Kulenin merdivenlerini koşarak çıktım ve dışarıdan ne kadar rezil bir görüntü oluşturduğumu düşündüm. Neyse ki etrafta kimse yoktu. İlk dersime geç kalmıştım ve buna inanamıyordum.

Sınıfa baskın yapar gibi dalmıştım. En azından öğrenciler hararetli konuşmaları sayesinde geç kaldığımı fark etmemişlerdi. Hiçbir şey olmamış gibi sınıfın ortasındaki yerime oturdum ve konuşmaların kesilmesini bekledim.

Beklerken etrafa bir göz attım. Her şey eskisi gibiydi. Sınıfın uzak bir köşesinde eskiliğine rağmen ihtişamını koruyan ceviz ağacından bir masa ve tam ortasında bir küre vardı. Önceden saatlerce bu küreye bakardık. Biz anlamlı şekiller görmeye çalışırken profesör renkten renge girerdi.

Duvarlarda sıra sıra raflar, rafların üzerinde kitaplar ve tüy kalemler diziliydi. Eskileri özleyerek gülümsedim ve konuşmaya başladım. Sesler yavaş yavaş kesildi.

"Merhaba arkadaşlar. Ben Kehanet Profesörü Roy Platts. Kehaneti sizin yaşlarınızda öğretmenim sayesinde sevmiştim. Daha o zamanlar bir kehanet profesörü olacağımı tahmin edebiliyordum." Güldüm. Sınıf da hafifçe kıkırdadı.

"Umarım sizler için de eğlenceli olur. Öncelikle ders işlenişi hakkında birkaç notu söyleyeyim; dersimde asa kullanmanızı gerektirecek pek bir durum olmayacak. O yüzden yerli yersiz büyü yapmamanızı rica ediyorum."

Homurdanmalar başlamıştı. Asa kullanmadan yaşamak onlar için o kadar mı zordu? Kendimle kıyasladım. Ee... Şey... aslında benim için imkansızdı.

"Hazırsanız derse geçelim. Temel konulardan
başlamayı düşünüyorum. Mesela, geleceği görme teknikleri. Geleceği görmek karmaşık bir iştir ve çoğu zaman direkt olarak göremezsiniz. İpuçlarını doğru yorumlamak gerekir. Bu ipuçlarını nerede bulabilirsiniz peki?"

Öğrencilerin aklından neler geçtiğini tahmin edebiliyordum. İleride evlenecekleri kişinin kim olduğunu bilmek muhteşem olabilirdi... Yani onlar için.

"Astroloji, kuş organları, kart bakımı, kristal küre, rüya yorumu, ateş kehanetleri, el falı -ki eminim birçoğunuz sadece bununla ilgilenecek-
ve çay yapraklarının okunması bu iş için kullanılan yöntemlerdir. Hepsini derinlemesine incelemeyeceğiz bu yıl; fakat bir kısmını bilmeniz işinize yarayacak. Daha açık konuşayım, mecbursunuz. Bu günlük bu kadar. Bir dahaki derse kitaplarınızı biraz karıştırarak gelin. Hep birlikte çay yapraklarını yorumlayacağız."

Dersi bitirmenin mutluluğuyla odama doğru yol aldım. Yorulmuştum.

Kehanet dersi için oldukça heycanlı bir şekilde, Kehanet Kulesi'ne gittim. Sınıfa girdiğimde kimse yoktu. Kendime bir yer bulup oturdum. Benden sonra başkalarıda yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. Kehanet dersi benim için oldukça önemliydi. Özellikle geleceği görme konusunda, hemen bir şeyler öğrenmeliydim. Böylelikle arkamdan iş çevirenler hakkında biraz bilgi sahibi olabilecektim.

Sınıf dolmuştu.Fakat Profesör hala gelmemişti. Bu sıkıntılı bekleyiş süresinde, ben de her zamanki gibi kafamı kitaba gömdüm. Çok geçmeden Profesör gelmişti.

" Merhaba arkadaşlar. Ben Kehanet Profesörü Roy Platts. Kehaneti sizin yaşlarınızda öğretmenim sayesinde sevmiştim. Daha o zamanlar bir kehanet profesörü olacağımı tahmin edebiliyordum. "

Profesör Platts'in yakışıklı olduğu bir gerçekti. Fakat kendini beğenmişliği, bu yakışıklılığı mahvediyordu. Neden yakışıklı olan erkekler, kendini beğenmiş oluyorlardı? Bu duruma çok gıcık oluyordum.

