Uykusundan uyanıp da gecenin bir yarısı kalkmak hiç kolay değildi Elijah için hele ki o gün antrenman yapmışsa. Vücudunu esnetip rahatlattıktan sonra yatağından kalkıp üzerine basit bir şeyler geçirdi. Gerçi onun üzerinde hiç bir şey basit duramazdı ya. Etrafına bakındı. Karanlıkta bir şey seçememesi bir yana burnunun ucunu bile göremiyordu. Jagger'ın yatağına yanaşıp omzundan sarstı. Uyuyup uyumadığını bile anlayamıyordu dışardan hafifçe gelen ay ışığında. Odada küçük planlarına dahil olmayan bir kaç kişi de olduğundan elinden geldiğince sessiz bir şekilde süzülerek çıktı. Konuşursa istenmeyen kişiler uyanabilirdi. Tabi aslında tüm bina olarak böyle bir parti yapmak daha eğlenceli olurdu fakat o zaman gürültüleriyle okulu yıkabilirlerdi. Merdivenlerden yavaşça inip boş ortak salonda gezdirdi gözlerini. Çoğu zaman sessiz olduğundan salon şimdiki halini yadırgamadan kendisini siyah deri koltukların üzerine attı. Asasını sallayıp şöminedeki ateşin tekrar yanmasını sağladı. İçinden de Roxanne'nin dediği gibi başarılı bir biçimde malları getirip eğlenmelerini sağlayabilmesinin büyük bir beceri olduğunu geçiriyordu. Eğer yakalanmazlarsa bu gece Slytherin tarihine bir başarı olarak yazılmalıydı. Merdivenlerden gelen ses üzerine yerinden doğrulup gelene baktı. "Başlayalım artık!" Bir yandan da usulca elini salladı.

Omzunda ki elle sarsıldı ve kendini teslim ettiği uykudan uyandı. Odanın karanlığında kimin sarstığını görememişti bile. Ama bunu yapacak kişinin tek Elijah olduğununu da biliyordu.  Zaman gelmişti. Rox'un bir haftadır yaptığı plan bu geceydi. Sessizce yatağından kalktı. Merdivenleri parmak ucunda indi. Pijamalarını bile değiştirmeye fırsatı kalmamıştı. Aşağıda bulanan deri bir koltuğa oturdu. Merdivenlerden inecek olan Rox'u bekliyorlardı. Oturduğu sırada Ellisha'ya göz kırptı. Çok severdi Ellisha'yı. Kardeşi olmadığı için onu kardeşi gibi görürdü. Birden Elijah ayaklandı. "Başlayalım artık!" dedi ve elini salladı. Evet artık zamanı gelmişti zaten bu saatte uyanmak hiç de kolay değildi. Jagger'ın uykusu ağır olmasına rağmen sırf kaymak birası için kalkmıştı. "Evet zamanı gelmişken." dedi gözlerini devirerek. Uykusunun bölünme sersemliğinin etkisiyle yapmıştı bunu.

Color: #006699

Siyah deri koltukta otururken tekrar uyuyakalmamak için kendimi zorluyordum. Gözlerimi ovalayıp, biraz gerindim ve önce Elijah'a ardından da Jagger'a baktım. Koltuğa yeni oturmuştu. Oturduğu gibi de göz göze geldik. Arkasına yaslanırken bana göz kırptığında sırıtmama engel olamadım. Evet şu an Elijah benim için neyse Jagger'da öyleydi ama bu onun benim çocukluk aşkım olmasına engel değildi. Çocukluk dediğimde iki sene öncesinden bahsediyordum. Şu an kesinlikle küçük bir çocuk değildim. Merdivenden gelen ayak sesiyle bakışlarımı oraya çevirdim. Rox nerede kalmıştı acaba? "Rox dışında beklediğimiz birisi var mı?"

