istediğimi gayet iyi biliyorsun, Michael." Başım hala eğikti. Evet anlamında hafifçe salladım ama göreceğini pek sanmıyordum. O, isteyebileceği en kolay ve masum şeyi istiyordu. Sadece onun yanında kalmamı. Ama ben bunu bile ona veremezken daha büyük istekleri olursa nasıl yapabilirdim. Zaten önce bunu halletmeden diğer istekleri hiçbir zaman gelmeyecekti, çünkü hiçbir zaman o aşamaya geçemeyecektik. “Ama bunu senden asla beklemedim.” İşte bu ona bakmam için bir nedendi. Geçmişi düşündüm, okuldan ayrılışımı, mezuniyeti, vedalaşmamızı. O kadar sert ve duygusuzdu ki sözleri. Ama duygularının hala etrafta olduğunu biliyordum ve garip bir şekilde hissedebiliyordum yaydığı kırgın duyguları. İçimde benimkilerle birleşiyor ve kat kat artıyordu. Yeniden kaçma isteği duydum bir anda, ama ne kadar kaçsam da Eleanore hep yanımdaydı, aklımdaydı. Onu kendimden çıkarabilmemin tek yolu kendimi yok etmemdi. Ağzımı açıp bir şeyler söyleyecektim. “Çay vereyim mi onun yerine?” Hızlıca hareket edip onu bileğinden yakaladım. Amacım sıkmak değildi ama ilk hareketi onun yapmaması için biraz sert davranmıştım. Daha sonra yavaşça ellimi gevşettim gevşetirken aşağı kaydırıp elini tuttum.

“Benim ne yapmak istediğimi sordun mu Eleanore? Neden bu şekilde olduğumu hiç biliyor musun?” hayatim bir onun yanındayken bir de kazı yaparken güzelleşiyordu. Yapay bir biçimdeydi belki ancak gerçek yaşamımdan çok daha güzeldi. Kazının ondan en büyük farkı her saniyemi geçirebilmem ve büyü yapma zorunluluğum çok daha az olmasıydı. Ellerini iyice serbest bırakırken yerçekimine doğru ve kendi ellerimi vücuduma doğru geri çekerken parmak uçlarımız değdi en son ayrılmadan önce. “Sonsuza dek.” Dedim lafı ortasından başlatarak. “Sonsuza dek ortadan kaybolma mı ister miydin? Bir şekilde…” dedim yutkundum, boğazım kurumuştu. “…her şeye son vermek.” Son? Bir insanin sonu nasıl olabilirdi ki… Aklıma yalnızca bir yol geliyordu son için. Elimi tamamen çektim ve saçlarımı geriye doğru attım. Her zamanki gibi dağınık ama okul zamanlarından daha kısaydı. Bu uzamış haliydi aslında, kazıya gitmeden önce çok daha kısaydı. Onun gözünde nasıl göründüğümü düşündüm. Uzun zamandır diş görünüşümü unutmuştum. Sonra diğer erkeklerin nasıl göründüğünü düşündüm. Belki onlar daha yakışıklı ve çekici geliyor olabilirdi. Geldiğimden beri soramadığım o soru geldi aklıma Acaba şu an hayatında birileri var mıydı? Üç yıl geçmişti ve bu hiç de kısa bir süre değildi. Hatta çocuk bile doğurmuş olabilirdi, evlenip. Sonra elinde yüzlüğü olmadığı aklıma geldi. Yine de bu şu an başkasıyla olmadığı anlamına gelmezdi. Şüpheyle süzdüm onu, sanki üzerinde bir ipucu arıyormuşçasına.


En son Michael Theodore Hailword tarafından Paz Mayıs 08, 2011 2:57 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eleanore Rheanna
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Eleanore Rheanna

RP Yaşı : 30
Mesaj Sayısı : 485
Gerçek Adı : Melisa

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptySalı Mayıs 03, 2011 11:38 pm

Birden bileğimi tutunca irkildim. Canımı yakacak kadar sıkmamıştı ama ben yine de rahatsız oldum. Elleri ellerime değdi.

“Benim ne yapmak istediğimi sordun mu Eleanore? Neden bu şekilde olduğumu hiç biliyor musun?”

Ellerini çektiğinde cevap vermek için dudaklarımı araladım.

“Sonsuza dek. Sonsuza dek ortadan kaybolma mı ister miydin? Bir şekilde… her şeye son vermek.”

Neden bahsediyordu bu? Kaşlarımı çattım.

