Jordoan Lovebad - Olivia Valerie M'éxter

Jordoan her zamanki tarzından biraz daha değişik giyinmişti bugün Spor bir takım elbiseydi. üstüne de Muggle'lar arasında Micheal Jackson şapkası denilen bir şapka giymişti, babası muggle olduğu için bu konularda bilgiliydi. Elleri her zamanki gibi cebinde, bahçede yürüyordu. Olivia Valerie M'éxter'ı bulmayı planlıyordu. Onun yaz kampında olduğunu duymuştu. her dışarı çıktığında olduğu gibi yine ayağı birkaç kez taşa takılmıştı ama bu sefer farklı olarak yalnızca bir kez düşmüştü. Taşınacaklarını duyduğundan beridir keyfi pek yerinde değildi çünkü her taşındıklarında daha ucuz ve daha küçük bir eve taşınıyorlardı. Yürümekten yorulduğunda bir banka oturdu. Ve etrafını gözlemeye başladı bir kısmı yemyeşil ağaçlarla kaplı, ferah, bol güneş alan, çember şeklinde büyük bir alandı burası. Jordoan'ın yaz kampında en sevdiği yerlerdendi. Biraz bekledi ve sonunda bahçeye açılan yollardan birinden Olivia geldiğini gördü. Göz göze geldiler ve Jordoan kalkıp ona doğru yürümeye başladı. Olivia da Jordoan'a doğru geliyordu. Bahçenin ortasında buluştular kısaca sarıldılar ve tokalaştılar. Olivia Jordoan'ın iletişime geçebildiği nadir kızlardandı. "Merhaba. Görüşmeyeli yarım sene oldu. Neler yaptın?" diye sordu Jordoan, bu sırada banklara doğru yürümeye başladılar.

Olivia sabah erkenden kalkıp çok tarz şeyler giyip dışarı yani kampa gitmişti. Bir kısmı yemyeşil ağaçlarla kaplı, ferah, bol güneş alan, çember şeklinde büyük bir alandı. Kampa vardığında kimsecikler yoktu. Kamptaki banklar bomboş duruyorlardı. Bahçeye açılan yollardan birisine girdi. Etraf boşken biraz büyü çalışması yapıcaktı. Çeşitli büyüler denedikten sonra Jordoan'ın kendisine doğru geldiğini gördü. Kendiside Jordoan'a doğru yürüdü. Bahçenin tam ortasında iki arkadaş buluşmuştu. "Merhaba. Görüşmeyeli yarım sene oldu. Neler yaptın?" diye sordu Jordoan, bu sırada banklara doğru yürümeye başladılar. "Merhaba. Gerçekten de yarım sene oldu mu? Zaman çok hızlı geçiyor. Birşey yapmadım. Sadece büyü pratikleri yapıyordum. Eee bu zaman sürecinde sen neler yaptın." dedi Olivia. Olivia bu konuşmasını yaparken soluk soluğa kalmıştı.

O an farkına varmıştı Olivia her zamanki gibi çok şık ve tarzdı "merhaba. Gerçekten de yarım sene oldu mu? Zaman çok hızlı geçiyor. Birşey yapmadım. Sadece büyü pratikleri yapıyordum. Eee bu zaman sürecinde sen neler yaptın." dedi Olivia ve bir banka vardılar, oturdular. "ben yalnızca ders çalıştım. Biliyorsun geçen sene İksir dersim ' Beklenenin Üstünde idi'" hafifçe esnedi ve devam etti "aslında biliyorsun ki iksirde gayet iyiydim. Ama teoride Yanlışlıkla kazanımı parçalayınca biraz puanım düşmüştü." Jordoan bu anısını hatırladığı için hafifçe gülümsedi. Bir suskunluk oldu, Jordoan konu açma ihtiyacı duydu ve "Yaz kampını daha önce gezdin mi? biraz dolaşalım mı?" dedi.

Bir banka vardılar ve oturdular. "Ben yalnızca ders çalıştım. Biliyorsun geçen sene İksir dersim ' Beklenenin Üstünde idi'" uykusu gelmiş gibi hafifçe esnedi ve devam etti "aslında biliyorsun ki iksirde gayet iyiydim. Ama teoride Yanlışlıkla kazanımı parçalayınca biraz puanım düşmüştü." Jordoan bu anısını hatırladığı için hafifçe gülümsedi. Sonra bir sesizlik oluştu.Bu anı hatırlayıp Olivia'da gülmüştü. Hala sesizdi. Jordoan aniden sesliği bozup "Yaz kampını daha önce gezdin mi? biraz dolaşalım mı?" dedi. "Bazı yerleri örneğin Su parkını,ormanı gezdim.Aslında dolaşmayalım." dedi. Jordoan çok şaşırmış şekilde bakıyordu.

