Ding dong! Kulaklarımda ziller çalıyordu. Koridorda yürürken düşüncelerimin arasından Michael'i çıkardım ve gülümseyerek sınıfa girdim.
"Merhaba gençler!" dedim enerjik bir şekilde beşinci sınıf öğrencilerime. Cübbemin etekleri savruluyordu her adımımda. Masamın yanına geçip durdum ve her öğrencinin üzerinde gezdirdim yeşil gözlerimi. Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım:
"Evet gençler. Tatiliniz nasıl geçti? Eğlenmiş ve dinlenmişsinizdir umarım."

Kimi başlar onayladı beni. Kimileri ise beklentilerinin altında geçmiş olduğunu gösterircesine asıldı. Gülümsemem genişledi.
"Tamam tatiliniz güzel geçsin ve ya geçmesin şimdi keyfinizi yerine getirebilecek bir iksir yapacağız. Bir sürü böcek temizleyebileceğiniz bir iksir."
Öğrencilerin çoğunda oluşan tiksintili ifadeyi görünce ufak bir kahkaha attım.
"Şaka şaka. Neyse derse geri dönelim. Kitaplarınızı açın bakalım."

Kahverengi bukleler halinde sırtıma dökülen saçlarımı geriye attım. Geçen dönem sarıydı. Artık bazıları anlamıştır ne olduğumu. Ya da bu kadar gülümsememden iksirin etkisinde kaldığımı...
"Bugünkü iksirin adını vereceğim, her şeyini arayıp bulmak size kalmış."Sınıfta yürümeye başladım.
"Aslında daha da zor olsun. İki iksir yapacaksınız bir saat içinde. Hızlı yapmanızı öneririm çünkü biraz uzun sürebilir."
Geriye döndüm ve masama doğru yürüdüm.
"Yapacaklarınız" asamı tahtaya salladım ve iksirlerin adı yazıldı hızlıca "Huzur Sıvısı ve Yaşlandırma İksiri. Bildiğini her şeyi kullanmanızı öneririm. Ve yaptıktan sonra masama bırakmayı unutmayın. Kazanları da temiz istiyorum. Yoksa ellerinizle temizlersiniz."
Kötü kötü baktım sonra da neşeli bir gülme ile yerime oturup kağıtlarımı karıştırdım.
"Sorusu olan için buradayım."

Sınıfa baktım kısa süre. Boğucu bir hava vardı sınıfta. Ama iksir derslikleri her zaman böyle oluyordu. Derin bir nefes aldım. Öğrenciler harika idi. Başımı eğdim ve çalışmalarıma döndüm.


OUT: İksiler hakkında ne biliyorsanız yazmanız gerekiyor. Verilen bilgilere göre değerlendirilecek. Tabi ilk yazana + puan var.

İkinci dönemin ilk İksir dersi başlamak üzereydi ve ben bugün ne yapacağımızı çok merak ediyordum. Tatilim hem hüzünlü, hem de mutlu geçmişti. Aslında bir çeşit dönüm noktası olmuştu benim için. Babam konusun da ne yapacağımı hala bilemiyordum; fakat en yakın zaman da John amca ile konuşunca belki bir şeyler daha öğrenebilirdim. Ben bu şekilde düşüncelere dalmışken Profesör Rheanna dersliğe girdi. "Merhaba gençler!" Saçları ilk dönemin aksine kahverengiydi. Bu saç rengide ona çok yakışmıştı. Matemorfmagus olmak süper bir şey olmalıydı.

Bir süre bizlere baktıktan sonra sözlerine devam etti. "Evet gençler. Tatiliniz nasıl geçti? Eğlenmiş ve dinlenmişsinizdir umarım." Bazıları onaylar gibi başlarını sallıyordu, bazılarıda tatilden pek memnun kalmamış olacaklar ki yüzleri asılmıştı. Bense hiç bir tepki vermedim. Çünkü; iyi veya kötü olarak yorumlayamıyordum. Yine de değişik bir tatil olmuştu. "Tamam tatiliniz güzel geçsin ve ya geçmesin şimdi keyfinizi yerine getirebilecek bir iksir yapacağız. Bir sürü böcek temizleyebileceğiniz bir iksir. Şaka şaka. Neyse derse geri dönelim. Kitaplarınızı açın bakalım." Rahatlamış bir şekilde iç çektim. Böceklerle uğraşacak havamda değildim.