" Umarım sizler için de eğlenceli olur. Öncelikle ders işlenişi hakkında birkaç notu söyleyeyim; dersimde asa kullanmanızı gerektirecek pek bir durum olmayacak. O yüzden yerli yersiz büyü yapmamanızı rica ediyorum. "

Ah harika! Bir de asa kullanmayacaktık öyle mi? Eğer kehanete bu kadar ilgim olmasa dersi şuan terk ederdim yani.

" Hazırsanız derse geçelim. Temel konulardan başlamayı düşünüyorum. Mesela, geleceği görme teknikleri. Geleceği görmek karmaşık bir iştir ve çoğu zaman direkt olarak göremezsiniz. İpuçlarını doğru yorumlamak gerekir. Bu ipuçlarını nerede bulabilirsiniz peki? "

İşte şimdi benim dilimden konuşmaya başlamıştı. Geleceği görmek karmaşık olabilir. Fakat ben de kolay pes edecek değildim. İçimde garip bir his vardı ve bunu bir an önce öğrenmem gerekiyordu.Profesör Platts ise sözlerine devam etti.

" Astroloji, kuş organları, kart bakımı, kristal küre, rüya yorumu, ateş kehanetleri, el falı -ki eminim birçoğunuz sadece bununla ilgilenecek- ve çay yapraklarının okunması bu iş için kullanılan yöntemlerdir. Hepsini derinlemesine incelemeyeceğiz bu yıl; fakat bir kısmını bilmeniz işinize yarayacak. Daha açık konuşayım, mecbursunuz. Bu günlük bu kadar. Bir dahaki derse kitaplarınızı biraz karıştırarak gelin. Hep birlikte çay yapraklarını yorumlayacağız. "

Derinlemesine inceleyemeyecek miyiz? Bir kısmını bilmek, benim işime yaracak mıydı gerçekten? Bu konuyu sonra düşünmek üzere eşyalarımı toplayıp, sınıftan çıktım. Her sene olduğu gibi bu sene de Kehanet, gerçekten egzantrik bir ders olacağa benziyordu.

Yaklaşık on dakikadır herkes gibi bende sabırsızlıkla senenin ilk Kehanet dersinin başlamasını bekliyordum. Bir amfi gibi kat kat inşa edilmiş sınıfta rahat puflardan birinde oturuyordum. Dirseklerimi masama dayamıştım ve etraftaki fincanlara, kürelere oflaya puflaya bakıyordum.

Sonunda Profesör Platts içeri girdi. Koşmuş olmalıydı çünkü yanakları hafif kızarmıştı ve hızlı hızlı nefes alıyordu. Gözlerim Blair Payne'i aradı, onun Profesöre tutkusunu biliyordum ve bu konuda bu derste birşeyler yapmaya karar vermiştim.

" Merhaba arkadaşlar. Ben Kehanet Profesörü Roy Platts. Kehaneti sizin yaşlarınızda öğretmenim sayesinde sevmiştim. Daha o zamanlar bir kehanet profesörü olacağımı tahmin edebiliyordum. "

Gülüşü gerçekten şirindi, Payne'e hak veriyordum. Bende tüm sınıf gibi ister istemez güldüm.

" Umarım sizler için de eğlenceli olur. Öncelikle ders işlenişi hakkında birkaç notu söyleyeyim; dersimde asa kullanmanızı gerektirecek pek bir durum olmayacak. O yüzden yerli yersiz büyü yapmamanızı rica ediyorum. "

Herkes homurdanmaya başlamıştı ama ben bilerek bir ses çıkarmadım. Dört senedir büyü yapıyor olmanın verdiği bir alışkanlıkla elimin altında asa olmayınca kendimi diğer her büyücü gibi eksik hissederdim. Yinede gelecek hakkında birşeyler bilebilme fikri beni fena halde etkiliyordu. Bunun için sa gerekmiyorsada olurdu yani.