"Saçmalama Michael. Ayrıca kaybolmanı isteseydim sen çoktan ölmüştün." dedim. Elbette ki iksirle.

Sonra kollarımı göğsümde kavuşturdum.

"Sonsuza dek gitmeyi bir çözüm mü sanıyorsun? Seni bir daha görmesem mutlu olacağımı mı düşünüyorsun?" dedim kızgınlıkla.
"Harikasın Michael. Yine her zaman ki gibisin. Düşüncesiz ve aptal."
Son kelimeyi yüzüne doğru hırsla söyledim. Sonra da arkamı dönüp uzaklaştım ondan.
"Madem gitmeye bu kadar meraklısın. Git! Cehenneme git Michael."
Odamın içinde ondan uzaklaştım ve dağınık çalışma masama doğru yürüdüm. Adımlarımla giysimdeki pelerin savruluyordu. Kızmıştım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Michael Theodore Hailword
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Michael Theodore Hailword

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 57
Yaş : 39

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptyÇarş. Mayıs 04, 2011 7:14 pm

Yüzü gergin bir hal alıverdi. Onu anlamamış bir şekilde bakakalmıştım. “Saçmalama Michael. Ayrıca kaybolmanı isteseydim sen çoktan ölmüştün.” Hım. Demek ki gerçekten de bunu düşünmüştü. Acaba aklında neler kurmuştu. Gariptir ki bunu duyduğumda şaşırmamıştım. Nedense bunu çoktan düşünmesini bekliyor gibiydim, hatta merak ettim ne düşündüğü. “Sonsuza dek gitmeyi bir çözüm mü sanıyorsun? Seni bir daha görmesem mutlu olacağımı mı düşünüyorsun? Harikasın Michael. Yine her zaman ki gibisin. Düşüncesiz ve aptal.” Sesi son derece kızgındı. Son kelimelerdeki vurguyu da fark etmiştim. ‘düşüncesiz ve aptal’. Bana karşı bu kadar hırslıydı. Tepki vermedim. Geri tepki olsaydı iş kavgaya dönecekti? Geçmişte de bazen bana kızardı. Yine de her bağrışı en kötü gibi gelirdi, şimdi olduğu gibi. Arkasını döndüğünde içimde bir korku hissettim uzun süre sonra ilk defa. “Madem gitmeye bu kadar meraklısın. Git! Cehenneme git Michael.” Masasına doğru ilerledi beni burada istemediği açıktı. Bundan sonra masanın başına oturacak, işlerine geri dönecekti. Bana kafasını kaldırıp bakmayacaktı. Ben yokmuşum gibi davranacaktı ve bu sayede ben odadan dışarı çıkacak ve gidecektim. Cehennemin dibine. Bu sahneyi düşünmek içimdeki korkuyu arttırdı. Garip bir şekilde önceden hiçbir şeyden korkmadığımı sanırken şimdi birinin, sıradan olmayan ve benim için son derece önemli olan birinin beni yalnız bırakması olduğunu anladım, o kişi Eleanore’du. Dönüp dolaşıp buraya gelmemin sebebiydi. Eğer hayatımdan sonsuza dek çıksaydı yaşayamazdım. Onsuzluk beni öldürürdü.

Bu nedenle acele davrandım ikinci bir kez. Masasına gitmeden önce onu kolundan kavradım. Etrafında döndürdüm bana tekrar bakmasını sağladım. Diğer kolunu da kavrayarak kendime çektim ve yüzüne eğilerek dudaklarımı onunkilere bastırdım. Tepkisini beklemek istemiyordum. Yavaşça kollarını bıraktım. Çok sıkmış olmalıydım. Amacım canini yakmak olmasa bile bunu zorla tutmadan yapabileceğimi sanmıyordum. Ayni zamanda yavaşça dudaklarımı geriye çektim, ama tam anlamıyla onu öpmeyi bırakmamıştım. Tepkisi ne olacaktı? Her şeyin böyle sona ermesinden korkarak aklımdakileri uzaklaştırmaya çalıştım. Onu tamamen bırakmak istemiyordum, bırakamazdım, hiçbir zaman.


