AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 2007 Yılı Noel Balosu

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3  Sonraki
YazarMesaj
Scarlett M. Laurent

Scarlett M. Laurent

RP Yaşı : 14
Mesaj Sayısı : 542
Gerçek Adı : Selin.
Yaş : 27

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyÇarş. Ara. 26, 2012 4:50 pm

Spoiler:
Biran için noel balosuna birlikte gidebilecek bir partner bulamayacağım ve sap takılacağım diye paniğe kapılmadımda değil hani. Ama şükürler olsun ki öyle olmadı. Baloya Leonardo Moralies ile gidiyorum. Bende pek tanımıyorum. Rawenclaw'dan bir çocuk. Ama oldukça tatlı olduğunu söyleyebilirim. Onu görüp heyecanlanmayan kıza salak derim doğrusu. Hem oldukçada sempatik öyle değil mi? O-o olamaz. Aşık olmuyorumdur umarım. Hayır hayır. Bana bile rahatsızlık vermeye başladı bu şıp sevdilik durumları. Her günde başkasına aşık olunmaz ki canım. Ama çok sevimli olduğuda bir gerçek yanılıyor muyum?
Her neyse balo beni bu çocuktan daha çok heyecanlandırıyor bu konuda hem fikiriz. Hogwarts'a geldiğimden beri ilk kez bu baloya katılıyorum,daha önceleri hep Fransa'ya gider ve orada ailem ve muggle dostlarımla kutlardım nedendir bilinmez bu yıl farklı olsun dedim ve işte hogwartstayım. Ortak salonda herkes baloya daha 4-5 saat varken hazırlanmak için yukarıya -yatakhanelere- çıkmıştı. Bende en sonunda ortak salonda yalnız oturmaya dayanamayıp hazırlanmak üzere yanlarına gittim. Elbisemin asılı olduğu dolabı açıp bir süre ona baktım. Onu almakla gerçekten iyi yaptığıma emindim. Madem bu bir noel partisiydi elbisem noel'i andırmalıydı. Elbiseyi seri hareketlere üzerime geçirdim. Hani noel babaların kıyafeti varya onun elbise olanını düşünün işte öyle bir şeydi elbisem. Kırmızı,beyaz biraz tüylü. Belinde bir kemeri vardı onuda taktıktan sonra kendimi boy aynasının karşısında buldum ve kendime şöyle bir baktım. Elbise farklı ve birazda komik görünmemi sağlamışsada hoş duruyordu,kesinlikle güzel görünüyordum. Oldukça mini olması dikkatleri üzerime çekeceğine garanti veriyordu. Dikkat çekmeyi severdim. Hep sevmişimdir. Hafif bir göz kalemi sürdüm ve biraz parlatıcı. Saçlarım zaten kendiliğinden düzdür bu yüzden bir şey yapma gereği duymadım. Hem kim uğraşacaktı. Yinede bir şeyler eksikti. Aynanın karşısında kala kalmış düşünüyordum. 15 dakika orada öylece kendime baktığımı söyleyebilirim. "Bulduum!" diye çığlık attığımı hatırlıyorum sonra kafama bir noel şapkası geçirdiğimi. Yatağımın altından çıkardığım kırmızı topuklu ayakkabılarımıda ayağıma geçirip yatakhaneden çıktım. Uzun zamandır topuklu giymediğimden yürümede biraz zorlandıysamda sonradan alışıp büyük bir zarafetle büyük salona doğru ilerledim. Yürürken yanından geçtiğim herkes kafasını çevirip bir daha bakıyordu bu hoşuma gitmişti. "Umarım Leonardo da gözlerini alamaz" diye mırıldanıp duruyordum. Oradaydı işte tam büyük salonun girişinde. Etrafta gözleriyle beni aradığına yemin edebilirdim. Arkasından yaklaşıp omzuna dokundum. Harika görünüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Leonardo Moralies

Leonardo Moralies

Mesaj Sayısı : 807
Gerçek Adı : Leonardo Da Vinci
Yaş : 26

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyÇarş. Ara. 26, 2012 7:12 pm

Bu da benimki Very Happy :

"Mutlu yıllar Leo." Diye bağırdı ortak salonun diğer tarafından bir kız. Loe'ya yaklaşıyordu; "Bu akşam, balo var -biliyorsun. Beraber gidebiliriz diye düşünmüştüm." Diye konuya bodoslama girdi. Leo ise kravatını düzeltiyordu ve gayet sakin bir şekilde "Hayır, olmaz. Başkasıyla gidiyorum," diyerek başından savdı. Kız ise suratı asık bir şekilde "Hmm. Peki ya kimle?" diye sordu. Leo aklına Scarlett'ı getirip "Hani şu dördüncü sınıf, güzel Gryffindor var ya? Onla." Belki de 'güzel' dememeliydi. Yanlış anlaşılacaktı. Hep böyle olurdu. Hogwarts'ta yılbaşı gecesi yapılan dedikodu başka hiç bir yerde yapılmamıştır. Kravatının bir türlü düzelmediğini farkına varınca asası ile onu bir papyona dönüştürdü. Hem daha tatlı, hem de kırmızıydı. Artık neredeyse hazırdı. Erkek yatakhanesinde değil de ortak salonun ortasında havada uçan aynası ile, son görünümünü kazandırdı kendisine. Evet, kesinlikle hazırdı. Saatine baktı, yaklaşık yarım saat kalmıştı; Neden olduğunu bilmiyordu ama önceki balodan farklı olarak bu seferkinde çok daha heyecanlanmıştı. Partner yüzünden miydi acaba? Daha fazla beklemeye dayanamadı, asasını kaldırıp uçan aynasına doğrulttu -bu ona, önceki doğum gününde annesinin ona aldığı aynaydı-, "Valizin içine!" Diye fısıldadı. Ayna doğruca erkek yatakhanesinin merdivenlerine yöneldi. Bu sırada Leo kapıya gelmişti. 'Gösteri başlıyor.' Diye geçirdi içinden, kapıyı açtı. Merdivenlerden aşağı inerken yaklaşık on kişiye çarptı, bu kesinlikle aşırı heyecandan olmalıydı. Hakkı vardı, son iki aydır ailesine nasıl bir kıyafet istediğini anlatan otuzdan fazla baykuş yollamıştı.
Sonunda en alt kata indi, büyük salona vardığında Scarlett orada değildi. Birkaç dakika bekledi ama biraz erken geldiğini kendisi de fark etmişti. Elini, yapmak için dakikalarca uğraştığı saçlarının arasında iyice salladı; bozdu. Sevmiyordu, ne jöleyi, ne tarağı, ne de anormal derecede kalkık saçları. Sonunda baloya insanların geldiğini görünce içi içine sığmamaya başladı. 'Nerede bu kız?' Diye geçirdi içinden. Sonunda omuzuna bir elin dokunduğunu hissetti, Bu o olmalıydı. Hızla arkasını döndü ve karşısında 'muhtemelen şimdiye kadar baloya gittiği kızların en havalı olanını' gördü. Noele yakışır şekilde giyinmişti, tabiri caizse; 'Noel anne' türü bir kıyafet giymişti. "Aman tanrım, mükemmel görünüyorsun." Diye söze girdi. Kolunu, dirsekten büküp Scarlett'in koluna girmesini sağladı. büyük salona girdikleri anda bütün gözlerin üstlerinde olduğunu hissetmeye başladı. Daha doğrusu partnerinin üzerindeydi, birisinin ona asılmaması için dua etti içinden. Bu durumda pek de mümkün değildi. İkisi de, yiyecek ve içeceklerin bulunduğu masalara doğru yöneldiler. Leo doğruca eline bir bardak kaymak birası aldı, ilk yudumdan sonra dudağında kalan köpük benzeri kalıntıyı kolunun arkası ile sildi. Scarlett'a da bir bardak uzattı ve kaşlarını havaya kaldırıp en şirin hali ile almasını işaret etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melanie Phoenix
VI. Sınıf
VI. Sınıf
Melanie Phoenix