" Hazırsanız derse geçelim. Temel konulardan başlamayı düşünüyorum. Mesela, geleceği görme teknikleri. Geleceği görmek karmaşık bir iştir ve çoğu zaman direkt olarak göremezsiniz. İpuçlarını doğru yorumlamak gerekir. Bu ipuçlarını nerede bulabilirsiniz peki? Astroloji, kuş organları, kart bakımı, kristal küre, rüya yorumu, ateş kehanetleri, el falı -ki eminim birçoğunuz sadece bununla ilgilenecek ve çay yapraklarının okunması bu iş için kullanılan yöntemlerdir. Hepsini derinlemesine incelemeyeceğiz bu yıl; fakat bir kısmını bilmeniz işinize yarayacak. Daha açık konuşayım, mecbursunuz. Bu günlük bu kadar. Bir dahaki derse kitaplarınızı biraz karıştırarak gelin. Hep birlikte çay yapraklarını yorumlayacağız. "

Gelecek dersi sabırsızlıkla bekliyordum ve kehanete dair ufacıkta olsa yeteneğimin olması için dua ediyordum. 6. hissim fazlasıyla kuvvetliydi, bu sayılır mıydı? Aniden aklıma gelen bir fikirle ayağa kalktım ve sınıftan çıkmadan önce Profesöre samimiyetle gülümseyerek iyi günler diledim. Bu sene tüm Gryffindorları deli edeceğe benziyordum.

Herkes gibi heyecanlı bir şekilde ve koşarak çıkmıştım Kehanet Kulesine. Mükemmel profesörümüz Roy Platts'in dersine geç kalmak istemezdim. Sınıfa girdiğimde hemen hemen tüm öğrencilerin sınıfta olduğunu gördüm fakat henüz profesör gelmemişti. Gördüğüm tek boş yer Blair'in yanı olduğu için hemen yanına gidip oturdum. Baya heyecanlı gibiydi. Onun profesöre olan tutkusunu herkes bilirdi. Herkes konuşmaya dalmışken profesör baskın yapar gibi içeri girdi ve bir tur atıp -yürüyüşüyle herkesi kendine hayran bırakmayı başarmıştı- konuşmaya başladı.

"Merhaba arkadaşlar. Ben Kehanet Profesörü Roy Platts. Kehaneti sizin yaşlarınızda öğretmenim sayesinde sevmiştim. Daha o zamanlar bir kehanet profesörü olacağımı tahmin edebiliyordum."

Bunu hafif gülerek söylemişti ki o gülüş tüm sınıfın kırkırdamasına sebep olmuştu. Özellikle de Blair'in.

"Umarım sizler için de eğlenceli olur. Öncelikle ders işlenişi hakkında birkaç notu söyleyeyim; dersimde asa kullanmanızı gerektirecek pek bir durum olmayacak. O yüzden yerli yersiz büyü yapmamanızı rica ediyorum."

Homurdanmalar başlamıştı ve onlara bende dahildim. Asa kullanmadan nasıl büyü yapabilirdik ki? Yani ne gibi durumlar söz konusuydu? Herkes meraklı gözlerle profesöre bakıyordu.


"Hazırsanız derse geçelim. Temel konulardan başlamayı düşünüyorum. Mesela, geleceği görme teknikleri. Geleceği görmek karmaşık bir iştir ve çoğu zaman direkt olarak göremezsiniz. İpuçlarını doğru yorumlamak gerekir. Bu ipuçlarını nerede bulabilirsiniz peki?"

Kesinlikle en merak ettiğim konuydu. Mesleğim ne olacaktı? Ne zamana kadar yaşayacaktım? Kiminle evlenecektim? Ve daha bir sürü soru...

" Astroloji, kuş organları, kart bakımı, kristal küre, rüya yorumu, ateş kehanetleri, el falı -ki eminim birçoğunuz sadece bununla ilgilenecek- ve çay yapraklarının okunması bu iş için kullanılan yöntemlerdir. Hepsini derinlemesine incelemeyeceğiz bu yıl; fakat bir kısmını bilmeniz işinize yarayacak. Daha açık konuşayım, mecbursunuz. Bu günlük bu kadar. Bir dahaki derse kitaplarınızı biraz karıştırarak gelin. Hep birlikte çay yapraklarını yorumlayacağız. "

Biraz daha anlatsa güzel olurdu diye düşündüm. Aklımda hala bir sürü soru vardı ve cevaplanmalarını bekliyordum. Ders çok çabuk bitmişti. Kitaplarımı hazırlayıp Blair'i dürtükledim. Profesöre dalıp gitmişti. Birlikte sınıftan çıktık.