En son Michael Theodore Hailword tarafından Paz Mayıs 08, 2011 2:59 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eleanore Rheanna
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Eleanore Rheanna

RP Yaşı : 30
Mesaj Sayısı : 485
Gerçek Adı : Melisa

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptyÇarş. Mayıs 04, 2011 8:30 pm

Masamın başına geçmek üzereyken kolumu yakaladı. Şaşırdım. Ne ara buraya gelmişti ki? Eskisinden daha hızlı hareket ediyordu artık. Beni hızlıca döndürdü ve ona çevirdi. Tam ne yaptığını soracaktım ki iyice kendine yapıştırdı beni ve en çok korktuğum şeyi yaptı.
Dudaklarımı kendiminkilerin üzerinde hissettiğimde içime bir ateş topu düştü. Kalbimi ve ruhumu yaktı geçti. Bileğimi bıraktığında ona tutundum sıkıca. Dudaklarını çekmeye başladığında ise ben hızlıca başımı ondan uzaklaştırdım. Hala kolları arasındaydım. Başımı onun göğsüne gömdüm. Kesinlikle kıpkırmızı olmuştum ya neyse.
"Michael." dedim sadece. Sonra başımı kaldırdım ve "Bu hiç bir şeyi çözmüyor."

Gerçekten de çözmüyordu. Ona aşık olduğumu biliyordum. Ben sadece...
Sadece...
Sadec...
...

Hiç istemesem de ayrıldım kolları arasından. Arkamı döndüm ona. Bakmak istemiyordum mavi gözlerine. Tüm benliğimi kaybettiğim o mavi gözleri görmek istemiyordum. Ateşinde kaybolmak istemiyordum onun.

"Yapma bunu bana, Michael."
Gözlerimde bir ölünün bakışı, ruhumda aşkın zincileri vardı. Titrek bir kaç adımla ondan uzaklaşmayı denedim. Olmadı. Dayanamadım bu ağırlığa ve yere çöktüm. Ellerimi sarı saçlarımın arasından geçirdim. Üfledim yüzüme dökülenlere. Artık dayanma sınırımda bu kadarmış.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Michael Theodore Hailword
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Arkeolog & Ressam & Fotoğrafçı
Michael Theodore Hailword

RP Yaşı : 29
Mesaj Sayısı : 57
Yaş : 39

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptyC.tesi Mayıs 07, 2011 3:53 am

Hızlı bir kopuş ve mutluluğun sona ermesi. Beni onu öpme güzelliğinden bile alıkoyuyordu. Oysa bu elimde kalan tek şeydi. Belki de şimdi, az sonra beni bir şekilde hayatından silecek ve bu değerli öpücük sonuncu olacaktı. Bu nedenle dudaklarımın onunki üzerinde geçirdiği her saniye benim için son derece önemliydi. Ben onun bu öpücüğü için tüm hayatimi harcayabilecekken, onun yaptığı benden bir an önce kurtulmaktı. Büyük ihtimalle de şimdi bana nefretini kusacaktı. Tepkisini sakin bir biçimde karşılamayı düşündüm, sonuçta yeterince üzerine gelmiş olmalıydım. Beni öldürmesi, bana vurması hiç önemli değildi, onu yıllar sonra görmek ve başka hiçbir kadının bana hissettiremeyeceği bu duygu selini yaşatması yeterli bir bedeldi. Ama o rüzgarsız bir havadaki deniz kadar sakindi. Kollarımdan sıyrılıp beni itmesini beklemiştim açıkçası. Başını göğsüme koyduğunda bunu anlamadığım için şaşırdım. Onun bu hali ruhumu derin bir melankoli ile sarstı beni. Anlaşılan yüzünü görmemi istemiyordu ki bu ancak ağladığı veya ona benzer bir şey olduğu anlamına gelirdi. “Michael, bu hiçbir şeyi çözmüyor.” Bana çevirmişti kafasını. Yüzünde okuyamadığım bir ifade vardı. Tam anlamıyla hüzün değildi. Ama bir burukluğun ifadesiydi. Benim yüzümde ise, az önceki şaşkınlık gitmiş ve derin bir melankoli gelmişti. Bu hüzün değildi ama ilk belirtisi sayılırdı. Odaya bir ağırlık çöküverdi bir anda. Olumsuz düşünceler, mutsuzluk hissi o kadar yayılmıştı ki, şu an giren son derece mutlu biri anında ağlayabilirdi.

