Dersliğin Hogwarts arazisindeki devasa gölü gören kocaman pencerelerini örten perdeleri asamın bir hareketiyle açtım. İçeriye güneşin bulutların arasından ulaştırabildiği tüm ışık dolduğunda dersliğin ne kadar tozlandığını gördüm. Ah, bu beni memnun etmemişi. Kaşlarımı çatarak asamı toz içindeki derslikte gezdirirken tozlar önce havalanıyor, sonra yok oluyorlardı. İşte şimdi tamamdı. Derslik temiz ve aydınlıktı. Büyük şömine öylece duruyordu ama, havanın ateş yakmak için yeterince soğumadığını düşünüyordum. Her zamanki gibi bir çok kitap köşelerde, şöminenin ve masamın üzerinde üstüste duruyordu ama bu durum beni rahatsız etmiyordu. Kitapların her biri dersimle ilgiliydi ve öğrencilerin merak ettikleri bir konu olduğunda bakmalarına izin veriyordum.

Hazır olduğuma kanaat getirince masamın arkasına geçtim ve sandalyeme oturdum. Çoğu Profesör gibi derse sonradan girmeyecektim, onlar geldiğinde beni burada bulacaktı. Zaten ders saati gelmişti, öğrenciler ikişer üçer içeriye girip beni görünce şaşırıyordu. Bense onları rahatlatmak için gülümseyip oturmalarını işaret ediyordum. Bu şekilde sınıf doldu ve birkaç dakika sohbet etmelerine izin verdikten sonra, yüksek sesle öksürdüm. Tüm kafalar bana dönünce ayağa kalktım ve masamın etrafından dolanarak tahtanın önüne geldim.

" Merhaba çocuklar. Yılın ilk Tılsım dersine hoş geldiniz! Aranızda beni tanımayan yoktur, bu yüzden tanıtma kısmına girmiyorum. "

Asamı tahtaya doğru salladım ve beyaz harflerle ilk büyünün adı belirdi. Yüksek sesle okurken sınıfa gülümsedim.

" Reducio. Bu büyünün ne işe yaradığını bilen var mı? "

Arkada birkaç el kalktı. Rastgele birini işaret ettim.

" Küçültme büyüsü Profesör Marlow. "

dedi öğrenci kendinden emin bir şekilde. Kafamı salladım.

" Evet, öyle. Binana beş puan. Şimdi deneyelim bakalım. "

Asamı en öndeki öğrencinin sırasına doğrultup büyülü sözcüğü söyleyince sıra hızla ufacık bir hal aldı.

" Haydi. Herkes bunu kendi sırasında denesin. "

Sınıftan Reducio sesleri yükselirken bir süre öğrencileri izledim. Çoğu başarılı olmuştu.

" Şimdi sıra onları eski hallerine getirmede. Bu büyüyü normal boyutlardaki bir nesneye yada insana uygularsanız -ki bunu size tavsiye etmiyorum- bu nesne büyür. Ama küçülttüğünüz bir nesneye uygularsanız ... "

Durup asamı az önce küçülttüğüm sıraya doğru salladım.

" Englowitchyo! İşte böyle, eski haline döner... Asanızla minik bir daire çizerek tekrarlamalısınız. Şimdi herkes sıralarını eski haline getirsin. "

Kollarımı bağlayıp memnuniyetle öğrencilerimi izledim, çünkü çoğu başarılı bir şekilde ilk denemesinde sırasını büyütüyordu. Beş dakika kadar bekledim ve bu büyüyüde asamla tahtaya yazdım.

" Telaffuzda hata yapmamalısınız. Ayrıca asanızıda doğru şekilde hareket ettirmelisiniz. Aksi taktirde sonuçları hoşunuza gitmeyecek çok daha farklı bir büyüyü ortaya çıkarabilirsiniz. Yada yanlızca hiçbir şey yapamazsınız. Tılsımın en önemli noktası budur. "

4 senedir aynı cümleleri tekrarladığım için öğrencilerin bunu ezberlediğinden emindim ama kötü sonuçlarla karşılaşmalarını istemiyordum.

" Birde, muhtemelen okulda kural dışı birşey yaptığınızda işinize yarayabilecek bir büyü var... "

Öğrencilere gülümseyerek göz kırptıktan sonra masamın üzerindeki cam bardağı aldım ve tahtanın önüne fırlattım. Cam paramparça olup etrafa yayılmıştı. Asamı kırıkların yoğun olduğu yere doğrulttum.

" Reparo! "

Cam kırıkları bir araya geldi ve bardak havada eski haline döndükten sonra yavaşça yere indi.

