| | |
Yazar | Mesaj |
---|
Olvia Orial Rothstein
Mesaj Sayısı : 58 Gerçek Adı : Eda. Yaş : 26
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri Paz Haz. 10, 2012 6:10 pm | |
| - Olvia Orial Rothstein - 27 - Sihirli Yaratıkların Bakımı - Örnek Rp:
Not : Ders rp'si değildir. Sorun olmaz umarım. Not' : Başka bir sitede daha kullanmıştım. Gerekirse ispatlayabilirim.
Sabahın ilk ışıkları penceremden içeri süzülüp; henüz uykuya dalmama olanak vermeyen düşüncelerimle boğuştuğum yatağımın üzerine bir yaprak misali, sessiz ve hüzünlü bir tavırla düştü. Yeşil ve mavinin çeşitli can alacı tonlarıyla döşenmiş odam bu kez bana hayat veremiyordu. Kafam dönüp duran üç kelime gizliydi: acı, hüzün, ihanet.
Gök mavisi tonlarında, kendimi özgür hissetmem için tasarlanmış yatağım; bir çam iğnesi gibi yeşil, çiçekli duvar kağıtlarıyla birlikte moralimi düzeltmeye yetmiyordu. Bir an öylece sessizliğimi korudum ve odamı süzmeye başladım. Pek çok insanın evinin büyüklüğü kadar geniş bir odam vardı. Zengindik anlayacağınız. Üzeri tüllerle süslü, Barbie filmlerinden çıkmış gibi görünen, göklerin huzurunu versin diye seçtiğim, rahat, gök mavisi bir yatağım; bana yaşadığım eski orman kulübemi hatırlatsın diye istediğim, koyu yeşil, çiçekli duvar kağıtlarım vardı. Odamın yükselen bir kısmında bulunan dört senedir çaldığım bir kemanım ve onun hemen yanındaki çalışma masam. Ahşap oymalı, tasarımını kendimin yaptığı masam, beyazın en saf tonlarındaki rahat koltuğumla birlikte mükemmel bir uyum içerisinde tüylü fosforlu bir yeşil halının üzerinde duruyordu. Kenarı beyaz şeritli pencerelerimi zorlayan güneş, içeriye süzülmeyi başarsa da dalga misali kıvrılan, beyaz perdelerin engeline takılmış gibi görünüyordu. Odamın üç kapısını gözlerimle tekrar süzdüm. Birisi, geniş hole açılan, kahverengi ve siyah tonlamalı sade bir kapı; bir diğeri, kırmızı ve siyah, yatay şeritlerle süslü, giysi odama açılan kapı; ve sonuncusu içerisinde kaç tane olduğunu sayamadığım kitaplar ve ansiklopedilerle dolu, geniş kütüphaneme götüren saf beyaz bir taneydi. Bunların hiçbirisini hak etmiyorum ben, diye geçirdim içimden kafamı bir kez daha yastığa gömdüm. Sanki bir yastık, her şeyi başa sarabilirmiş gibi. Yüreğimden kopan üç duygu bir kez daha ne kadar derin olduklarını gösterdi bana. Acı, hüzün, ihanet...
Odamın çalınan kapısı beni yerimden sıçrattı. Misafir beklemiyordum. Odama kimseyi almazdım, ve onlarda benden uzak dururlardı zaten. Nankörce davranışımın insanları üzerime çektiğini söyleyemem. Ondan öncesinde de çok sempatik bir insan değildim zaten. Açık kahve tonundaki saçlarım içeriye giren az sayıda güneş ışığında parlıyor, şişmiş gözlerimi, soluk tenimi kapatmaya yetmiyordu. 1.70 boyunda, dalgalı açık kahve saçları olan, mavi gözleri bir deniz kadar derin ve berrak, delici bakışları olan birisiydim. Şimdi özelliklerim değişmemekle birlikte, gözlerim şişmiş, tenim solmuş ve saçlarım dağılmıştı. Ama bunlar zerre kadar umurumda değildi.
Aklıma sonradan gelen düşüncelerim, gelen konusunda bir tahmin yürütmemde bana yardımcı oldu. Sasha’yı ben çağırmıştım buraya. Bana yardımcı olsun diye. Titrek ve tükenmiş sesimle kapıya seslendim. “ Sasha? Kapı açık. “ Az sonra içeriye giren, 1.80 boyuyla dikkatleri toplayan, sarı parlak saçları at kuyruğu biçiminde özensizce toplanmış, üzerinde her zamanki mavi bir kap ve dar siyah bir pantolonuyla en yakın arkadaşım Sasha’ydı. Okul yıllarından arkadaştık. Binalarımız farklıydı fakat Sasha, Silena ve ben, Scarlett, Three-S grubunun kurucuları, muggle dünyasınca ünlü bir müzik grubunun üyeleriydik.
