Eleanore'la bahçede aylak aylak dolaşırken öğrencilerin dersime olan
ilgisinin azardığından bahsetmiştim ona. Bu konu hakkında çözüm
önerileri üzerine tartışırken Eleanore ortak ders yapma önerisini attı
ortaya. Aslında ben de müfredatla boğuşurken böyle bir şey düşünüyordum. Yanımda heyecanlı gözlerle bana bakan arkadaşıma olur anlamında bir baş işareti çakıp odama gittim.

Bir saat kadar sonra Eleanore öğrencileri Karagöl'ün kenarına topladığını ve ders için beni beklediklerini bildirdi. Bıkkın adımlarla göl kenarına doğru yürümeye başladım. Yere öyle sert vuruyordum ki sanki her adımımda özel hayatımı işime yansıttığım için kendime zarar vermek istiyordum. Sahi, derse böyle bıkkın ve asık suratla gidemezdim. Kendime gelmeliydim artık. Bir haftadır aylak ve ruhsuz bir şekilde ordan oraya sürüklenmiştim. Toparlanmalıydım artık. Göl, görüş alanıma girdiğinde yüzüme tatlı bir gülümseme oturtarak Eleanore'un yanına yaklaştım. Sanırım nasıl olduğumu merak ediyordu. Sağolsun ben yaprak gibi oradan oraya sürüklenirken bana destek çıkan insanlardan biriydi. Ona 'iyiyim' dercesine gülümsedim ve şaşkın bakışlarla bizi süzen öğrencilerimize döndüm:

-Evet arkadaşlar biliyorum neden böyle bir uygulama yaptığımızı merak ediyorsunuz. Şöye ki, müfredatı hazırlarken çok düşündüğüm bir konu vardı. Çok özlü iksir. Bu iksir hem biçim değiştirmeye hem de yapısı itibariyle iksir biliminin kapsamı altında. Sevgili Profesör Rheanna da bana böyle bir öneri sundu. Eğlenceli olacağını düşündüm.

Zavallıcıklar aval aval bakıyordu suratıma. Bu sefer içten gelen bir gülümsemeyle devam ettim sözlerime:

-Eğer ödevlerinizi yapmış olsaydınız bunlar başınıza gelmeyecekti ve üzülerek söylüyorum ki hepinize -1 puan vermek zorunda kalmayacaktım.

Sınıftan bu davranışımı onaylamayan nidalar yükseldi. Sesime otoriter bir ton vererek sürdürdüm konuşmamı:

- Hiç aaaaa, ooooo, hayııır diye bana sataşmayın arkadaşlar. Ödevinizi yapmadınız ki bu verdiğim ceza bile sayılmaz. Yassı solucan hikayesi aklınızın bi köşesinde bulunsun. Evet Rheanna, söz senindir.

Gl kenarında oturmaya elverişli bir yer bulup bağdaş kurdum ve arkadaşımın sözlerini dinlemeye başladım.

En yakın arkadaşımla ortak ders yapma fikri beni heyecana sürüklemişti. Ona da bu fikri açtım ve kabul etti. Bunun eğlenceli olacağından eminim.

Derse başlamak için öğrencilere bilgi verildi. Onlar gölün kenarına gelinde de Phoneix’i çağırdım. Biraz mutsuz gibiydi. Ama ona bakışlarımı görünce hafifçe gülümsedi.

-Evet arkadaşlar biliyorum neden böyle bir uygulama yaptığımızı merak ediyorsunuz. Şöye ki, müfredatı hazırlarken çok düşündüğüm bir konu vardı. Çok özlü iksir. Bu iksir hem biçim değiştirmeye hem de yapısı itibariyle iksir biliminin kapsamı altında. Sevgili Profesör Rheanna da bana böyle bir öneri sundu. Eğlenceli olacağını düşündüm.

Tüm öğrenciler şaşkın ve huzursuzdu.

-Eğer ödevlerinizi yapmış olsaydınız bunlar başınıza gelmeyecekti ve üzülerek söylüyorum ki hepinize -1 puan vermek zorunda kalmayacaktım.

Bunları söylerken çocuklardan itirazlar yükseldi. Öğretmenliği harika başarıyordu dostum.

-Hiç aaaaa, ooooo, hayııır diye bana sataşmayın arkadaşlar. Ödevinizi yapmadınız ki bu verdiğim ceza bile sayılmaz. Yassı solucan hikayesi aklınızın bi köşesinde bulunsun. Evet Rheanna, söz senindir.

Sözü bana devredip kenara çekildi. Derin bir nefes alıp gülümsedim öğrencilerime.

“Evet dersi özetledi öğretmeniniz size. Bu yüzden ben direk iksire geçmek istiyorum.”

Çocukların hepsinin önünde kazanları vardı.