"Bugünkü iksirin adını vereceğim, her şeyini arayıp bulmak size kalmış. Aslında daha da zor olsun. İki iksir yapacaksınız bir saat içinde. Hızlı yapmanızı öneririm çünkü biraz uzun sürebilir." Sözlerinin ardından masasına doğru yürüdü. Bu ders zor geçecek gibi görünüyordu; fakat ben zoru severdim. Asasını tahtaya doğrultu ve "Yapacaklarınız; Huzur Sıvısı ve Yaşlandırma İksiri. Bildiğiniz her şeyi kullanmanızı öneririm. Ve yaptıktan sonra masama bırakmayı unutmayın. Kazanları da temiz istiyorum. Yoksa ellerinizle temizlersiniz." Kötü bir şekilde baktıktan sonra tekrar neşeli bir şekilde gülümsemeye başladı. Garip birisiydi. Son olarak "Sorusu olan için buradayım," dedi ve başını masasına eğdi.

Hemen iksirleri yapmaya giriştim. Huzur sıvısı hakkında, Yaşlanma İksiri'nden daha çok bilgiye sahiptim. Huzur sıvısı için Çöpleme Şurubu'nu iksir dolabından aldım. Bu iksir kullanan kişinin rahatlamasını sağlıyor, kaygı ve kuruntularından da arındırıyordu. Merlin'in Sakalı! Bir kaç yudum da ben içsem süper olurdu; ama tabii ki de şimdi bunun sırası değildi. Zaten doğru ölçüde alınmazsa kullanan kişinin asla uyanamayacağı bir uykuya dalmasına sebep oluyordu. Çöpleme Şurubu'nu ve diğer bir kaç malzemeyi de kazana attım ve saat yönünde 3 kez, saatin tersi yönün de de 3 kez çevirdikten sonra 7 dakika kaynamaya bıraktım. İksirden bitmesine yakın gümüşi renkte bir duman yayılması gerekiyordu. Umarım doğru şekilde yapmışımdır.

Yaşlanma İksiri içinde kitaptan daha çok yardım aldım. Çünkü; bu iksir hakkında pek bir bilgim yoktu. Sadece bir damlası ile bir yaş yaşlanılabileceğini biliyordum. Bu iksirin yapımını da bitirdikten sonra iki iksirden de biraz cam şişelere koydum ve üzerine adımın yazılı olduğu etiketi yapıştırdım. Şişeleri Profesör Rheanna'ya teslim ettikten sonra kazanımın başına geçtip asamı kazan doğrulttum ve "Aklapakla!" dedim. Her şey hallolmuştu. Eşyalarımı toplayıp derslikten ayrıldım. İksirleri doğru hazırladığımı ummaktan başka yapacak bir şeyim kalmamıştı.