"Bazı yerleri örneğin Su parkını,ormanı gezdim.Aslında dolaşmayalım." dedi Olivia. Bunun üzerine Jordoan biraz şaşırdı. Son hatırladığına göre Olivia gezmeye pek hayır demeyen bir kızdı. "Sana yeni kedimden bahsetmiş miydim?" dedi ve gülümsedi, Olivia da gülümsedi "Adı Pruply çok tatlı ve mavi-siyah Ravenclaw'u anımsatıyor değil mi?" Olivia başını evet anlamında salladı. Jordoan'ın suratı düştü "Olivia iyi misin? Kötü bir şey mi oldu?" dedi. Olivia normalde de çok gülen birisi değildi ama çoğu zaman suratında güzel bir gülümseme vardı. Jordoan ellerini birleştirdi ve dirseklerini dizlerine koyarak çömeldi. Olivia'ya döndü ve "bana anlatabilirsin. Biliyorsun." dedi. Yanındaki kişiler düşmanı değilse mutsuzlukları Jordoan'ı da mutsuzluk verirdi.

Jordoan canımın sıkkın olduğunu anlamıştı. "Sana yeni kedimden bahsetmiş miydim?" dedi ve gülümsedi. Ben de gülümsedim çok hoşuma gitmişti ama yine de fazla sevinemedim. "Adı Pruply çok tatlı ve mavi-siyah Ravenclaw'u anımsatıyor değil mi?" Başımı evet dercesine salladım. Jordoan'ın suratı düşmüştü. "Olivia iyi misin? Kötü bir şey mi oldu?" dedi. Normalde çok gülen bir insan da değildim ama yüzümde normalde küçük bir gülümseme olurdu. Aniden Jordoan ellerini birleştirdi ve dirseklerini dizlerine koyarak çömeldi. Olivia'ya döndü ve "Bana anlatabilirsin. Biliyorsun." dedi. Bildiğim kadarıyla yanındaki kişiler düşmanı değilse mutsuzlukları Jordoan'ı da mutsuzluk verirdi. "Hayır Jordoan yanlış anlama seninle alakası yok sadece bu sene sınıfı geçemeyeceğim için korkuyorum." dedi Olivia. Aniden Jordoan'ın yüz ifadesi değişti. Aslında sanki büründüğü yüz ifadesi beni biraz rahatlatmıştı.

"Hayır Jordoan yanlış anlama seninle alakası yok sadece bu sene sınıfı geçemeyeceğim için korkuyorum." deye yanıtladı Olivia. Bu Jordoan'ı gülümsetmişti, Olivia ise rahatlamış gibi görünüyordu. "Ben-ben seni çalıştırırım. Aslına bakarsan III. Sınıf derslerini her zaman sevmişimdir." dedi ve dostça bir ifade takındı, Olivia'da aynısını yaptı. "Peki ya bu sene Kupa'yı kimler kazanır?" sorduğu sorunun amacını o da bilmiyordu ama sessizlikten hiç hoşlanmıyordu. "Bence Ravenclaw alır, ama Slytherin de çok başarılı."

Jordoan "Ben-ben seni çalıştırırım. Aslına bakarsan III. Sınıf derslerini her zaman sevmişimdir." dedi ve dostça bir ifade takındı, Olivia'da aynısını yaptı. " Peki ya bu sene Kupa'yı kimler kazanır?" sorduğu sorunun amacını o da bilmiyordu bu soruyu sorunca daha çok canım sıkılmaya başlamıştı ama sessizlikten hiç hoşlanmıyordu. "Bence Ravenclaw alır, ama Slytherin de çok başarılı." dedi Jordoan. Olivia kararlı ve ciddi bir şekilde "Bu sene Ravenclaw'un kazanacağını zannetmiyorum. Kesin mi kesin Syltherin kazanacak. Bak görürsün." dedi Olivia. Bu sözlere karşın az bir şey Jordoan'ın canı sıkılmıştı.

Olivia Ciddileşerek "Bu sene Ravenclaw'un kazanacağını zannetmiyorum. Kesin mi kesin Syltherin kazanacak. Bak görürsün." dedi. Bunu üzerine Jordoan'ın canı biraz da olsa sıkılmıştı. Ama bu gayet doğaldı, herkes kendi bölümünü destekleyecekti. Güldü ve "Tabi ki Slytherin kazanabilir. Çok başarılısınız, bu arada Ders Sorumlusu seçmelerinin sonucunu duydun mu?" dedi, "Sen Başkan olmuşsun, ben de yardımcı." Dedi ve Oliva'ya baktı. Uzun, sarı ve güzel saçları omzundan aşağı iniyordu. Tekrar gülümsedi.