“Çok Özlü İksir (Polyjuice Potion)
İçindekiler:
Zarkanatlı sinekler21 gün kaynatılır
Sülükler
Toz haline getirilmiş çift boynuzlu at boynuzu
Çobandeğneği
Dolunayda toplanmış hardal otu
Doğranmış Ağaç Yılanı derisi
Dönüşmek istenilen kişiden küçük bir parça
Etkisi: Bir insanı tam olarak dönüşmek istediği kişinin dış görünümüne çevirir. Etkisi bir saat sürer. İstenildiği kadar devam edilebilir.”

Bu sözlerimden sonra gülümsedim.

“Hepsini aklınızda tutmanızı beklemiyorum. Fakat bana böyle baktığınıza göre kitaplarınızı karıştırmamışsınız. Evet, yapılışı kitaplarınız da var.”

Birkaç adım attım sanki düşünüyormuşçasına.

“Çocuklar unutmayın bu iksiri dersin dışında yapmayacaksınız. Eğer yakalarsam yapanı kendisini...” biraz duraksadım etki yapsın diye. “Okuldan attırmaya kadar ileri götürebileceğim bir kaosa sürüklerim.”

En iyisi çocukların anlayacağı dilden konuşmaktı. Yüzümde ciddi bir ifadeyle onlara baktım.

“Evet, çocuklar her birinize güveniyorum. Bana sizi zor durumda bıraktıracak şeyler yaptırmayın.”

Kendi binamın öğrencilerine baktım. Tabi ki onlardan birinin yapmasını bekliyordum. Fakat yapmamaları gerekiyordu yoksa kupa şansımız çok düşecekti. Kendi binam bile olsa puan kırmaktan çekinmem.

“Hadi başlayın bakalım.”

Dostuma baktım.

“Eklemek istediğin bir şey var mı?”

eleanore'u hayranlıkla izliyordum. Bu kadın işini iyi biliyordu. Sözlerini bitirip eklemek istediğim bi şey olup olmadığını sorduğunda ayaklandım ve elimi arkadaşımın omzuna koydum :

-Şu kaosa sürükleme işi hoşuma gitti. Eğer öyle bir durum olursa habar verirsin umarım. Bu arada beyler bayanlar, hiç bir şekilde öğrenci kayırılmayacağını biliyorsunuzdur gerçi ama tekrar etmekte yarar var.

Şaşırmış öğrencilere bir öpücük fırlatıp sözümü sonlandırdım :

-Merak etmeyin hepinizi seviyorum.

Hınzırca gülümseyerek yerime geçtim. Öğrencileri iksiri hazırlarken izlemek hoş olacaktı.

RpOut: Ders online işleniyor. Bu rp'lerden aldığınız puan Rheanna ve benim ortak kanaatim olacak. Yani her iki ders için de geçerli bir not alacaksınız. Başarılar.

Göl kenarına doğru yürürken bugünkü ortak dersin nasıl işleneceğini düşünüyordum. Biçim Değiştirme ve İksir dersinin ortak işleneceğini öğrendiğimde oldukça şaşırmıştım. Aklımda bir kaç soru işareti oluşmuştu. Aklımdaki sorulara cevap bulmanın merakı ile göl kenarına vardım. Henüz çoğu kişi gelmemişti. Bir tane kazanın başına geçtim ve her zaman yaptığım gibi kitabı karıştırmaya başladım. Daha doğrusu kitapları. Biçim Değiştirme ve İksir'in nasıl bir ortak yönü olabilirdi ki? Aklımda bir fikir vardı ama emin değildim. Çok geçmeden herkes gelmişti. Profesör Rheanna'da gelmişti. Daha sonra uzaktan Profesör Griotte göründü. Yüzü biraz solgun gibiydi. Profesör Rheanna ile aralarında bir bakışma geçti.

Ben hangi profesörün söze başlayacağını merak ederken, Profesör Griotte'nin söze başlaması ile merakım giderilmiş oldu. "Evet arkadaşlar biliyorum neden böyle bir uygulama yaptığımızı merak ediyorsunuz. Şöye ki, müfredatı hazırlarken çok düşündüğüm bir konu vardı. Çok özlü iksir. Bu iksir hem biçim değiştirmeye hem de yapısı itibariyle iksir biliminin kapsamı altında. Sevgili Profesör Rheanna da bana böyle bir öneri sundu. Eğlenceli olacağını düşündüm. " Tam da tahmin ettiğim gibi. Gerçekten de Çok Özlü İksir hem Biçim Değiştirme, hem de İksir dersi ile alakalıydı. Bu dersin ilginç olacağını düşünmeye başlamıştım. Profesör Griotte sözlerine devam etti. "Eğer ödevlerinizi yapmış olsaydınız bunlar başınıza gelmeyecekti ve üzülerek söylüyorum ki hepinize -1 puan vermek zorunda kalmayacaktım. " Ah, ama bu haksızlıktı. Ben ödevimi yapmıştım. Ödev gelecek derstte hangi konuyu işlemek istediğimiz ve bunun nedeniydi. Yani ben öyle olduğunu sanıyordum. Neyse artık olan olmuştu. Profesör Griotte'nin bizi uyarması ile bütün itiraz nidaları son buldu. Kimse yassı solucana dönüşmek istemezdi.

