[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] & [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Adam Patrick & Lauren Elle Aldren

Ah annemden bir posta gelmişti. Bunun için o baykuşu boğazlayabilirdim. 2 gün önce ilk geldiğinde şu yazıyordu. "Kuzenine iyi bak. Muggle'lara zarar vermesin. Sen bir profesörsün görevin bu." ve bitmişti. Cevap olarak şunu yazdım. "O 14 yaşındaki kıza bakmak zorunda falan değilim. Dersimde de sorun çıkartıyor. O çok sevdiği yılanlarla onu öldürmediğime dua edin. Ve siz ne zaman muggle aşığı oldunuz sorabilirmiyim." diye yazıp gönderdim. Şimdikinde ne yazıyor hiç merak etmiyordum doğrusu umurumda bile değildi ama okumalıydım. "Öncelikle küçük bey biz muggle aşığı falan değiliz onlardan nefret de etmiyoruz. Ama sevmiyoruz ne yapalım. Sakın o kıza zarar vereyim deme yoksa sende zarar görürsün. O kız en azından Slytherin'de okuyor senin gibi gidip te Gryffindor'da okumadı. Bir de çatalağız olucaksın." dedi. Geri cevap yazmadım. O küçük kız ne yapıyor merak etmiştim. 14 yaşında olabilirdi ama insanları mahvedebilecek bir güç vardı içinde. Slytherin ortak salonunda bulamamıştım. Aslında hiç bir yerde yoktu. Okuldan kaçmıştı nerede olduğunu biliyordum oraya ondan önce bile varabilirdim aslında. Hemen giyindim bir gömlek ve kot pantolon giydikten sonra. Süpürgeme bindim ve hemen havalandım. Fransa aşıkların şehri. Buradan nefret ederdim. Syrena'dan ayrıldım diye değil çocukluğumdan beri nefret ederdim. İğrenç bir şehirdi burası. Sonra Lauren'in en sevdiği kafe'ye gittim o da oradaydı ondan önce varamamıştım ama genede yeni geldiği belli idi. İçeri girdim oturduğu masaya oturdum ve

"Merhaba küçük hanım. Burada ne işin var." dedim.

Dalga geçiyor gibiydim bu beni mutlu etmişti doğrusu. Elime menüyü aldım ve dalga geçer gibi.

"Eee... Ne istiyorsun ben ısmarlıyorum." dedim.

Senin ısmarladığın herhangi bişey istemiyorum Adam. Neden gidip mugglelarla oturmuyorsun?

Sinirimi bozabileceğini sanıyordu sanırım bu kız. Daha 14 yaşındaydı. Kaç kızla birden takıldığımı bilmiyordu sanırım.


"1.'si annem görevlendirdi. Ne yapabilirim babalarımız akraba bende istemezdim böyle olsun. 2.'si muggle'ların neyi varki. 3.'sü sen nasıl okuldan kaçabilirsin ne hakla bir anlatabilirmisin lütfen. Neden Hogwarts'a geldin ki. Annenin okuluna gitseydin keşke. Bende sana göz kulak olmak zorunda kalmazdım değil mi." dedim.

Tamam biraz sinirlenmiştim ama birazdan geçerdi.

'Birincisi Adam sanırım bunda hemfikiriz bende böyle olsun istemezdim. Yani komik bir şekilde bana göz kulak olmaya çalışmandan bahsediyorum. İkincisi mugglelar pis kan bu kadar basit. Üçüncüsü buraya gelmiş olsamda bana göz kulak olmak zorunda falan değilsin. Hatta aksine beni rahat bırakmayı deneyebilirsin ha? ' diye tısladı resmen bana.

"Ah' Hadi ama sanki aileni tanımıyorsun. Annem sana göz kulak olmadığımı öğrenirse sana okula bile gelirler. Ve ben 15 yaşından sonra okula gelmelerini yasaklamış önlemiştim. İkimizde bunu istemeyiz değilmi." "Ve kuzenin bile olsam profesörünle nasıl konuşuyorsun" dedim.

Camdan bakınca bir yılan görmüş ve onunla konuşmutum. son söylediklerimi fark etmemiştim çünkü yılanla konuşmuştum. "Yılan buraya gel." gibi bir şey söylemiştim. Kendimi kaybetmiş olmalıydım. Yılanı görünce aklım başıma gelmişti. Lauren'e yanaşıyordu. Buna engel olmalıydım. Tekrar konuşmaya başladım. Ne dediğimi tam bilmiyorum ama eminim şunu söylemişimdir.

"Yılan buradan hemen git ve bir daha yanaşmayı deneme ne dersem diyeyim." dedim.

