[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]&[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Evede pineklemekten sıkılmıştım.Kendime emir vererek dışarı üç süpürgeye yollanacaktım.Üstüme beyaz mini düz bir elbise giydim.Saçımı tarayıp savurdum.Makyaj olarak asla vazgeçmeyeceğim kan kırmızısı rujumu sürdüm ve aynaya baktım.Voila!Çok hoş gözüküyordum.Kendimi üç süpürgeye attım ve bar taburesine oturup bir ateş viskisi ısmarladım.Elimde bardağı döndürüken arkadan birinin yaklaştığını hissedip yüzüme en güzel gülümsememi yapıştırdım.

Üç süpürgede tek başıma takılmayı planlarken uzaktan, bir modelin de burada olduğunu gördüm. Sansasyonel aşklarıyla gündemde olan biriydi. Henüz tanışmamıştık. Tanışmak için yanına gitmeye karar verdim. Elimde viski bardağımla yanına gittim ve boş bir tabureye oturdum.

- Merhaba güzel bayan. Burası boş mu?

Erkek olduğunu temkinli yaklaşmasından anlamıştım.Deodorantı deniz kokusu yayıyordu.Yüzünü görebildiğim şekilde baktığında sanki bir ilaha bakıyormuşum gibi hissettim.Muhteşem dudaklarından bir cümle döküldü.

"- Merhaba güzel bayan. Burası boş mu?"dedi.

Sesimde aşırı dozda bir cileyle;"Sizin için dolu olsaydı da boşaltırdım.Ben Sekmet.İsminizi öğrenebilir miyim?dedim.Hoş bir beyefendiyle konuşmayı kim istemezki?

"Sizin için dolu olsaydı da boşaltırdım.Ben Sekmet.İsminizi öğrenebilir miyim?

Tavırlarından aldığım cesaretle konuşuyordum. Viskimi bitirdim ve bir bardak daha istedim. Ardından Sekmet'e döndüm.

- Ben Roy Platts. Hogwarts'ta kehanet profesörüyüm. Üç süpürgeye sık sık gelmeme rağmen, sizi daha önce gördüğümü hatırlamıyorum.

Nazik eline zarif bir öpücük kondurmuştum.

Hızlıca viskisini bitirip bir tane daha istedi cidden bu kadar muhteşem olması hemcinsleri için iyi değildi.Sözleri beni bulutların üstünden gerçek dünyaya indirdi.

"- Ben Roy Platts. Hogwarts'ta kehanet profesörüyüm. Üç süpürgeye sık sık gelmeme rağmen, sizi daha önce gördüğümü hatırlamıyorum."dedi ve elime nazik bir öpücük kondurdu.Elimin üstü yanıyor gibi hissediyordum.Saçlarımı savurarak ona döndüm;

"Ben daha çok dans okullarında ve ağaçların üstünde takılırım.Buraya ilk kez geliyorum yoksa sizin kadar muhteşem bir varlığı görmüş olurdum."Son sözler dudaklarımdan istemsizce çıktı.Bu yüzden kıpkırmızı oldum.Kahretsin bir gün bu yüzden başıma bir iş gelecek...

"Ben daha çok dans okullarında ve ağaçların
üstünde takılırım.Buraya ilk kez geliyorum yoksa sizin kadar muhteşem
bir varlığı görmüş olurdum."

Entellektüel takılıyordu anlaşılan. Hafifçe gülümsedim. Fakat o bunu utanç verici bulmuş olacak ki, yüzünün rengi hafifçe kızardı. Kadınların bu duyguyu hissetmesini seviyordum. Biz erkekler için bir zafer işaretiydi.

- Dans okullarında dans dersi mi veriyorsunuz? Model olduğunuzu sanıyordum.

Kaşlarımı çattım ve ona baktım. Oysa ki onu bir defilede gördüğüme emindim.

Kızardım ve bu onun gülümsemesine yol açtı.Hoş kaşlarını çatıp değişik bir soru sordu.

"- Dans okullarında dans dersi mi veriyorsunuz? Model olduğunuzu sanıyordum."
dedi.Kekelememek için viskiden yudum alıp adama baktım.Dudağımı dişlerimin arasına çektim."Hayır.Aslında ders alıyorum.Model olmak cidden hiç hoş bir iş değil.Kehanet profesörü olmak daha heyecanlıdır bence, güzel bir iş.Hayatımda bir kelebeğin ki kadar heyecan yok ."dedim ve başımı yana yatırıp bu kez nasıl cevap vereceğini düşündüm.

Viskisini de ihmal etmeden konuşuyordu. Viski.. Bir hayat kadar değerli.

"Hayır.Aslında ders alıyorum.Model olmak cidden hiç hoş bir iş değil.Kehanet profesörü olmak daha heyecanlıdır bence, güzel bir iş.Hayatımda bir kelebeğin ki kadar heyecan yok ."