Kitaplarım elimde koşturmaya başladım, İksir Dersi'ne geç kalmış olabilirdim. Soluk soluğa bir şekilde İksir Dersliğinin olduğu yere girdim ve içeri bakındım. Daha Profesör gelmemişti. Rahat bir nefes aldım ve sırama oturdum. Kitaplarımı önüme dizdim. Uzun bir tatilin ardından ilk defa ders işlemek insana biraz zor geliyordu. Açıkçası çalışmadan oturmaya, derslerden daha rahat alışıyordum, çoğu insan gibi. Tanrım, gerçekten çok az bir farkla derse yetişmiştim. Çünkü Profesör dersliğe girmişti. "Merhaba gençler!" dedi. Sesi dinamik ve enerjik çıkıyordu. Bunun daha ne kadar devam edebileceğini merak ettim. Gülümsedim ve elimi kaldırıp " Merhaba " demek istermiş gibi yapmakla yetindim. Derin bir nefes aldı. Sanırım derse başlıyorduk, derken. "Evet gençler. Tatiliniz nasıl geçti? Eğlenmiş ve dinlenmişsinizdir umarım." dedi. Ne diyebilirdim ki? Güzel sayılabilirdi. İçtensizlikle gülümsedim ve başımla onayladım. Fakat aklım Cecelia'daydı. Gözlerimde aslında. Bunları düşünürken bile ona bakıyordum ve hayallere dalıyordum. Evleniyorduk, çocuklarımız oluyordu, işten geliyordum onu öpüyordum derken Profesör konuşmaya başladı, "Tamam tatiliniz güzel geçsin ve ya geçmesin şimdi keyfinizi yerine getirebilecek bir iksir yapacağız. Bir sürü böcek temizleyebileceğiniz bir iksir." dedi. Ne ?! Dalga mı geçiyordu bu ? Böceklerden nefret ederim ! Resmen çaresizlik içinde ona baktım. O sırada bir kahkaha attı, bunu ilk önce inadına yaptığını düşünmüştüm ve çok sinirlenmiştim fakat ardından [brown]"Şaka şaka. Neyse derse geri dönelim. Kitaplarınızı açın bakalım."[/brown] dediğinde içim rahatladı ve rahat bir nefes alarak kitabımı açtım. "Bugünkü iksirin adını vereceğim, her şeyini arayıp bulmak size kalmış." dedi ve sınıfta yürümeye başladı. "Aslında daha da zor olsun. İki iksir yapacaksınız bir saat içinde. Hızlı yapmanızı öneririm çünkü biraz uzun sürebilir." dedi. Şu an zamanı ileri almak isterdim. Yani bu dersin sonuna. "Yapacaklarınız" dedi ve asasını tahtaya salladı, iksirlerin adı tahtaya yazıldı. "Huzur Sıvısı ve Yaşlandırma İksiri. Bildiğini her şeyi kullanmanızı öneririm. Ve yaptıktan sonra masama bırakmayı unutmayın. Kazanları da temiz istiyorum. Yoksa ellerinizle temizlersiniz." dedi. Kazanlarıda temiz istiyormuşmuşmuş ! Onun için söylemesi kolay, o bir profesör. Burada kim ondan daha iyi bilebilir bu işi ? Kötü kötü baktı ardından gülümsedi ve yerine oturup oradaki, ne olduğu umrumda bile olmayan, kağıtları karıştırmaya başladı. Bu kadın gerçekten psikopat olabilir. "Sorusu olan için buradayım." dedi. İksir dolabından Toz haline getirilmiş Ay Taşı ve Çöpleme şurubu alıp sırama gittim. Kitabımdanda yardım alarak iksiri yapmaya başladım. Üstünden geçtiği vakitlerden sonra iksiri üstünde adımın yazdığı cam şişeye koydum. Keşke bu iksirleri kendi üzerinde içerek denese, diye düşündüm. Yaşlandırma İksiri hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Bir tek etkisini biliyordum. İçen kişinin yaşlanmasını sağlar. Ne kadar çok içilirse o kadar çok yaşlandırır... Bu iksiride genellikle kitaptan yardım alarak tamamladım ve onuda cam şişeye koydum. Ardından şişeleri götürüp Profesörün masasına bıraktım. Kazanıma döndüm ve " Aklapakla " dedim. Kazanım tertemiz olmuştu. Sanırım bu gün en iyi başardığım işte buydu. Aklapakla büyüsü. Eşyalarımı topladım ve derslikten ayrıldım.