Jordoan Güldü ve "Tabi ki Slytherin kazanabilir. Çok başarılısınız, bu arada ders sorumlusu seçmelerinin sonucunu duydun mu?" dedi, "Sen Başkan olmuşsun, ben de yardımcı." dedi ve Oliva'ya baktı. Hayran olmuş gibi bakıyordu. Tekrar gülümsedi. Olivia'da gülümseyerek "Evet duydum. Umarım fazla üzülmemişsindir." Jordoan hayır dercesine kafasını salladı. Bu beni biraz rahatlatmıştı. Çünkü kendisi de başkan olmayı çok istemiştir. "Eee burdan sonra ne yapmayı düşünüyorsun?". Aslında bu soruyu sorma amacım neydi anlamamıştım. Ama ağzımdan bir kereliğine çıkmıştı artık susamazdım. Sanki akşam yemeği yeriz gibisinden hayal kurarak söylemiştim aslında. Ama bu lafı acaba benim düşüncem gibi mi anlamıştı.

"Evet duydum. Umarım fazla üzülmemişsindir." dedi. Jordoan ise kafasını iki yana salladı. Gerçekten de üzülmemişti belki kendisine gelseydi bu kadar sevinmezdi. "Eee burdan sonra ne yapmayı düşünüyorsun?" dedi Olivia. Aslında Jordoan bu sorunun cevabını bilmiyordu, bir süre düşündü, hava kararmıştı ve oldukça acıkmıştı. Ayağı kalktı ve "Aslında akşam yemeği yemeyi düşünüyordum." dedi "Pekii bana eşlik eder misin?" dedi. Kendi rekorunu kırmıştı bir kızla hiç bu kadar uzun süre konuşmamıştı sanki, ya da bu kadar keyifli bir şekilde. Yüzünü bir gülümseme kapladı ve cevabını bekledi.

Artık hava kararmıştı ve Olivia oldukça açıkmıştı. Jordoan'da öyle gözüküyordu. "Aslında akşam yemeği yemeyi düşünüyordum." dedi "Pekii bana eşlik eder misin?" dedi. Yüzünü bir gülümseme kapladı. Sanki sorunun cevabını bekliyordu. Aslında ne diyeceğimi bilmiyordum. Aslında sempatik bir insandı. O nedenle gülümseyerek "Olur nerde yiyelim." dedim. Çok heyecanlıydım ilk defa bir erkekle başbaşa yemek yiyordum. Güzel bir duyguydu aslında ne giyeceklerimi bile gözümün önünden geçirmeye başlamıştım. Rengarenk kıyafetler,takılar çok güzel olmalıydım.

Olivia biraz düşündü ve sonra gülümseyerek "Olur nerde yiyelim." dedi. Jordoan heyecanlandı Olivia da öyle gözüküyordu. "Bilmem-Sence nerede yiyelim? bence baş başa kalabileceğimiz bir yerde yemeliyiz. Yemek yerken rahatsız edilmek istemem de" dedi ikisi de kahkaha attı. "Ben yaz kampına geldiğimden beridir genelde Göl kenarında yiyorum. Bir piknik yapabiliriz. Ama sen bilirsin" Jordoan göl kenarını çok seviyordu. Genelde gayet sakin bir yerdi. Ama önemli olan Olivia'nın düşüncesiydi. Heyecandan yine sakarlık yapmak istemiyordu. Ama bu düşüncesine kendisi bile inanmıyordu çünkü hep sakar olmuştu ve olacaktı.

Jordoan "Bilmem-Sence nerede yiyelim? bence baş başa kalabileceğimiz bir yerde yemeliyiz. Yemek yerken rahatsız edilmek istemem de" dedi ikisi de kahkaha attı. "Ben yaz kampına geldiğimden beridir genelde Göl kenarında yiyorum. Bir piknik yapabiliriz. Ama sen bilirsin" Jordoan galiba göl kenarını çok seviyordu. Genelde gayet sakin bir yerdi. Aslında açlıktan öldüğüm için bana yemek yiyeceğimiz yer farketmezdi. O nedenle "Olabilir aslında neresi olursa olsun çünkü açlıktan öleceğim" dedi Olivia. Jordoan ve Olivia kahkaya boğuldu. Artık gülmeden Olivia'nın karnı ağrımaya ve gözlerinden yaş gelmeye başlamıştı.