Sesli bir şekilde güldüm bu yorumu karşısında. Doğru olmadığına emindim.

- Profesör olmak, eğer sevmiyorsan çekilecek gibi bir iş değil. Hele de gelecekle ilgili varsayımlarda bulunuyorsan... İnsanlar deli olduğumu falan düşünüyor herhalde.

Başını yana yatırıp bana bakıyordu. İlginç biri olduğunu düşündüm. Tanımaya yönelik birkaç soru sordum.

- Nerede okumuştun? Hogwarts mezunu musun?

"Profesör olmak, eğer sevmiyorsan çekilecek gibi bir iş değil. Nerede okumuştum? Hogwarts mezunu musun?"dedi.

Diğer tipler gibi Hogwarts mezunu değildim.Kahverengi gözlerin içinde ölmemek için bir sebebim vardı.Oda onunla konuşmak, sorusunu cevapladım.

"Hayır.Ben Mısırdaki Hayat Evinden mezunum .O okuldan buraya gelen iki öğrenci var.Bastet ve Karter.İkisinide severim,çifte kumrular gibiler."dedim.Ve güldüm.

"Hayır.Ben Mısırdaki Hayat Evinden mezunum .O
okuldan buraya gelen iki öğrenci var.Bastet ve Karter.İkisinide
severim,çifte kumrular gibiler."

Bastet ve Karter isimlerini duyduğum; fakat tanışma fırsatı bulamadığım kişilerdi. İsimleri geçince onları tanımanın tam zamanı olduğunu düşündüm.

- Bastet ve Karter'ı yakından mı tanırsın?

Konuşma boyunca gülümsemekten kendimi alamamıştım.

Bu konuşma onun ilgisini çekmiş gibiydi.Ama yüzündeki gülümseme nazikten arsıza terfi etmişti.Saçlarımı sağ omuzum da kalması için elimle düzelttim.Kulağıma ki minik küpe düşmüştü.Onu almak için eğildiğimde bu sefer piyango Roy'a vurmuştu.Fark etmemiş gibi davranıp konuşmaya devam ettim.

"Evet.Yakından tanırım.Onları hayatta tutum ama aileleri için aynı şeyi söyleyemem.Bastet çok hırçındır.Kızdırılırsa gözü bir şey görmez seni bile parçalar ve bunu elleriyle yapar.Karter'da Bastet'e ok atmayı öğretirken tanıştılar Bastet okuldan buraya gelince Karter'da onu izlemiş.Şimdi ikisi sizin düşman binalarınıza tıkılmış halde."dedim.Elimi tezgaha koydum ve kafamı gene yana yatırdım.

Ne kadar kendimi beğenmiş bile olsam düşen küpesini almak için eğildiğinde ortaya çıkan görüntüden dolayı kendimi rahatsız hissetmiş, kafamı çevirmek zorunda kalmıştım. O ise umrunda değil gibi davranmıştı.

"Evet.Yakından tanırım.Onları hayatta tutum ama
aileleri için aynı şeyi söyleyemem.Bastet çok hırçındır.Kızdırılırsa
gözü bir şey görmez seni bile parçalar ve bunu elleriyle
yapar.Karter'da Bastet'e ok atmayı öğretirken tanıştılar Bastet okuldan
buraya gelince Karter'da onu izlemiş.Şimdi ikisi sizin düşman
binalarınıza tıkılmış halde."

Güldüm. Komik bir hikayeydi. Böyle şeyler sık yaşanmazdı.

- Böyle arkadaşlarım benim de olmuştu. Gerçekten harika bir şey.

Böyle Romeo ve Juliet hikyeleri erkekleri hep güldürürdü.Olsun dedim içimden.ve konuşmaya başladı.

"Böyle arkadaşlarım benim de olmuştu. Gerçekten harika bir şey."dedi.Bu söz hoşuma gitti ve viskiden aldığım cesaretle;

"Eğer benim de böyle bir aşkım olsaydı ve ben onu elimde tutabilseydim senin gibi muhteşem bir varlığa ağzımın suyu akmazdı."dedim.Eğer bir viski daha içersen hırsımdan kendimi tekmeleyeceğim ya da onun kollarına atılacağım.

"Eğer benim de böyle bir aşkım olsaydı ve ben onu elimde tutabilseydim senin gibi muhteşem bir varlığa ağzımın suyu akmazdı.

Viskinin etkisiyle kafasının bulandığı sadece kayan gözlerinden değil, aynı zamanda söylediklerinden de anlıyorum. Umarım pişman olmaz bu söylediklerinden.

- Senin yerinde olsam o kadar emin olmazdım güzellik.

Ardından bir göz kırptım, viski bardağımı da alıp hayatına girdiğim gibi çıktım..