Saçlarımı savura savura İksir sınıfına doğru yürümeye başladım. Bazen fazla kendimi beğenmiş olduğum bir gerçek ama yeri geldiğinde de oldukça mütevazıyımdır. İksir dersine pek bayıldığım söylenemez. O iğrenç malzemeleri ellemek gerçekten katlanması güç bir durum. Ama yine de bu dersi alıyordum. Sanırım aklımdan zorum vardı. Sınıfa girdiğim de herkes gelmişti bile kendime bir yer bulup otudum ve ardından da Profesör sınıfa girdi

"Merhaba gençler! Evet gençler. Tatiliniz nasıl geçti? Eğlenmiş ve dinlenmişsinizdir umarım." Harika ötesi geçmişti. Burası buz gibi olduğundan şöyle sıcak bir yerlere gidelim demiştik ve kumsalın ve denizin tadını çıkarmıştık.

"Tamam tatiliniz güzel geçsin ve ya geçmesin şimdi keyfinizi yerine getirebilecek bir iksir yapacağız. Bir sürü böcek temizleyebileceğiniz bir iksir."

Iyk! Hayır bu olamaz. Tırnaklarımı yeni törpülemiştim. "Şaka şaka. Neyse derse geri dönelim. Kitaplarınızı açın bakalım." Ah, çok komik! Gülüyor muyum? Güldüğümü gören var mı? HAYIR! Herneyse! Profesör sınıfta yürürken bir yandan da neler yapacağımızı anlatıyordu. İki tane iksir söyleyecekmiş, biz de yapacakmışız falan filan. İksir de pek iyi değildim. Aslında size bir şey itiraf etmeliyim. Bütün dersler de iyiydim fakat ineklik havalı bir şey olmadığından bazen kendimi derslerde kötüymüş gibi gösteriyordum. Size saçma gelebilir, ama ben böyle düşünüyorum.

Profesör iksirlerin adını verdikten sonra -Huzur Sıvısı ve Yaşlanma İksiri- masasına oturdu. Huzur sıvısı için Çöpleme Şurubu'na ihitiyacım vardı. Bunu da yan masadan duymuştum aslında. Tamamen yalan bunu zaten biliyordum. Ama siz çaktırmayın. kazanınb aşına geçip malzemeleri kattım. Ay taşını da kattıktan sonra sıvıyı iyicene karıştırdım. Yaşlanma İksirini de hazırladıktan sonra onalrı küçük şişelere koyup Profesöre verdim. Kazanımı Aklapakla büyüsü ile temizlediktens onra en havalı yürüyüşümle sınıftan çıktım.

İksir dersliğinde oturmuş dersin başlamasını bekliyordum. Bir gözüm sürekli Clary'deydi. Kafası dalgın gibiydi. Acaba canını sıkan bir şey mi olmuştu? Ders çıkışında onu sıkıştırsam fena olmazdı. Sonra Rheanna içeri girdi. Direk konuşmaya başladı.

"Merhaba gençler! "Evet gençler. Tatiliniz nasıl geçti? Eğlenmiş ve dinlenmişsinizdir umarım. "Tamam tatiliniz güzel geçsin ve ya geçmesin şimdi keyfinizi yerine getirebilecek bir iksir yapacağız. Bir sürü böcek temizleyebileceğiniz bir iksir. Şaka şaka. Neyse derse geri dönelim. Kitaplarınızı açın bakalım. Bugünkü iksirin adını vereceğim, her şeyini arayıp bulmak size kalmış. "Aslında daha da zor olsun. İki iksir yapacaksınız bir saat içinde. Hızlı yapmanızı öneririm çünkü biraz uzun sürebilir. Yapacaklarınız "dedi ve asasını tahtaya salladı. Bir sürü yazı yazılmaya başladı.
""Huzur Sıvısı ve Yaşlandırma İksiri. Bildiğini her şeyi kullanmanızı öneririm. Ve yaptıktan sonra masama bırakmayı unutmayın. Kazanları da temiz istiyorum. Yoksa ellerinizle temizlersiniz." dedi.
Tanrım! bu kadın gerçekten çatlaktı. "Sorusu olan için burdayım." Ne? bu tavırlardan sonra sana birde soru mu soracaktık? Dramatik ve enerjik bir konuşma şekli. Daha sonragarip bakışlar. Önce böcekleri bize yiyeceğimizi söyleyip sonra 'şakaa' diyen bir profesör. Hey Tanrım!. Bu okulu seviyorum. Elimde olmadan sırıttım. Kitabın doksan sekizinci sayfasını açtım ve iksirin yapımına baktım.