" Asanızı düz bir çizgi halinde iki kere sallayın. Bu denemenizi istediğim bir şey değil. Dersimiz bitti, çıkabilirsiniz. "

Öğrenciler tekrar sohbet etmeye başlayarak sınıftan çıkarken bende odama doğru yola koyuldum.

Rp Out: İlk yazan Reducio büyüsünü bilen öğrenci olacak.
RPlerinizi 1,5 hafta içinde tamamlamalısınız.

Tılsım dersi için hızlı bir şekilde III. kata çıktım. Geç kalmak istemiyordum. Profesör Marlow hem disiplinli biriydi, hem de bizim binamızın sorumlusu olduğu için geç kalırsam gözüne daha çok batardım. Tılsım sınıfına doğru yürüyen bir kaç arkadaşım ile beraber sınıfa girdim.

Sınıfa girince oldukça şaşırmıştım. Profesör Marlow masasında oturuyordu. Bir an geç kaldığımı düşündüm. Fakat bize gülümseyip yerlerimize geçmemizi işaret edince içim rahatladı. Yerime geçip kitabımı çıkardım. Sınıfın dolmasını beklerken bende kitabı incelemeye koyuldum. Tılsım dersi bu sene güzel geçeceğe benziyordu. Zaten büyü yapmaya bayıldığım için kesin güzel geçerdi.

Bir süre sonra Profesör Marlow öksürerek dikkatini ona vermemizi istedi. Masasından kalktı ve tahtanın önüne geldi.
" Merhaba çocuklar. Yılın ilk Tılsım dersine hoş geldiniz! Aranızda beni tanımayan yoktur, bu yüzden tanıtma kısmına girmiyorum. "
Sözlerini bitirdikten sonra asası ile tahtaya bir şeyler yazdı.
" Reducio. Bu büyünün ne işe yaradığını bilen var mı? "

Hemen elimi kaldrıdım. Bu büyüye kitapta rastlamıştım. Kalbim hızlı bir şekilde çarpıyordu. Neden söz istediğim zaman hep heycanlanıyorum? Profesör Marlow beni kaldırdı ve bende emin bir şekilde cevabı söyledim.
" Küçültme büyüsü Profesör Marlow. "
Bir an cevabın yanlış olmasından korktum.
" Evet, öyle. Binana beş puan. Şimdi deneyelim bakalım. " dediği zaman mutluluktan havalara uçtum diyebilirim.

Daha sonra Profesör Marlow asası ile ön sıralardan birine büyüyü uyguladığında sıra bir anda küçülüverdi. Bizden de kendi sıralarımıza büyüyü denememizi istedi. Bu oldukça eğlenceliydi. Büyü yapmaya bayılıyorum. Kendimden emin bir şekilde büyülü sözcükleri söyledim. Etrafımdakiler de denemeye devam ediyordu.

" Şimdi sıra onları eski hallerine getirmede. Bu büyüyü normal boyutlardaki bir nesneye yada insana uygularsanız -ki bunu size tavsiye etmiyorum- bu nesne büyür. Ama küçülttüğünüz bir nesneye uygularsanız ... " asasını küçültüğü sıraya doğrultu.

" Englowitchyo! İşte böyle, eski haline döner... Asanızla minik bir daire çizerek tekrarlamalısınız. Şimdi herkes sıralarını eski haline getirsin. "

Profesör Marlow'un söylediği büyüyü denedim. Telaffuz edişi biraz zordu. Ama deneyince oluyordu. Beş dakika sonra Profesör Marlow tekrar konuşmaya başladı.

" Telaffuzda hata yapmamalısınız. Ayrıca asanızıda doğru şekilde hareket ettirmelisiniz. Aksi taktirde sonuçları hoşunuza gitmeyecek çok daha farklı bir büyüyü ortaya çıkarabilirsiniz. Yada yanlızca hiçbir şey yapamazsınız. Tılsımın en önemli noktası budur. "

Bunu artık zihnime kazımıştım. Asla hata yapma. Bence bunu başarmak imkansız değildi. Sadece biraz gayret gerektiriyordu.
" Birde, muhtemelen okulda kural dışı birşey yaptığınızda işinize yarayabilecek bir büyü var... "

Bizlere göz kırptı ve masanın üzerinde duran cam bardağı tahtaya fırlattı. Az kalsın yerimden sıçrayacaktım. Böyle ani bir hareket beklemiyordum. Profesör Marlow gerçekten ilginç birisi. Asasını kırılan cam parçalarına doğru tuttu.

