Yaşayabiliyordum.
Bir zamanlar deli gibi aşık olduğum kadının beni aldatışına şahit olmama karşın yaşayabiliyordum. Eskisinden daha güçlü ve iyi olarak.
Tek eksi yanı ise her gece yanında yattığım kadınlarda aradığım Summer kalıntısına asla ulaşamıyordum. Teknik olarak onun gibi bir kadına lanetler yağdırmam gerekirken sadece içimde bir sızı taşıyor her an her yerde büyümesine izin veriyordum. Güçlü bir erkektim, kadınların tasvirine göre ise 'bir kaya parçası' olarak yakışıklı bir erkektim. Fiziksel anlamda geniş ve avrupai ölçülerim vardı ve bir çok kadın bana hastaydı. Ben ise alkole hastaydım. Barda yine birlikte olacağım kadına ulaşmak için Ateş Viskisi Barı'na ilerliyor bir yandan ise yerdeki yaprakların hışırtısını dinliyordum. Sıcak, pek egzotik bir yer olmamasına karşın sevdiğim yer olan o bar eskiden Summer ile uğradığım bir yerdi. Kapıdan içeri girdiğimde önce etrafa bakındım, her zaman oturduğum yer boştu. Vardiyasını yeni değiştiren kadının yerine tıfıl bir barmen gelmişti. Bu sefer bar koltuklarına oturmamaya karar verdim. Başımı çevirdiğim anda gözüme sarı saçlı bir kadın takıldı. Summer...
Yavaşça oturduğu yere yaklaştım ve oturabilirmiyim dercesine kaşımı kaldırsam bile cevabı beklemedim. Yüzüne karşı öfkemi kurmak ve kendisine olan nefretimi dile getirmem için hiç bir engel yoktu. Güzel yüzüne karşı bunları söylemek ise oldukça zordu. Kısa süre boyunca hiç konuşmadık. Sadece soluklarımızın uğultusu eşliğinde birbirimize ve masadaki edevatlara bakınıyorduk. Sonrasında Summer sessizliği bozdu.
"Uzun zamandır görüşememiştik. Umarım bana hala kızgın değilsindir."
O an ne yapacağımı bilememiştim. Uzun zaman olmuştu, benim gibi sabit karakterli birinin bile büyük bir değişime uğramasını sağlayacak kadar uzun. Ya da evliliğin eşiğinden aldatılmak ile dönen genç bir adamın sevdiği kadını unutması kadar uzun. Geniş bir gülümseme ve oldukça neşeli ruh halimi ona yansıtarak yerimde doğruldum. Derin bir nefes alıp iyice dudaklarımı araladım.
"Bende seni gördüğüme sevindim, Summer."