Beni kollarının arasına alıp sakinleştirici tonda bir şeyler söylediği andan itibaren gözyaşlarım akmaya başlamıştı. İçimdeki duyguların yoğunluğu ve tazeliği beni hıçkırıklara boğuyor, kendi düşüncelerimle cezalandırıyordu. Ben ne yapmıştım böyle? Yaklaşık beş dakika boyunca kafamda bu düşünceler döndü. Ancak o zaman sakinleşip konuşmak için kendimde güç buldum. Kafamı kollarının arasından çıkarmadan konuşmaya başladım. Duygularımı cümlelere döktüm. Kulağa da, düşüncelere geldiği kadar korkunç geliyor muydu acaba?
" Sash. İstemeden oldu, yemin ederim. Amaç... Amacım onu... Onu öldürmek değildi. Ben, isteyerek yapmadım. Yani çok sinir... Sinirliydim tamam ama, onu öldürmek istemedim, yemin ederim. " Hıçkırıklarla dolu bu konuşma içinde en ufak bir yatışmaya neden olmadı. Sasha'nın rahatlatıcı sesi olmasa, daha da beter olabilirdi. " Tamam tatlım, geçti, geçti. Şimdi rahatla biraz ve bana nerede olduğunu söyle. "
Sonunda göz pınarlarım kuruyup, tuzlu sıvı çekilince olanları adam gibi anlatmaya başlamıştım. Ancak fark ettim ki göz yaşları dursa da hissedilenler aynıydı. Acı, hüzün, ihanet... Erkek arkadaşım, nişanlım ya da artık ne denmesi gerekiyorsa, beni aldatmıştı. Bana çeşitli yollarla ve sağlam kanıtlarla gelen bu olay, eve gidip ona bağırma çağırma gücünü ve sinirini vermişti. Ama kendimi kaybetmem, hesapta olmayan bir şeydi. Onu öldürmem, hesapta olmayan bir şeydi. Kabusun ortasında gibi hissediyor, uyanacağım anı bekliyordum. Ama o an, hiç gelmedi.
Anlatmayı bitirdiğimde cesedi göstermek için aşağı kata inen mermer merdivenlere gittik. Yerdeki kırmızı, püsküllü halılar, bana kandan başka bir şeyi anlatmıyordu. Asa bile kullanmamıştım. Bir muggle bıçağı, bu kadar çok şeye sebep olabilir miydi? Olabiliyordu. Otuz iki santimlik bir bıçak hayatımın sonu olmuştu. Yüksek tavanlı mekan, artık dar gelmeye başlamıştı. Şimdiden başıma saplanan ağrı, vicdanımın yüklediği sorumlulukla beni bitiriyordu.
Mutfağa girdiğimizde, beyaz mobilyaların ve beyaz eşyaların rengi kırmızıya dönmüştü yer yer. Bir zamanlar güzel bir mekandı, bir zamanlar... Dışarıya açılan bahçe kapısı kapalıydı. Sesleri duyulmasın diye erkek arkadaşım kapatmıştı. Öleceğini bilse hala kapatmak için bu kadar uğraşır mıydı? Sanmıyorum. Kırlara açılan pencerenin perdeleri çekik dışarıyı gösterecek şekildeydi. Birkaç kuş ağaç dalına tünemiş, sessizce duruyorlardı. Acaba bir şey mi hissediyorlardı?
Sasha'nın yüzüne yayılan gülümseme beni oldukça şaşırtmıştı. Neden gülüyordu ki? Çok mu komikti yani? Belki de sinirleri bozulmuştur diye düşündüm, bana uzanan asayı görene kadar. Sasha, sarı saçlarını arkaya atmış, otuz iki santimlik, ceviz ağacından yapılma asasını bana doğrultmuştu. Pekala, belki bir açıklama yapmak isterdi. " Öncelikle sana teşekkür etmeliyim, Scarlett. Josh'u ben öldüremezdim, çok temkinliydi. Ayrıca bana güvenmiyordu. Ama görev bu şekildeydi. Gittim ve aklını başından alacak birisini buldum. Zor oldu ama başardım. Sonra sen, onu öldürdün ve şimdi sıra sende. "
Hı, pardon? Bir süre anlamakta zorlanmıştım. Hepsi bir oyun muydu? Hayır, gerçekti. Ama hepsi bir plandı. Bir yerde yatan kahverengi saçları dağılmış bir biçimde ve kurumuş bir kırmızılıkla kaplı duran Josh'a ve bir de ölümümü haber veren dostuma baktım. Öldüğüm zaman bile geçmeyecek duygulara sahiptim artık. Beni asla yalnız bırakmayacak. Her fırsatta hatırlanacak. Acı, hüzün, çifte ihanet...