Profesör Griotte, sözü Profesör Rheanna'ya devretti. Profesör Griotte dersi özetlediği için, direk iksirin yapımına geçti.
“Çok Özlü İksir (Polyjuice Potion)
İçindekiler:
Zarkanatlı sinekler 21 gün kaynatılır
Sülükler
Toz haline getirilmiş çift boynuzlu at boynuzu
Çobandeğneği
Dolunayda toplanmış hardal otu
Doğranmış Ağaç Yılanı derisi
Dönüşmek istenilen kişiden küçük bir parça
Etkisi: Bir insanı tam olarak dönüşmek istediği kişinin dış görünümüne çevirir. Etkisi bir saat sürer. İstenildiği kadar devam edilebilir.”

Malzeme listesi oldukça uzundu. Bunu akılda tutmak güç bir durumdu. Profesör Rhenna bunu anlamış olmalıydı ki, kitaplarımızda tarifin olduğunu belirtti. Ben de hemen kitabımı açıp tarifi buldum. Profesör Rheanna ise bize bir uyarıda bulunuyordu. “Çocuklar unutmayın bu iksiri dersin dışında yapmayacaksınız. Eğer yakalarsam yapanı kendisini...” duraklaması ortamı dahada gerdi. “Okuldan attırmaya kadar ileri götürebileceğim bir kaosa sürüklerim.” Sözlerinde ciddi olduğu her halinden belliydi. Biraz daha konuştuktan sonra başlamamızı söyledi. Sonra Profesör Griotte'ye döndü ve eklemek istediği bişi olup olmadığını sordu. "Şu kaosa sürükleme işi hoşuma gitti. Eğer öyle bir durum olursa haber verirsin umarım. Bu arada beyler bayanlar, hiç bir şekilde öğrenci kayırılmayacağını biliyorsunuzdur gerçi ama tekrar etmekte yarar var." Bunu biliyordum zaten. Profesör Griotte asla öğrenci kayırmazdı. Bize bir öpücük fırlattı. "Merak etmeyin hepinizi seviyorum," diyerek sözlerini sonlandırdı.

Ben ise hemen iksiri hazırlamaya başladım. Zar kanatlı sinekler 21 gün kaynatılacağı için, önceden hazırlanmıştı. Ağaç Yılanı derisini doğrarkan az kalsın kusacaktım. Bu gerçekten iğrençti. Yılanlardan nefret ederim. Çift boynuzlu at boynuzunu toz haline getirirken bu kadar iğrenmedim. Hatta Ağaç Yılanı derisinin yanında lokum kalırdı(!). Kitapta yazan sıraya göre malzemeleri kazana attım. Sülükleri kazana atarken, bir kez daha midemin allak bullak olmasına engel olamadım. Bütün malzemeleri kazana attıktan sonra, tarife göre karıştırma işlemini uyguladım. İksir değişik bir renk almıştı ve kokusuda değişmişti. Son olarakta Profesör Griotte'nin verdiği saçı iksirin içine attım. Doğru yaptığımı umuyordum. Daha sonra iksirin bir kısmını bir şişeye doldurdum ve adımın yazılı olduğu kağıdı şişenin üzerine yapıştırdım. Şişeyi Profesör Rhenna'ya teslim ettim ve Profesör Griotte ile ikisine iyi günler diledikten sonra kazanımın başına geri döndüm. Kazanımı temizledikten sonra eşyalarımı toplayıp göl kenarından uzaklaştım. Eğlenceli bir ders olmuştu.

Söylenerek göl kenarına doğru ilerliyordum. Orada ders mi olurdu? Zaten tüm Hogwarts hayatım boyunca bir kere bile ortak derse girmemiştim. Bir ilk gerçekleşecekti. Her ne kadar söylensem de içimdeki mutluluğa engel olamıyordum. Kendimi bugün çok enerjik ve heyecanlı hissediyordum. Ah bir de nedenini öğrenebilsem! Sanki bugün beni çok mutlu edecek bir olay olacaktı gibi. Mutluluğumu dersler bile bozamazdı. Tek başıma yavaş bir şekilde göl kenarına doğru ilerledim. Burası hep bana iyi gelmişti. Manzarayı seyretmek kimin hoşuna gitmezdi ki?

Dersin işleneceği yere vardığımda çok fazla kişi gelmemişti. Bende hazır kimse yokken son hazırlıklarımı yapıp derse hazır başlamak istedim. Gözüme güzel görünen kazanın başına geçip kitapları açtım. Açıkçası bu derste neler öğretileceğini merak ediyordum. Ben kitapları okumaya dalmışken profesörler derse girdi. İlk olarak neden burada bulunduğumuzdan bahsettiler. Hatta profesör Phoenix ödevlerimizi yapmadığımız için burada olduğumuzu söylediğinde tüm sınıftan sesler yükseldiğini söyleyebilirdim. Ben pek konuşmamıştım ama içimden bende tabii ki söyleniyordum aşırı derecede. Daha sonra söz profesör Eleanore'a gelmişti. O pek fazla konuşmayı tercih etmedi ve direk iksirin yapılışına geçti.

