| Konu: İhanet Cuma Nis. 22, 2011 7:22 pm | |
| [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]‘Ben hata yapmam.’ Küstahlık derecesi o kadar aynıydı ki, bir garipsemeyi daha konuk edindi benliğine. ‘Sana, bana güvenme demiştim.’ |
|
| Konu: Geri: İhanet Cuma Nis. 22, 2011 7:23 pm | |
| Sol elinin baş parmağını, boğazına bastırdı, bir nevi nabız kontrolü için. Böyle şeyleri yapmak hoşuna giderdi, eskileri hatırlamak, güzeldi. Bir süre, genelde kısık bakan gözlerini kapadı ve gözlerini açtığında, onu, dehşet dolu bir anı karşıladı. Kolye, yoktu. Birkaç gece önce, bir hatıra defteri yaprağına, antika kolyesini kaptırmıştı. Sinirden köpüren Jolene, Kahire’ye doğru yol almaya başladı. Zaman ya da mekan, onun için soyutlaşmış, iki basit kavram kıvamına gelmişlerdi. Önemli olan kolye değildi elbette, yenilmek, acizlik ve bunun gibi iğrenç kelimeler, cümlesindeyse, cümleyi anında silerdi.
Kahire, sıcaktı. Terleyen vücuduna oranla, epey sıcaktı, üstelik terlerini silmeye fırsat bulamıyordu. Tanıdık kokusundan yararlanarak, takip etti. Hiç bitmeyecek gibi görünen yolculuğun sonuna yaklaştığında, zafer nidaları çıktı bünyesinden. Daha önce bunun kadar ne zorlamıştı onu? Tabi ya, Edith. Adamla göz göze geldiklerinde ise, her şeyin mükemmel işlemesini istiyordu.‘Bak sen.’ Alaycı çıkan sesine gülümsedi. Gülümsemesinin, saniyeler ardından kaybolması ne acıydı, değil mi? Boynunu hareket ettirdi, kütürdetti ve ciddi ifadesini yoğurup, güçlendiren, donuk bir sesle verdi emrini: ‘Kolyeyi ver.’ |
|
Alexander Hailword
RP Yaşı : 27 Mesaj Sayısı : 328
| Konu: Geri: İhanet Cuma Nis. 22, 2011 7:59 pm | |
| Kolye elimdeydi ve bugün hasta olmasaydı da oyuncumun boğazında olacaktı. Harika bir kolye harika bir filmde kullanılmalıydı. Yine de ne yaptığımın bilincindeydim.
Çalmıştım.
Hayır, o sadece bir...
Değiş tokuştu.
Derin bir nefes alıp ara verdiğimizi söyledim herkese. Tüm ekip bir yerlere dağıldı. Ve aynı anda başka bir varlık hissettim. yakınlarımda. Aynı o geceki gibi.
Bakışlarımız karşılaştı.
‘Bak sen.’
Boynunu sağa sola yatırdı. Bu hareket zerafetine yakışmıyordu. Zaten ısırdığı yer morarmıştı ve rahatsızlık veriyordu bana. Birde kimse görmesin diye sargı beziyle sarmıştım.
‘Kolyeyi ver.’
Yalnızdık bu yerde. Sesimi duyup gelenler olabilirdi fakat çoğu muggle idi. Boynumu hafifçe yana eğdim.
"Bir anlaşma yapmıştık. Sen istediğini aldın bende istediğimi." dedim ona doğru. Kolyeyi almadığımı söylemek saçmalık olurdu.
"Şimdi gidebilirsin." dedim.
Rüzgar kısa saçlarımı savurdu. Piramitler özlemle beni çağırdı.
Duymazdan geldim. |
|