" Reparo! " demesi ile cam parçaları birleşti. Bardak eski halinden de güzel bir şekilde yavaşça yere indi.

" Asanızı düz bir çizgi halinde iki kere sallayın. Bu denemenizi istediğim bir şey değil. Dersimiz bitti, çıkabilirsiniz. "

Oldukça eğlenceli ve faydalı bir ders olmuştu. Profesör Marlow gerçektende iyi ders anlatıyordu. Eşyalarımı toparladım ve derste öğrendiğimiz büyüleri içimden tekrar ederek sınıftan çıktım.

Üçüncü katta olduğunu bildiği Tılsım sınıfına gidiyordu. Bu sefer birini takip etmek yerine sormuştu. Sınıfa geldiğinde Profesörü masasında otururken gördü. Başıyla selam verip eşyalarını rastgele bir sıraya koydu. Cama doğru yöneldi. Dışarının manzarasına bir an baktıktan sonra yerine geçti. Profesörün her hareketini izlediğinin farkındaydı. O orda yokmuş gibi ders kitabını açıp okumaya başladı.

Öğrenciler birer ikişer sınıfa girmeye başladı. Bir kaç dakika sonra hepsi gelmişti. Profesör öksürerek bütün dikkatleri üstünde topladı.

" Merhaba çocuklar. Yılın ilk Tılsım dersine hoş geldiniz! Aranızda beni tanımayan yoktur, bu yüzden tanıtma kısmına girmiyorum. "
"Yanlış ben tanımıyorum seni" diye düşündü Mete.

Asasını tahtaya doğru salladı ve beyaz harflerle ilk büyünün adı belirdi. Yüksek sesle okurken sınıfa gülümsüyordu. Bir şeyler öğretmeye bayılıyordu. Her halinden belliydi.

" Reducio. Bu büyünün ne işe yaradığını bilen var mı? "
Yavaşça elini kaldırdı Mete. Bu büyüyü eski okulundan biliyordu.

Yanında ki bir kızı kaldırmıştı. Mete dönüp bakmadan cevabı dinledi.

" Küçültme büyüsü Profesör Marlow. "
dedi öğrenci kendinden emin bir şekilde.

" Evet, öyle. Binana beş puan. Şimdi deneyelim bakalım. "
Önünde ki sırayı küçülttü. Sıra normal boyutunun dörtde biri kadar ufaldı.

" Haydi. Herkes bunu kendi sırasında denesin. " dedi.

Asasını eline alan Metehan sıraya doğru şöyle bir salladı. Sıra olduğu yerde duruyordu. Afalladı. Daha önce yapamadığı bir büyü hiç olmamıştı. Tekrar denedi. Yine olmadı. Kan beynine sıçradı.

Sertçe ayağa kalktı. Bir kaç kafa ona doğru döndü. Nerde yanlış yapıyordu. Tekrar denedi sıra yarısı kadar ufaldı. İyice sinirlenen Mete bir şey fark etti.
Profesör Marlow (az önce sorusuna cevap veren öğrenci adını söylediği için biliyordu artık) farklı bir lisanla söylüyordu. Büyüyü onun söylediği gibi telaffuz etmeye çalıştığını fark etti. Kendi bildiği ana lisanda büyüyü tekrar etti. Sıra ufacık oldu. Sırıtmaya başladı. Evet. Şimdi olmuştu. Ancak ingilizlerin lisanın kendi büyülerini söyleme şekli vardı. Kendi milletinde ise daha faklı söyleme şekli. Milletlerin kullandığı alfabeler ve konuşma şekilleri. Bir şey bulut gibi üstüne çöktü. Çok zor bir sene olacağa benziyordu. Profesör Marlow konuşmaya başladı:

" Şimdi sıra onları eski hallerine getirmede. Bu büyüyü normal boyutlardaki bir nesneye yada insana uygularsanız -ki bunu size tavsiye etmiyorum- bu nesne büyür. Ama küçülttüğünüz bir nesneye uygularsanız ... " asasını küçültüğü sıraya doğrultu.

" Englowitchyo! İşte böyle, eski haline döner... Asanızla minik bir daire çizerek tekrarlamalısınız. Şimdi herkes sıralarını eski haline getirsin. "

Profesör Marlow'un söylediği büyüyü denedi. Telaffuz edişi biraz zordu. Mete için daha da zordu. Beş dakika sonra Profesör Marlow tekrar konuşmaya başladı.