Huzur Sıvısı
-2 demet Hogtupur Otunu ezerek yarim bardak su cikarin, kenarda bekletin. 2 demek Surahimenekseden de ayni sekilde yarim bardak su cikarin ve hotupur suyuyla karistirin. Karisimi kazana dokup 1 kere saat yonunde karistirdiktan sonra kaynamaya birakin.
!!Dikkat!!On dakikayi gecmesin!...
-20 gram aytasi tozunu kazana dökün, saatin aksi yonde üç kez karışıtırp yedi dakika kaynamasini bekleyin. Bu yedi dakikalik sure 3 Torbatop ciceginin saplarini esit boyda duzgun bir sekilde dograyin. Kenarda dursunlar.
-Ardindan üç damla çöpleme şurubu dokun. Bu adımdan sonra kazanınızdan gümüşi buharlar tütmeye baslamali ve sıvının rengi gümüşi mavi olmali. Lutfen bambaska birsey olduysa numune verme zahmetine katlanmadan kazani temizleyip sinifi terkedin.
-Dogradiginiz saplari da atip saat yonunde uc kez karistirin. Rengi biraz daha koyulasacak ve buhar daha da belirginlesecek.

Hemen iksir malzemelerine saldırdım. İlk yarım saati buna harcayacaktım. Malzemeleri birbiri ardına hazırlıyordum. Kesiyor, ölçüyor, biçiyor, tartıyor eziyordum. En sonunda ilk yirmi dakika geçtiğinde iksiri on dakika beklemeye almadan önce karıştırdım. Saat yönünde, tersine, sonra tekrar öyle garip bir şeyler. Evet, şimdi beklemye hazırdı. Şimdi Yaşlanma iksirindeydi sıra. Kitabın sayfalarını daha çok parçalayarak çevirdim. Kendi kendime kıkırdadım. Keyfim bu günlerde pek bir yerindeydi. Göz ucuyla Clary'e baktım. Sonra iksirime geri döndüm.

Kitapta iksirin yapımını buldum ve okumaya başladım.

Yaşlanma İksiri
Malzemeler: Ejderha dili, koyun bağırsağı, kuş beyni, sarmısaklı yoğurt, brokoli sapı.

İçen kişiyi olduğundan daha yaşlı gösterir. Biraz daha içilen her damla Yaşlanma İksiri içen kişiyi daha da yaşlandırır.

Koyun bağırsağı!!. Iğh.. İğrenç bunun yapılışı daha da beterdi. Öbüründe otları iğrenç sandım. Ejderha dilini ince ince kesmeye başladım. Kuş beyninin püresini çıkardım ve sarımsakla karıştırdım. Sonra bunları yoğurdun içine karıştırdım. Kazana attım ve iksiri hazırlamaya koyuldum.

Diğer kazana göz attım. Ve ona da gerekli bir iki işlem yaptım.

Dersin sonunun geldiğini gösteren zil çaldığında, her zaman ki gibi kendimden emin bir şekilde, iksirlerimden birer örnek alıp profesöre verdim. Kazanları temizledikten sonra Clary'nin yanına gitmek için aceleyle dışarı çıktım...

Nihayet dersler başlamıştı ve ben iksir dersliğine gidiyordum. Oldukça heyecanlıydım çünkü ikinci dönemin ilk iksir dersiydi. İksir dersini seviyordum. Başarılı olduğumda söylenebilirdi. Sınıfa girmeden önce cebimden çıkardığım küçük aynama son kez bakıp kendime çeki düzen verdim. Biricik sevgilim Alex'le aynı sınıfta olmamız heyacanımı iki kat daha arttırmıştı. Sınıfa girdiğimde Profesör Rheanna henüz gelmemişti. Boş bir yeri gözüme kestirip oturdum. Gözlerim Alex'i arıyordu. Tam o sırada profesör içeri girdi. "Merhaba gençler!," dedi.