“Çok Özlü İksir
İçindekiler:
Zarkanatlı sinekler 21 gün kaynatılır
Sülükler
Toz haline getirilmiş çift boynuzlu at boynuzu
Çobandeğneği
Dolunayda toplanmış hardal otu
Doğranmış Ağaç Yılanı derisi
Dönüşmek istenilen kişiden küçük bir parça
Etkisi: Bir insanı tam olarak dönüşmek istediği kişinin dış görünümüne çevirir. Etkisi bir saat sürer. İstenildiği kadar devam edilebilir.”

Daha sonra profesörler başlamamızı söylediler ve herkes aynı anda kitaplarına sarıldı. Bense derse hazırlıklı gelmiştim ve nasıl yapılacağı hakkında biraz da olsa bilgim vardı. Açıkçası bu iksiri en iyi yapanlardan olmak istiyordum. Gerçi kim iyi yapmak istemezdi ki? Bende kitabımı açıp iksirin yapılışını tekrar okudum. Sülükleri ellerken biraz da olsa iğrendiğimi itiraf etmeliydim. Kimi kandırıyorum, biraz değil onlara dokunmak hayatımda yaptığım en çılgınca şeydi. Midem ağzıma geldiğinde geriye bir tek doğranmış ağaç yılanı derisini kazana atmak kalmıştı. Tanrım! Bu malzemeler bu kadar berbat kokulu olmak zorunda mıydı? Bir yandan burnumu kapayarak malzemeleri hazırlamıştım. Kazandaki malzemeleri karıştırırken kısa bir süre sonra gerçekten iğrendirici derecede berbat bir koku geldi burnuma. İşte o zaman iksirin hazır olduğunu anladım. İksiri küçük cam bir şişeye boşalttıktan sonra bir oh çektim. Sonunda bütün berbat kokular gitmişti. İksiri profesörlere teslim ettikten sonra derslikten hızlı bir şekilde ayrıldım. Bir an önce ellerimi yıkamam gerekiyordu.

Meraklı, hızlı ve heyecanlı bir şekilde ilerliyordum göl kenarına doğru. En sevdiğim iki dersin ortak olması o kadar güzeldi ki. Blair ile birlikte gelmiştik göl kenarına. İlk gelenler arasındaydık ki bu bize kolaylık sağlayacaktı. Kitapları karıştırıp bugün işlenecek olan ders hakkında biraz bilgimiz olacaktı. Birlikte iki kazanın önüne geçip kitapları açtık. Bugün çok özlü iksir yapacaktık ki bu hayatım boyunca en çok yapmak istediğim iksirler arasındaydı.

Biraz bekledikten sonra profesörler sınıfa girdi. İlk olarak ders hakkında bilgi verdikten sonra neden ortak ders olduğundan bahsetti. Aslında ortak ders olması herkes için bir avantajdı. İki ayrı derse girmek zorunda kalmayacaktık. Profesör Phoneix bir süre konuştuktan sonra Profesör Eleanore konuşmaya iksirin yapılışını anlatarak başladı.

“Çok Özlü İksir (Polyjuice Potion)
İçindekiler:
Zarkanatlı sinekler21 gün kaynatılır
Sülükler
Toz haline getirilmiş çift boynuzlu at boynuzu
Çobandeğneği
Dolunayda toplanmış hardal otu
Doğranmış Ağaç Yılanı derisi
Dönüşmek istenilen kişiden küçük bir parça
Etkisi: Bir insanı tam olarak dönüşmek istediği kişinin dış görünümüne çevirir. Etkisi bir saat sürer. İstenildiği kadar devam edilebilir.”

Herkes kitaplarına sarıldı ve iksiri yapmaya başladılar. Bende zaten hazırlıklı olduğum için iksiri kolaylıkla yapmaya başladım. Çoğu kişinin aksine iksir kokuları benim hoşuma gidiyordu. Ama herkes benim deli olduğumu düşünüyordu. İksir malzemelerine dokunamayan tanıdıklarım vardı ama ben sülükleri ellerken pek tiksinmiyordum. Bütün malzemeleri kazana atıp karıştırdıktan sonra hazırdı. İksiri küçük bir şişeye koyup profesör Eleanore'a teslim ettim. Her şey bitince göl kenarından Blair ile birlikte ayrıldık.

Yavaşça ayağa kalkıp, okulun çıkışına ilerledim. Günün yorgunluğu hala üstümdeydi. Bunun üstüne, aynı anda biçim değiştirme ve iksire girecektim. Gerçekten yorucu bir gün olacak. Okulun gizemli duvarlarının yanından geçerken, resimlerin günlük hareketlerini inceliyordum. Okulun büyük kapısından çıkmıştım. Eylül ayının etkisiyle, hava serindi. Güzel bir havaydı. Tam Quidditch'likti. Ama biz derse girecektik. Hemde profesör Rheanna'nın dersine. Kara gölü görmüştüm. Hatta bir grup Gryffindor'lu kız oradaydı. Crystal, güzel yüzü hemen tanınıyordu. Clary ve Blair da oradaydı. Hepsinden uzaktaki, sağlam bir ağaca yaslandım. Profesörleri beklerken, manzarayı izlemek günü güzelleştirebilirdi. Profesör Rheanna, neredeyse bütün öğrencileri toplayıp, geldi. Birkaç dakika sonrada profesör Griotte geldi. Profesörler birbirleriyle bakışıp, sessizce selamlaştılar. Aynı anda, iki ders görmemizin nedeni neydi?