" Telaffuzda hata yapmamalısınız. Ayrıca asanızıda doğru şekilde hareket ettirmelisiniz. Aksi taktirde sonuçları hoşunuza gitmeyecek çok daha farklı bir büyüyü ortaya çıkarabilirsiniz. Yada yanlızca hiçbir şey yapamazsınız. Tılsımın en önemli noktası budur. "

Asla hata yapma. "Hata yapma" diye düşündü. Sadece dil bilgisi gerektiriyordu. Derin bir "off" çekti.

" Birde, muhtemelen okulda kural dışı birşey yaptığınızda işinize yarayabilecek bir büyü var... "

Bizlere göz kırptı ve masanın üzerinde duran cam bardağı tahtaya fırlattı. Böyle ani bir hareket Profesör Marlow için beklenilenin dışında bir hareketti. Asasını kırılan cam parçalarına doğru tuttu.

" Reparo! " demesi ile cam parçaları birleşti. İlgiyle baktı. Bu büyüyü bilmiyordu. Bunu daha önce bilseydi kırdığı bir çok şeyi onarabilir gereksiz cezalar yemezdi. Kendi kendine sırıtmaya başladı.

" Asanızı düz bir çizgi halinde iki kere sallayın. Bu denemenizi istediğim bir şey değil. Dersimiz bitti, çıkabilirsiniz."

Metehan eşyalarını toparladı ve sınıftan çıktı. Yeni şeyler öğreniyordu. Ancak İngilizceyi en kısa zamanda tam anlamıyla öğrenmeliydi...

Tılsım... Evet kesinlikle en sevdiğim dersti. Profesörüyle, konularıyla bayılıyordum bu derse. İlk tılsım dersi için heyecanlı bir şekilde üçüncü kata çıktım. Sınıfa girdiğimde geç kalmamış olduğumu fark ettim ve bulduğum boş bir yere oturdum. Bir kaç dakika sonra Anastasia'yı gördüm ve yanıma gelmesini işaret ettim. Çok geçmeden profesör içeri girdi ve bir kaç dakika eşyalarını hazırladıktan sonra, öksürdü ve hepimizin ona bakmasını sağlamış oldu. " Merhaba çocuklar. Yılın ilk Tılsım dersine hoş geldiniz! Aranızda beni tanımayan yoktur, bu yüzden tanıtma kısmına girmiyorum. " Ardından asasını eline alıp bir kaç hareket yaptı ve tahtada ilk büyünün adı belirdi. " Reducio. Bu büyünün ne işe yaradığını bilen var mı? " Biliyor gibiydim fakat emin olamadığım için parmağımı kaldırmadım. Arkamda oturan Clary'yi kaldırmıştı profesör. " Küçültme büyüsü Profesör Marlow. " Dedi Clary ve gayet emin görünüyordu. Profesörde doğru olduğunu söylemek amacıyla kafasını salladı. " Evet, öyle. Binana beş puan. Şimdi deneyelim bakalım. " Clary sayesinde binamıza beş puan gelmişti ki bu beni gerçekten çok mutlu etmişti.

Profesör asasını sıraya doğru yöneltti ve büyülü sözcüğü söyleyip, sıranın küçülmesini sağladı. " Haydi. Herkes bunu kendi sırasında denesin. " Asamı çıkarıp sıranın üzerine doğrulttum ve o büyülü sözcüğü söyledim; "Reducio!" Ve evet, başarılı olmuştum. Profesör Marlow'un büyüyü doğru yapanlara gülümsediğini fark ettim. " Şimdi sıra onları eski hallerine getirmede. Bu büyüyü normal boyutlardaki bir nesneye yada insana uygularsanız -ki bunu size tavsiye etmiyorum- bu nesne büyür. Ama küçülttüğünüz bir nesneye uygularsanız ... Englowitchyo! İşte böyle, eski haline döner... Asanızla minik bir daire çizerek tekrarlamalısınız. Şimdi herkes sıralarını eski haline getirsin. " Yine küçük bir hareketle ve büyülü sözcükle sırayı eski haline getirmişti profesör.

" Telaffuzda hata yapmamalısınız. Ayrıca asanızıda doğru şekilde hareket ettirmelisiniz. Aksi taktirde sonuçları hoşunuza gitmeyecek çok daha farklı bir büyüyü ortaya çıkarabilirsiniz. Yada yanlızca hiçbir şey yapamazsınız. Tılsımın en önemli noktası budur. " Profesör Marlow bunu dört yıldır tekrarlıyordu ve artık herkesin ezberlediğinden emindim. " Birde, muhtemelen okulda kural dışı birşey yaptığınızda işinize yarayabilecek bir büyü var... " Bu cümleyi göz kırparak söylemişti. Herkes merakla ne olduğunu öğrenmeyi bekliyordu. Masasındaki cam bardağı alıp tahtaya doğru fırlattı ve bardak paramparça olmuştu. " Reparo! " Bu sözcükle bardak yeniden eski haline geldiğinde yavaşça masanın üzerine indi. " Asanızı düz bir çizgi halinde iki kere sallayın. Bu denemenizi istediğim bir şey değil. Dersimiz bitti, çıkabilirsiniz. " Ne kadar çabuk geçmişti ders öyle? Eşyalarımı toparlayıp, arkadaşlarla sohbet ederek sınıftan çıktık...