Masasının yanına geçti, gözlerini hepimizin üzerinde gezdirdikten sonra "Evet gençler. Tatiliniz nasıl geçti? Eğlenmiş ve dinlenmişsinizdir umarım," dedi. Evet tatilim çok güzel geçmişti tabi Clary konusu dışında. Hala olanlara inanamıyordum. Onu asla affetmeyecektim. Yani bilmiyorum sonuçta en yakın arkadaşımdı büyük konuşmakta istemiyordum. Clary'de oradaydı ama ben onu görmemezlikten gelmeyi tercih ettim. Bu arada Alex'te bana bakıyordu. Bense dikkatimi derse vermeye çalışıyordum. Ah Alex, onun için ölebilirdim.

"Tamam tatiliniz güzel geçsin ve ya geçmesin şimdi keyfinizi yerine getirebilecek bir iksir yapacağız. Bir sürü böcek temizleyebileceğiniz bir iksir," dedi profesör. Herkesin aksine ben çok sevinmiştim. Böcekleri çok seviyordum. Profesör kahkaha attı ve "Şaka şaka. Neyse derse geri dönelim. Kitaplarınızı açın bakalım," demesiyle hayal kırıklığına uğradım. Kitabımı açtım ve sözlerini dikkatlice dinledim. "Bugünkü iksirin adını vereceğim, her şeyini arayıp bulmak size kalmış," dedi. "Aslında daha da zor olsun. İki iksir yapacaksınız bir saat içinde. Hızlı yapmanızı öneririm çünkü biraz uzun sürebilir." Sözleri beni korkutmamıştı çünkü yapabileceğimi biliyordum.

"Yapacaklarınız" dedikten sonra asasını tahtaya doğru sallamasıyla iksirin adı tahtaya yazıldı. "Huzur Sıvısı ve Yaşlandırma İksiri. Bildiğini her şeyi kullanmanızı öneririm. Ve yaptıktan sonra masama bırakmayı unutmayın. Kazanları da temiz istiyorum. Yoksa ellerinizle temizlersiniz." İksir dolabından gerekli olan malzemeleri aldım ve kitabıma bakarak uygulamaya başladım. Oldukça basit bir iksirdi. Yani bana öyle gelmişti. İki iksiride kısa sürede bitirmiştim Kendimle gurur duyuyordum. İksirleri cam şişelere doldurdum ve adımın yazılı olduğu etiketi üzerlerine yapıştırıp şişeleri profesör Rheanna'ya teslim ettim. Kirli kazanımın başına geçip asamı kazanıma doğrultup "Aklapakla!" dedim. İşte olmuştu. Bütün görevlerimi başarıyla tamamlamanın verdiği mutlulukla eşyalarımı toplayıp derslikten çıktım.

Metehan iksir dersliğinde oturmuş dersin başlamasını bekliyordu. Aylardır Hogwarts'daydı ve artık ingilizcesini oldukça ilerletmişti. Hem okula alışmış hemde bazı şeyleri artık kabullenir olmuştu. O sırada Profesör içeri girdi. Sınıfa şöyle bir baktı ve konuşmaya başladı.