-Evet arkadaşlar biliyorum neden böyle bir uygulama yaptığımızı merak ediyorsunuz. Şöyle ki, müfredatı hazırlarken çok düşündüğüm bir konu vardı. Çok özlü iksir. Bu iksir hem biçim değiştirmeye hem de yapısı itibariyle iksir biliminin kapsamı altında. Sevgili Profesör Rheanna da bana böyle bir öneri sundu. Eğlenceli olacağını düşündüm.

Rheanna ve eğlence... İçimden gülmek gelmişti ama kendimi tuttum. Bu kadar kişinin içinde rezil olmaya gerek yoktu. Profesör Griotte, yüzüne hafif bir gülümseme kondurmuştu.

-Eğer ödevlerinizi yapmış olsaydınız bunlar başınıza gelmeyecekti ve üzülerek söylüyorum ki hepinize -1 puan vermek zorunda kalmayacaktım.

Ödevler mi? Bu kadar çok ödev verip, birde puan kırmak hiç adil değildi. O kadar işin arasında, ödev yapmakta çok kolay değildi. Benim gibi düşünenlerden onaylamaz sesler yükselmişti.

- Hiç aaaaa, ooooo, hayııır diye bana sataşmayın arkadaşlar. Ödevinizi yapmadınız ki bu verdiğim ceza bile sayılmaz. Yassı solucan hikayesi aklınızın bi köşesinde bulunsun. Evet Rheanna, söz senindir.

Sert ve kesin bir tavırla konuşmuştu. Ne yapalım, cezamızı çekeceğiz.

“Evet dersi özetledi öğretmeniniz size. Bu yüzden ben direk iksire geçmek istiyorum.”

“Çok Özlü İksir (Polyjuice Potion)
İçindekiler:
Zarkanatlı sinekler21 gün kaynatılır
Sülükler
Toz haline getirilmiş çift boynuzlu at boynuzu
Çobandeğneği
Dolunayda toplanmış hardal otu
Doğranmış Ağaç Yılanı derisi
Dönüşmek istenilen kişiden küçük bir parça
Etkisi: Bir insanı tam olarak dönüşmek istediği kişinin dış görünümüne çevirir. Etkisi bir saat sürer. İstenildiği kadar devam edilebilir.”

Gülümsüyordu.“Hepsini aklınızda tutmanızı beklemiyorum. Fakat bana böyle baktığınıza göre kitaplarınızı karıştırmamışsınız. Evet, yapılışı kitaplarınız da var. Çocuklar unutmayın bu iksiri dersin dışında yapmayacaksınız. Eğer yakalarsam yapanı kendisini... ” Duraksadı. “Okuldan attırmaya kadar ileri götürebileceğim bir kaosa sürüklerim. Evet, çocuklar her birinize güveniyorum. Bana sizi zor durumda bıraktıracak şeyler yaptırmayın. Hadi başlayın bakalım.”

Zor durum. Zor duruma kimin düşeceği belli olmaz profesör. Ama bu sefer Slytherin'lere açık bir tehdit vardı. Zaten söylediği şeyleri yapabilecek, tek bölüm Slytherin'di. Umarım bazıları dinlemez. Belki o zaman Slytherin'in önüne geçebiliriz. profesör Rheanna, profesör Griotte'ye döndü.

“Eklemek istediğin bir şey var mı?”

İksirin zorluğunu düşündüğümden profesör Griotte'yi dinlememiştim. Hemen kazanıma geçip, işe koyuldum. Malzemeler önceden hazırlanmıştı. Kitabımı açıp, yapılışını okumaya başladım. Pek bir şey anlamasam da, sırayla ilerlemeliyim. Yavaşça, kitaba bakarak işe koyuldum. Malzemeleri tek tek hazırlayıp, iksire atmıştım. Getirilen malzemeler gerçekten zor bulunur cinstendi. Dolunayda toplanmış hardal otu ve Toz haline getirilmiş çift boynuzlu at boynuzundan birazcık kendime alabilirdim. Ama eminim profesörler iyi bir önlem almışlardır. En iyisi hiç bulaşmamak. İksire geri döndüm. Her iksir hazırlamada olduğu gibi bunda da iğrençlikler vardı. Belkide iksiri bu yüzden sevmiyordum. Bu yüzden ve Rheanna yüzünden. İksiri hazırlamıştım. Son kaynama işinden sonra gözüme çok iyi gelmedi. Belkide hata yapmıştım. Sanki bir yerde hata yaptım. Ama ne önemi var ki? Elimde bu vardı işte ve profesör Rheanna'nın notları da umurumda değil. Elimdeki tüpün içine iksirden koyup, profesör Rheanna'ya verdim. Hızlıca eşyalarımı topladım. Asamı çıkartıp, kazanıma doğrulttum. ''Aklapakla!''Ağzımdan çıkan büyüyle kazan parlamaya başladı. Eşyalarımı alıp, günün yorgunluğunu unutmak için ortak salona gittim.