Çözmüyor… Çözmez diye geçirdim içimden. Çözmediğini biliyordum zaten, amacım da o değildi. Sadece yapmak istedim. O kollarımdan ayrıldığında en son, iç çekerek saçlarımı karıştırdım yine. Arkasını döndü, bakmıyordu bile. Onu anlamak niye bu kadar zorlaşıvermişti bir anda? Ona yaklaşıp arkasından sarılmak için hamle yaptım. “Yapma bunu bana, Michael.” Bu sözler durmama sebep oldu. Ne yapabilirdim ki. Ona uzattığım, henüz dokunduramamış olduğum ellerimi geri çektim. Bir iki adim attı, ancak titriyordu. Benim buraya geldiğim şu dakikalar onu son derece yıpratmıştı. Onu bu halde görmek içimi parçalıyordu. Onun iyi olacağını bileyim kendimi bile öldürmeye razıydım. Ama bu halde gözlerimin önünde… Koştum, ona sarıldım. Ne yapabilirdim ki? “Yapabileceğim hiçbir şey yok Eleanore, çözüm adına.” Ona sarıldım, fakat bu onu avutmak için değildi. Ona sarılmamın sebebi kendimi avutmaktı daha çok. Dayanamıyordum artık, utanmasam ağlayacaktım. Boğazım kurumuştu, zorla yutkundum. Ağlama isteği geçti içimden, bir türlü yapamadım unutmuştum ne zamandır yapmadığım bu şeyin nasıl olacağını. Neden ağlamak istediğimse ayrı bir olaydı. “Seni kaybedemem.” Onu elinden tuttum. Parmaklarımı parmaklarıma geçirdim ve kendime doğru çektim. Bu işin gerçekten bir çözümü var mıydı acaba? Bir çözüm olsa adı aşk olur muydu?


En son Michael Theodore Hailword tarafından Paz Mayıs 08, 2011 2:59 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eleanore Rheanna
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Eleanore Rheanna

RP Yaşı : 30
Mesaj Sayısı : 485
Gerçek Adı : Melisa

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

Geri dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Geri dönüş...   Geri dönüş... EmptyC.tesi Mayıs 07, 2011 10:08 am

“Yapabileceğim hiçbir şey yok Eleanore, çözüm adına.”

Bana sarılıyordu. Yapma demek geliyordu içimden. Dokunma bana. Sadece daha çok acı getirir bu.

“Seni kaybedemem.”

Ellerimi birleşti ve beni kendine doğru çekti. İtiraz etmeden ona yaslandım. Titriyordum. Ne yapacağımı düşündüm kısa süre. Hiç bir şey yoktu beraber tutabilecek bizi. Ağlamamaya çalıştım. Geri çekildim fazla uzaklaşmadan. Ellerimi gözlerime götürdüm ve ovuşturdum gözlerimi. Bugün çalışacağım diye fazla majyaj yapmamıştım. İyi ki de yapmamıştım yoksa kesin bozulmuştu. Sadece rujum vardı ki o da şimdiye silinmiştir.

Onun gözlerine baktım. Gülümsemeye çalıştım.

"Haklısın, Michael."
Ona adıyla hitap etmek gerçekten de hoşuma gidiyordu.
"Yapabileceğin bir şey yok."

Başımı önüme eğdim. Sonra aklıma gelen bir fikirle tekrar kaldırdım. Gözlerinin içine vaktım. İncinmişe benziyordu. Mutsuzdu. Bunu silebilmek için kendi hayatımdan vazgeçmeye karar verdim.

"Ama benim var. Peki Michael, istediğin gibi olsun. Bir aşk yaşayacağız ve işi gidebildiği yere kadar götüreceğiz. Bittiğinde ise arkada soru işaretleri kalmamış olacak."

Bittiğinde derken boğazıma bir yumru takılmıştı. Onun gözlerine baktım umutla. Bunu yapabilirdim. En sonunda gittiğinde anılarla idare ederdim. Ve o ayrılışımız son olurdu. Bir daha gel-git ile sorun yaşamazdık.

Fikir saçma da olsa aklıma bir tek bu gelmişti. Ellerimle onun ceketinin yakasını tuttum kibarca. Sarsıyor gibi değil sanki kırışık varmış da onu düzeltirmiş gibi. Gözlerimi gözlerine diktim ve cevabını bekledim. Çabuk cevap vermesini umdum çünkü kollarının arasında durmak yeterince zordu. Kalp atışlarımdan kendi düşüncelerimi bile duyamıyordum.

"Seninle kazılara bile geleceğim." dedim en sonunda.

O öğretmen olamazdı ama ben ona eşlik edebilirdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Geri dönüş...

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

 Similar topics

-
» Geri Dönüş
» Geri döndüüm.
» Geri döndüm
» Geri Döndüm
» Geri döndüm rp istiyorum

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: eğlence ekspresi :: Süpürge Dolabı :: Rp İçi :: 1. Sezon-