Sabahın köründe kalkmış, soluğu kütüphanede almıştı. O kadar çok yapması gereken şey vardı ki... Ödevler, araştırmalar... Bunların hepsine nasıl yetişilebilirdi ki. Pencere kenarına bir köşeye sinmiş, kitapların arasında tüm ciddiyetiyle kaybolmuştu. Yığınla kitaplar ikişer, üçer sütun oluşturmuştu. Dimitri, arada kitaba bakıyor daha sonra parşömene bir şeyler yazıyordu. Yazı yazmaktan kolları ağırınca saatine baktı. Kim bilir kaç saattir burada dirsek çürütüyordu. Zaten bir yere de varamamış kafası daha da karışmıştı. Bitkilerle ilgili okuduğu o koca ansiklopedi bile kafasında bir şeyler oluşmasına yaramamıştı. Sıkıntıyla iç geçirdiğinde oturduğu yerden kalktı ve camdan dışarıyı izlemek için birkaç adım attı. Bir büyü lazım, beni ölümsüz yapacak bir büyü ama lanet olası hiçbir kitap da yer almıyor. Derin bir nefes aldığında duyduğu sesle irkildi. Sanki düşündüğünü duymuş gibi... Uykusuzluktan çöken yüzü, hafif morarmış gözaltları ve dağılmış hali Dimitri'nin umurunda bile değildi. Tek ihtiyacı sorun olan bu şeye bir an önce çözüm bulmasıydı. Bulmalıydı.

-----

Saat gece yarısına yaklaştığında, hızla kendini ortak salona attı. Bu gece büyük bir parti vardı ve Dimitri bunun için yanıp tutuşuyordu. Zaten hep parti çocuğu olmuştu, daha önceki senelerdeki o buz prens havası gitmiş, daha sıcak kanlı biri oluvermişti. Düşüncelerinin arasında, sessizce merdivenlerden aşağıya indi. Okulun hayaletlerinin bile bu saatte burada olmamaları, o kadar çok işine gelmişti ki... Yüzünde belli belirsiz bir tebessümle ilerledi. Tablonun yanına vardığında derince bir nefes alıp parolayı fısıldadı. Tablo, sessizce açıldığında parmak uçlarında ilerledi. Dikkat kesildiğinde, içeriden gelen sesleri ayırt etmeye çalıştı. Fısıldaşma seslerini duyduğunda, gülümsedi. Salonda duran genç grup görüş alanına girdiğinde, sessizce bekledi. Sonra da ağzından korkmalarını umarak 'bö'ifadesi çıktı. Ellisha'nın cümlesine karşılık, tüm ukala tavrı odayı etkisine alırken tok bir sesle konuştu. ''Demek bensiz bir partiye başlayacaktınız. Cıks, hiç yakışmadı size dostlarım.'' dedi tebessümle.

Okula yasak bir şeyler sokmak son yıllarda iyice zorlaşmıştı doğrusu. Kaymak biraları üzerinde yaptığı -ve yaptırttığı- büyülerin haddi hesabı yoktu. Girişte sandığını teslim ettiği andan şölenin bitişine dek diken üstündeydi. Uyuz Ricimar zulasını bulup onu çoktan Profesör Marlow'a veya Profesör Rheanna'ya ispiyonlamıştır diye düşünüyordu ama öyle olmadı. Odasına giripte sandığını açtığında derin bir nefes almıştı. Hepsi bugün içindi. Kanıt bırakmayacak şekilde planlamıştı her şeyi. Bu ziyafete katılmasını istediği kişilere, yalnızca güvendiklerine, tek tek gidip ortak salondayken planı anlatmıştı. Gün ve saati vermesi yetmişti zaten. Slytherin'ler biraz partiye asla hayır demezdi. Haftanın son günü olduğundan herkesin yorgun argın yatakhanelerine çekildiği zamanı seçmişti. Her şey yolunda görünüyordu. Bir ara yatağından sessizce ortak salona süzülüp etrafı kontrol ettiğinde, kimsenin olmadığını görmüştü. Gerçi saf sanılacak 1. sınıflar bile onları görse seslerini çıkaramazdı. Roxanne'in bununla ilgili ilginç yöntemleri vardı.