[* Rütbeniz verilmiştir.] |
| | | Sophie Anastasia Ellwood
RP Yaşı : 27 Mesaj Sayısı : 217 Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Dean Bloom ve Ivan A. Arshlander'ım.
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri Ptsi Haz. 11, 2012 12:53 pm | |
| Karakterin Adı: Sophie Anastasia Hunter Yaşı [27 Yaş ve Üzeri]:-kurt adam olurken 20 demiştim ama 27 oluversin artık problem değil- İstediğiniz Ders: Sihirli yaratıkların bakımı Örnek Rp: Soğuk havayı ciğerlerime çektikçe, gecenin izleri bir bir siliniyordu aklımdan. Siilinmesede hasır altı ediliyordu en azından. Yasak ormanın verdiği bilindik evimdeymişim hissi rahatlamamı sağlıyordu. Şafak daha yeni sökmüştü tahminimce etrafta pek kimse olmayacaktı. Tabi bazı meraklı öğrencileri saymazsak. Zemin ıslak cıvık bir çamurla doluydu ve en sevdiğim ejderha derisinden çizmelerimi mahfediyordu. Ellerimi saçlarıma attım düzeltilmeleri gerekiyordu. Aralarındaki kuru yaprakları yavaşça temizledim ve elimi tarak gibi kullanıp şekil vermeye çalıştım. Ağaç sıklıkları azalmaya başlamıştı bu demek oluyor ki birazdan ormanın koruyucu ve rahatlatıcı sınırından çıkıp okul arazisinde beni bekleyen sorumluluklarımı alacaktım. Hogwarts senelerdir evim olmuştur ama ilk defa bu şekilde girmek, bir profesör olmak ürkütüyordu beni. Komik ama evet ürküyordum. Son bir kez üstümü silkeledim ve emin adımlarla şatoya ilerlemeye başladım. Hogwarts.. Benim evim, ailem, her şeyim olan hogwarts. İster istemez bir kaç adım sonra durdum. Takip ediliyormuşum gibi bir his vardı ve benim hislerim her zaman için diğerlerine göre bir sıfır öndedir. Kafamı yavaşça geriye çevirdim aynen beklediğim gibi hiçbir şey yoktu ama buralarda bir yerlerde bir şey beni, benim iznim dışında izliyordu ve ben bundan hiç hoşlanmazdım. Asamı ceketimin iç cebinden çıkardım ve yürümeye devam ettim. Yaklaşık beş adım sonra emin olup seri bir hareketle "Levicorpus!" dememle takipçim görünmez iplerimle havaya asıldı. Görünüşe göre takipçim meraklı bir Hufflepuff öğrencisiymiş. Hareketim karşısında şaşkınlıktan ne yapacağını bilemez halde çırpınıyordu. İlk anda oluşan sinirimi bir kenara atıp, "Liberacorpus!"diyerek sevgili öğrencimi havadan indirdim. İki büyük adımda önüne ulaştım hala tir tir titriyordu."Bu saatte burda ne işin var?" Otoriter bir ses kullanmaya çalışsamda gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Şansım yine mükkemmelliğini sergiliyordu işte dakika bir gol bir. "Üzgünüm, ben sadece, sadece..." derken çelimsiz bacakları bu tepkinin karşısında onu daha çok taşımayı reddederek yere ayaklarımın dibine yığıldı. El mahkum yerden küçük kızı kaldırarak şatoya kadar taşıdım. Mermer merdivenleri çıkarken Hogwarts'ın müdürü karşımda duruyordu. Yüzünde çarpık bir gülümsemeyle beni merdivenlerin sonunda bekliyordu. Arkasında kısa boylu tıknaz beyaz giyimli bir cadı -tahminimce revir görevlisi- bizi görünce koşarak merdivenleri indi ve