"Merhaba gençler! "Evet gençler. Tatiliniz nasıl geçti? Eğlenmiş ve dinlenmişsinizdir umarım. "Tamam tatiliniz güzel geçsin ve ya geçmesin şimdi keyfinizi yerine getirebilecek bir iksir yapacağız. Bir sürü böcek temizleyebileceğiniz bir iksir. Şaka şaka. Neyse derse geri dönelim. Kitaplarınızı açın bakalım. Bugünkü iksirin adını vereceğim, her şeyini arayıp bulmak size kalmış. "Aslında daha da zor olsun. İki iksir yapacaksınız bir saat içinde. Hızlı yapmanızı öneririm çünkü biraz uzun sürebilir. Yapacaklarınız "dedi ve asasını tahtaya salladı. Bir sürü yazı yazılmaya başladı.
"Huzur Sıvısı ve Yaşlandırma İksiri. Bildiğini her şeyi kullanmanızı öneririm. Ve yaptıktan sonra masama bırakmayı unutmayın. Kazanları da temiz istiyorum. Yoksa ellerinizle temizlersiniz."
Kısa bir süre durakladı. Sınıfa hafif tehditkar bir bakış attıktan sonra:
"Sorusu olan için burdayım." diye ekledi. Metehan olduğu yerde sırıttı. İksir dersi, son zamanlarda onun için diğerlerine oranla daha zordu. İksir hocasının vasii olması, bazen durumu zorlaştırıyordu. İnsanın böyle bir durumdan faydalanabilmesi gerekirdi yahu!..

Metehan Kitabının doksan sekizinci sayfasını açtı.

Huzur Sıvısı
-2 demet Hogtupur Otunu ezerek yarim bardak su cikarin, kenarda bekletin. 2 demek Surahimenekseden de ayni sekilde yarim bardak su cikarin ve hotupur suyuyla karistirin. Karisimi kazana dokup 1 kere saat yonunde karistirdiktan sonra kaynamaya birakin.
!!Dikkat!!On dakikayi gecmesin!...
-20 gram aytasi tozunu kazana dökün, saatin aksi yonde üç kez karışıtırp yedi dakika kaynamasini bekleyin. Bu yedi dakikalik sure 3 Torbatop ciceginin saplarini esit boyda duzgun bir sekilde dograyin. Kenarda dursunlar.
-Ardindan üç damla çöpleme şurubu dokun. Bu adımdan sonra kazanınızdan gümüşi buharlar tütmeye baslamali ve sıvının rengi gümüşi mavi olmali. Lutfen bambaska birsey olduysa numune verme zahmetine katlanmadan kazani temizleyip sinifi terkedin. Sınıfı terk edin!. Bunu yazan yazarın kafasından bir kaç tahta eksik olmalı diye düşündü Metehan.
-Dogradiginiz saplari da atip saat yonunde uc kez karistirin. Rengi biraz daha koyulasacak ve buhar daha da belirginlesecek.


"Evet. Yeni bir iksir ve yine doğranacak otlar.." diye düşünürken sırıtıyordu. Eline aldığı hançeri ile hızlıca iksir malzemelerine saldırdı. Her bir bitki parçasını eşit boyda kesmeye özen gösteriyor, onlara kendince şekiller veriyordu. Bütün iksir malzemelerini kazana atılmaya hazır hale getirmesi, sadece beş dakikasını almıştı. Ölçülü ve dikkatlice iksiri yapmaya başladı. Malzemeleri, birbiri ardına atarken beklemesi gereken kısa anlarda gözünü tekrar kitaba çevirip, diğer iksirin malzemelerine baktı.

Yaşlanma İksiri
Malzemeler: Ejderha dili, koyun bağırsağı, kuş beyni, sarmısaklı yoğurt, brokoli sapı.

İçen kişiyi olduğundan daha yaşlı gösterir. Biraz daha içilen her damla Yaşlanma İksiri içen kişiyi daha da yaşlandırır

"Sarımsaklı yoğurt?!.." Metehan olduğu yerde kıkırdadı. "İyide bu daha çok yemek tarifi gibi" diye düşündü. İksirine kaldığı yerden devam etti. En son olarak Huzur Sıvısı'nda saatin tersine ve düzüne iksiri karıştırınca Yaşlanma iksirini yapmaya koyuldu.

Dersin bittiğini belli eden zil çaldığında Metehan iki iksirinden de birer örnek alıp, Rheanna'nın masasına koydu. Ona hafifçe gülümseyip kazanı temizledikten sonra sınıftan çıktı...