Güvende olduklarından emin olunca üzerine rahat bir şeyler giyip zulanın üzerindeki büyüleri kaldırmış, ufak bir büyüyle koca kutu yanında; havada süzülerek ortak salona inmişti. "Harika! Herkes burada." dedi cıvıldarcasına. Bu ondan pek sık çıkmayan bir ses tonuydu. Asasının bir hareketiyle kutunun önce arkadaşlarının arasında bir süre süzülmesini, sonra yere inmesini sağladı. Sonra yanına geçip kapağını kaldırdı ve tekrar büyüyle birer kaymak birasını diğerlerine yolladı. "Tabii ki içi dışından daha büyük." dedi kendini beğenmiş bir gülücükle. Elijah'ın yanına, şöminenin karşısındaki koltuğa otururken birasını açıp içmeden önce havaya kaldırdı. "Ee, ilerleyen saatler için ilginç bir önerisi olan var mı?" Muhtemelen kısa süre içerisinde hepsi yeterince kafayı bulup eğlenmeye başlayacaklardı zaten ama başka önerilere de hayır demezdi.

Ateşin çıtırtıları boş ortak salonda sanki bir filin zıplayışı kadar ses çıkartıyordu Elijah'a göre. Filler zıplar mıydı ki? Merdivenlerden gelen ses üzerine başını çevirip elini sallamıştı. Belli ki kendisi dürttükten sonra uyanan Jagger, uyanmaktan pek memnun görünmeyerek içeri girmişti. Aynı anda kız kardeşini de gördü. Bu partide olmasına itiraz etmek hiç aklına gelmemişti. Onun uyku mahmuru halini görünce bir an düşündü fakat o saniyeden sonra asla odasına dönmeyeceğini de biliyordu. Tüm bu düşüncelerine rağmen ona göz kırpmakla yetindi. Ortak salonun kapısı açılınca bir an bina sorumlusuna yakalandıklarını zannetti Elijah onun yerine Dimitri gelmişti. Karşılık olarak sadece usulca el salladı oturduğu deri koltuklardan. Sonunda bir kaç dakika sonra da partinin fikir annesi Rox göründü. Büyüyle kendisine doğru uçan kaymak birasını yakalayıp hemen bir yudum aldı özlemle. Okuldayken bu güzelliklerden mahrum kalmak  can sıkıcıydı. Kaykılmış otururken Roxanne yanına gelince diklendi ve arkasına yaslandı. "Ee, ilerleyen saatler için ilginç bir önerisi olan var mı?" Kaymak birasını keyifle yudumlarken kısa bir süre düşündü. Ortak salonda oldukları için de yapabilecekleri sınırlıydı. Okulun içinde olsalar kesinlikle Gryffindor ortak salonunu basmayı teklif ederdi. Ya da Ravenclaw. Sonuçta Ant ile uğraşmanın zamanı olamazdı. Kardeşinin başına dikilip onu korkutması ile ilgili bir şeyler canlanınca kafasında keyifli keyifli sırıttı. "Bana şunlardan bir kaç tane daha ver ve seninle diğer binaları bile basayım." Aslında bunu yapması için biraya ihtiyacı yoktu. Rox ve çılgın planlarına katılmak her zaman hoşuna gitmişti. Alçak sesle gülerken kaymak birasının tadını çıkartmak için yavaşça bir yudum daha aldı.  

Ortak salonun kapısı açıldığında içeri Dimitri girmişti. Jagger'ın yakalanma korkusuyla tüm uykusu açılmıştı. Dikleştiği koltukta geri yaslandı. İçi rahatlamış bir vaziyette derin bir oh! çekti. Bir süre partilerin kraliçesi Rox gözüktü. Rox'un büyüle dağıttığı kaymak birasını uzanarak aldı. Görüntüsü bile Jagger'ın içini bir hoş etmişti bile. Bunu kaçak olarak içmesi bile hoşuna gidiyordu. Okulda yasak olması çok saçma bir şeydi. "Ee, ilerleyen saatler için ilginç bir önerisi olan var mı?" dediğinde Rox herkes ona dönmüş bir şeyler düşünüyordu. Jagger'ın da aklında bazı fikirler vardı ama cümlelere dökmekte zorlanıyordu. Aslında aklından bücür cadı Sunny geçiyordu. Ona bağlandığını hissedebiliyordu. Bu onun için çok değişik bir durumdu. Çünkü ilk kez kendini böyle hissediyordu. Aşık olmak mıydı? Yoksa tutulmak mı? bilemedi. Düşüncelerinden arınıp kendisine geldiğinde kaymak birasının bu kadar çabuk dokunacağı aklının ucundan geçmezdi. Bünyesi zayıftı ama bu kadar olduğunu kendisi bile beklemiyordu. Elijah "Bana şunlardan bir kaç tane daha ver ve seninle diğer binaları bile basayım." dediğinde omzundan dürttü gülerek. Jagger yaslandığı yerden doğrularak "Aslında bu halde okulda bir gezintiye mi çıksak?" dedi. Bu fikir kendisinin hoşuna gitmişti. Kafayı bulacaklardı ve okulu bu halde dolanacaklardı. Jagger'ın vazgeçilmez zevklerinden biriydi.

