OUT: Bu dersten not alacağınızı sakın unutmayın
Yasak ormanın önüne geldiğimde ders başlamıştı. Yaklaşırken zaten beni gören öğrenciler toplanmıştı hemen. Yaşlı biri olarak fazla hızlı yürüyemiyordum. Öğrencilerime baktım ve gülümsedim.
"Sevgili öğrenciler. Ben Steven M. Black. Sihirli Yaratıkların Bakımı dersi öğretmeniyim." Çoğunluk Slytherin öğrencilerine aitti. Mavi gözlerim bir tanesinin üzerinde durdu.
"Bu gün size nadir bulunan bir yaratık göstereceğim."Bir grup çocuk nedensiz yere gülüştü. Ben de yürümeye başladım. Bu ders yasak ormanın önünde gölge bir alanda yapılıyordu. Rüzgar ara ara esiyor ve kimi kız öğrencilerin kıkırdamasına benimde cübbemin uçuşmasına yol açıyordu. Gözlerim çevreyi taradı. Genel olarak öğrencilerim onlara bakışlarımdan rahatsız olurdu. Kimi zihin okur gibi baktığımı iddia ederdi. Okumadığımı kim söylemişse?
Gülümsedim hafifçe topallayarak yürümeme devam ettim. Bulutlar gökyüzünde gezinince yere gölge olarak yansıdı tüm bu hareketler. Derin bir nefes aldım. Sonra öğrencilere döndüm.
"Bugünkü dersimizde unicornları göreceğiz. Unicornlar..."Ben tam konuşurken bir öğrenci sözümü kesti.
"Hadi ya konuşmayı bırakta yaratığı göster bize."Mavi gözlerimi ona çevirdim. Bastonumu havaya kaldırıp çocuğu işaret ettim.
"Saygısızlığınız yüzünden binanızdan 15 puan düşüyorum beyfendi." Tekrar diğerlerine döndüm ve anlatmaya devam ettim.
"Kafasının ortasından düz bir boynuz çıkar. Saf ve masum olduğuna, kanı içildiğinde kişiyi ölümsüz kıldığına, bu nedenle öldürmenin lanet getireceğine inanılan efsanevi bir hayvan. Latince ismi olan Unicorn; "bir-tek" anlamına gelen uni- ve boynuz anlamına gelen cornus sözcüklerinden türemiştir."Aynı çocuk yeniden yüksek sesle gülünce sinirim ayağa kalktı. Şansınız zorluyordu. Ama diğer öğrencilerinde dikkatinin dağıldığını görünce bir soluk verdim ve bir ıslık çaldım. Ses ormanın içinde yankılandı. Kısa süren sessizlikte tüm öğrenciler merakla oraya bakıyordu.
Sonra o göründü. Tek boynuzlu at ormanın içinden çıktı ve yanıma geldi. Elimle onun yüzünü okşadım. Uysalca başını eğince de:
"Sıraya geçin çocuklar. Hepiniz dokunacaksınız. Ama saygılı olun. En ufak yanlış hareketinizde kızabilir."Aslında sakin hayvanladı fakat bu tarz öğrencilerle dolu bir sınıfta zor oluyordu. Çocuklar sıraya girdi ve bir kaç tanesi yanaşıp dokundu. Atın yanında durmuş izliyordum herkesi. Sonra o çocuk geldi. Buz gibi gözlerle onu izledim. O okşadı ve tam çekildiği sırada unicorn yerinden zıpladı ve ona saldırmaya kalktı. Telboynuzlu atı sakinleştirmem uzun sürmemişti.
"Ne yaptın sen!" diye bağırdım öğrenciye. O ise saygısızca sırıtarak avucundaki telleri gösterdi.
"Koleksiyon için."İşte o sırada gözüm karardı. Artık saklanmanın da bir anlamı yoktu. Gerçek kimlik ve ya herneyse. Asamı çektiğim gibi çocuğa döndüm.
"İyi yolculuklar." dedim ve tüm sınıfı şok eden o sözleri söyledim.
"Avada Kadevra!"Yeşil ışık asamdan fırladı ve çocuğu yere serdi. Kısa süre cesede baktım. Sonra da unicornu ormana geri yolladım. Sınıftakiler donmuş gibiydi. Güldüm ve asamı parmaklarımın arasında çevirdim.
"Üzülmeyin. Artık Testral görebileceksiniz."Çocuğun cesedini orada bıraktım ve ormanın içine girip çığlık atmaya başlayıp kaçışan öğrencileri yalnız bıraktım. Karanlık Lord olarak bu okulda saklanma planım artık bitmişti.
Artık gelecek tamamen elimde olacaktı. Sonuçta ben istediğimi almıştım. Güldüm ağaçların arasında tamamen kaybolurken. Sonra da gökyüzüne yükseldim.