Ve sonra etrafıma baktım herkes bize bakıyordu.

'Cidden Adam şu yılana benden uzak durmasını söyle. Ne yapmaya çalışıyorsun! gibi şeyler söylüyordu.

Dinleyemiyordum çünkü yılana odaklanmış durumdaydım. Beni duyuyordu ama emirlerime cevap vermiyordu.

"Bana cevap ver seni iğrenç şey." diye fısıldadım.

Sonunda cevap verebilmişti ama bu pek istediğim bir cevap değildi doğrusunu söylemek gerekirse.

"Onu öldürmek istiyorum. Çok keyifli olacak." dedi.

"Tamam onu öldürmeyi hayal ettim kaç kere keyifli de geldi. Ama kuzenimden uzak dur."

Son cümlem fısıltıdan çok bağırmaydı. Yılan da etkilenmişti bu durumdan. 1-2 saniye etkilendikten sonra yine eski haline gelmişti saldıracaktı. Ona büyü yapmalıydım ama bu insanlar arasında olmazdı. Aklıma bir fikir gelmişti.

"Lauren tuvaletlere doğru koş hemen." dedim.

Dediğimi ikiletmedi ve hemen koşmaya başladı. Bende onun yanından gittim.

En azından dediğimi yapıp koşmuştu ama yine de konuşmadan duramıyordu ben onun hayatını kurtarmayı deniyordum. Giderken

'Lanet olsun Adam. Sensiz çok daha güvendeydim farkındasın değilmi?' dedi.

Haklı olabilirdi. Ama genede onu kurtarmayı deniyordum değilmi. Kurtarmayabilirdim de. İnsanlar çok korkmuştu. İyi olmayabilirdi ama genede güzel bir yalan bulmuş durumdaydım.

"Hepiniz dışarı. Ben hayvan eğitmeni gibi bir şeyim. Ama bu yılan fazlasıyla asi söz dinlemiyor. Lütfen çıkın. Saldıırgan olabilir." dedim.

Herkes dediğimi yapmaya başlamıştı kaçıyorlardı. Sonunda lafımı dinleyen insanlar. Şimdi daha kötü durumdaydım çünkü sözümü dinlemeyen bir yılan ve bir kuzen vardı. Şu an yılan gözüme daha tatlı gözüktü. Acaba Lauren'i burada yılanla bıraksammı diye düşünmedim değil yani. Ama durdurmak zorundaydım sonuçta. Öncelikle

"Alarte Ascendarev" dedim.

Yılan birden havaya sıçradı sonra ise yere düştü. Sonra da yılanı yok ettim. Lauren'in olduğu yere gidip kapıyı çaldım ve

"Yılan gitti çıkabilirsin." dedim.

'Çok teşekkür ederim sevgili kuzenim. Ee yani önce üstüme bir yılanı saldığın, sonrada beni ondan kurtardığın için.' dedi.

Ha ha çok komikti. Hemen diyecek bir şeyler bulmuştum tabi ki.

"Benim için bir zevkti kuzen ne zaman istersen başına yılan savarım. İşin özüne gelirsek ben bu gücü kullanmayı sevmiyorum. Benim için bir lanet gibi bir şey. Ama bazen kendimi kaybedebiliyorum. Bu yılan biraz asiydi. Aynı zamanda seni öldürmeyi gerçekten istiyordu. Yılana hak vermedim değil. Bazen de bana lazım olunca kullanıyorum." dedim.

Biraz tuhaf bakıyordu. Lanet lafından sonrasını dinlediğini pek sanmıyordum doğrusu.

'Lanet mi? Cidden ne dediğinin farkında mısın? Ee yani farkında mısınız profesör? Bu asil Salazar Slytherin'den kalan bir yetenek. Bunu nasıl lanet olarak değerlendirirsin!' dedi.

Sinirimi bozmuştu. Bütün Gryffindor'luların yanında tek çatalağız olmak nasıl bir duyguydu bilebilirmiydi hayır. Dışlanmak nasıl bilebilirmiydi hayır. o Slytherin'lilerin arasında mutlu bir şekilde yaşıyordu. Hepsi şu seçmen şapkanın suçuydu. Beni Gryffindor'a koymuştu. Devam etti Lauren

'Herneyse belliki bu konuda anlaşamayacağız. Okula dönsek artık?' dedi.

Artık konuşma sırası bendeydi.

"Hayır. Bunu halledicez. Seni seçmen şapka cesaretinden gryffindor'a, zekandan Ravenclaw'a koysaydı ne olurdu. İtiraz edebilirmiydin. Aslında ben o kadar üzelmemiştim. Çünkü o özellikleri fazla taşımıyordum. dedim.