küçük kızı büyülü bir sedyeye bindirip yanımızdan uzaklaştı. Müdürün yanına ulaştığımda "Hiç değişmeyeceksin Anastasia." dedi ve küçük bir kahkaha attı. Evet yeniden evimdeydim buna şüphe yoktu. Müdürle birlikte gerekli ıvır zıvırları hallettikten sonra ilk defa profesör olarak katılacağım kahvaltıya indik. Masanın en ucuna oturdum ve gözümü Gryffindor' a diktim. Yıllarımın geçtiği bina. Herkes neşeli neşeli birbirine bir şeyler anlatma çabasında, bazısı daha şimdiden kitaplara gömülmüş. Şu sıralar verdiğim kararlar arasında galiba bu en doğrusu oldu. Merhaba Hogwarts, yeniden ben geldim.. |
| | | Raven Montgomery
RP Yaşı : 28 Mesaj Sayısı : 219
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri Ptsi Haz. 11, 2012 12:56 pm | |
| Sihirli yaratıkların bakımı profesörü zaten mevcut. Listeye bakmadan başvuru yapmayınız lütfen. |
| | | Bryce Hawkman
RP Yaşı : 30 Mesaj Sayısı : 623 Gerçek Adı : Kadri Yaş : 27
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri Salı Haz. 12, 2012 11:21 pm | |
| Karakterin Adı:Bryce Hawkman Yaşı [27 Yaş ve Üzeri]:32 İstediğiniz Ders:Mitoloji |
| | | Celia MarlowHogwarts Müdiresi
RP Yaşı : 49 Mesaj Sayısı : 1287 Gerçek Adı : Celia Monique Marlow Yaş : 30 ÇantaEşyalar: Evcil Hayvan:
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri Çarş. Haz. 13, 2012 12:29 pm | |
| Şu an Mitoloji profesörü olan Xavier John Redmond en son 11 Nisan'da foruma mesaj gönderdiği için kabul edildi. Tekrar hoş geldiniz. - An itibariyle Profesörü olmayan tek ders Aritmansi'dir. Başvurunuzu buna göre yapın. |
| | | Coraline Melodee Moore
Mesaj Sayısı : 23 Gerçek Adı : Diloo ^^
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri C.tesi Haz. 30, 2012 10:55 pm | |
| Karakterin Adı: Coraline Melodee Moore Yaşı: 29 İstediğiniz Ders: Aritmansi - Örnek Role Play:
"Aman ne güzel..." diye düşündü Coraline. Daha işinde ilk günüydü ve şimdiden geç kalmıştı. Eliyle saçlarını düzeltmeyi denedi ama bir tarağın yardımına ihtiyacı olduğu aşikardı. Derin bir iş çekiçten sonra çizmesinin içine koyduğu asasını çıkardı ve odanın diğer ucunda, yerde duran tarağa doğrulttu. "Wingardium leviosa." diye seslenmesiyle tarak yavaşça havalandı. Coraline minik asa hareketleriyle tarağı yanındaki sehpaya getirdi ve asasını yatağın üzerine fırlattı. Ardından tarağı eline alarak saçları ile savaşmaya başladı. Bir süre sonra saçlarıni bir at kuyruğu yapmayı başarmıştı. Görünüşüne bakmak için boy aynasının karşısına geçti. Fena görünmüyordu. Akşamdan masasının üzerine hazırladığı kitaplarını yatağının altından çıkardığı turuncu çantaya doldurdu. Çantayı omzuna astı ve hızla kapıya yoneldi. Tam çıkacaktı ki ani bir dönüşle tekrar yatak odasına koştu. Asasını unutmuştu. Yatağının üzerine attığı giysilerin arasında asasın aramaya başladı. Kısa bir arayıştan sonra bulduğu asasıni zaferle havaya kaldırdı ve gülümseyerek çizmesine yerleştirdi. Ardından buyük bir hızla yola koyuldu.