Metehan göl kenarına gelince dersin başlamasını beklemeye başladı. Sessizce duruyor etrafını dinliyordu. Vücudunda ki değişimler hala bitmemişti. Hala her şeyin farkındaydı. Gözlerini kapattı ve derin bir sorun aldı. Sanki birisi her tarafından ona görünmez bir baskı uyguluyormuş gibiydi. Bir kaç dakika etrafı dinledi. İnsanların konuşmaları gök gürültüsü gibi geliyordu. Auralar çok belirginleşmeye başlamıştı. Güçlerini daha rahat ayırt edebiliyordu. Eleanore'un Griotte'den biraz daha yetenekli olduğunu sezinliyordu. Eleanore yeni bir iksiri daha üzerinde denemişti. Birden kendini boğulur gibi hisseti ve o anda Griotte konuşmaya başladı.

-Evet arkadaşlar biliyorum neden böyle bir uygulama yaptığımızı merak ediyorsunuz. Şöye ki, müfredatı hazırlarken çok düşündüğüm bir konu vardı. Çok özlü iksir. Bu iksir hem biçim değiştirmeye hem de yapısı itibariyle iksir biliminin kapsamı altında. Sevgili Profesör Rheanna da bana böyle bir öneri sundu. Eğlenceli olacağını düşündüm.

Griotte konuşmaya başlar başlamaz gözlerini açtı. Garip his biraz azalmıştı ama tamamen kalkmamıştı. Sonra Rheanna konuştu ve Griotte final sözlerini söyledi. Metehan yerinden kalkıp kazanın başına geçti. Malzemeleri hızla gerektiği ölçüde kesiyor, kazana atıyor, bir sonra ki malzemeleri geciktirmeden katmak için dakik davranmaya çalışıyordu.
"Zaten Rox ile tuvalette yaptığımız bir iksir bu. Bu da bir nevi alıştırma gibi olacak."
"Hişşt seni duyacak." dedi bir kız. Metehan bunu duyunca:
"Bu değişimleri Eleanore ile konuşmalıyım." diye düşündü. Hiç dinlemediği halde arkasında konuşan kızları duymuştu. İksir için verilen bir saat dolunca küçük bir şişeye biraz numune doldurup Eleanore'e verdi. Verirken gözlerinin içine baktı. Bir derdi olduğunu anlamasını istedi. Geri dönüp kazanı boşaltmak için asasını çıkarmıştı ki kazan birden boşaldı. Daha sadece büyülü sözleri düşünmüştü. Söylememişti. Artık korkmaya başlayan Metehan ne yapacağını bilemez bir şekilde şatoya doğru ağır adımlarla yürümeye başladı.