Tılsım dersine kelimenin tam anlamıyla bayılıyordum. Asamızı kullandığımız eğlenceli derslerden birisiydi. Bayan Marlow'a bayılıyorum zaten. Gryffindor sorumlusu odluğu için ona ekstradan sempati duyuyordum. Sınıfa girdiğimde Bayan Marlow içerideydi. Önce geç kaldığımı düşünüp telaşlandım, fakat sonra onun en baştan beri içeride olduğunu fark ettim.

Çok geçmeden profesör sınıfta yerini aldı ve dikkatimizi ona vermemiz için öksürdü:

"Merhaba çocuklar. Yılın ilk Tılsım dersine hoş geldiniz! Aranızda beni tanımayan yoktur, bu yüzden tanıtma kısmına girmiyorum. " kesinlikle öyleydi. Bu okulda belki de en iyi tanıdığım profesör oydu. Annemin yakın bir arkadaşı olmasından doalyı önceden beri tanıyordum...

Asasını eline aldı ve tahtaya "Reducio" yazdı.

" Reducio. Bu büyünün ne işe yaradığını bilen var mı? "

Bu büyünün ne olduğunu bilmeme rağmen, kafam fazla dağınık odluğu için ben cevabı veremeden Clary atıldı ve:

" Küçültme büyüsü Profesör Marlow. " dedi. Bir Gryffindor'lunun cevap vermesine çok sevinmiştim.

"Evet, öyle. Binana beş puan. Şimdi deneyelim bakalım. "

binamıza +5 puan almıştık. Bundan gayet memnun olmuştum. Gülümsedim ve asamı elime aldım. " Haydi. Herkes bunu kendi sırasında denesin. " Zaten elimde olan asamı masama doğrulttum ve "Reducio" dedim zarifçe. Sıram minicik olmuştu.

" Şimdi sıra onları eski hallerine getirmede. Bu büyüyü normal boyutlardaki bir nesneye yada insana uygularsanız -ki bunu size tavsiye etmiyorum- bu nesne büyür. Ama küçülttüğünüz bir nesneye uygularsanız ... Englowitchyo! İşte böyle, eski haline döner.. Asanızla minik bir daire çizerek tekrarlamalısınız. Şimdi herkes sıralarını eski haline getirsin. "

Sırası eski haline gelmişti. Aynısını kendi sıramın üzerinde denedim. "Englowitchyo" ve sıram eski haline dönmüştü. Bu büyüyü sevmiştim. O gıcık Slytherin'li Roxanne üzerinde deneyebilirdim. Gayet eğlenceli olurdu.

" Telaffuzda hata yapmamalısınız. Ayrıca asanızıda doğru şekilde hareket ettirmelisiniz. Aksi taktirde sonuçları hoşunuza gitmeyecek çok daha farklı bir büyüyü ortaya çıkarabilirsiniz. Yada yanlızca hiçbir şey yapamazsınız. Tılsımın en önemli noktası budur. " Bayan Marlow bunu okulun ilk gününden beri tekrar ediyordu. Artık bu sözcükler beynime kazınmıştı. Unutmam mümkün değildi. " Birde, muhtemelen okulda kural dışı birşey yaptığınızda işinize yarayabilecek bir büyü var... " Meraklanmıştım. Acaba neydi? Bayan Marlow masasının üzerindeki bardağı aldı ve tahtaya fırlattı. Bardak paramparça olmuştu. Sonra sakince "Reparo" dedi ve bardak eski haline geldi. " Asanızı düz bir çizgi halinde iki kere sallayın. Bu denemenizi istediğim bir şey değil. Dersimiz bitti, çıkabilirsiniz. " Benim kesinlikle denemek istediğim bir şeydi bu. Sinsice gülümsedim ve eşyalarımı toplamaya başladım.

Uzunz amandır Roy'un yanına gitmediğimi fark ettim. Buradan çıkıp Kehanet Kulesi'ne doğru gitmeye karar verdim.