Sınıfın kapısına geldiğinde kalbi yerinden çıkacakmışçasına atıyordu. Bu hayatında sahip olduğu ilk işti. Bu zamana kadar kafasina göre gezmiş, hayatının tadını çıkarmıştı. Şimdi ise calışmaya hazır olduğunu düşünüyordu. İlk dersi oluşunun getirdiği heyecanı dizginlemeye çalışarak bir süre kapının önünde bekledi. Ardından kapıyı sertçe açarak içeri girdi.Öğretmen masasının yanına gidip eşyalarını bıraktıktan sonra yeni öğrencilerine döndü. Sınıftaki sıraların neredeyse hepsi bomboştu. yani her zaman olduğu gibi... Aritmansi dersi öğrencilere her zaman zor gelmişti. Sadece birkaç yetenekli öğrenci bu ders ile başa çıkabiliyordu. Coraline bir an kendi çocukluğunu hatırladı. Aritmansi sınıfının en başarılı öğrencisiydi ve herkes onu kıskanırdı. Şimdi ise öğrencilerini tanımak için sabırsızlanıyordu. İlk dersini ikinci sınıf öğrencileri ile yapacaktı. Bir haftadır bugün için hazırlanıyordu. Ne diyeceğini kelimesi kelimesine ezberlemişti. Ancak bir anda zihni tamamen boşaldı. Sanki birisi gelip tüm kelimeleri noktasına kadar süpürmüştü. Toparlanmaya çalıştı ancak sağındaki sıraya çarpıp tökezledi. Öğrencilerinden birkaçı kıkırdadı. Coraline da yüzüne bir gülümseme yerleştirmeye çalışıyordu ama endişeli olduğu her halinden belliydi. Sakin olmaya çalışarak konuştu. "Merhaba, çocuklar. Ben Aritmansi Profesörü Coraline Melodee Moore. Tahminimce birçoğunuz sıkıcı konuşmaları ile sizi bunaltacak veya zor sınavları ile sanki sizin düşük notlar almanızı sağlamak istiyormuş gibi davranacak bir profesör olduğumu düşünüyorsunuz. Ama eminim zamanla ön yargılarınız yok olacak. Bu dersi elimden geldiğince eğlenceli hale getireceğime söz veriyorum. Şimdi bana sırayla kendinizi tanıtın bakalım." Coraline heyecanından yavaş yavaş kurtulmaya başladığını hissetti. Düşündüğü kadar korkunç bir konuşma yapmamıştı. Heyecandan tuttuğu nefesini tek seferde bıraktı ve en öndeki boş sıraya oturdu. Çocuklardan biri ayağa kalktı ve konuşmaya başladı. "Hoşgeldiniz Profesör, ben Asha. Ravenclaw binasındayım ve en sevdiğim ders Aritmansi." Coraline zaten birçoğunun Ravenclaw'da olmasını bekliyordu. Aritmansi herkes tarafından zor ilan edilmiş bir dersti. Birkaç istisna vardı elbet. Asha gibi, Coraline gibi... Aynen Asha gibi tüm çocuklar tek tek ayağa kalkarak kendilerini tanıttılar. Tanışma faslı bittikten sonra Coraline "Pekala, çocuklar... Şimdi size birkaç soru soralım bakalım." dedi. Ardından öğrencilerinin arasında dolanmaya başladı. "Hogwarts’da düzenlenen bahar şenlikleri için ev cinleriher öğrenciye litresi 12 Sickle olan Balkabağı Suyu’ndan 500 ml.hazırlıyorlar. Şenliğe 560 öğrenci katılacağına gore Balkabağı Suyu’nun maliyeti Galleon cinsinden ne kadardır?" diye yöneltti ilk sorusunu Coraline. Çocukların hepsi, hemen önlerindeki kağıtlara soruyu çözmeye başladılar. Coraline elini kaldıranlar arasında göz gezdirdi ve hevesle parmağını sallayan Joseph'e söz verdi. Minik oğlan ayağa kalktı ve "197,64 Galleon, efendim." dedi. Coraline tatmin olmuş bir şekilde gülümseyerek "Aferin Joseph, doğru cevap. Peki hangileriniz Joseph ile aynı sonucu buldu bakalım?" dedi. Çocuklarin hepsi el kaldırdı. Coraline'ın yüzüne dağılmış olan gülümseme daha da büyüdü. Çizmesinden asasını çıkardi ve eline aldı. Sıraların hepsini teker teker dilaşmaya başladı. Her sıranın önünden geçerken durup çocukların soruyu çözdükleri kağıdın üzerine doğru "Orchideous." diye fısıldıyordu. Asanın ucunu dokundurduğu yerde açan bir buket çiçek tüm çocukların yüzünde bir gülümseme oluşturdu. Coraline sonunda öğretmen masasının yanına gitti ve eşyalarını topladı. Dersimiz bitti çocuklar. Umarım keyfiniz yerindedir. Sonra görüşmek üzere." diyerek kapıya yöneldi. Sınıftan çıkıp yürümeye başlamıştı ki arkasından elen ayak sesleri duydu. Omzunun üstünden arkasına baltığında koşaral gelen Asha'yı gördü. Asha yanına varınca parlayan gözlerle yüzüne baktı ve "Hayatımda işlediğim en güzel dersti. Teşekkür ederim." diyerek beline sarıldı.