İksir ve Biçim Değiştirme dersinin ortak yapıldığı göl kenarı, hiç olmadığı kadar yabancı görünüyordu. En sevdiklerim arasında olduklarını söyleyemeyeceğim iki ders -hem de bir arada- ve önümde eski görünümlü bir kazan. Bu tablonun hoş olduğunu söylemekte biraz güçlük çekiyorum, diye geçirdim içimden. Profesör Griotte, gülümseyişindeki sahicilik üzerinde biraz daha çalışmalıydı. Bir şeyler olmuştu fakat ben ne olduğunu öğrenmek istemiyordum. Derse başlamak için ilk sözleri söyledi: ''Evet arkadaşlar, biliyorum neden böyle bir uygulama yaptığımızı merak ediyorsunuz. Şöyle ki, müfredatı hazırlarken çok düşündüğüm bir konu vardı. Çok özlü iksir. Bu iksir hem biçim değiştirmeye hem de yapısı itibariyle iksir biliminin kapsamı altında. Sevgili Profesör Rheanna da bana böyle bir öneri sundu. Eğlenceli olacağını düşündüm.''
Elbette eğlenceli olacaktı! İç sesim, şüphesiz, diye onayladı beni. Ona teşekkür ederken Profesör Griotte'un gülüşünün samimileşmesini şaşkınlıkla izledim. Profesör tekrar söze başladığında, yüzüne samimi gülümseyiş hâkimdi:
''Eğer ödevlerinizi yapmış olsaydınız bunlar başınıza gelmeyecekti ve üzülerek söylüyorum ki hepinize -1 puan vermek zorunda kalmayacaktım.''
İçinde benim de bulunduğum bir grup -pekâlâ, büyük bir grup- öğrenciden yüksek sesli itirazlar yükseliyordu. Sahiden, tüm o parşömen dolusu ödevlerle ve SBD'lerle başa çıkmamızı nasıl bekliyorlardı? Bu sorunun cevabını, açıldığı zamandan beri Hogwarts'ta okumuş her öğrenci gibi, bilmiyordum.
''Hiç aaaaa, ooooo, hayııır diye bana sataşmayın arkadaşlar. Ödevinizi yapmadınız ki bu verdiğim ceza bile sayılmaz. Yassı solucan hikâyesi aklınızın bi köşesinde bulunsun. Evet Rheanna, söz senindir.''
Bayan Griotte'un hevesli sözleri, tüm öğrencilerin sesini kesmeye yetmişti. Onu dinlerken, işlenecek konu Çok Özlü İksir ise, Biçim Değiştirme ve İksir derslerinin ortak olması, gayet mantıklı geliyordu:
Profesörlerin sözlerini bitirdikten sonra gülümseme merakı da nereden geldiğini merak etmiştim. Profesör Rheanna da aynı şeyi yapmıştı. İksirin hazırlanışının kitaplarımızda olduğunu -biraz da kinayeyle, elbette- söyledi ve dalgınca birkaç adım atarken tekrar konuşmaya başladı: ''Çocuklar unutmayın bu iksiri dersin dışında yapmayacaksınız. Eğer yakalarsam yapanı kendisini... okuldan attırmaya kadar ileri götürebileceğim bir kaosa sürüklerim.'' Bu sözlerin istediği etkiyi uyandırdığını fark ettiğinden olsa gerek, hepimize güvendiğini söyledi ve Bayan Griotte'a eklemek istediği herhangi bir şey olup olmadığını sordu. Daha ne eklenebilir ki, diye düşünürken, Biçim Değiştirme Profesörü en neşeli havasıyla, ''Şu kaosa sürükleme işi hoşuma gitti. Eğer öyle bir durum olursa habar verirsin umarım. Bu arada beyler bayanlar, hiç bir şekilde öğrenci kayırılmayacağını biliyorsunuzdur gerçi ama tekrar etmekte yarar var. Merak etmeyin hepinizi seviyorum.'' Profesör Griotte'tan gelen bir öpücük için heyecanlanacak kimseyi tanımıyordum. Şükürler olsun ki o an yapacağım zorlu iksir dışında bir şey düşünemiyordum.

Malzeme listesini akılda tutmayı seçenlerin içinde değildim. Sakince -içimdeki telaşı saymazsak, dıştan öyle görünüyordum tabii- kitabımın kapağını açtım ve Çok Özlü İksir yapımının bulunduğu sayfaya göz attım. İç sesim, bu gerçekten zor olacak, diye inliyordu. Bense onu dinlemeyip bir an önce malzemeleri doğru sırayla hazırlamalıydım. Derin bir nefes alırken kimsenin gözüne çarpmamaya dikkat ettim ve önümde duran malzemelere baktım. Yirmi bir gün kaynatılmış zar kanatlı sinekler, isimleri kadar kötü görünüyorlardı. Koyulması gereken ilk malzeme olduklarından, onlara daha 'şefkatli' davranarak kazana attım. Ardından Sihirli Yaratıkların Bakımı dersinde pek haşır neşir olduğum yaratıkları; sülükleri de kazandaki yerlerine koydum. Üçüncü malzemeyse, diğerleri kadar tiksindirici değildi: Toz haline getirilmiş çift boynuzlu at boynuzu. Göl kenarının hafif esen rüzgarından oraya buraya saçılmamaları için, ellerimi siper ederek kazanıma koydum. Her şey daha da kolaylaşmış gibiydi. Ne kadar olduğunu ancak tahmin edebileceğim, konsantre olmaya çalışarak geçen bir süre sonunda, sırasıyla çobandeğneği, dolunayda toplanmış hardal otu ve doğradığım ağaç yılanı derisi, kazanın içinde bir sıvı oluşturmuştu. Geriye kalan tek şey, iksirin bizi dönüştüreceği kişi olan Bayan Griotte'un verdiği saç telinin kazandaki sıvının içinde gözden kaybolmasını sağlamaktı.

İksiri tamamlamadan önce etrafıma, öğrencilere baktım. Hepsi pür dikkatle kazanlarının önüne eğilmişlerdi. İçimden, bunu ne kadar çabuk bitirirsen o kadar iyi, diye geçirdim ve saç telini de kazana attım. İşte bitmişti. Kazandaki sıvının bir kısmını küçük, cam şişeye doldurdum ve göz hizasına getirip hazırladığım iksire göz attım. Kendimle gurur duymamak elimde miydi? Oh, hayır. Bu duyguyu yok edip yine sakin tutumumu takınarak, iksiri Profesör Rheanna'a teslim ettim ve göl kenarından bir an önce ayrılmak için adımlarımı sıklaştırdım. Alnımdaki teri silmek için bir mendil bulmam gerekecekti.