RP Yaşı : on beş.
Mesaj Sayısı : 4455
Gerçek Adı : dilara.
Yaş : 25

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyÇarş. Ara. 26, 2012 7:41 pm

    Gözlerimi Büyük Salon'da gezdirirken Aleksandra dikkatimi çekmişti. Merlin, Aleksandra'nın muhteşem kırmızı elbisesi de neydi öyle? Gözlerimi kız halimle üzerinden alamazken.. Christen onu çok kıskanmış olmalıydı.. Ki zaten ellerini ellerinden hiç ayırmamıştı. Kendimi süzdükten sonra umutsuzca kıyafetimi süzdüm. Adam'a döndüm ve "Çok umutsuzum, değil mi?" dedim şakayla karışık. Onun da gözleri birini arıyor gibiydi. Yüzünü buruşturarak beni süzdü. "Senin kavalyen olarak umutsuz olan benim sanırım," dedikten sonra hızlıca kolumdan çıktı ve gözlerinin odaklandığı yere doğru yürümeye başladı. Alt dudağımı aşağıya sarkıttım ve "Bütün erkekler uyuz!" diye bağırdım yüksek sesle. Önümden geçen Noel Baba'dan -ya da büyülenmiş garsondan işte- koca bir kaymak birası kapıp sinirle kafama diktim. Gözlerimi Adam'ın yürüdüğü yere odakladığımda iğrenç bir görüntüyle karşı karşıya gelmiştim. Slytherin sürtükleri her zamanki gibi topluluk halinde geziyorlardı. O, çirkin kız Bast mıydı? Ah, tabii ki. Başka kim olabilirdi ki? Francis.. Alt dudağımı sıkıca ısırdım ve kendimi zorla susturmayı başardım. O ismi bir daha ağzıma almayacaktım. 'We are never ever ever getting back together..' Gözlerimi iyice kıstım, arkasındaki kişinin yüzünü seçmeye çalıştım. Böğürürmüşçesine dilimi çıkarmıştım. Çünkü o Holly'ydi. Hani şu, yüzünde beş ton boya bulunan güzel(!) Partnersiz mi gelmişti? Ah, hiç sanmam.. Gözlerimi karşısındaki çocuğa yönelt-
    Kaymak biramın düşmesiyle bana dönen gözler, çok da iç açıcı bir şey değildi. Gözlerimi bir müddet çocuktan ayıramamıştım. "Hayır, Mel. Hayır.. Olamaz. O, olamaz!" Dudağımın iç kısmını ısırırken kafamı öne eğdim ve yanaklarımdan süzülen yaşları çaktırmadan silmeye başladım. Hiç kimseyi umursamadan kapıya doğru koşmaya başladım. 'Lanet olsun, topuklu ayakkabılar!' Ayakkabılarımı Büyük Salon'un ortasında çıkarıp, önüme bil bakmadan koşmaya devam ediyordum. Beni durduran şey o büyük cüsseli hayvandı! Temaya uygun bir şekilde kırmızı olmuş gözlerimi hiddetle çarptığım çocuğa çevirdim. 'Yeter, Mel. Bu kadar rezillik, cidden yeter.' Aaron Anderson? Şuan bana bakıyordu ve benim halim Külkedisi'nden daha berbattı. Hiçbir şey söylemeden -ya da söyleyemeden- dışarı çıktım. Şuan tek istediğim.. Aslında istediğim şey, hayatımın güzel şekil almasıydı. Bir kerecik..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://melaniephoenix.tumblr.com/
Christen Austen



Mesaj Sayısı : 110

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyÇarş. Ara. 26, 2012 8:08 pm

    ::