Oturduğum koltukta elimde kaymak birasıyla yanımdakileri izliyordum. Sadece Dimitri benimle yaşıttı ama o zaten nedense neredeyse Elijah'la yaşıtmış gibi bir izlenim veriyordu. Elimdeki içecekten bir yudum daha aldığımda Elijah'ın onlara katılmama nasıl izin verdiğini düşündüm. Sonuçta resmen beni her şeyden soyutlamak için elinden geleni yapıyordu. Yine de sonuç olarak buradaydım. Şu andan itibaren git dese bile gitmezdim. Gülümseyerek büyük bir yudum daha aldım. İlk içişim değildi. Daha önce de birkaç kere içirmişti Elijah. Belki de mezun oluyor diye beni yavaş yavaş her şeye hazırlıyordu, kim bilir. Kendi aralarında konuşmaya başladıklarında dikkatimi tekrar onlara verdim. Okulu turlamaktan bahsediyorlardı. Kafaları güzelken ve etrafta yakalanabilecekleri bir sürü profesör varken. Bunu düşünmeleri için çıldırmış olmaları gerekiyordu. Normalde dolaşmamız bile yasakken, bir de alkollü yakalanırsak durumu kurtarma şansımız hiç olmazdı. Yine de sesimi çıkarmadım. Üç tane son sınıf varken laf söylemek bana düşmez diye düşünerek bir yudum daha aldım ve kararı beklemeye başladım.

Ortak salonda herkes toparlandığında, deri koltuklardan birinde kendine yer bulup zevkle kaymak birasından yudumlarını almaya başlamıştı. Sessizce diğerlerinin cümlelerini dinliyordu. Tüm gününü kütüphanede geçirdiğinden mi yoksa saatin ileri olmasından mı bilinmez, beyni sanki artık düşünmeyi reddediyor gibiydi. Birasından bir yudum daha aldığında, kulaklarında çalınan fikirlere karşılık küçük bir kahkaha attı. Bu muydu yani? İçki içip okulda turlamak? Bir slytherine bile sarhoş olarak okulu turlamak o kadar aşağılayıcıydı ki Dimitri için. Bu yüzden derince bir nefes bıraktı. Elinde bitmiş olan kaymak birasını kenarıya koydu ve yenisinin gelmesi için asasını hafifçe salladı. Teker teker herkesle göz teması kurduktan sonra, birkaç saniye daha fazla bekletti bakışlarını sarışın cadı üzerinde. ''Bence yapılması gereken en temel hareket, sabaha tüm okulun şaşkınca uyanmasını sağlayacak bir şey olmalı.'' dedi en neşeli sesi ile. Aklından bir sürü plan geçti. Belki okulda bir pire salgını başlatabilirlerdi ya da okulun hakimiyetinin Slytherin de olduğunu belli eden bir yılan oluşturup, okula dehşet saçabilirlerdi. Gerçi ikincisi bunu kimin yaptığını bariz belli ederdi ama pire salgını oluşturmak genç adamın kafasına daha çok yatmıştı. ''Bence okulda ya pire ya da böcek istilası başlatalım, böcekleri kontrol etmek gayet kolay. Herkesin üstüne böcek salmak dersleri de okulu da erteletecektir.'' Fikrini saygısızlık etmeden büyük bir ciddiyetle söyledi. Bu fikir o kadar çok kafasına yatmıştı ki, belki şuan da yapmasalar bile daha sonra kendisi yapabilirdi. Ellerini birkaç santim açtığında da gülümsedi, sempatik bir tavırla. ''Daha iç açıcı fikirler varsa, ben de varım.'' dedi ve kocaman bir yudum aldı kaymak birasından.