Coraline yatak odasına girdiğinde kendini yatağın üstüne atıp yüzünü yastığa gömdü. Amcak bu bile yüzündeki gülümsemeyi yok edememişti. "Bir öğretmen daha ne ister ki?" diye düşündü. Yorulmuştu ama buna değerdi. Ertesi gün için sabırsızlanıyordu. Bu sefer geç kakmayacağına söz vermişti. Ancak birkaç dakika içinde odasındaki dağınıklığın arasında uyuyakaldı.
|
| | | Celia MarlowHogwarts Müdiresi
RP Yaşı : 49 Mesaj Sayısı : 1287 Gerçek Adı : Celia Monique Marlow Yaş : 30 ÇantaEşyalar: Evcil Hayvan:
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri C.tesi Haz. 30, 2012 11:02 pm | |
| Kabul edildi. Aramıza hoş geldiniz. |
| | | Celia MarlowHogwarts Müdiresi
RP Yaşı : 49 Mesaj Sayısı : 1287 Gerçek Adı : Celia Monique Marlow Yaş : 30 ÇantaEşyalar: Evcil Hayvan:
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri Çarş. Tem. 18, 2012 4:20 pm | |
| Slytherin Bina Sorumluluğu, Sihir Tarihi ve İksir dersleri boşalmıştır. |
| | | Amy Patrice Olvia
RP Yaşı : 27 Mesaj Sayısı : 172 Gerçek Adı : Naz Yaş : 31
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri Çarş. Tem. 18, 2012 4:23 pm | |
| İzniniz olursa rütbemin alınmasını ve İksir Profesörü ve Slytherin Bina sorumlusu olmak istiyorum |
| | | Sophie Anastasia Ellwood
RP Yaşı : 27 Mesaj Sayısı : 217 Gerçek Adı : Merve ben aynı zamanda Dean Bloom ve Ivan A. Arshlander'ım.
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri Çarş. Tem. 18, 2012 4:48 pm | |
| Slytherin bina sorumlusu ve iksir profesörlüğü olmazsa sihir tarihi. |
| | | Celia MarlowHogwarts Müdiresi
RP Yaşı : 49 Mesaj Sayısı : 1287 Gerçek Adı : Celia Monique Marlow Yaş : 30 ÇantaEşyalar: Evcil Hayvan:
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri Çarş. Tem. 18, 2012 4:57 pm | |
| Amy Patrica Olvia, başvurunuz kabul edildi. Rütbeniz veriliyor.
Sophie Anastasia Hunter, Sihir Tarihi Profesörlüğüne kabul edildiniz.
Başarılar. Eğer bir önceki profesör işlememişse, derslerinizi işlemeyi; dersler yarım kalmışsa puanlamayı yapmayı unutmayın. |
| | | Celia MarlowHogwarts Müdiresi
RP Yaşı : 49 Mesaj Sayısı : 1287 Gerçek Adı : Celia Monique Marlow Yaş : 30 ÇantaEşyalar: Evcil Hayvan:
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri Paz Tem. 29, 2012 10:36 pm | |
|
Muggle Bilimleri ve Uçuş dersi profesörlükleri boşalmıştır.
|
| | | De BouleBakan Müsteşarı
RP Yaşı : 30 Mesaj Sayısı : 109 Gerçek Adı : Cihan. Yaş : 27 ÇantaEşyalar: Evcil Hayvan:
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri Paz Tem. 29, 2012 10:57 pm | |
| Karakterin Adı: Bjørn Phorkys Yaşı [27 Yaş ve Üzeri]: 30 İstediğiniz Ders: Uçuş
Albus Jack Phorkys yan karakterim. |
| | | April Austen
RP Yaşı : 16 Mesaj Sayısı : 83 Gerçek Adı : Derya Yaş : 28
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri Paz Tem. 29, 2012 11:10 pm | |
| |
| | | Raven Montgomery
RP Yaşı : 28 Mesaj Sayısı : 219
| Konu: Geri: Hogwarts Profesörleri Ptsi Tem. 30, 2012 5:56 pm | |
| Fantastik Yaratıklar'ın profesör başvuruları durdurulmuştur. |
| | | |
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |