[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Adam Patrick & Syrena

Çocukların notlarını veriyordum. İşim bitince sıkılmıştım. Odam da yatağa uzanıyordum. Uyuyamıyordum. Dışarı çıkmaya karar vermiştim. Kıyafetlerimi değiştirdim. Ve dışarı çıktım. Dolaşıyordum. Önce şu resimler rahatsız olmuştu. Gece geçti bayağı. Her zaman yaptığımı yaptım ve onları hiç takmadım ve çıkabildim sonunda.Okulun çevresinde dolanıyordum. Sonunda göl kenarına geldiğimde bir iki ses duydum. Asamı çıkarıp.

-Kim var orada ? diye sordum.

Gece yarısı ablamların yanından kaçıp,Sekmet,Undine ve ben Hogwarts'daki göle gittik. Su yüzeyine çıkınca bir süre konuştuk. Sonra suda kendimizi izlemeye başladık. Sekmet kızıl-sarı arası kabarık ve kıvır kıvır saçları ,uzun kirpiklerinin çevrelediği iki bal rengi göz ,pul pul gözüken ama öyle olmayan kırmızı ve turuncu tonlarında bir kuyruk, ince gül yaprağı şeklinde pembe dudaklarla vahşi bir güzellikti. Undine ise gümüşi bir sarı olan beline kadar gelen uzun saçları ,huzur veren mavilikte iki göz , zümrüt yeşili kuyruk, dolgun öpülesi kırmızı dudaklarla tam bir porselen bebekti.Bense uzun dalgalı ve gece kadar siyah saçlarım,kum rengi kirpiklerin çevrelediği bir çift kehribar rengi göz,sarı pembe kuruğum,minik kırmızı dudaklarımla en şehvetsel ve dostluk pırıltıları saçan bir deniz kızıydım. Biz konuşmaya devam ederken sert bir ses duyduk.Ses "Kim var orada ?"diyordu.Undine ürkmüş olacak ki arkama saklandı.Ben ise çenemi kaldırp ;"Deniz krallığının 3. prensesi Syrena.Siz kimsiniz?"dedim. Gözlerimle karaltıyı seçtim ve ona baktım.

-Deniz krallığının 3. prensesi Syrena.Siz kimsiniz? demişti.

-Hogwarts'ın sihir tarihi profesörü Adam Patrick. Neredesiniz acaba sizi tam göremiyorum. Yada bir saniye bekleyin. Lumos dedim.

Ve asadan ışık çıktı. Etrafa bakınmaya başladım ve sonunda görebildim onları. Gölün oraya doğru gitmeye başladım. Onlar gölün içindeyken bende bir taşın üzerine oturdum ve

-Merhaba. dedim.

Bize verdiği cevap beni şaşırtmamıştı.Öğrenciler hemen koşup yanımıza gelir ,ama öğretmeler daha temkinli olurlardı .Cevap zaten şuydu ;"Hogwarts'ın sihir tarihi profesörü Adam Patrick. Neredesiniz acaba sizi tam göremiyorum. Yada bir saniye bekleyin."dedi.Biz göle girmiştik.Hemen denizkızı olduğumuzu öğrenmesine gerek yoktu.Sekmet ve Udine biraz arkamda duruyorlardı.Adam bir kayaya oturdu bize dönüp ;"Merhaba."dedi. İyi bir insana benziyordu.Yakışıklı bile denilebilirdi.Bende gülümsedim ve arkamı dönüp Undine ve Sekmet'e;"Kızlar bu beyefendinin bizi görebileceği bir yere oturalım."dedim ve adamın yanındaki kayaya oturdum.Üçümüzün de kuyruğu su dışındaydı.Elimi kardeşlerimi gösterecek şekilde açtım ve ;"Bu Sekmet. bu da Undine sizle tanıştığımıza memnun olduk .Uyku tutmadı herhalde."dedim ve adama yüzümde kocaman bir gülücükle baktım.

"Kızlar bu beyefendinin bizi görebileceği bir yere oturalım." dedi kız.

Denizden çıktılar. Kuyrukları vardı. Deniz krallığı tabi.Bunlar deniz kızlarıydı biliyordum onları.

"Bu Sekmet. bu da Undine sizle tanıştığımıza memnun olduk .Uyku tutmadı herhalde."

"Evet aynen öyle oldu. Aslında biraz garip gelebilir ama tarih öğretmeni olarak normal bir insana göre daha çok ilgimi çektiniz. Ve deniz krallığı dediniz. İlk anlayamamıştım. Ama şimdi anlıyorum. Sizi duymuştum." dedim.

Hala gülüyordum. Biraz salakça biliyorum ama genede çok ilgimi çekmişti bu olay. Her gün deniz kızı görmüyordum.

Sorum on ikiden vurmuştu.Doğruydu.Adam ;

"Evet aynen öyle oldu. Aslında biraz garip gelebilir ama tarih öğretmeni olarak normal bir insana göre daha çok ilgimi çektiniz. Ve deniz krallığı dediniz. İlk anlayamamıştım. Ama şimdi anlıyorum. Sizi duymuştum."dedi.Şaşırmıştım güzellik değil krallık ilgilenmişti.Sorusunu cevaplamaktan büyük bir onur duydum.


"Deniz krallığı her türlü suya açılır.Suyun altında biz,sirenler ve deniz halkı yaşar.Bizde sadece kadınlar yaşar.Kristal sarayda yaşarız.Deniz kızlarının 5 prensesine ve ya kraliçesine yemin ederek bize katılabilirler.dedim.Arkama dönüp kızlara gidin işareti yaptım.Suya girip yok oldular.Adam'a dönüp "İstediğin her konuyu sorabilirsin medeniyet .kraliçemiz ve aşk."dedim ve göz kırptım.Gülmeye başladım.

"Deniz krallığı her türlü suya açılır. Suyun altında biz,sirenler ve deniz halkı yaşar.Bizde sadece kadınlar yaşar. Kristal sarayda yaşarız. Deniz kızlarının 5 prensesine ve ya kraliçesine yemin ederek bize katılabilirler." dedi. Sonra Kızlara gidin der gibi elini salladı ve hemen kayboldu kızlar. Çok hızlı bir şekilde kayboldular bunlar harikaydı."İstediğin her konuyu sorabilirsin medeniyet. Kraliçemiz ve aşk." dedi. Ve gülmeye başladı.

Aslında bu anlatacağı konular çok işime yarayabilirdi. Derslerde anlatmama izin verirmiydi umarım. Ama aklıma daha kafa karıştırıcı bir konu geldi. "Biraz tuhaf bir soru olabilir ama sen aşk dedin ve sadece kadınların yaşadığını söyledin. Bu nasıl oluyor." dedim.

Kafası karışmış gibi göründü ondan sonra garip bir soru sordu.


"Biraz tuhaf bir soru olabilir ama sen aşk dedin ve sadece kadınların yaşadığını söyledin. Bu nasıl oluyor."dedi.Cevabım hazırdı ama biraz düşünüyormuş gibi yapıp adama yaklaştım.Yüzümüz arasında elli santimetre vardı.Kafamı yan yatırdım ve sorusunu cevapladım;

"Su dışındaki erkeklere aşık olabiliyoruz.Bu yüzden kuyruklarımız bacağa dönüşebiliyor.Bak." dedim ve ayağa kalktım.Sonra geri oturdum.Şimdi ne diyecekti acaba?

"Su dışındaki erkeklere aşık olabiliyoruz.Bu yüzden kuyruklarımız bacağa dönüşebiliyor.Bak."

Profesör olduğum zamandan beri hiç böyle bir şey görmemiştim bu neydi böyle. Ama sihirli bir dünyada yaşıyoruz. Her şey gerçek olabilirdi benim için.

"Böyle daha iyiymişsin." dedim.

Saçmalıyordum çünkü çok güzeldi. Ne demek istediğini anlayabiliyordum. İnsanlarda kolayca aşık oluyordu onlara sanırım. İyice yakınlaştım kendimi tutamıyordum. Tam iyice yakınlaşmıştım ki son anda vazgeçtim ve geriye doğru çekildim. Ama gene yakınlaşabilirdim.

"Nox" diye bağırdım ve asadaki ışık söndü.

Ayağa kalktığımda ki sözleri beni güldürmüştü.""Böyle daha iyiymişsin."dedi.Kızardım.Başını bana yakınlaştırdı.Ama sonra vazgeçti ."Nox"dedi.Onun yüzünü görsem daha iyi olacaktı bu yüzden "φως"dedim.Bir ışık omzuma kondu yüzümü ona yaklaştırdım.Geride çekile bilirdi öpede bilirdi.Bu onun seçimiydi..

"φως" dedi. Ve bir ışık bana doğru gelmeye başladı. Bunu neden yapıyordu ki. Sadece basit bir profesördüm. Ama yapmıştı tekrar yüzünü çok iyi görebiliyordu. Bana yakınlaşıyordu. Fark edemiyordum ama bende ona iyice yakınlaşmıştım. Aramızda çok az bir mesafe vardı.

"Bunu yapmam çok yanlış bir şey olur biliyorsun değilmi." dedim.

"Evet hadi yap." dedi.

Sesi bile etkiliyordu. Daha da yaklaştım artık hiç mesafe yoktu aramızda.

"Bunu yapmam çok yanlış bir şey olur biliyorsun değilmi."dedi.Cevabım beni bile şaşırttı.

"Evet hadi yap." dedim.Aramızdaki mesafe kapanmıştı.Elimi dudaklarında gezdirirdim,sonra baktım ve dudağımı ısırdım.Tamam bu istemsiz bir hareketti.Ama öpecekse fazla bekletme alışkanlığı vardı herhalde.Gözlerimi kırpıştırdım ve ona baktım.

Gözlerini kırpıştırıyordu. Hala düşünüyordum. Ama aramızda biraz bile mesafe yoktu sonuçta. Dudağını da ısırmıştı. Çok sabırsız biri gibiydi. Parmaklarını dudağıma götürmüştü. Elini aldım ve öpmeye başlamıştım. Artık iyice heyecanlı olduğunu biliyordum. Belki kendisi vazgeçer diye düşünüyordum ama hiç öyle bir havası yoktu. Artık beklemeye gerek yoktu. İyice yakınlaştım ve öpmeye başladım artık.

Beni öptüğünde yanaklarıma bir sıcaklık yayıldığını hissettim.Ona sarılıp iyice kendime çektim.Dudaklarım bir saniye ayırdım ve;

"Cidden çok yakışıklısın Adam."dedim.Ve ışığın yok olmasını diledim.Karanlıkta kalmıştık...