    "Size söz veriyorum, Profesör. Kimseye zarar gelmeyecek." Ellerimi önümde birleştirmiş -önümde yani, anladınız işte.- Celia'nın 5214521. kez söylediği şeyi -'Sen bir vampirsin, eğer oradakilere bir zarar gelirse..'- son kez onaylıyordum. İzni almamla birlikte, Celia'yı kucağıma alıp döndürmem bir olmuştu. Verdiği tepkiyle birlikte odasından kaçarak uzaklaşmıştım. Aleksandra için her şeyi yapabilirdim. Onun, o uyuz büyücülerle gitmesine izin veremezdim, öyle değil mi? Benim kadınıma sarkmak isteyenlere ne olduğunu çok iyi biliyorlardı gerçi. Ee, vampir olmanın da avantajları vardı. Tek korktuğum şey, Aleksandra'yı süzen birini gördüğümde onun üzerine atlayıp, derisini yüzüp.. Öhm, kendime gelmek için yavaşça iki yana salladım başımı. O saçma kıyafetlerden birini üzerime geçirip, mükemmel olan vücudumu gözden geçirdim. "Sanırım Aleksandra'nın neden beni sevdiğini anladım," derken yüzümdeki şapşal gülümsemeyle birlikte Aleksandra'nın beni bekleyeceği yere yönelttim adımlarımı.
    Yürüyerek, gömlek yakamı düzeltmeye çalışıyordum. Onun yanında kötü gözükmeyi istemezdim. Gerçi her halükarda, onun yanında kötü gözükecektim. Herkesin kötü gözüktüğü gibi.. Kafamı kaldırdığımda parıltıdan gözlerimin kör olabileceği ihtimali aklıma ilk gelen şeydi. İnce bir bel, upuzun saçlar, muhteşem fizik.. O kırmızı elbisenin içinde benim olmayı bekleyen bir vücut. Adımlarımı hızlandırarak genç kıza doğru yöneldim. Elimi omzuna koyup o güzelliğin bana dönmesini sağladım. Gözlerimdeki ışıltının havayı aydınlattığına yemin edebilirdim. O ışık, karşımdaki güzelliğin ışığının yansımasıydı sadece. Konuşmak için dudaklarını kımıldatan Aleksandra'ya izin vermeden dudaklarını dudaklarımla buluşturdum. O enfes tat.. 'Sakin ol, Christen. Hiçbir şey olmayacak!' Daha fazla sabredemeyeceğimi anlayıp dudaklarımı dudaklarından ayırdım. Boynuma doladığı kollarını daha fazla kendime çekerek destekledim. Burnumu öperken vücudumdaki soğukla titrediğini hissetmiştim. "Seni çok özlemişim. Bu gece, bizim gecemiz." Bu kız neden bahsediyordu? Onunla olan her günüm, gecem paha biçilemez bir değerdeydi. Beni kolumdan tutup içkilerinin yanına götürürken bile büyülüyordu. Kaymak birasını elimize alırken birilerini gözleriyle aradığı belliydi. Bu bir erkek bile olabilirdi! Kıskanç ve maço tavrımla onu omzundan kendime doğru çektim. "Kimi arıyorsun, güzellik? Aradığım şeyin ne olduğunu biliyorum." Gözlerini gözlerime kenetledikten sonra ona biraz daha yaklaşıp, "Aradığın şey biziz. Bu anı başkalarıyla geçirmene asla izin vermem," dedim. Ne yani? Kıskançtım, ama.. Öyle yani.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Isaac Lincoln

Isaac Lincoln

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 455
Gerçek Adı : Dora
Yaş : 30

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyÇarş. Ara. 26, 2012 8:39 pm

Slytherinlerin içinde olmak canımı sıkıyordu. Büyük salonun duvarları üzerime üzerime gelmeye başlamıştı. Holly ile burada buluşmak sanırım kötü bir fikirdi. Onunla başka yerlerde başka zamanlarda, ve kesinlikle yalnızken daha çok eğleniyorduk. Onunda huzursuz olduğu her halinden belliydi, buna sebep olmak dahada canımı sıkıyordu. Kaymak biramı bir dikişte bitirdim ve dudaklarımın kenarını dilimle hafifçe yaladım. Holly'nin sıkılgan bir biçimde konuştuğunu duydum. Ben ne söylemiştim ki, yada ne sormuştum? ''Sıkılıyorsun değil mi? Zaman beni sıkıcı biri yaptı.'' dedim alaycı bir şekilde gülümseyerek. Gözlerim etrafta dolanıyordu, o ara Mel'e takıldı yine sebepsizce. Mutlu görünmüyordu, normalde değildi. Şuan mutsuzluk ve yalnızlık gözlerinden okunuyor gibiydi. Daha dikkatli bakınca gerçekten de yalnız olduğunu anladım. Gözleri bana mı bakmıştı? Yo hayır, olamazdı. Beni görmüştü. Kafamı yavaşça aşağıya eğdim ve bekledim. Olacakları tahmin bile edemiyordum. Tek bildiğim gelip boynuma sarılmayacak oluşuydu. Sonra birden koca bir şangırtı bütün salonun sesini bastırdı. Kafamı kaldırınca yine onu gördüm. Kaymak birası elinden düşmüştü, sesin sahibi de oydu. Koşar adımlarla salonu terk edişinin ardından içimden bir şeylerin kopup gittiğini hissettim. O benim canımdı, bu okuldaki tek varlığımdı. Ona bile söylememiştim gidişimi. Gidişim neyse de, nasıl gelişimde gidip boynuna sarılmamıştım. Dizimin durmadan istem dışı titrediğinin farkına geç vardım. Yavaşça uzanıp Holly'nin elini tuttum ve, ''Az sonra dönerim canım,'' dedim. Der demez sandalyemi geriye ittim ve hızlı adımlarla salondan dışarıya çıktım. Etrafıma bakındığımda onu göremedim. Görememe sebep salonun önünün kalabalığı mıydı yoksa Mel'in görünmeyi istememesi miydi, bilmiyordum. Yavaşça fısıldadım. ''Melanié?''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Tom Beverly
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Tom Beverly

RP Yaşı : on altı.
Mesaj Sayısı : 25
Gerçek Adı : dilorağ&bilgö&uzaylığ.

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyÇarş. Ara. 26, 2012 8:43 pm

    Rox'un Sevgilisi.♥:

    Aynaya yansıması vuran çıplak vücudumu seyrediyormuş gibi gözüksem de aklımda birçok şey vardı. Öncelikle, onu tekrar kazandığıma inanamıyordum. Onu hiçbir zaman bırakmamıştım gerçi. Hep yanımda, kalbimdeydi. Son zamanlarda kalbimi deşip onu oradan çıkarmak istediğim bile oluyordu. Bu kadar taş kalpli biriyken, nasıl olmuştu da, bütün hayatımı kendi üzerine inşa edebilmişti? İşte o, bu yüzden farklıydı. Yatağın üzerine uzattığım gömleği hızlı hareketlerle üzerime geçirdim. Roxanne'nin yanında hiç olmadığım kadar yakışıklı olmalıydım. Ne yaparsam yapayım, onun düzeyine ulaşamamak bir yılan olarak canımı sıkıyordu. O; her şeyiyle, herkesten daha üstündü. Son düğmemi de ilikledikten sonra kravatımı bağlamadan, serbestçe omuzlarıma attım. Ceketimi üzerime geçirerek, aynadaki bedenimi son kez süzdüm. Kendime -evet, kendime- uzun bir ıslık çaldıktan sonra her zamanki havalı tavrımla dışarı çıktım. Ortak salonun kapısında Roxanne'yi beklerken, henüz iliklemediğim kol düğmelerimi iliklemeye çabalıyordum. Onu karşımda görünce, ter basan avucumu yavaşça gömleğime sildim ve Büyük Salon'a gitmek için yola koyulduk.
    Büyük Salon'un her zamanki ihtişamı bile beni etkileyemezken, Rox nasıl oluyordu da o muhteşem fiziğiyle beni etkileyebiliyordu? Kırmızı dudaklarının tadına bakmak için, sarhoş olmayı mı beklemeliydim? Bana bakarak, "Bu gecenin anısı asla yok olmayacak," demesi bile benim heyecan seviyemi en az beş kat arttırıyordu. Roxanne'yi belinden kavradım ve ileride bulunan kaymak biralarının yanına sürükledim onu. Hiçbir şey umrumda değildi. Tek umrumda olan şey, ilişkimizin ne kadar ileri gidebileceğiydi. "Benim sana olan aşkım nasıl bitmeyecek ise, bu gece de o kadar ölümsüz olacak benim için." Mavi gözlerinde boğulmamak için çaba sarf ettiğim her halimden belliydi. Sesimdeki boğukluğu düzeltmek için kısa kısa öksürdüm ve "Sessizliğin içinde, tek umut ışığımsın Rox," dedim tiz bir sesle. Bana neler oluyordu? Neydi bu romantiklik şimdi?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Holly Challenor



RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 728
Gerçek Adı : sanem

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyÇarş. Ara. 26, 2012 9:39 pm

''Sıkılıyorsun değil mi? Zaman beni sıkıcı biri yaptı.''
Yüzünde alaycı bir gülümseme oluştu. Gergin bir ortamdaydı, o olayın üstünde toplumun önüne böyle çıkmak da çok rahatlatıcı bir durum değildi. Sıkılmamıştı fakat streslenmeye başlamıştı. Bu pek de iyiye işaret değildi doğrusu. Fakat yine de yüzüne sevimli gülümsemesini yerleştirip bir açıkalama yapacakken erkeğin gözlerinin takıldığı yere baktı. Melanié. Ona baktığında elindeki bardağı yere düşürüyordu ve bu yüzden bir şangırtı kopmuştu. Isaac'e tekrar baktığında ise birazdan geleceğini söyleyip, elini tutup birden kalkıvermişti. Melanié'nin peşinden gidiyor. “Zahmet etme, Lincoln,” diye seslendi arkasından, duyabileceği bir sesle. Birkaç çift gözün kendisine çevrildiğini gördü. “Sizin de canınız cehenneme.” Hışımla yerinden fırlayıp Katheryn'i aramaya başladı.

Onu gördüğünde “İkiz,” diye seslendi. Gülümseyerek ona bakarken birden dehşete düştüğünü gördü. Ne hale geldiğini sesini çıkarmadan anlatabilmişti Kath'e. “ben gidiyorum. Balonun tadı kaçtı. Ortak salona döndüğünde bu konuyu konuşuruz. İyi eğlenin, çocuklar.” Drake'e de bakıp gülümsemeye çalıştı. Ardından yavaşça görkemli kapıya ilerledi. İhtiyacı olan tek şey, bir şişe viskiydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Chloé Collinson
VI. Sınıf
VI. Sınıf
Chloé Collinson

RP Yaşı : 15.
Mesaj Sayısı : 1070
Gerçek Adı : İrom.

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyPerş. Ara. 27, 2012 3:06 am

Collinson:

Kırmızının capcanlı bir tonundaki straplez elbisemin ruh halimle oluşturduğu ironi inanılmazdı. Mutsuzluk ve ümitsizlik denizinde çırpınmakta olan hücrelerim, üzerimdeki kıyafeti giyen kişinin ben olmamam gerektiğini bir kez daha vurguluyordu. Aslında son günlerde içinde bulunduğum ruh haliyle uyumlu giyinmeye kalksam, acıklı bir cenaze törenindeki merhum yakınları gibi siyahlara bürünürdüm herhalde. Hatta bu hayattan bezmiş, cansız halimle beni merhum sayarak toprağa gömseler itiraz etmezdim. Kendimi o derece tükenmiş hissediyordum. Hufflepufflı çocuğun teklifini kabul ederken ne düşünüyordum, hiçbir fikrim yoktu. Noel balosuna daha ismini bile doğru dürüst hatırlamadığım birisiyle gidiyordum. Jason mıydı, yoksa Jackson mı? Jacob olabilir miydi? Ah, ne önemi vardı ki? Çocuk hakkında bildiklerim V. sınıf bir Hufflepuff olması ve iyi bir espri anlayışına sahip olmasından ibaretti. Sempatik biri olduğunu da teklifi karşısındaki gönülsüz tavrımla yılmayıp durumu kurtarmak adına yaptığı nükteli sözlerden çıkarmıştım -ki bu sözleriyle teklifini kabul etmemi sağlamıştı. Balo kavalyemin bol esprili biri olması güzel bir şeydi çünkü baloda gülmek için birazcık(!) iteklemeye ihtiyacım var gibi görünüyordu.

Masanın üzerinde duran kolyeyi bıkkın bir şekilde boynuma doğru götürürken bütün düşüncelerimden sıyrılmaya çalıştım. Çünkü ancak bu şekilde sahte gülümseyişlerimi etrafa göstermem mümkün oluyordu. Zihnimi boşaltmadığım takdirde, beynime dur durak bilmeden umutsuz düşünceler, yahut asla gerçekleşmeyecek olan düşler nüfuz ediyordu ve bu saçmalıklar beni kendilerine tutsak ederken şu ana bağlı kalıp noel heyecanını içimde hissetmek bir hayli zordu. Dolayısıyla, son zamanlarda hep yaptığım gibi bu kez de gülümseyip keyifli görünmek için çaba harcamam gerekecekti ve ben artık kendimi hissetmediğim gibi görünmeye zorlamaktan usanmıştım. Yine de bunu yapmayı bırakamazdım. En azından şu anda, insanlar yeni yılın umutlarını içlerinde taşırken değil. Sonuçta kimse partide surat asıp keyif kaçıran birilerini görmekten hoşlanmazdı.

Açık renk parlatıcımı da dudağıma sürdükten sonra ayaklarımı neredeyse sürüyerek Gryffindor ortak salonundan geçtim ve kapının önüne çıktım. Kavalyem Şişman Hanım portresinin yanında, duvara yaslanmış vaziyette beni bekliyordu. O, bana baloya gelmeyi teklif ederken görünüşüne hiç dikkat etmemiştim ama şimdi gayet şık gözüküyordu. Ayrıca da beklemekten sıkılmış. Yanaklarım Hufflepufflı çocuğu bekletmenin verdiği küçük bir mahcubiyetle hafiften kızarırken çocuğun beni fark etmesi için "Hey," dedim sesimin zombi gibi değil de normal bir insan sesi gibi çıkması için uğraş vererek. Çocuk bana dönüp gözlerini ve ağzını şaşkınlıkla harmanlanmış bir hayranlıkla açtı. Fakat benim onun konuşmasına fırsat vermek gibi bir niyetim yoktu. "Hemen gitsek iyi olacak. Fazla geç kalmak istemeyiz değil mi?" dedim ve kısaca gülümseyerek önden yürümeye başladım.

Hogwarts'ta geçirdiğim bunca yıldan sonra bile Büyük Salon'un özel günlerdeki kusursuz dekorasyonu beni hâlâ etkilemeyi başarabiliyordu. Kendimi son derece ruhsuz hisseden ben bile bu dekorasyonu ve küçük detayları görünce, hafta içerisinde ilk kez gerçekten içimden gelerek gülümsemiştim. Büyük Salon'da ben önde, son olarak adının Jason olduğunda karar kıldığım kavalyem arkamda yürürken dikkatimi verdiğim tek şey tavandan yağan şirin kar taneleriydi. Kimin baloya kiminle geldiği ya da ne yaptığı umrumda değildi. Ben bir masanın yanında durup elime bir kaymak birası aldığımda, aniden boş olan elimde bir temas hissederek irkildim. Birisi elimden tutuyordu. Görünüşe göre Jason, onu takmadan Büyük Salon'da amaçsızca dolanıp durmamdan sıkılmıştı ve kontrolü ele almak niyetindeydi. Jason'a dönüp zoraki bir biçimde başka ne yapacağımı bilemeden gülümsedim ve ardından elimdeki kaymak birasından hatırı sayılır bir yudum aldım. Beni bir aktiviteye sürüklemediği ya da içtiğim kaymak birası sayısına karışmadığı sürece sorun yoktu, ona ayak uydurabilirdim. En azından bir süreliğine.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://twitter.com/CrypticDreamer
Dimitri V. Raskolnikov

Dimitri V. Raskolnikov

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 730
Gerçek Adı : M.

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyPerş. Ara. 27, 2012 4:46 pm

Francisco:

Üzerine giydiği takımına son kez baktı ayna da. Henüz yeni gelmişti. Kendisini ne gören ne duyan olmuştu. Evet, uzunca bir süre ortadan kaybolmuştu. Bunun nedenini kimseye söylemeyecekti. Soran olursa konu ayrıydı tabi ki de. Son kez saçlarına bakarken gözlerine odaklandı genç adam. Kahverengi gözlerini çevreleyen uzun kirpikleri dikkat çekiciydi fakat, parıltısı sönmüştü sanki. Aynaya yaklaştığında derince nefes aldı ve verirken aynada oluşan buhara odaklandı. Son kez yakasını düzeltirken yavaşça odadan çıktı.

Omuzlarını dikleştirip yürürken kolunun acı ile hafifçe inlerken etrafına bakındı. Kimseye küçük gözükmek istemezdi. Sesini temizledi ve merdivenlerden yavaşça inmeye başladı. Beyni o kadar çok soru ve cevap üretiyordu ki bir an kafayı yiyeceğini sandı fakat merdiven basamaklarını saymaya başlayınca az da olsa rahatladı Francis. Ne söyleyecekti Rox'a ya da Bastet'a. Açıklama yapması gereken onca kişi vardı. Ve geri gelmek için bugünü neden seçtiğini bilmiyordu. Hayatında belki de ilk defa bu kadar çekinmişti Büyük Salon'a girmekten. Kendi iç sesine odaklandığında, sesini duydu. "Sen lanet olası birisin Francisco. Bastet'ı terk ettin. Tüm sevdiklerini ve yüzsüzce geri dönüyorsun!" Haklıydı ne diyebilirdi ki? Kocaman kapının önüne gelince durdu ve derince bir nefes aldı kuvvet almak istercesine. "Merlin, yardımına ihtiyacım var." Kapıyı hafifçe elleri ile ittirirken gözleri ile etrafa göz attı. Burayı özlemişti. Binaların rekabetini, profesörler ile atışmayı.. Ve Bastet'ı. Hala Slytherin masasına bakmaya cesarette bulunamamıştı. Bazı gözlerin kendisine şaşkınca baktığını, fısıldaşmaları duyabiliyordu. "Her zaman yaptığını yap, umursama." Slytherin masasına hızla göz attıktan sonra, çam ağacına doğru yöneldi. Büyük ihtimalle kendisini de bir hediye olmalıydı orada. Yavaş ve emin adımlar ile yürümeye devam ediyordu. Fakat endişeli ve üzgündü. Kendisini iyi tanıyanlar gözlerinden anlayabilirdi fakat, dıştan bakınca pek bir sorunu olmadığını gösterecek kadar iyi bir oyuncuydu.

Ağacının altına doğru bakarken hafifçe beliren mavi ışığın ardından kırmızı bir hediye kutusu belirdi. Yüzüne gülümsemeyi, yalancıktan olsa da, yerleştirdi. Ağacın etrafında bir tek kendisinin olmadığını anlaması uzun sürmüştü. Birkaç I. Sınıf hediyelerini görmek için ağacın etrafındaydı. Francis hafifçe eğilirken paketini eline aldı ve aşmadan ilerledi. Slytherin masasına ilerler iken gözlerini kaçırdı yavaşça, çünkü gözlerinin dolduğunu hissediyordu. Omuzlarını dikleştirdi ve hızla boş bulduğu ilk yere oturdu. Roxanna ve Bastet'ın yanına uğramak istemiyordu. Tabi diğer arkadaşları da kendisini kesinlikle sıkıştıracaktı. Oturduğu yere baktığında, hiç kimseyi tanımıyordu. Adını, sınıfını sadece yüzlerini birkaç kez görmüştü. Kısaca selam verirken masadaki meraklı bakışları görebiliyordu. Umursamadı. Bu yıl ki Noel'i böyle hayal etmemişti genç adam. Hayalleri farklıydı. Böyle bir başlangıç aklından geçmemişti fakat, anladığı şey açıktı. Hayat, beklemediğin şeyleri beklenmeyen zaman da karşına çıkarırdı.

"Hey Francis nerelerdeydin dostum?" diye arkasından vuran arkadaşına baktı sertçe. Toparlan Francisco Auésten. Sonra da konuşmaya başladı. "Bilmen gereken bir şey olsaydı, eminim bilirdin." Bunun üzerine etrafındaki kişilerin sessizliğe bürünmüş olması dikkatinden kaçmadı. Demek ki onalar da aynı soruyu soracaktı. Umursamadı, gülümsedi sadece. Masadaki kaymak birasına uzanırken eline vuran bir genç cadıya baktı. Genç kız, tiz ama emin bir sesle konuştu. "İçmen yasak seni şapşal. Beşinci sınıf değilsen yani, değil mi?" Formuna gelmek için söylenmiş büyülü söz gibiydi. Gözlerini kıstı ve ukalaca gülümsedi. "Bana bak seni küçük şey, eğer içmek istersem içerim. Buna ne sen ne de onlar karışabilir." Tek kaşını kaldırdı ve küçümseyerek baktı genç kıza. Kız ise, bozulmuş gibi yerin oturdu. Kaymak birasını hızla aldı ve bardağına dökerek bir dikişte içti. En ihtiyacım olan şey. Ardından birkaç bardak daha fondipledi. Sonra da duraksayarak, etrafı inceledi. Tavandaki yapay gökyüzünü her zaman sevmişti. Hafifçe çiseleyen kar, yanan mumlar ortama nahoş bir etki katıyordu. Çalan müziğin tınısı ise, gelmiş geçmiş en iyi tını gibiydi Francisco'ya. Bu gece sarhoş olarak dönecekti ama hala kaymak birası etkisini göstermemişti. Yavaş yudumlar ile içiyordu, zevk verici bir şekilde. Dans edenler müziğin ritmine kapılmış, masalarında oturanlardan ise kahkaha seslerinin yükseliyordu. Fakat Francisco, sessizliğe bürünmüş uzaktan yalnızca Bastet'a bakıyordu. Yüzünde ise kırık bir gülümseme vardı. Sandalyesinde bir ileri bir geri gidiyordu yavaşça. O sırada genç cadının yanına yakalaşan birini gördü. Yerinde hızla dikeldi. Artan müzik kendisini rahatlatması gerekirdi değil mi? Hayır, şiddete eğilim yaratıyordu Francis için. Dikkatlice izlerken için kapsayan korku fazlaydı. "Hayır, bugün değil." diye fısıldadı kendi kendine. Bastet'a doğru yürüdü hızla. Fakat hala gözükmemişti. O sırada yanında ki gencin Bastet'ı kolundan tutması ile aniden karşılarına geçti. Kişinin Elliot olduğunu fark ettiğinde, ister istemez gerildi. Gözlerini ona dikti ve konuştu. "Yanlış anlama olmuş, affedersiniz. İyi eğlenceler." dedi. Sert ve düz bir sesle söylemişti. Hızla oturduğu yere doğru yürümeye başladı. Derince bir nefes alırken, gözlerini yine de ayırmadı genç cadıdan. Hayatım senin hayatından daha değerli değil Bastet. Üzgünüm sana yakınken aniden gitmek zordu evet, ama konu sendin. diye kendi kendine içinden söyleniyordu genç büyücü. Ve daha bir çok şey..

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elliot John Dubenich
VII. Sınıf
VII. Sınıf
Elliot John Dubenich

RP Yaşı : 16
Mesaj Sayısı : 665
Gerçek Adı : Kadri
Yaş : 27

Çanta
Eşyalar:
Evcil Hayvan:

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyPerş. Ara. 27, 2012 8:48 pm

Spoiler:

Ne saçma bir gün diye düşünüyordum takım elbisemi giyerken. Her yıl çok güzel günler getiriyormuş gibi yeni yılı kutluyorduk. Her hangi bir gün için kutlama yapılmasa daha iyi olabilirdi. Normal zamanlarda ortak bina da tek başıma oturmak daha kolay geliyordu. Ama bu sefer kızların zorlamasıyla Bastet ile baloya gitmem gerekmişti. Herhalde Francisco ile ayrılmaları en çok beni etkilemişti. Bütün gecemi onunla geçirmek zorunda kalacaktım. Onun da bu işten hoşnut olmadığını biliyordum ama ikimizde o baloya gitmek zorundaydık. İkimiz de sağ bir şekilde balodan dönebilirsek şanslı olduğumuz kesindir. En azından V.sınıf ve üstüne kaymak birası veriliyordu. Birbirimize katlanmamızı kolaylaştıracak tek şeyin bu olduğundan emindim. Kravatı takıp ceketi de giydikten sonra hazırdım. Kesinlikle zor bir gece olacaktı. Bir de dans etme mevzusu vardı. Kendimi kaptan Amerika kostümünde daha rahat hissediyordum. Gömleği ve ceketimi düzelttikten sonra ortak salona inmiştim.

Herkes büyük salona doğru gidiyor gibiydi. Bastet'e bakarken etrafta beni aradığını fark ettim. Arkasına geçip omzuna dokundum. "Geç kaldın." dedi arkasını dönüp. Merhaba daha iyi bir kelime olabilirdi bunun yerine. Onu süzmeye başladım nedensiz bir yere elbise güzel gözüküyordu. "Düşündüğüm kadar kötü değilsin Thomas." dedim. Daha kötüsünü bekliyordum aslında. Gözlerini devirip, "Sana alkol olmadan dayanamayacağım, Büyük Salon'a gitsek artık?" dedi. Şimdi benim dilimden konuşuyordu aynısı benim içinde geçerliydi çünkü. Salona doğru yürürken hiç beklemediğim bir şeyi söyledi. "Sende düşündüğüm kadar kötü değilsin Dubenich." Dubenich yerine John'u kullansa beni daha çok sinir edebilirdi.

Büyük salonda ne yapacağımızı bilmiyor gibi duruyorduk. Önceden olsa bu işten biraz zevk almaya bakabilirdim ama şimdi düşüncesi bile sadece tiksinmemi sağlıyor. Yanımıza Holly gelmişti. “Selam güzelim.” Bast'in sadece bu lafı bile oradan uzaklaşmam için yeter ve artardı bile. “Aynaya bir göz atmalısın, Bast.” Kızlar arasında erkeklerin anlayamayacağı bir konuşma türü olduğu kesindi. Elimden anlamamış bir şekilde bakmak dışından bir şey gelmiyordu. Holly bana da selam verdikten sonra uzaklaşmıştı. Dikildiğim yerden ayaklanıp iki tane kaymak birası aldım. Ve tekrar dikildiğimiz yere dönüp birini Bast'a uzattım ve öbürünü içmeye başladım ne çabuk içersek zaman o kadar çabuk geçer gibi geliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eleanore Rheanna
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Slytherin Bina Sorumlusu & İksir Profesörü
Eleanore Rheanna

RP Yaşı : 30
Mesaj Sayısı : 484
Gerçek Adı : Melisa

Çanta
Eşyalar:

Evcil Hayvan:

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyPerş. Ara. 27, 2012 9:51 pm

Daha fazla süslenmeli miydim acaba? Aynanın karşısında elbisemi düzeltirken tek düşünebildiğim buydu. Michael'i davet etmiştim ve gelebileceğine dair birşeyler mırıldanmıştı. Ben yine de kesin gözüyle bakıyordum olaya. Sırf onun için istemesem bile baloya katılacaktım. Slytherin sevgim yüzünden onların renginde birşey giyinmem bekleniyor olabilirdi tabi. Ben de baya düşünmüştüm sonra ışıltılı birşeyler giymekte karar kılmıştım. Benim gibi gösterişten uzak birinde böyle bir elbise olmadığından yeni satın almıştım ve ilk defa giyiyordum. Aynadaki yansımama bakıp sarı saçlarımı biraz daha uzattım. Güzelce bir makyaj yapıp odadan çıktım ve balo salonuna doğru gittim. İçeri girdiğimde öğrencilerimle uğraşmak istemediğimden kimseye görünmeden kenardan ilerleyip diğer profesörleri bulup yanlarına gittim. En azından baloya gelmek zorunda olanların. Bu gece ben görevli olmadığımdan çıkabilecek kargaşalardan sorumlu değildim.

Kendimi bu sessiz girişim için kutlarken fazla erken davrandığımı anladım. Tepsilerden birinde duran bardaklardan aldım ve içtim. İçkiye dayanıklı olmama rağmen garip bir şekilde beni etkilemişti. Galiba öğrencilerden birinin marifetiydi ve kendisine hazırladığı bardağı ben almıştım. İçkiye benzer birşey olmaması gerekiyordu çünkü. Ayağımdaki topuklarla başımın bu kadar hızlı dönmesi iyi değildi. Kendi üzerimde kullandığım iksirlerde iyice zihnimi karıştırmıştı. Kimse ne durumda olduğumu anlamadan ortalığı terketmek için ilerlemeye başlamıştım ki bir erkek öğrenciyle çarpışmıştım anında. Kim olduğunu anlayabilecek durumda olmadığımdan ona bakmadan ilerlemeye devam edip koridora çıkmıştım. Beni gören bir kaç öğrenci gözden kayboldular hemen. Takip edip burunlarından getirmeyi isterdim elbette ama önceliğim onlar değildi. Koridorda ilerlerken burnuma o tanıdık koku gelmişti. Michael'i görmek için arkama doğru döndüm. Şu an onu görmek bana gerçekten de iyi gelecekti.


Elbise:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Scarlett M. Laurent

Scarlett M. Laurent

RP Yaşı : 14
Mesaj Sayısı : 542
Gerçek Adı : Selin.
Yaş : 27

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyCuma Ara. 28, 2012 5:18 pm

"Aman tanrım, mükemmel görünüyorsun." deyip koluna girmemi sağladı. Beni beğenmesine sevinmiştim. Gerçekten sevinmiştim. Bende ona harika göründüğünü söylemek istiyordum fakat nedendir bilmem çenem kilitlenmiş gibiydi,konuşamıyordum. Birlikte büyük salona girdiğimizde tüm gözler üzerimizdeydi. Çok tatlı göründüğümüze emindim. En azından onun çok tatlı göründüğünü biliyordum. Eğer bu gece herhangi bir kız ona asılırsa tüm sakin,cici kız havalarımı bir kenara bırakıp olay çıkartabilirdim. Ben bunları düşünürken onun neler düşündüğünü gerçekten merak ediyordum. Birlikte yiyecek ve içeceklerin olduğu masaya yöneldik. Öncelikle kendisine bir kaymak birası alıp bir yudum içmişti. Dudağının kenarında kalan köpüğü kolunun arkasıyla sildikten sonra banada bir bardak uzattı kaşlarını yukarıya doğru kaldırmış sevimli sevimli gülerken almamı işaret ediyordu. Elinden alıp bende bir yudum içtim. Gözlerimi gözlerinden alamadığım bu çocuk bende çok büyük bir heyecan uyandırmıştı. Bir birimize bakarak kaymak biralarımızı yudumlarken hiç konuşmuyorduk. Neden konuşmuyorduk bilmiyorum ama endişelenmeye başlamıştım,çocuk sıkılacak diye korkuyordum. Ve aşırı geveze olan ben neden şimdi konuşamıyorum diye kendime deli gibi kızıyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aaron Anderson

Aaron Anderson

RP Yaşı : 15
Mesaj Sayısı : 354
Gerçek Adı : Selis
Yaş : 26

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyCuma Ara. 28, 2012 6:25 pm

Anderson:

    Üzerindeki takım elbiseye bakarak derin bir iç çekti Aaron, ardından yatağında durmakta olan çizim defterine baktı. O sırada baloya gitmektense, oturup çizim yapmayı tercih ederdi, ancak gitmek zorundaydı. Koskoca Aaron Anderson, senenin en şaşalı balosuna katılmazsa olmazdı. Ayrıca, tatlı Melanié de oradaydı ve bu Aaron'ın bütün gece canının sıkılmayacağı anlamına geliyordu. Farklı kişilerle beraber baloya katılsalar da, Aaron için önemli değildi. Oraya adımını attığı andan itibaren yanındaki kızı unutacak ve etrafına odaklanacaktı zaten. Aaron birkaç kez Melanié'ye balo için teklifte bulunmayı düşünmüştü, ancak sonra bunun aptalca bir fikir olduğunun farkına vararak, Slytherinli Ashley'e teklif etmeye karar vermişti. Ashley'nin bu fikre son derece sıcak bakması ve üstüne bir de sevinç dolu bir çığlık atması üzerine, Aaron sadece gülümsemişti. Kızlar bazen cidden çok acınası olabiliyorlardı. Genç adam boğazını temizledi ve ciddi bir bakışla aynada tekrar kendini süzdü. Ardından hızlı adımlarla odasını terk etti ve Ortak Salon'a inen merdivenlere doğru yürüdü. En yakın dostları Julius, Annié ya da Drake'in nerelerde olduğunu merak ediyordu, onları Ortak Salon'da da görememişti. Gecenin ilerleyen saatlerinde arkadaşları ile karşılaşmak umudu ile, hızla balo salonuna doğru yürüdü. Ashley ile baloda buluşacaklardı. Kızın çok fazla geç kalmamasını umuyordu; Aaron bekletilmekten hoşlanmazdı. Gerçi, baloya şimdiden çok geç kalmıştı, bütün eğlence başlamış olmalıydı ancak Aaron'ın umurunda bile değildi. Her zaman dikkat çekecek hareketler yapan biri olmuştu ve bir ortama geç girmek de, o hareketlerden biriydi. Evet, bekletilmeyi sevmeyecek ve her ortama geç gidecek kadar egoist biriydi.

    Sonunda, uzaklardan gelen müzik sesleri kulaklarına dolarken, genç adam koşar adımlarla balo salonuna ilerliyordu. İtiraf etmeliydi, katıldığı en iyi balolardan biriydi. Tepeden üzerilerine inen kar taneleri, müzikler ve... Kızlar. Kızlar mükemmel görünüyorlardı. Ancak içlerinde en çok ilgisini çeken, ona doğru koşturmakta olan, zarif bir topuzla sarı saçlarını toplamış, ince ve uzun vücutlu kızdı, kaşlarını çattı Aaron. Gelen kız Melanié'ydi. Aaron, kız ona yaklaştıkça Mel'in yüzündeki panik ve üzüntü ifadesini görebiliyordu. Genç adam, Melanié'yi üzen şeyin ne olduğunu merak etmeden edemedi. Melanié ona sert bir şekilde çarptıktan hemen sonra, tam Melanié'yi kollarından tutup, neler olduğunu soracakken, birinin daha onlara doğru koşturmakta olduğunu gördü. Bu, tanımadığı ancak siması çok tanıdık gelen biriydi. Melanié hızla dışarı doğru koştururken, onun ardından koşturan çocuk da dışarı çıktı. Aaron şaşkınlıkla döndü ve koşturan ikisine baktı, neler oluyordu? Hızla kendisini dışarı atan Aaron, neler olduğunu anlamadan Melanié'nin peşini bırakmayacağını fark etti. Kendisinden başka bir erkeğe mi ilgi duyuyordu, ondan kaçarak ona naz mı yapıyordu yani? Ah, hayır. Aaron buna izin veremezdi, vermeyecekti! Sonunda, ikisinin olduğu yere nefes nefese vardığında, şaşkınlık dolu gözlerini Melanié'ye dikti. "Melanié, neler oluyor?" Hızla kızın yanına ilerledi ve kızın kolunu tuttu. "Sen iyi misin?" Onlara bakmakta olan çocuğa kısa bir bakış attı, ardından tekrar Mel'e döndü.


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Leonardo Moralies

Leonardo Moralies

Mesaj Sayısı : 807
Gerçek Adı : Leonardo Da Vinci
Yaş : 26

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyCuma Ara. 28, 2012 9:16 pm

Leo'nun ona uzattığı kaymak birasını eline alan Scarlett gülümsedi ve bir yudum aldı. Bir süre ikisi de birbirlerinin gözünün içine sekiz saniyeden fazla baktı. Muggle'ların araştırmalarına göre bu durumda; Ya birbirlerini seviyor ya da öldürmek istiyorlarmış. Leo bu tür saçma araştırmaları okumayı seviyordu, çoğu kez doğru da çıkıyordu. Sonunda canı sıkılan Leo kaymak birasını dikip masaya bıraktı. Birkaç kişi dans etmeye başlamıştı bile, daha gecenin başında. Konuşkan olan nadir Ravenclaw'lardan olan Leonardo, ağzı mühürlü şekilde Scarlett'ı süzdü. Kocaman olan patates cipslerinden bir tanesini eline aldı ve ikiye böldü, hala yutamayacağı kadar büyüktü. Aynı şekilde tekrar ikiye böldü ve bir parçayı ağzına attı. Sonra da diğer parçaları sırasıyla mideye indirdi. Çok yememeliydi, çünkü gecenin sonuna doğru korkunç bir karın ağrısı istemiyordu. Nefis kurabiyelerden bir tane aldı ve tek lokmada yedi, ardından Scarlett'a baktı. Biraz fazla kendini kaptırmıştı. Nezaketen bir parça Noel Baba şekilli kurabiye aldı ve ona uzattı. Aldığında dans müziğinin başladığını duydu. Elini uzattı ve "Bana bu dansı Lütfeder misiniz?" Derken yine gülümsedi, bu balo yemek yiyerek geçmezdi. Ya sıkıntıdan patlayacak ya da biraz dans edecekti, o sırada gözüne salonun diğer ucundaki kocaman yılbaşı ağacı çarptı. Altında her öğrenci için bir hediye bulunuyordu. Danstan sonra oraya gidebileceklerini düşündü; Tabi dansı kabul ederse...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Scarlett M. Laurent

Scarlett M. Laurent

RP Yaşı : 14
Mesaj Sayısı : 542
Gerçek Adı : Selin.
Yaş : 27

2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: 2007 Yılı Noel Balosu   2007 Yılı Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyC.tesi Ara. 29, 2012 2:10 pm

Dans müziği başladığında Leo elini uzatıp "Bana bu dansı lütfeder misiniz?" diye sordu. İkimiz dans edecektik yani öyle mi? Tabii dans edecektik. Balolarda partnerlerimizin olmasının anlamı dans etmektir zaten,tüm gece dans etmek. Neden şaşırıyorum ki böyle. Bende karşılık olarak onun elini tutup "Memnuniyetle" diye cevap verdim. Birlikte dans pistine doğru ilerledik. Başta bir elimi tutup diğer elini belime koydu bende omzuna ve dans etmeye başladık. Güzel dans ediyordu. Bende öyle. Uyumu iyi sağladığımızı söyleyebilirdim. Çoğu erkek onun gibi dans edemezdi,sevmezdi de dans etmeyi. Ama sanırım Leo için durum farklıydı yada bana öyle geliyordu,bilmiyorum. Bir süre o şekilde dans ettikten ve yine hiç konuşmadıktan sonra elimi ellerinin arasından çekip omzuna koydum. O da iki eliyle belimi iyice kavradı dahada yakınlaşmıştık. Nefesini hissedebileceğim,kokusunu duyabileceğim kadar yakındık. Ve gözlerinin içindeymişim gibi huzur dolmuştum. Gözleri güzeldi,gerçekten güzeldi. Ümitle,iyilikle parıldıyordu. Neredeyse dansın sonu yaklaşmışken artık birimizin bir şeyler söylemesi gerekiyordu yoksa gece boyu sadece bakışıp dans etmekle kalacaktık ve ortak hiç bir şey paylaşamayacaktık. "Güzel dans ediyorsun" dedim. Ne saçmalamıştım böyle. Oysaki daha anlamlı bir şey söylemeyi bekliyordum. En azından güzel dans ediyorsun yerine gözlerin güzelde diyebilirdim,tüm gece gözlerine bakarak bunu düşünmemişmiydim ki. Ama en azından ağzımdan sonunda bir iki kelime çıkmıştı bunada şükür öyle değil mi? Tüm bunları düşünürken dua da ediyordum "Merlin lütfen bu gece güzel bitsin lütfen."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

2007 Yılı Noel Balosu

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
2 sayfadaki 3 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3  Sonraki

 Similar topics

-
» 2006 Yılı Noel Balosu
» 2006 Yılı Cadılar Bayramı Balosu
» 2006-2007 Yılı Ödülleri
» 2006-2007 Yılı Açılış Şöleni
» 2006-2007 Yılı Hogwarts Ödülleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: hogwarts cadılık ve büyücülük okulu :: Büyük Salon-