Dersin göl kenarında olduğunu duyunca sevinmiştim, neden bilmiyorum ama değişik ortamları hep sevmişimdir. Göl kenarına vardığımda en yakın dostum Clary'de oradaydı. Bu dersimiz ortak işlenecekti. Nasıl olacağını anlamamıştım ama hoş olabilir diye düşünmüştüm. Kendime uygun bir yer seçtim ve hayal alemine daldım. Profesör Griotte'nin konuşmasıyla kendime geldim.

"Evet arkadaşlar biliyorum neden böyle bir uygulama yaptığımızı merak ediyorsunuz. Şöyle ki, müfredatı hazırlarken çok düşündüğüm bir konu vardı. Çok özlü iksir. Bu iksir hem biçim değiştirmeye hem de yapısı itibariyle iksir biliminin kapsamı altında. Sevgili Profesör Rheanna da bana böyle bir öneri sundu. Eğlenceli olacağını düşündüm. "

Bende eğlenceli olacağını düşünmüştüm. Gerçekten etkileyiciydi. Böyle ilginç şeyleri çok severim. Zaten bir cadı olduğum için bu kaçınılmazdı. Derken Profesör sözlerine devam etti;

"Eğer ödevlerinizi yapmış olsaydınız bunlar başınıza gelmeyecekti ve üzülerek söylüyorum ki hepinize -1 puan vermek zorunda kalmayacaktım. "

Ödev ödev ödev! Ödev yapmayı sevmiyorum. Bunu her zaman söylüyorum. Dersi dinlerim ama ödev yapmak tarzım değil. Tabi mecbur kaldığım için yapıyorum ama neyse. Bu ödevi yapmamıştım. Etrafımdaki aaaaa, ooooo seslerine bende katıldım.

Hiç aaaaa, ooooo, hayııır diye bana sataşmayın arkadaşlar. Ödevinizi yapmadınız ki bu verdiğim ceza bile sayılmaz. Yassı solucan hikayesi aklınızın bi köşesinde bulunsun. Evet Rheanna, söz senindir.

Bu sözler üzerine çenemi kapattım. Ve Profesör Rheanna'yı dinlemeye başladım.

“Evet dersi özetledi öğretmeniniz size. Bu yüzden ben direk iksire geçmek istiyorum.”

Kazanıma baktım ve Profesöre kulak verdim.

“Çok Özlü İksir (Polyjuice Potion)
İçindekiler:
Zarkanatlı sinekler21 gün kaynatılır
Sülükler
Toz haline getirilmiş çift boynuzlu at boynuzu
Çobandeğneği
Dolunayda toplanmış hardal otu
Doğranmış Ağaç Yılanı derisi
Dönüşmek istenilen kişiden küçük bir parça
Etkisi: Bir insanı tam olarak dönüşmek istediği kişinin dış görünümüne çevirir. Etkisi bir saat sürer. İstenildiği kadar devam edilebilir.”

İşte bu süperdi. Liste tam bana göre yılanlara bayılırım. Yılanlara küçüklüğümden beri ilgim vardır. Hatta kitap ayracımı bile yılan derisinden yaptım. Kitabımı açtım ve tarifi buldum. Profesör Rheanna ciddileşti ve şu sözleri söyledi;

“Çocuklar unutmayın bu iksiri dersin dışında yapmayacaksınız. Eğer yakalarsam yapanı kendisini... Okuldan attırmaya kadar ileri götürebileceğim bir kaosa sürüklerim.”

Bu çok korkutucuydu. Bu okuldan atılmak hayatta en son isteyeceğim hatta en son bile istemeyeceğim bir şeydi. Profesör Griotte elini Profesör Rheanna'nın omzuna koydu ve şu söleri söyledi;

-Şu kaosa sürükleme işi hoşuma gitti. Eğer öyle bir durum olursa habar verirsin umarım. Bu arada beyler bayanlar, hiç bir şekilde öğrenci kayırılmayacağını biliyorsunuzdur gerçi ama tekrar etmekte yarar var.

Kaosa sürüklenmek açıkçası benim hiç hoşuma gitmemişti. Bize bir öpücük fırlattı. Ne kadar sempatik bir davranıştı. Ve son olarak sözlerine şunları ekledi;

"Merak etmeyin hepinizi seviyorum,"

İksiri yapmaya başladım. Ağaç yılanı derisini elime aldığımda suratımı aptal bir gülümseme aldı ve durumumu farkedince hemen kendime geldim. Clary'e baktığımda ise yılan derisini doğrarken kusacak gibi bir hali vardı. Zaten hiç bir zaman benim yılanları nasıl sevebildiğime aklı ermiyordu. Kitaba bakarak hazırlamaya devam ettim. Bütün her şeyi kitaba uygun şekilde hazırlamıştım. Çok ilginç bir görüntü çıkmıştı ve tabi kokusu da fenaydı. Doğru yaptığımdan neredeyse emindim. İksiri cam şişenin içine doldururken elime değmemesine özen gösterdim. İşlemim bitince şişeyi Profesör Rhenna'ya verdim. İki Profesöre gülümsedikten sonra eşyalarımı toplayıp oradan ayrıldım.