Sabah uyandığımda binlerce kez küfrettim. Yine sabah, yine sabah, yine okul! Daha sonra biricik oda arkadaşım, meleğim, canım Crystal bana bugün "Kehanet" dersi olduğunu söyledi. Tanrım, hayatımın aşkı'yla geçireceğim muhteşem saatler. Şu dünya'ya gelebilecek en yakışıklı yaratık benim için Roy'du. Bence onun ötesi yoktu. O Nirvana'ydı.

Derste başbaşa olmayacağımızı hatırladığım anda feci derece sinirlendim o gıcık Slytherin'li Roxanne de sınıfta olacaktı ve tam da beklediğim gibi sınıfa girdiğimde çoktan gelmişti. Amaan ben saatlerdir güzelleşiyordum o ise, olduğu gibi gelmişti derse. Roy, her halukarda sadece bana bakardı. Kitabımı açtım ve ilahımı beklemeye başladım. Ben tam gelecekteki evimizin planını çizerken yanımdaki sıraya Crystal geldi ve oturdu. Bunun hemen peşine sınıfa güneş doğdu. Roy içeri girmişti. Baktı kimse susmuyor, sınıfı turladı. O anda sınıftaki herkesi öldürmek istedim. Roy, konuşacaksa herkes susmalıydı.

"Merhaba arkadaşlar. Ben Kehanet Profesörü Roy Platts. Kehaneti sizin yaşlarınızda öğretmenim sayesinde sevmiştim. Daha o zamanlar bir kehanet profesörü olacağımı tahmin edebiliyordum."

Ben de biliyordum. Hem de çook uzun zamandır. İtalya'da gördüğümde söylemişti ban tüm bunları. Sonra, odasındaki o muhteşem gecede. Tüm sınıf kıkırdadı o bunu söyledikten sonra bense herkesten daha fazla - davetkar bir şekilde- direk Roy'a bakarak gülmüştüm.

"Umarım sizler için de eğlenceli olur. Öncelikle ders işlenişi hakkında birkaç notu söyleyeyim; dersimde asa kullanmanızı gerektirecek pek bir durum olmayacak. O yüzden yerli yersiz büyü yapmamanızı rica ediyorum."

Yerli yersiz büyü derken, ben sadece senin gibilere aşk iksiri yaparım bebeğim. Kendi kendime gülümsedim. Tanrım ders anlatırken o kadar tatlıydı ki, Brad Pitt şurada dursa onu kenara iter ve Roy'u izlerdim.

"Hazırsanız derse geçelim. Temel konulardan başlamayı düşünüyorum. Mesela, geleceği görme teknikleri. Geleceği görmek karmaşık bir iştir ve çoğu zaman direkt olarak göremezsiniz. İpuçlarını doğru yorumlamak gerekir. Bu ipuçlarını nerede bulabilirsiniz peki?"

Bu dersi bu yüzden seviyordum. Roy'la hangi tarihte evleneceğimiz, nasıl bir gelinlik giyeceğim... Çocuklarımız acaba bana mı benzerdi, ona mı?

" Astroloji, kuş organları, kart bakımı, kristal küre, rüya yorumu, ateş kehanetleri, el falı -ki eminim birçoğunuz sadece bununla ilgilenecek- ve çay yapraklarının okunması bu iş için kullanılan yöntemlerdir. Hepsini derinlemesine incelemeyeceğiz bu yıl; fakat bir kısmını bilmeniz işinize yarayacak. Daha açık konuşayım, mecbursunuz. Bu günlük bu kadar. Bir dahaki derse kitaplarınızı biraz karıştırarak gelin. Hep birlikte çay yapraklarını yorumlayacağız. "

Elimi yanağıma koymuş, Roy'u dinliyordum. Dünyanın en güzel senfonisini canlı olarak dinlersem bu kadar zevk alamazdım. Sesi beni direk kalbimden etkiliyordu. Dersin bittiğini anlamadığım için Crystal'in dürtmesiyle kendime geldim. Kitaplarımı topladım ve tam o sırada Roxanne'ı profesörle konuşurken gördüm. Bu kız iyi bir dayağı hak ediyor...